Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/158 E. 2023/492 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/158
KARAR NO :2023/492

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:07/03/2023
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile alacaklı davalı arasında kiracı kiralayan ilişkisiyle düzenlenen 01.06.2017 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, davacı kiralayan sıfatıyla alacaklı olarak düzenlenmesi gereken senedin tam aksine borçlu olarak düzenlenmesi, olağan hayatın akışına dahi aykırı olduğundan öncelikle içerik olarak dahi mümkün olmadığını, senet düzenlemesini bilmeyen davacı kira alacağını alıyorum derken borçlu sıfatıyla imza attırıldığı işbu senetlerin icraya konulmasıyla anlaşıldığını, senet asılları incelendiğinde dahi el yazılarının uymadığı gibi senetlerin gerek tanzim tarihleri gerek vade tarihleriyle birbiriyle uyumlu olmadığı ve hatta birbirini takip eden senet tarihleriyle de anlaşılacağı üzere senet metni ve içeriğini bilemeyen öğrenim ve yaş itibariyle dahi ayırt etme gücü zayıf olan ve hiçbir şeyi olmayan bir insana bu kadar senet düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi aksi hali hileli ve yanıltılarak alındığını, senedin geçerli olabilmesi için kayıtsız şartsız borç ikrarı içermesi gerektiği gibi iradesinin de sakatlanmamasının gerektiğini, borca itiraz ederek borçlu davacının borçlu olmadığının tespiti ile davacının davalıya karşı herhangi bir borcu olmadığı tespit edilerek ….İcra Dairesi …. Nolu icra takibinin ve takibe konu senetlerin iptalini, öncelik yürütmenin durdurulması ile senetlerin iptalini ve takibin durdurulmasına karar verilmesini, %20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına ,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açtığı haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacının kira sözleşmesinden kaynaklı olarak kiralayan sıfatıyla alacaklı olduğu, alacaklı olarak düzenlemek istediği senetleri borçlu olarak düzenlediğini iddia ettiğini, taraflar arasında kiracı-kiralayan ilişkisi mevcut olup davalı gayrimenkulde kira olarak ikamet ettiğini, Söz konusu gayrimenkul oldukça eski olup tadilat ihtiyacının doğması nedeniyle karşılık görüşme neticesinde tadilat yapıldığını, yapılan tadilat masrafları davalı tarafından karşılanmış olup davacıya düşen masraflar kendisinden istendiğinde taksit taksit ödeyebileceğini belirterek senet vermek istediğini, gayrimenkulün satılması ihtimali de bulunan davacının bu borcu senet karşılığında ödemesi sebebiyle senetlerin oluşturulduğunu, … kayıtlarının sorgulanması neticesinde de davacının üzerine kayıtlı bir gayrimenkul olmadığını, …. İcra Dairesi … e. Dosyası ile yapılan takipte davacının üzerine hiçbir mal varlığı tespit edilememesi de bu durumu açıklar nitelikte olduğunu, bununla birlikte senede dair iptalin farazi iddialar ve delillerle ispatı mümkün olmadığını, senetlerin düzenlenmesi sırasında yanlarında olan tanıklar mevcut olduğunu, davacının esasen alacaklı olduğu, alacağına karşılık senet düzenlediği, iradesinin yanıltıldığı iddiası hukuka aykırı olup, kira ilişkisinden doğan alacağını alamadığına dair hiçbir delil sunulmadığını, kira alacağı olduğunu iddia eden davacı kendisine karşı işbu takibin açılmasına kadar bu yönde hiçbir eylemde bulunmadığını, borçtan kurtulma amacıyla açılan ve hiçbir hukuki dayanak ve delil sunulamayan dosyada bu iddiaya itibar edilmemesinin gerektiğini, davanın reddini, %20’den az olmamak kaydıyla Kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının davası taşınmaz kira sözleşmesi kapsamında davalıya verilen bonolara dayanılarak başlatılan icra takibine karşı menfi tespit davasıdır.
Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dava dilekçesinde;Davacı ile alacaklı davalı arasında kiracı kiralayan ilişkisiyle düzenlenen 01.06.2017 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, davacı kiralayan sıfatıyla alacaklı olarak düzenlenmesi gereken senedin tam aksine borçlu olarak düzenlenmesi, olağan hayatın akışına dahi aykırı olduğundan öncelikle içerik olarak dahi mümkün olmadığını, senet düzenlemesini bilmeyen davacı kira alacağını alıyorum derken borçlu sıfatıyla imza attırıldığı işbu senetlerin icraya konulmasıyla anlaşıldığını iddia etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, taraflar arasında kiracı-kiralayan ilişkisi mevcut olup davalı gayrimenkulde kira olarak ikamet ettiğini, Söz konusu gayrimenkul oldukça eski olup tadilat ihtiyacının doğması nedeniyle karşılık görüşme neticesinde tadilat yapıldığını, yapılan tadilat masrafları davalı tarafından karşılanmış olup davacıya düşen masraflar kendisinden istendiğinde taksit taksit ödeyebileceğini belirterek senet vermek istediğini, gayrimenkulün satılması ihtimali de bulunan davacının bu borcu senet karşılığında ödemesi sebebiyle senetlerin oluşturulduğunu, belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, davaya konu senetlerin kira ilişkisinden dolayı verildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 4. maddesine göre, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. (İstanbul BAM 54. Hukuk Dairesi 2022/4119 esas, 2022/869 karar)
Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE; HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE;
2-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra taleple bulunulması halinde mahkememizce davacının açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331 maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.