Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/460 E. 2023/831 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/460
KARAR NO:2023/831

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:17/07/2023
KARAR TARİHİ:30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu şirket aleyhine …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile … hizmet tespit davası açıldığını, ancak şirketin 19/12/2012 tarihinde tasfiye edildiğini, …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 14/07/2023 tarihli ara karar ile şirketin ihyası için ara karar oluşturulduğunu ve taraflarına yetki verildiğini,iş bu yetki muvacehesinde dava dosyasının ikame edildiğini, tasfiye edilen … Konf. Paz. İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Şti’nin yeniden ihyasını, dava, harç ve masrafların davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … … cevap dilekçesinde özetle; … …’nün TTK.m.32 ve … Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, … …’nün, …’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, tasfiye süresinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili … …’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili … uyacağını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili … …’nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacağını, nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı … … sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi durumunda TTK m. 547/2 gereğince tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
…. ve … Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, uyap entegrasyon ekranından davacının … kayıtlarının dosya içerisine alındığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.
Davacı tarafından tasfiye halinde … Konf. Paz. İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Şti nezdinde 21/06/1999 – 01/01/2000 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak çalışılmasına rağmen müvekkilinin işveren tarafından deneme süresinde sigortasız olarak çalıştırıldığı ve işe giriş tarihinin de 01/01/2000 olarak bildirilmek suretiyle geç bildirildiği, davacı tarafından 21/06/1999 – 01/01/2000 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 21/06/1999 olduğunun tespiti için hizmet davası açılacağı belirtilerek eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Celp edilen Ticaret … kayıtlarına göre ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … Konf. Paz. İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Ştinin tasfiyesinin sona erdiğinin 21/12/2012 tarihinde tescil edildiğinden kaydının kapatıldığı görülmüştür.
TTK’nın 547. maddesi; “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir. Buna göre ek tasfiye, şirketin tasfiyesinin tamamlanıp kapanarak şirketin ticaret sicilinden terkini sonrası başkaca tasfiye tedbirlerinin alınmasının zorunlu olduğunun anlaşılması hâlinde başvurulabilecek bir tedbirdir.
Şirket ticaret sicilinden terkin edildikten sonra tasfiye işlemlerinin eksik yahut kanuna aykırı yapıldığının anlaşılması, tasfiye aşamasında değerlendirilmemiş şirkete ait mal varlığı değerlerinin bulunması, organlara karşı sorumluluk davası açılması, şirkete karşı açılmış dava veya icra takibinin bulunması gibi şirketin hukuken temsilinin gerektiği durumlarda ek tasfiyeye gidilebilmesi mümkündür. Ek tasfiye nedenleri Kanun’da da sınırlı sayıda belirlenmediğinden yukarıda belirtilenler yanında somut hakka dayanan tüm talepler, şirketin ek tasfiye sürecine girmesi bakımından geçerlidir (Erdoğan, Rumeysa: Anonim Şirketlerde Ek Tasfiye, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Sayı 43, 2020, s. 115-144, s. 115, 122).
Ek tasfiyede amaç, yapılması gereken bazı tasfiye işlemleri yapılmaksızın tasfiyesi kapatılan ve ticaret sicilinden terkin olunan şirketin, anılan eksik ve yapılması zorunlu tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için tekrar tasfiye aşamasına döndürülmesidir. Niteliği itibariyle geçici bir önlem olan ek tasfiye, yapılması ihmâl edilen tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına kadar devam edecek olup bu durum TTK’nın 547.maddesinde de açıkça ifade edilmiştir (Tekinalp, Ünal: Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 4. Bası, İstanbul 2015, s. 207, 208). Bu anlamda ek tasfiye, tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet etmekle şirketin önceki tasfiye işlemlerinin devamıdır. Her ne kadar anonim şirketlere ilişkin düzenlemeler arasında yer alsa da bu kural, tüm sermaye şirketleri ve kooperatiflerde de uygulama alanı bulur. Ayrıca anonim şirketlere ilişkin tasfiye usulü ve tasfiyede şirket organlarının yetkisine ilişkin hükümlerin limited şirketlere de uygulanacağına dair TTK’nın 643. maddesi uyarınca 547. madde düzenlemesi limited şirketlerde de uygulama alanı bulacaktır.
Bu aşamada uyuşmazlıkla ilgili olarak terkin edilmiş olan bir şirketin bir davada taraf olarak yer alabilmesi bağlamında ek tasfiyenin rolü üzerinde de durulmalıdır. Yukarıda bahsi geçen kurallar gereğince herhangi bir ticaret şirketinin davada taraf olabilmesi, taraf ve dava ehliyetinin varlığına bağlıdır. Bahsedilen ehliyetler ise hukuken var olan bir tüzel kişiliği gerektirmektedir. Oysaki ticaret sicilinden terkin edilen bir şirketin tüzel kişiliği, terkin işlemiyle birlikte sona erecektir (TTK m. 545). Buradan hareketle tasfiyesi tamamlanmış veya tamamlanmamış, bir şekilde sicilden terkin edilmiş bir şirket ile ilgili veya onun aleyhinde bu gibi ihtiyacın doğması hâlinde şirket hakkında TTK’nın 547. maddesi çerçevesinde ek tasfiye prosedürünün tamamlanması gerekir. Bu tür bir ihtiyaçla ek tasfiye aşamasına döndürülerek ihya edilen şirketin ek tasfiyesi, açılan dava ile ortaya çıkan hukukî ihtilafın giderilmesi amacıyla sınırlı olacaktır.
Ek tasfiye için TTK’nın 547. maddesine dayalı olarak açılan ve uygulamada “ihya” davası olarak adlandırılan davada mahkemece, talep kabul edilerek şirketin ek tasfiye işlemleri için ihyasına karar verilmesi durumunda aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, taraflarca talep edilmese dahi, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verilmelidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/10-956 Esas, 2022/1538 Karar.)
Yukarıda açıklanan gerekçeler kapsamında TTK 547.maddesindeki ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, TTK 547 /1. maddesi gereğince ….’nün … … numaralı Tasfiye halinde … Konf. Paz. İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Şti’ nin davacı tarafça açılmış olan …. İş Mahkemesi’ nin … esas sayılı hizmet tespiti davasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi için dosyanın görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve şirketin yeniden ticaret siciline tesciline,
2-Şirketin ihya işlemlerinin gerçekleştirilmesi için bu işlemde sınırlı olarak mali müşavir …’in atanmasına,
3-Ek tasfiye memurunun yapacağı işler ve masraflar nazara alınarak toplam 3.000,00-TL ücret takdirine, takdir edilen ücretin tasfiye memuru görevlendirilmeden önce mahkeme veznesine gider avansı olarak davacı tarafından yatırılmasına, tasfiye işlemleri tamamlandığında ücretin ek tasfiye memuruna ödenmesine, ayrıca ek tasfiye işlemleri için gereken giderin davacı vekilince gider avansı olarak mahkeme veznesine yatırılmasına, tasfiye memuru ücreti ve gider avansının tasfiye sırasında şirket mal varlığından karşılanmasına ve davacıya ödenmesine,
4-İhya işlemlerinden sonra şirketin tasfiye süreci tekrar başlayacağından ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memuru …’ ın (T.C. …) tasfiye memuru olarak atanmasına,
5-Keyfiyetin ticaret siciline tesciline ve Türkiye Ticaret … Gazetesi’nde ilanına,
6-Tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden ve Ticaret … … yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davalı … … … zorunlu yasal hasım olduğundan, davalı tasfiye memuru davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden davalılar aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne , davalı yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır