Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/258 E. 2023/645 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/258 Esas
KARAR NO :2023/645

DAVA:Geçerli Ortaklık Bulunmadığının Tespiti
DAVA TARİHİ:13/04/2023
KARAR TARİHİ:04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Geçerli Ortaklık Bulunmadığının Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … … 13.03.1995 Tarihinde bankaların ve diğer mali kuruluşların mali durumlarının gözetimini ve denetimini yapmak, yetkili mercilere gerek gösterildiği takdirde menkul değer ihraç eden, anonim şirketlerin mali yapılarıyla ilgili denetimler ile 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamındaki diğer denetimleri yapma, 3568 Sayılı Kanun Hükümleri kapsamında, vergi mükelleflerinin mali tablolarını ve vergi bildirimlerini, ilgili mali mevzuat hükümleri, muhasebe ilkeleri ve denetim standartları açılarından değerlendirmek üzere kurulmuş bir hizmet şirketi olduğu, Davacı Şirketin kuruluşundan bu yana Yönetim Kurulu üyesi ve şirketin % 54.95 oranında hisse sahibi olan Yeminli Mali Müşavir … … 14.02 2022 Tarihinde vefat etmiş, ve mirasçı olarak eşi … ile evlatları Sait … …, … … ve … … … mirasçı olarak bırakmış, adı geçen mirasçılarlardan her biri, miras paylaşımı nedeniyle Davacı … … A.Ş.’nin %13.7391 oranında pay sahibi olduğu, Davacı Şirketin %45.0434 oranında hissesi 23. 10.2015 Tarihinden bu yana Yönetim Kurulu Üyesi ve Sorumlu Denetçi olarak görev yapan … üzerinde bulunduğu, … 13.7391. Sait … … 13.7391, … … 13.7391 oranında olan paylarını Yasal süre olan 1 yıl dolmadan önce, 21. 05.2015 Tarihinden bu yana Yönetim Kurulu Üyesi ve Sorumlu Denetçi olan …’e 04.10.2022 Tarihinde devrettiği, … 13.7391 oranındaki hissesini, sözlü yapılan tüm uyarılara rağmen, kanuni süre olan 1 yıl içerisinde, meslek mensubu olan herhangi birine veya halihazırda pay sahibi olan ortaklardan birine devretmeyi reddettiği, İlgili Yönetmelik hükümleri gereğince Davalı adına kayıtlı payın iptalini ve Davacı meslek mensuplarından biri adına Ticaret siciline kayıt ve tescilini talep etme mecburiyeti hasıl olduğu, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun yazısı üzerine Müvekkil Şirket Davalı …’e … 13.Noterliğ aracılığıyla 16.12. 2022 Tarihli, … yevmiye no lu , veraset yolu ile intikal eden hisseleri meslek mensubuna devretmesi konulu ihtarname gönderdiği, İhtarnamede Yönetmeliğin ilgili maddesi zikredilerek miras yoluyla kendisine intikal eden payını en kısa sürede meslek mensubuna devretmesi gerektiği ihtarı yapıldığı, devretmesi için yapılan bütün teklif ve uyarıları reddettiği, Şirket pay sahiplerinden YMM …’da Davalı hisselerini almak için teklif sunduğu, Davalıya gönderdiği sms mesajında ‘’ … Bey,Ben YMM … babanız zamanından bu yana … … ortağıyım, üstadımızın rahmetli olması neticasinde Şirket hşsselerinin, mirasçı sıfatıyla size intikal ettiğini öğrenmiş bulunmaktayım. Yürülükteki Kanun ve Yönetmelikler gereği meslek mensuplarına devretmeniz gereken hissenzi Şirketimizin öz varlıklarıyla mütenasip bir bedel sunmayı ve müsaadelerinizle devralmayı teklif ve rica ederim. Teklifimi sunabilmek adına sizinle görüşebilmek ümidiyle sizi birkaç kez aradım fakat ulaşamadım. Sizden gelecek cevaba göre görüşmeyi arzu ederim selam ve saygılarımla.” İfadelerine yar vererek Davalının payını almayı teklif ettiği, Davalı … 10.10.2022 Tarihli aynı telefon numarasından gönderdiği SMS mesajıyla verdiği cevabında, Şirketin Kapatılmasını istiyorum. KGK ya avukatım durumu bildirecek.” cevabını verdiği. Davalı … anne ve babasıyla olan kişisel problemlerini Davacı Şirkete yönlendirerek hak ve hukuka aykırı, kötü niyetli olarak, üzerinde bulundurması hukuken mümkün olmayan Şirket hissesini üzerinde tutuğunu, Davacı Şirketin tasfiye edilmesini sağlamaya çalıştığını, Mahkeme tarafından Davalının 13.7491 oranındaki payının, Şirketin değerlemesi yetkili bilirkişiler tarafından tespit edilerek, Davalının 13.7391 oranındaki Şirket hissesinin gerçek değeri mukabili, Davalı adına olan kısmın iptali ile Davacı Şirketin Sorumlu Denetçisi sıfatıyla Dava açan … adına veya meslek mensubu Davacı Şirket hissedarı … adına Ticaret Siciline kayıt ve tesciline, Davacı … … A.Ş 13.03.1995 yılından bu yana … Hizmeti yürüten bir Şirket olup, Davalının ailesiyle olan kişisel çıkarları nedeniyle, kötü niyetli ve kasıtlı olarak Davacı Şirkete zarar verme kastıyla hareket ettiği açık ve net olarak ortada bulunduğundan, Davalı …’in Davacı Şirketten çıkarılmasına karar verilerek Davalının hissesinin Sorumlu Denetçi sıfatıyla … adına veya meslek mensubu Şirket hissedarı … adına Ticaret Siciline kayıt ve tesciline, Mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin Davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, … … …’nin sicil dosyası celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davanın; Kamu Gözetim Kurumu tarafından 26.12.2012 Tarih, 28509 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, … Yönetmeliğinin 13’üncü maddesinin 1.fıkrasının ( e ) bendi gereğince … şirketlerinin tüm ortaklarının meslek mensubu olması zorunluluğu karşısında, davacı şirket hissedarı … vefatı sonrası mirasçı davalı …’in meslek mensubu olmamasına karşın payını devretmemesi karşısında şirket hissesini üzerinde tutarak, davacı şirketin tasfiye edilmesini sağlamaya çalıştığından bahisle davalının 13.7391 oranındaki hissesinin gerçek değeri mukabilinde davalı adına olan kısmın iptali ile davacı şirket denetçisi … adına veya davacı şirket pay sahiplerinden … adına Ticaret Siciline kayıt ve tesciline karar verilmesi talebi olduğu görülmüştür.
‘Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. İddianın ileri sürülüş şekline göre davacının talebi … Yönetmeliğinin 13’üncü maddesinin 1.fıkrasının ( e ) bendinin getirdiği yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için davalı …’in payının değeri mukabilinde ortaklıktan çıkarılmasıdır.
Türk Ticaret Kanunu’nda pay sahipliğini sona erdiren haller; payın devri, birleşme, ortaklığın tasfiyesi, sermaye koyma borcunda temerrüt nedeniyle ortaklıktan ıskat ve payın itfasıdır. Pay sahipliğini sona erdiren haller sınırlı olarak düzenlenmiş olup ana sözleşme ile başkaca nedenler öngörülemez. Bazı kanun hükümlerinin öngördüğü nedenler dışında bir çıkarılma nedeni düzenlenemeyeceği gibi aynı zamanda çıkma hakkı ve nedenleri de öngörülemez (Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, 12. Bası, s.287-288).
Anonim şirketlerde şirket ortaklığından çıkarılmaya ilişkin hükümler TTK 141,202,208 maddelerinde düzenlenmiş olup, bu maddeler şirketler topluluğu olan Anonim Şirketlere özgü olup Anonim Şirket ortağı olan şirketin , ortaklıktan çıkarılması husununu düzenlemektedir. Bu maddelerde gerçek kişi ortağın haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Kanun koyucu, limited şirket ortağının, şirket tarafından alınacak kararla ve haklı sebeplerle mahkeme kararıyla şirket ortaklığından çıkarılmasını düzenlediği halde (TTK m.640), anonim şirketlere ilişkin düzenlemelerde böyle bir hüküm bulunmamaktadır. İleri sürülen haklı sebep ne olursa olsun, anonim şirketin, ortağının ortaklıktan çıkarılmasını talep hakkı bulunmamaktadır. Sadece, fesih ve tasfiye davalırına ilişkin 531.maddede, fesih yerine çıkarma kararı verme imkanı tanınmıştır. Bu madde hükmü, şirket feshi davalarında uygulanmak üzere getirilmiş bir düzenlemedir. Bu yasal düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere, anonim şirketin fesih ve tasfiyesi düzenlenmektedir. Fesih ve tasfiye talebi mahkemece haklı bulunursa, fesih yerine davacı ortağın çıkarılmasına karar verilebileceği hükme bağlanmıştır. Ortada fesih ve tasfiye davası bulunmadığından TTK 531.maddesinin uygulanma yeri yoktur. Kaldı ki, bu maddede, davalının değil, davacı ortağın çıkarılmasına karar verilebileceğinden söz edilmektedir.
Mahkememiz dosyası ile benzer mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/… esas, 2022/… karar sayılı 02/06/2022 tarihli ilamında “Davacılar vekili, davalı şirketin %65 hissesinin davacı …’a, %30 hissesinin davalı … …’a %5 hissesinin ise davalı Adem Över’e ait olduğunu, davacı şirketin faaliyet konuları ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tebliği ile 01/01/2019 tarihine kadar A ve B grubu yetkili müessese olarak faaliyette bulunmak üzere 01/07/2019 tarihine kadar tebliğde öngörülen şartları yerine getirmesi gerektiğini, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için en fazla 90 gün ek süre verileceğini bu sürede başvurmayanların faaliyet izinlerinin iptal edileceğinin bildirildiğini, davalılara bu durumun sözlü olarak ve ihtarname ile bildirilmesine rağmen tebliğde belirtilen hususları yerine getirmediklerini, 24/12/2018 tarihinde olağan genel kurul yapılacağı ilan edilmesine rağmen davalıların bu genel kurula da katılmadıklarını, davalı şirket ortaklarının şirketin faaliyet izninin iptaline yol açarak şirketin mahvına sebep olmaya çalıştıklarını ileri sürerek davalıların davacı şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
….Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 638. maddesinin limited şirketlere ilişkin düzenleme olduğu, anonim şirketler hakkında uygulanamayacağı, TTK’nın 208’nci maddesinde düzenlenen ve haklı nedenlerin bulunması halinde hakim şirkete azlığın haklarını satın alma hakkı veren düzenlemenin, anonim şirketlerde haklı nedenle ortaklıktan çıkarma talebine kanuni dayanak yapılamayacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda da anomim şirketlerde ortaklığın haklı nedenle son bulmasına ilişkin hüküm bulunmadığı davacıların davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin isitinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere ileri sürülen haklı sebep ne olursa olsun, anonim şirketin, ortağının ortaklıktan çıkarılmasını talep hakkı bulunmadığı (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/482 Esas, 2018/1418 Karar, 30/11/2018 Tarihli İlamı, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2540 Esas, 2022/836 Karar, 09/06/2022 Tarihli İlamı, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2090 Esas, 2020/1299 Karar, 23/10/2020 Tarihli İlamı) anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 269,85-TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 179,90-TL harçtan mahsubu ile geri kalan 89,95‬-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekillin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır