Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/12 E. 2023/671 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/12
KARAR NO:2023/671

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/01/2023
KARAR TARİHİ:12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, kredi borçlusu davalı … … San. Tic. A.Ş.’nin lehine, diğer davalı …’un müşterek borç ve müteselsil kefaletiyle krediler tesis edildiğini ve kullandırıldığını, borçluların kullandırılan kredilere ilişkin sorumluluklarını yerine getirmemesi üzerine, … 28. Noterliği’nin 26.03.2021 tarih ve … yevmiye numarasıyla borçlu şirket ve kefillere borcun ödenmesine ilişkin ihtarname gönderildiğini ve hesabın kat edildiğini, borcun hesap kat ihtarnamesinde verilen süre içinde de ödenmemesi üzerine, müvekkili bankanın alacağının tahsili gayesiyle dosya borçluları hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından, ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalılar tarafından alacaklarının tahsilini geciktirmek ve zaman kazanmak amacıyla kötüniyetle takibin tamamına itiraz edildiğini, takibe itiraz edilmesi üzerine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunu ve T.T.K. M 5A/1 maddesi gereğince dava şartı niteliğinde olduğundan arabulucu başvurusu yapıldığını, davalılar tarafından arabulucu görüşmesine katılım sağlanmadığından, anlaşmaya varılamayarak arabuluculuk sürecinin sonlandığını, icra takibine konu olan kredilerin bir kısmı … teminatlı olup, …’nin kefaleti kapsamında, takip sonrası yaptığı tazmin ödemelerin tahsilat niteliği taşımadığını, söz konusu tutarlar … adına müvekkili banka tarafından takip edileceğinden, davalıların takibe yönelik itirazlarının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, banka tarafından … tarafından ödenen tazmin tutarı dahil tüm tutar üzerinden borçlu ve teminatlar aleyhine takip başlatıldığını, … alacağı devam etmekte ve takip işlemlerinin banka tarafından yürütülmesine devam edildiğini, bu nedenlerle, … tarafından yapılan tazmin ödemesinin tahsilat niteliği taşımadığını, takibe konu olan, (…- … no’lu kredi) ve (… no’lu kredi) … kefaletiyle kullandırıldığını, … tarafından, söz konusu kredilerle ilgili olarak müvekkili bankaya, … no’lu krediyle ilgili olarak 31.08.2021 tarihinde yapılan 188.694,59.-TL’lik ödeme ve …- … no’lu krediyle ilgili olarak 31.08.2021 tarihinde yapılan 178.099,52.-TL’lik ödemede, ilgili mevzuat gereği tahsilat gibi düşünülmeyeceğinden ve söz konusu tutarlarla ile ilgili müvekkili bankanın … adına takibe devam etme yükümlülüğü nazara alınarak, takip sonrası … tarafından yapılan ödemelerin tahsilat gibi değerlendirilmemesi ve borçluların takibin tamamına yönelik itirazlarının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, davalılar tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde, takibe konu olan borca ve işletilen faize yönelik itirazda bulunulmuş olup, banka defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması durumunda alacaklarının varlığı ve davalının itirazının hukuki bir dayanağı olmadığının ortaya çıkacağını, davalılar vekili tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde müvekkillerinin takibe konu miktarda borcunun bulunmadığından bahisle takibe itiraz edildiği belirtilmiş olup, müvekkili banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması durumunda takibe itirazın hukuki bir dayanağı olmadığı ve müvekkili bankanın takip sürecini uzatmak amacıyla itirazın kötüniyetle yapıldığının ortaya çıkacağını, davalı ile müvekkili banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 10. maddesinde müşterinin iş bu sözleşmeden doğan borçlarını gününde ödemediği takdirde, uygulanacak olan temerrüt faizinin belirlenme şekli ayrıntılı olarak düzenlendiğini ve taraflarca imzalandığını, müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu arasında imzalanan ve diğer borçluların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı Genel Kredi sözleşmesinin 10. Maddesinde yer alan temerrüt faizine ilişkin düzenlemede; müşteri İş bu sözleşmeden doğan borçlarını gününde ödemediği takdirde, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren bunları bankaya ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için temerrüt tarihinde Bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının yıllık %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödeyecektir hükmünün bulunduğunu, müvekkili bankanın temerrüt tarihi itibariyle Merkez Bankasına bildirdiği azami faiz oranı %50 olup, söz konusu tutarın %50 fazlası olan %75 temerrüt faizi talep edebilme imkanı varken banka üst yönetiminin aldığı karar çerçevesinde %40 temerrüt faizi talep edildiğini, davalılar ile müvekkili banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin, x-diğer hükümler başlıklı kısmının 2. maddesinde; banka ile müşteri arasında çıkacak her türlü uyuşmazlıklarda bankanın defter kayıt ve belgelerinin geçerli olacağı ve uyuşmazlıkların bunlara dayalı olarak çözümleneceği ve banka kayıtlarının bağlayıcı ve kesin delil teşkil edeceğinin davalılar tarafından beyan ve kabul edildiğini, arz ve izah edilen sebeplerle davalıların itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar tazminatına hükmedilmesi için mahkemeye başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, davalarının kabulü ile davalıların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe karşı yaptıkları haksız ve dayanaksız itirazlarının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, davalılar arabulucu görüşmesine herhangi bir mazeret bildirmeden katınılmadığından, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu mad. 18/A-11 fıkrası gereğince; yargılama giderinin tamamından davalıların sorumlu tutulmasına, ayrıca davanın kısmen veya tamamen reddi durumunda dahi davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesine, borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemelerine, mahkeme masrafı ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş olup davalılar tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalı … Basım …A.Ş’nin borçlu diğer davalı …’un kefil olarak yer aldığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebi ile başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat taleplerinin sübut ve miktarı noktasında toplanmış olduğu görüldü.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından sunulan dava konusu; genel kredi sözleşmesi, … 28. Noterliği’nin 26.03.2021 tarih ve … yevmiye no ile gönderilen tebliğ şerhli ihtarname aslı mahkememizin 8332 kasa sırasına kayıt edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı şirketin davalılar aleyhine kredi sözleşmesinden kaynaklı 536.076,95 TL nakdi, 48.690,00 TL gayri nakdi olmak üzere toplam 584.766,95 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçtiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 04/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) … Bas.ve Amb. San. Tic. A.Ş arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, iş bu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşmeye istinaden davacı banka tarafından kredi lehtarı adına kredi hesapları açıldığı ve bu hesaplar üzerinden nakdi ve gayri nakdi kredilerin kullandırılmış olduğu, iş bu kredi borçlarının öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, kefalet limiti ve davalı kefillerin sorumluluğu bakımından davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 1.250.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarının 527.078,60 TL’sinin kefalet limitlerinden daha düşük seviyede olması nedeniyle davalı kefilin kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın (07/12/2015 T. 2015/… E. Ve 2015/… s.K uyarınca) tespit edilen borçtan müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin söylenebileceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle hesaplanan nakdi krediler yönünden alacak tutarının toplam 535.529,01 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 547,94 TL’nin (536.076,95-535.529,01=) reddi durumunda takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tutarı (ticari nitelikli kredi için) 521.602,44 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %19,44 oranında, asıl alacak tutarı (şirket kredi kartı için) 5.476,16 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %27,36 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği, gayri nakdi alacakların depo talebi bakımından, gayri nakdi çek taahhüt bedeli kredisi yönünden dosya içeriğinde bulunan çek dökümü raporlarına göre davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen 7 adet çek yaprağından dolayı toplam 18.690,00 TL (2.670,00 TLx7 adet çek bedeli=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı asıl borçlu şirketin (kefil sorumlu değildir) depo etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı, teminat mektubu bedelinin depo edilmesi yönünden dosya içeriğine göre tazmin ya da iade edilmediği anlaşılan bir adet 30.000,00 TL teminat mektubu bedelinin davalı şirket tarafından depo edilebileceği, ancak anılan teminat mektubunun fiziki olarak bir suretinin dosyaya sunulması halinde depo talebinin yerinde olabileceği, … mevzuatı bakımından takip edilmesi gereken süreç yönünden …’nun kefaletiyle davalı asıl borçlu … Bas.ve Amb. San.Tic. A.Ş firmasına 2 adet taksitli kredi kullandırıldığı, … -… A.Ş dava tarihi 05/01/2023’den önce olmak üzere 27/08/2021 tarihinde davacı bankaya 366.794,11 TL (188.694,59+178.099,52=) tutarında tazminat ödemesi yaptığı, davacı bankanın … A.Ş ile yapılan ek kefalet protokolü kapsamında tazmin edilen iş bu bedelin davalı şirket ile davalı kefillerden tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı bankanın tazmin edilen iş bu bedel (366.794,11 TL) bakımından takiplere aynen devam etme yükümlülüğü bulunduğu, bir başka deyişle davacı bankanın … A.Ş ile imzalanan ek kefalet protokolü (D bendinin 1.2 ve 4.fıkraları) ve Bakanlar Kurulu Kararları (2009/15197-2015/… ve 2016/…) kapsamında davalı asıl borçlu firma veya davalı kefillerden …’nun kefaleti kapsamında kullandırılan kredilerden doğan alacaklarını tahsil etmek için açılan icra takiplerine aynen devam edilebileceğinin düşünüldüğü, çünkü bahse konu ödemeler tazminatlar davalı asıl borçlu firma veya davalı kefiller tarafından yapılmadığı, işte bu bakımdan gerek davacı banka ile dava dışı … A.Ş arasında akdedilen ek kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takiplere aynen devam edilebileceği nazara alındığında, …’dan tazminat yoluyla tahsil edilen 366.794,11 TL’nin davalı asıl borçlu firmanın kredi borcuna mahsup edilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı banka ile davalı kredi lehtarı borçlusu (asıl borçlu) … Bas.ve Amb. San. Tic. A.Ş arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi diğer davalı kefilin de müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, davalı kefilin kredi tarihinde borçlu şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşıldığından TBK 584.madde gereği eş muvafakatine gerek olmadığı, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu, davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 19/01/2017 tarihli sözleşme nedeniyle 1.250.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hesaplanan mevcut borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin temerrüt faizi başlıklı 10. maddesinde faiz oranı olarak bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlasının ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi belirlenmiş ve davacı banka tarafından TCMB’ye bildirdiği tabela niteliğindeki gösterge faiz oranları uygulanarak davacı tarafça takip talebinde %40 oranında temerrüt faizi talep edilmiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19 -1650 Esas, 2019/507 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında bilirkişi tarafından davalı şirkete kullandırılan taksitli kredilere fiilen uygulanan en yüksek akdi faiz oranı %12,96’ye sözleşmenin 10.maddesi tatbik edildiğinde bulunan ve bilirkişi tarafından hesaplanan %19,44 olarak belirlenen temerrüt faiz oranının geçerli olduğu kanaatine varıldığından ticari kredi yönünden bu orana itibar edilmiştir. Şirket kredi kartı yönünden TCMB 2013/10 Sayılı tebliğ ile eklenen madde 3/A gereği temerrüt döneminde deklere edilen akdi faiz %23,76 ve temerrüt faizi %27,36 oranlarına itibar edilmiştir.
Davacı tarafça … 28. Noterliği’nin 26/03/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile; 531.533,16 TL nakdi alacak, 37.380,00 TL gayri nakdi çek taahhüt bedeli depo bedeli, 30.000,00 TL teminat mektubu bedeli yönünden hesabın 26/03/2021 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının asıl borçluya ve kefillere tebliğe çıkarıldığı, hesap kat ihtarnamesi ile ödeme için verilen 1 günlük mehil süresi bitimine müteakip davalı asıl borçlu ve davalı kefilin 01/04/2021 tarihinde temerrüde düştükleri kabul edilmiştir. Bu doğrultuda hazırlanan 04/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda talep edilebilecek toplam alacak nakdi krediler yönünden 535.529,01 TL, gayri nakdi alacak depo talebi yönünden 18.690,00 TL teminat mektubu depo bedeli yönünden 30.000,00 TL olarak hesap edilmiş olup, alınan rapor denetime elverişli ve teknik olarak yeterli görüldüğünden rapora itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11.maddesine göre yargılama giderleri tamamen davalılar üzerinden bırakılmıştır.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Nakdi kredi alacakları yönünden; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin; ticari nitelikteki krediler için 521.602,44 TL asıl alacak, 7.923,19 TL işlemiş faiz, 357,57 TL BSMV; şirket kredi kartı için 5.476,16 TL asıl alacak, 165,05 TL işlemiş faiz, 4,60 TL BSMV olmak üzere toplam 535.529,01 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari nitelikteki kredi için yıllık %19,44; şirket kredi kartı için %27,36 oranında temerrüt faizi ve işleyecek faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
3-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen alacak miktarlarının %20 oranına tekabül eden 107.105,80 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Gayri nakit alacak depo talebi yönünden; davalı …A.Ş’nin itirazının iptaline, 18.690,00 TL çek taahhüt bedeli kredisinden kaynaklanan gayri nakit alacağın ve 30.000,00 TL teminat mektubundan kaynaklı alacağın davacı banka nezdinde faizsiz bir hesapta depo edilmek üzere itirazının iptaline,
5-Nakdi alacak talebi yönünden, kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 36.581,99 TL nispi karar harcından peşin alınan ve nakdi alacağa ilişkin kısma isabet eden 6.474,48 TL harcın mahsubu ile eksik 30.107,51 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına;
6-Gayri nakdi alacak talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının peşin alınan ve gaydi nakdi alacağa ilişkin kısma isabet eden 588,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 318,20 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 7.268,03 TL (179,90 TL BVH, 25,60 VSH, 7.062,53 TL Peşin Harç) harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.538,00 TL ( 538,00 TL Tebliğler ve postalar, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 80.974,06TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
10-Kabul edilen gayri nakit alacak miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı …A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
11-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulucuya 3.200,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 3.200,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11.maddesine göre davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne (e-duruşma ile), davalı yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır