Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/868 E. 2023/714 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/868 Esas
KARAR NO:2023/714

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:09/02/2018
KARAR TARİHİ:25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle Müvekkilinin yapı/ev dekor ve yapı malzemesi üretimi ve satımı ticaretinde bulunduğunu, davalı/borçluya mal alımı/satımı yapmış; malları davalıya teslim ettiğini, davalının tüm uyarılara rağmen ödeme yapmadığından müvekkilinin ….İcra Müdürlüğü’nün … E, dosyada icra takibi başlattığını, davalı borçlu … tarafından yetkiye,borca,faize ve tüm fer’ilerine haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takibinin durmasına neden olunduğunu, Taraflar arasındaki 26.08.2016 tarihli yetkili servis sözleşmesinin 50. Maddesine göre, doğabilecek ihtilafların çözümünde İSTANBUL icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, HMK 17. maddesine göre, tarafların sözleşme ile yetkiyi belirleyebileceklerini, bu duruma uygun Yargıtay 15. HD, E.2015/1176 K.2015/2619, 20.05.2015 tarih ve Yargıtay 15. HD. E.2016/1591 K. 2016/2985 25.05.2016 tarihli kararlarının olduğunu, Dava konusu borcun götürülecek kabul edilen para borcu olduğundan icra takibi ve dava tarihi itibarı ile müvekkilinin Beşiktaş ilçesi sınırlarında kalan adresi icra daireleri ve Mahkemesinin yetkili olduğu, davalının yetki itirazı yerinde olmadığını, Müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi durumunda görüleceği üzere müvekkil alacak iddiasında haklı olduğunu, davalının itirazının haksız, mesnetsiz, kötü niyetli olup tamamen zaman kazanmak amacıyla yapıldığını, Beyan ve iddia etmiş ve; Yukarıda açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle; Borçlunun öncelikle yetkiye, sonra da borca,faize ve fer’ilerine karşı yaptığı itirazlarının ve diğer itirazlarının iptali ve takibin devamına; İtirazın kötü niyetli olması ve takibin durmuş olması nedeniyle % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, Alacaklarına ticari avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.

Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisini borçlu göstererek …. icra Müdürlüğü … E. dosyası ile takip başlattığını, ancak bu şirket ile arasında herhangi bir hukuki ya da ticari ilişki olmadığını, bu sebeple bir borcu olmadığını, takibe bu sebeple itiraz ettiğini, İkametgahının … olması sebebi ile de yetki yönünden itiraz ettiğini, başlatılan icra takibinin yetkisiz İcra Dairesinde ve davanın da yetkisiz Mahkemede açıldığını, İcra takibinde başlatılan icra takibinde yetkiye, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ettiği haliyle talep edilen icra inkar tazminatının haksız ve dayanaksız olduğunu, Beyan ve iddia etmiş ve; Yukarıda izah edilen ve re’sen nazara alınacak diğer tüm sebeplerle; Davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, Vekalet ücreti ve dava masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Yapı ev dekor ve yapı malzemesi alım satım kaynaklı fatura ve cari hesap alacağı nedeniyle alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görüldü.
DELİLLER;
… Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Davalı …’a ait 2016-2017 yılı BA formları celp edilmiştir.
Mahkememizce bozma öncesi verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 29/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalının Takip Tarihi itibariyle davacıya Asıl Borcunun 6.544.81TL olduğu, Davalının Yasal Ticari Defter kayıtlarına göre; davalı …’ın, davacı … A.Ş. ‘nden, Dava Tarihi itibariyle 2.706,43TL Alacaklı olduğu, Aradaki bu farkın; Davalının 2017 Dönemine ait Yasal Ticari defterinde kayıtlı olmasına rağmen Davacının 2017 dönemi Cari Hesap Ekstresinde yer almayan 2.276,92 TL tutarındaki fatura ve Davacının dosyaya sunmuş olduğu 2017 Dönemine ait Cari Hesap Ekstresinde yer alan, ancak davalının yasal defter kayıtlarında yer almayan 6.974,32-TL tutarındaki kayıtlardan kaynaklandığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 19/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Talimat raporunda davacının ticari defterlerinin incelendiği, davacının ticari defterlerinde davacının icra takibine dayan ettiği faturaların davacının ticari defterlerindeki yevmiye kayıtları ile tespit edildiği ve netice olarak davacının 03.01.2018 takip tarihinde davalı/borçludan olan alacak talebi gibi, 6.544,81 TL asıl alacaklı olduğu tespit edildiği, Davalının faaliyet adresinin; …/… adresi olduğu, Davalı taraf, ticari defterleri de ibraz etmemiştir, buna göre; Davalı taraf kendi iktidarında bulunmasına rağmen kendi defterlerini ibraz külfetini yerine getirmediği, bu halde davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınıp kaçınmadığı hususunun takdiri Mahkemeye ait olduğu, Davacı ile davalı arasında …, …, …San ve Tic. A.Ş. Yetkili Servis Sözleşmesi başlıklı tarafların kaşe ve imzası ile 26.08.2016 tarihinde 9 sayfadan ve 50 maddede ibaret bir sözleşme imzalandığı, Mahkeme’nin Davacının Alacaklı Olduğunun Kabulü Halinde: Davacının talimat bilirkişi raporu ile davalıdan 03.01.2018 tarihinde 6,544,81 TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden; TCMB verilerinden 03.01.2018 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının talep gibi %9,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 6.544,81 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 02/10/2019 tarihinde davanın kabulüne verilmiş, davalı tarafın kararı istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliyesinin 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1716 Esas, 2022/1784 Karar 01/12/2022 tarihli ilamıyla; Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen sözleşme, eklenmek suretiyle davalıya isticvap davetiyesi çıkartılıp sözleşme altındaki imzanın kendisine veya çalışanına ait olup olmadığı yönünde beyanının alınması için davalının adresi itibariyle ilgili mahkemeye talimat yazılması, davalının ilgili döneme ait BA formlarının ilgili vergi dairesi müdürlüğünden getirtilmek suretiyle dosya arasına konulup mahkemece, davalı tarafa incelenecek döneme ait ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi için ibraz etmesi, edilmediği taktirde sonuçları da hatırlatılmak suretiyle davetiye çıkartılıp mali müşavir bilirkişiden rapor alınması için davalının adresine göre ilgili mahkemeye talimat yazılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davalının istinaf sebebi yerinde görülmüş, HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiş, Sonuç itibariyle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4,6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, yapı ev dekor ve yapı malzemesi alım satım kaynaklı fatura ve cari hesap alacağı nedeniyle alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin …sayılı dosyasından 02/10/2019 tarihli kararı ile davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendi ticari defterlerinde alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerini sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliyesinin 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1716 Esas, 2022/1784 Karar 01/12/2022 tarihli ilamıyla davalının ticari defterlerinin incelenip talimat yazılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacının, 6.544,81 TL cari hesap alacağı için takip başlattığı, takibe davalı tarafça süresi içerisinde itirazda bulunulduğu, itirazın davacıya tebliğ edilmediği için davanın süresinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davalının BA kayıtlarından, davalının davacıdan satın aldığı mal ve hizmetlere ilişkin faturaların aylık toplam tutarının 5.000,00 TL ve üzerinde olmadığından, davacının düzenlemiş olduğu 2017 dönemi faturalarına ilişkin BA formu bildiriminde bulunulmadığı tespit edilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası davalının BA kayıtları ilgili vergi dairesi müdürlüğünden celp edilmiş, davalının ticari defterleri üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davalının ticari defterlerinden; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı …’ın, davacı … A.Ş.’den, takip tarihi itibariyle 2.706,43TL alacaklı olduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın davacının 2017 dönemine ait cari hesap ekstresinde yer alan ancak davalının yasal defter kayıtların yer almayan toplam 6.974,32 TL’lik faturalar ve davalının 2017 dönemine ait cari hesap ekstresinde yer alan ancak davacının yasal defter kayıtların yer almayan toplam 2.276,92 TL’lik faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça icra takibinde, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de ticari defterlerden taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu tespit edilmiş olmakla, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu, alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. TBK 89/1 maddesi uyarınca borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Bu sebeplerle davalının yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı cari hesaptan kaynaklı alacaklı olduğu iddiasıyla itirazın iptali davası açtığından ispat yükü davacı taraftadır. Davalı tarafça davacının alacaklı olduğu iddiası kabul edilmemiş, bu suretle cari hesaba ve düzenlenen faturalara itiraz edilmiştir. Davacının ticari defterlerinde davalıdan icra takibindeki miktar kadar alacaklı göründüğü tespit edilmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında belirtildiği üzere davacının ticari defterlerinde alacaklı görünmesi, tek başına alacağın varlığını ispatlamaz. Davalı ticari defterlerinde yapılan incelemede davalının davacıdan alacaklı olduğu, davacının cari hesaptan alacaklı olduğu iddiasına dayanak fatura ve kayıtların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüştür. Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturalardaki malların teslim edildiğine ilişkin davalı imzası da bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle davalı alacaklı olduğunu ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 269,85-TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 79,05-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 190,8‬0-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 6.544,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 161,50-TL. (tebligat ve posta ücreti) yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır