Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/109
KARAR NO :2023/836
DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:19/08/2011
KARAR TARİHİ:05/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkilin emekli bir kimse olduğunu; birikimi olan 100.000 DEM’ini … … A.Ş. Şubesi’ne yıllık %25 akti faizle 03.11.1999 tarihi itibariyle yatırmış olduğunu; vade hitamında davalı bankanın akdi fesih etmediği için aynı (Yargıtay kararı doğrultusunda) akdi faiz oranı üzerinde hesaplanacak faiz ödemekle yükümlü olduğunu; şimdilik alacaklarının 1.000.-TL’lık kısmını talep ve dava ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … ve … vekili 27.10.2011 havale tarihli dilekçesinde özetle: …’ın ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 22.12.1999 tarihinde …’na (…) devredildikten sonra bir dizi idari karar sonucunda … … A.Ş.’ne devredildiğini;… … ile (…) arasındaki anlaşma gereğince devir tarihinden önceki işlemlerle ilgili tüm dava ve sorumlulukların …’na ait olduğunu ve bu nedenle davanın tarafı olduklarını;Davacının … A.Ş.’ne değil …’e (… O/S) parasını yatırmış ve dolayısıyle … A.Ş.’nden bir alacağının bulunmadığını; …’a el konulduğu 22.12.1999 tarihi itibariyle başlayan zaman aşımı süresinin üzerinden On yıldan fazla zaman geçmiş olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini; ayrıca BK. 31. Maddede belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğunu; davacının serbest iradesi ile daha fazla faiz getirişi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih etmiş bulunduğunu, müvekkil banka (… A.Ş.) tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını; davacının parasını yüksek faiz getirişi elde edebilmek amacıyla bilinçli olarak O/S’a havale ettirdiğini; parasını yatırdığı yurt dışındaki finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmamak suretiyle kendisinden beklenen tedbirli davranışı göstermemesinin sorumluluğunun müvekkil bankaya yüklenemeyeceğini; davacının bilinçli bir şekilde parasını O/S’a havale ettirmesi nedeniyle müteferrik kusurunun bulunduğunu; Yargıtay kararlarının da davacının müteferrik kusurunun varlığının verilecek kararda dikkate alınmasının gerekli olduğunu; … O/S’daki mevduatlar için … A.Ş.’nin bir garantisinin bulunmadığını; müvekkil bankanın sorumluluğunun davacının verdiği havale talimatı doğrultusunda paranın … O/S’a havale edilmesi olduğunu ve müvekkilin bu sorumluluğunu yerine getirmiş bulunduğunu; Müvekkil Banka’nın mevduat yatıran mudilere … O/S’u kötülemesinin Bankalar Kanunu açısından suç olduğunu; müvekkil Banka’nın davacının talimatını yerine getirmek suretiyle parasını O/S’a havale ettiğini ve havale sorumluluğunu yerine getirmekle dava konusu para üzerinde tasarruf yapma imkanı kalmadığını, davacının her türlü talebini ayrı bir tüzel kişiliğe ve ayrı ortaklık yapısına sahip O/S’a yöneltmesi gerektiğini; Yargıtay kararında da belirtildiği gibi, davacının O/S hesap cüzdanını alır almaz bu duruma itiraz etmemesi, söz konusu işlemi benimsediği anlamına geldiğini;Davacının yıllık % 25 faiz oranı ile hesaplanacak faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu, O/S’a havale yapıldığı gün vadesiz hesapta bulunun tutara faiz uygulanacaksa müvekkil Banka’nın vadesiz hesaplara uyguladığı oran üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini iddia ve beyan ederek davanın reddini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 28/05/2019 tarih, 2018/739 esas ve 2019/374 karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verilmiş olup verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2020 tarih, 2019/3638 Esas ve 2020/987 Karar sayılı ilamında; “Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği mercilere aittir. Temyiz isteminde bulunan … Yardımlaşma Kurumu talebe konu davada ihbar olunan konumundadır. İhbar eden tarafın temsilcisi olarak davaya katılmamıştır. Karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, ihbar olunan … vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Dairemizin 2015/6773 E., 2016/3329 K. sayılı bozma ilamı ile davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmasına göre, davalı banka vekili ve fer’i müdahil … vekilinin aşağıdaki (3) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacının alacağı 100.000 DM olup, Alman markının Euro’ya dönüşüm kuru olan, 1,95583 rakamı sabittir. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı alacağının Euro’ya çevrilmesi ve bu miktara dava tarihine kadar 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmesine, dava tarihinde ise davacı alacağını TL’ye çevirdiğinden TL alacağına dava tarihi itibariyle avans faizi yürütülmesine kadar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma kararına istinaden 02/08/2023 tarihli ara karar ile dosyanın hesap uzmanı bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
13/11/2023 tarihli bilirkişi raporunda; EUR Alacak yönünden davacı alacaklı …’ tarafından … … A.Ş. ye yatırılan 100.000’DEM asıl alacakları dolayısı ile davalı borçlu … A.Ş. ( … A.Ş.) dan 06/06/2011 tarihi itibariyle talep edebileceği; Asıl Alacak tutarının. 51.229,18 EUR, Dava tarihine kadar işlemiş mevduat faizleri toplamı olmak üzere 28.568,76 EUR, dava tarihi itibariyle alacak tutarı toplamının 79.797,94 EUR olduğu hesaplanmıştır. 06/06/2011 Dava Tarih itibarıyla, 06/06/2011 Merkez bankası efektif satış kuru 2.3126- TL olduğu, Alacak tutarı 79 797 EUR * 2 3126=184 540,00-TL olduğu, anlaşılmıştır. Davacı alacaklının alacağının asıl alacak tutarına dava tarihinden itibaren alacağının tahsil edileceği tarihe kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi hükümlerine göre % 10,50 ve değişen oranlarda Avans Faizi oranı ile faiz talep edebileceği, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2020 tarih, 2019/3638 Esas ve 2020/987 Karar sayılı ilamı kapsamında aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuyla davacı yanın alacak olgusu ispat edildiği anlaşılmakla; davanın kabulü ile; 100.000 Alman Markının Euro karşılığı olan 51.229,18 Euroya dava tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz işletilmesi ile bu bedelin dava tarihi itibari ile TL karşılığı olan 184.540,71-TL’ye dava tarihinde itibaren avans faizin işletilmesi suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10/11/2023 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
100.000 Alman Markının Euro karşılığı olan 51.229,18 Euroya dava tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz işletilmesi ile bu bedelin dava tarihi itibari ile TL karşılığı olan 184.540,71-TL’ye dava tarihinde itibaren avans faizin işletilmesi suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10/11/2023 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına,
2-Davalı harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 18,40.TL harcın hüküm kesinleştiğinden ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 29.526,51-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.774,75-TL ( 274,75-TL tebliğler ve posta, 2.500,00-TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2023
Katip …
Hakim …