Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/123 E. 2023/167 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/123 Esas
KARAR NO :2023/167

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:21/02/2023
KARAR TARİHİ:07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin İstanbul ili Beşiktaş ve Şişli ilçeleri olduğu, davalı …’ın merkez adresinin ve muharrem …’ın da yerleşim yeri adresinin Şişli olması nedeniyle yer bakımından yetkili mahkemenin İstanbul Adliyesi olduğu, müvekkili …’un …’ta hem şahsi banka hesabı hem de kurucusu ve yönetici olduğu şirketlerin kurumsal banka hesapları mevcut olduğu, müvekkilinin uzun bir süredir … ile çalışmış olduğu, kısa bir süre önce bankanın ihmal ve kusurları neticesinde müvekkilinin şahsi banka hesabından yüklü miktarlarda para transferleri gerçekleştirilerek müvekkilinin büyük bir zarara uğratıldığı,… CBS’ye konu ile alakalı şikayette bulunulduğu, müvekkili …’un banka hesabından borçlandırılması Muharrem Karadağ tarafından … bankasına gönderilen sahte belge ile sağlandığı, havale, eft ve benzeri talimatlar … tarafından sürekli bir biçimde onaylanmış olduğu, ıslak imza içermeyen bu belgelerin … tarafından kabul edilmiş olduğu ve müvekkilinin büyük bir zarara uğratıldığı, bu belgelerin e-posta yoluyla gelen belgeler olduğu, yapılan havale işlemlerinden de müvekkilinin haberdar olduğuna ilişkin bankanın cevaba yazısı ve BDDK kararı bulunmadığı, bu suretle banka hali hazırda kabul etmemesi gereken işlemleri kabul ettiği ve ıslak imzasız evraklar ile işlem yapıldığının kabul ettiği, … ıslak imza olmaksızın her şekilde sahte olduğu belli olan borçlandırıcı işlemler ve talimatlar ile müvekkilini 1 milyon liraya yakın bir zarara uğrattığı, e-posta ve ıslak imzasız sahte belgeler ile işlem yapan personelin doğurduğu zarardan da bankanın sorumlu olduğunun aşikar olduğunu, 10.000,00 TL zararın meydana geldiği tarihten itibaren ticari temerrüt faizi ile davalılardan alınarak zararları oranında müvekkillerine maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalılara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalılar tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı …’un banka hesabından borçlandırılması Muharrem Karadağ tarafından … bankasına gönderilen sahte belge ile sağlandığı iddiasıyla, havale, eft, ve benzeri talimatların … tarafından sürekli bir biçimde onaylandığı, …’ın ıslak imza olmaksızın her şekilde sahte olan borçlandırıcı işlemler ve talimatlar nedeniyle davacının 1 milyon liraya yakın bir zarara uğraması nedeniyle tazminat istemi ile açılan davada doğrudan bir miktar paranın tazminata dair hüküm kurulması istenildiğinden eldeki dava arabuluculuk dava şartına tabidir. Nitekim İstanbul BAM 16. HD 2021/1446 Esas 2021/1513 Karar sayılı ilamında da bu hususu belirtmiş olup; 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk, madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı vekiline arabuluculuk tutanağı aslını sunması için tebligat gönderilmiş davacılar vekili 02/03/2023 tarihli dilekçesi ile arabuluculuğa başvurmadığını beyan etmiştir.
Bu nedenle davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu alacak talebi bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu anlaşılmakla; davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile artan ‭673,98‬ harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACILARA İADESİNE;
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.07/03/2023

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır