Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/250 E. 2023/559 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/250
KARAR NO :2023/559

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:21/10/2017
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, kendisinin anlaşmalı olduğu otomobil cam bayileri aracılığı ile otomobillerin cam değişim işini yapmakta olduğunu, davalıya ait çok sayıda otomobilin de cam değişimini yaptığını, her bir cam değişimi için otomobil plakasını belirtir şekilde fatura kestiğini ve davalıya teslim ettiğini, ancak fatura bedellerinin tarafına ödenmediğini, bunun üzerine önce … İcra Dairesinin 2017 / … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, bu dosyanın yetki itirazına uğraması üzerine dosyanın …. İcra Dairesinin … sayılı dosyası olarak devam ettiğini, davalının takibe itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmişti. Davacı vekili 11.12.2017 tarihinde verdiği ıslah dilekçesiyle davayı tamamen ıslah ettiklerini belirterek davayı alacak davasına dönüştürmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı tarafın kendileri aleyhine başlattığı … İcra Dairesinin 2017 / … sayılı dosyasının yetkisizlikle …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına gelmesinden sonra kendilerine yeniden ödeme emri gönderilmediğini bu nedenle de davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davanın esası yönünden de davacıya borçlarının bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari defterlerin incelenmesi sonucunda bu durumun tespit edileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesi ile aynı yasanın 502 ve devamı maddelerine göre vekâlet sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Mahkememizin 10/12/2019 tarih, … sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 02/03/2023 tarihl,2020/… esas ve 2023/… karar sayılı ilamıyla; “Eldeki dava …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatı talepli açılmış; yargılama sürecinde davacı vekilinin 11.12.2017 tarihli tam ıslah dilekçesi ile dava, alacak davası olarak ıslah edilmiş ve ıslah dilekçesinde talebin 18.437,56 TL alacağın her bir fatura tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili şeklinde açıklanmıştır. İlk derce mahkemesince yapılan yargılama sonucu kurulan hükümde ise davanın ıslah suretiyle alacak davasına dönüştürüldüğü dikkatten kaçırılarak, itirazın iptali yönünde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere, itirazın iptali davası olarak açılan dava yargılama sürecinde ıslah ile alacak davasına dönüşmüş olup HMK’nın 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup HMK’nın 355. maddesi uyarınca resen dahi gözetilmesi gereken bir istinaf sebebidir. Bu duruma göre istinaf denetimine uygun bir hükmün varlığından söze dilemez” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacak borç durumunun tespiti için her iki tarafında ticari defterlerini mahkememize sunmaları istenilmiş ve 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş davalı taraf ise usulüne uygun şekilde ticari defterlerini mahkememize sunması istenildiği halde sunmamıştır. Hazırlanan 20/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının gerçek kişi tacir olması nedeniyle sadece işletme defteri tutmak zorunda olduğu, defterin niteliğinden fatura bedellerinin ödenip ödenmediğinin anlaşılamadığı, defterin açılış onayının bulunduğu ancak kapanış onayının bulunmadığı, 35 faturanın defterde kayıtlı olduğu ve bunların tutarının 18.437,56 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı defterlerinin 6102 sayılı TTK m. 64’e göre ve 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre usulüne uygun şekilde tutulmuş olmadığından yine 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre davacı lehine delil hükmünde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının defterlerindeki kayıtlar hükme esas alınmamıştır. Davacı tarafın dosyaya sunduğu faturalar irsaliyeli faturalar olup her bir fatura üzerinde davalıya verilen otomobil camı hizmetinin hangi otomobile ilişkin verildiğini gösterir şekilde otomobil plakaları yazılı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla faturalar yazılı belge hükmünde olup irsaliyeli olmaları nedeniyle de davalı tarafa teslim edilmiştir. Davalı taraf 6102 sayılı TTK m. 21/II’ye göre bu faturalara itiraz etmemiş ve 6100 sayılı HMK m. 190 ve 191’e göre de bu faturalara karşı yazılı bir belge sunmuş değildir. Toplam 36 faturanın bedeli ise 19.013,14 TL yapmaktadır. Bunların 35 tanesi davacı defterinde kayıtlı olup miktarı da 18.437,56 TL’dir. Davacı ise ıslah dilekçesinde 18.437,56 TL alacak talebinde bulunmuş olup 6100 sayılı HMK m. 26’ya göre taleple bağlılık ilkesi uyarınca bu bedel üzerinden ve istinaf kaldırma kararındaki hususlar dikkate alınarak; davanın kısmen kabulü ile; 18.437,56-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 18.437,56-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.259,47-TL nispi karar harcının, peşin alınan 601,85-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 657,62‬-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA
4-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam 637,85‬-TL (31,40-TL BVH , 4,60-TL VSH, 601,85-TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.639,15‬-TL (369,15-TL tebliğler ve posta, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 857,57-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2023

Katip …

Hakim …