Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/288 E. 2023/368 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/288
KARAR NO :2023/368

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:17/02/2017
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar aralarında akdettikleri sözleşme ile davalıya ait, … Lojman binasının deprem güçlendirme ve genel onarım işini üstlendiğini, davacının işi yapıp teslim ettiğini, buna ilişkin kabul tutanağı olduğunu, davalının idare sözleşme bedelini hakediş raporu ile davacıya ödediğini, davacının üzerine sözleşmede belirtilen işler haricinde ek işler yüklendiğini, bu işlerin ödemesinin yapılamayacağını, ek işler bedelinin toplam 64.870,08 TL + KDV olduğunu, davacının dilekçe ile yapmış olduğu ek işleri davalı idareye bildirmiş ve alacaklarının ödenmesini talep ettiğini ancak bugüne kadar herhangi bir olumlu cevap alamamış olduğunu, davacı 22.127,88 TL miktarındaki alacağını tahsil edemediğini, davalı tarafın temerrüde düştüğünü, fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydı ile davacı tarafından yapılan ek işlerle ilgili olarak şimdilik 10.000,00 TL alacaklarının temerrüt tarihi olan 23/03/2015 tarihinden itibaren kademeli ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine girmemekte olup, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, kurumca dava konusu lojmanların yapımı, kesin hesap ve tüm ödeme işlemleri, yapım işleri genel şartnamesi, idari şartname, sözleşme tasarısı, uygulama projesi, mahal listesi, özel teknik şartname ve genel teknik şartnamelere uygun gerçekleştirildiğini, talep edildiği gibi davacı şirketin bakiye alacağının bulunmadığını, … Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım İşi; davacı şirket ile davalı Kurum arasında imzalanan 26.11.2013 tarihli sözleşme ile, … Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım işi, yüklenici olarak davacı şirket tarafından yüklenildiğini, işin tamamı için yüklenici tarafından teklif edilen 989.000,00TL toplam bedel üzerinden akdedildiğini, … SGK Lojman Binası deprem güçlendirme ve genel onarım işine ait dava konusu olan inşaat vc mekanik tesisat imalatlarına ait 64.870,08 TL ile ilgili olarak, Kombi dolabı yapılması; söz konusu İmalatın iş artışında değerlendirilerek ödemesinin yapıldığını, 23.202 dekore edilmiş demirden imalat yapılması; işin keşfinde ve projesinde yer almamakta olduğunu, taraflar arasında imzalanan 06.01.2014 tarihli sözleşme ile, Edirne Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım İşi, yüklenici olarak davacı şirket tarafından yüklenildiğini, işin tamamı için yüklenici tarafından teklif edilen 989.000,00 TL toplam bedel üzerinden akdedildiğini, mahal listesinde ve genel teknik şartnamesinde bahse konu mahal seramik kaplama olduğunu, tüm bu bilgiler ışığında; davacı tarafın talebinin yerinde olmadığını, davalı Kurumun davacı şirkete iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile; ticari bir iş olmaması nedeniyle, ticari faiz talep edilmesinin haksız ve isabetsiz olduğunu, faiz başlangıcı olarak 23.03.2015 tarihinin talep edilmesinin de isabetsiz olduğunu, yapım işleri kesin kabul tutanağı imza tarihleri itibarıyla temerrütten bahsedilebileceğini, bu nedenlerle, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davacı yüklenicinin sözleşme konusu işleri ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı Sosyal Güvenlik Kurumu uyuşmazlık konusu sözleşmeyi ticari işletmesiyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir.
Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz.
Bu durumda, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/3974 E – 2018/929 K ve 2018/2605 E – 2018/929 K sayılı kararları doğrultusunda yapılan yukarıdaki değerlendirmeler doğrultusunda, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.