Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/867 E. 2023/303 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/867
KARAR NO:2023/303

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:15/03/2017
KARAR TARİHİ:02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı bankanın Kocaeli Şubesi müşterilerinden dava dışı … Seyahat Tic. Ve San. Ltd. Şti. ‘ne davalı … ve …’nün müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmeleri ile bankacılık hizmetleri sözleşmesine istinaden krediler açılıp kullandırıldığını, kredi borçlarını ödenmemesi üzerine hesapların kat edilerek davalıya Kahramanmaraş …Noterliği’nin 30.12.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlarının ödenmesi ihtar edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini ve …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine genel haciz yolu ile takibin başlatıldığına, takibe ilişkin itirazlar tahsili geciktirmeye yönelik olduğunu, davacı banka’nın alacağı bilirkişi incelemesi ile ispata kavuşacağını, davalının itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, borçlu aleyhine alacakğının üzerinden %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini,davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamını,davalının dava konusu alacağının üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalı …’nün alacaklı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, kendisi, alacaklı bankayla hukuki ilişki içine dahi girmediğini, gerek borçlu gerekse de kefil sıfatı anlamına gelecek bir imzası bulunmadığını, ayrıca borçlu şirkette bulunan tüm hisseleri ve yetkisini, kredinin çekildiği tarihten 2 yıldan fazla bir süre evvel (06.01.2013 tarihinde) devrettiğini, davalının davacı banka nezdinde hiçbir surette genel kredi sözleşmesi ve sair surette bahsi geçen şirkete ile alakalı kefalet anlamına gelecek bir taahhütü de bulunmadığını, davalının ticaretle uğraştığını, hesaplarına ve malvarlığına haksız yere haciz konulmak suretiyle zarara uğratıldığını, her geçen gün zararının arttığını ve işletmesinin ekonomik açıdan sorun yaşadığını, banka hesaplarına konulan blokeler sebebiyle ödeme yapamadığı için iş çevresi tarafından icra tehdidi altında olduğunu, ihtiyati haciz baskısının devamı halinde, piyasanın kendisine duyduğu güvenin sarsılması hiçbir şekilde tazmin edilemeyeceğini, davacı banka TTK hükümlerine göre tacir olduğunu,her türlü kanuni hakklarını ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla öncelikle davalı aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının ara karar ile kaldırılmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacının takipte haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların;
Taraflar arasında imzalanan GKS kapsamında davalıların müteselsil kefil olup olmadıkları, borçlarının bulunup bulunmadığı, ….İcra Müd’nün … esas sayılı takip doysasında davalıların yaptıkları itirazın haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı … ve davalı …’ın ıslak imzalarını içerir belge asılları celp edilmiştir.
…İzmit Şubesine müzekkere yazılarak dava dışı asıl borçlu … Tuz. Sey. Tic. San. Ltd. Şti. ile yapılan 13/05/2013 tarihli 500 bin TL bedelli GKS aslı ve 03/04/2015 tarihli 100 bin TL bedelli GKS aslı celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 05/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davalı kefillerin kefalet imzalarının kendilerine ait olmadığını ve şirketteki hisselerini devrettiklerinden ve bu sırada şirket tarafından kullanılmış bir kredi bulunmadığından herhangi bir borçlarının bulunmadığını, Sayın Mahkemenizce yapılacak değerlendirmede davalı kefillerin dava konusu kredi borçlarından sorumlu oldukları kanaatine ulaşılması halinde: davacı bankanın davalılardan takip tarihi 17.01.2017 itibarıyla tespitimiz gibi 4.575,86TL, asıl alacak, talebiyle bağlı olarak 176,66TL, işlemiş faiz ve 8,83TL, gider vergisi ile 483,47TL, ihtar masrafı,440,00TL, ihtiyati haciz, vekalet ücreti ve 81,60TL da ihtiyati haciz karar harcı olmak üzere toplam 5.766,42TL, nakit ve 21.600TL da çek blokesi olmak üzere toplam 27.366,42TL alacaklı olduğunu, davacının tespitlerini aşan talebinin yerinde olmadığını, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 4.575,86TL matrah üzerinden %100 nispetinde temerrüt faizi ile bunun %5’i gider vergisinin istenebileceğini, kefil sıfatıyla borçlu bulunan davalılar için hesaplanan borç tutarları kefalet limitleri olan 100.000TL ve 500.000TL dan daha az olduğundan ve kefilin kendi temerrüdünün sonuçlarından limitle bağlı olmaksızın sorumlu olması nedeniyle bundan sonraki faiz ve ferilerden de sorumlu olacaklarını, takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce yapılan tahsilat da gözetildiğinde dava tarihi 15.03.2017 itibarıyla davalılardan 4.575,86TL asıl alacak, 101,69TL temerrüt faizi, 5,08TL gider vergisi,21.600TL çek depo tutarı, 483,47TL ihtar masrafı, 440,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 81,60TL da ihtiyati haciz karar harcı olmak üzere toplam 27.287,70TL alacaklı olduğu, bu durumda dava tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 4.575,86TL matrah üzerinden %100 nispetinde temerrüt faizi ile bunun %5’i gider vergisinin istenebileceğinin sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;Davamızın konusu icra takibine karşı yapılan itirazın iptali talebidir.
Alacağını davacıya temlik eden …A.ş ile dava dışı asıl borçlu … Tic. Ltd. Şti arasında 13/05/2013 ve 03/04/2015 tarihli 500.000TL ve 100.000 TL limitli çerçeve niteliğinde süresiz Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, 13/05/2013 tarihli sözleşmede davalı …’nün 500.000 TL, 03/04/2015 tarihli sözleşmede diğer davalı …’ın 100.000 TL üzerinden kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
…A.Ş, dava dışı asıl borçlu … Tic. Ltd. Şti Genel Kredi Sözleşmelerinden kaynaklanan borcunu ödemediğinden, 30/12/2015 tarihli ”Kat ihtarı ” göndermiş kat ihtarı davalı kefillere tebliğ edilmiştir.
Borçlu ve davalı kefiller, kredi borcunu ödemediklerinden, banka, GKS’den kaynaklı alacağı için ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapmış, anılan takibe davalı kefiller itiraz ettiğinden takip durmuş, banka da itirazın iptalini takibin devamını talep etmiştir.
Dava konusu 13/05/2013 ve 03/04/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ve davalı kefillerin kefaletleri hukuken geçerli olup, TBK’nun 581 ve davamı maddelerine uygundur. Asıl borçlu ve davalı kefilerin, ” Kat ihtarına” rağmen kredi borcunu ödemedikleri de açıktır. Her ne kadar davalı …, müteselsil kefalete yönelik beyanı, taahhütü ve imzası olmadığını iddia etmiş ise de; kendisine ihtar edilen kesin süre içerisinde ıslak imza örneği vermemiştir. Bu bağlamda davalının imza incelemesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 20/01/2023 tarihli beyan dilekçesinde; icra dosya borcunun ödendiğini, taraflar arasında protokol yapıldığını bu sebepten karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini ve davanın açılmasına karşı taraf sebebiyet verdiğinde lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 03/11/2020 tarihli protokol, beyan dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 6100 sayılı HMK’nın 313. maddesi kapsamında tarafların sulh sözleşmesi yapmış oldukları anlaşılmış olup tarafların talebi dikkate alınarak HMK’nın 315. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olduğu için aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL nispi karar harcının peşin alınan 489,42 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 309,52TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yapılan toplam 215,90TL(31,40TL BVH, 4,60TL VSH, 179,90 TL karar harcı) harcın davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.394,00TL (594,00TL tebliğler ve posta, 800,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı…vekili ile diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır