Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/86 E. 2022/798 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/86
KARAR NO :2022/798

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/01/2022
KARAR TARİHİ:08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … Proje Taahhüt İmalat ve Sanayi Limited Şirketi arasında 15.09.2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlu Ümit Meriç …’ün de bu sözleşmeyi müşterek brçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi lehdarının ödemelerini ifa etmemesi üzerine kredi hesabının 31.01.2019 tarihinde kat edildiğini, iş bu hususun davalı borçlulara … 15. Noterliği’nin 05/02/2019 tarih ve 1895 yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ekli hesap özetiyle birlikte tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı borçlular hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu davalı vekili tarafından takibe, yetkiye, borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz edildiğini, itirazların haksız ve kötü niyetli olup iptalinin gerektiğini, müvekkili bankanın davalı borçlulardan takip miktarı kadar alacaklı olduğunu, davalılar ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin 54.maddesi uyarınca müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil hükmünde olup, davalıların … 15. Noterliği’nin 05/02/2019 tarih ve 1895 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirilen tutar kadar borcu bulunduğunu, davalı borçlunun müvekkili bankaya ihtarnamede yazılı miktar kadar borçlu oldukları için aleyhlerine icra takibine başlanıldığını, müvekkili bankanın davalı bo rçludan alacaklı olduğunun müvekkili bankanın defter ve kayıtlarıyla da sabit olduğunu, bu nedenlerle davalılar vekilinin borca itirazlarının dayanağı bulunmadığının ortaya çıkacağını, genel kredi sözleşmesinin 61.maddesine göre İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, sözleşmenin 61.maddesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerinin İstanbul olduğunun belirtilmiş olup …. İcra Dairesi’nin yetkili olduğunu, davalı borçlunun yetkili icra dairesini bildirmemiş olması karşısında yaptığı yetki itirazının usulen de geçersiz olduğunu, faiz oranının genel kredi sözleşmesine göre düzenlendiğini, sözleşmenin 12.maddesinde uygulanacak olan faize ilişkin hükümler bulunduğunu, faize yapılan itirazın da hiç bir dayanağı bulunmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile itirazın haksızlığının ortaya çıkacağını, bu nedenlerle tamamen usul, yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olarak başlatılan takibin davalı borçlunun suiniyetli ve müvekkili bankanın haklı alacağının tahsilini sürüncemede bırakmak gayesiyle durdurulduğunu, davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebinde yazılı tutar üzerinden devamını, borçluların İİK 68 /son hükmü gereğince icra inkar tazminatına mahkum edilmesi için bu davanın ikamesi zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçluların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin takip talebinde belirtilen hususlar üzerinden devamını, davalı borçluların %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; görülmekte olan itirazın iptali davasının konusunun genel kredi sözleşmesine dayalı kefalet sözleşmesi olduğunu, kefil olan müvekkilinin gerçek kişi olup kefalet sözleşmesindeki TTK’da öngörülen taraflarına bakılmaksızın ticari nitelikte sayılan işler arasında olmadığını, ayrıca bu kefalet sözleşmesinin müvekkilinin bir işletmesi ile de ilgili olmadığını, anılan sebeple iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması gerektiğini, Aksör Asansör ile davcı … arasında 15.09.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi yapıldığını, anılan sözleşmede müvekkilinin kefil olduğunu ve dolayısıyla müteselsil sorumlu olarak borçtan sorumlu olması gerektiği ifade edilse de müvekkilinin kefaletinin geçersiz olduğunu, kefalet için azami bir süre belirlenmediğini, bu açıdan da kefalet sözleşmesinin hukuka aykırı olduğun ifade edildiğini, iş bu davanın dava şartları yönünden noksan olması hasebiyle davanın usulden ve esastan reddi ile haksız bir icra takibi olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; dava dışı kredi borçlusu … Asansör .. Ltd Şti ile davacı banka arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde kefil olan borçludan nakdi ve gayrinakdi alacakların tahsili talebi ile başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin sübut ve miktarı noktasında toplanmış olduğu görüldü.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 21/02/2022 tarihinde sunulan 15.09.2022 tarihli genel kredi sözleşmesi aslı ve … 15. Noterliği’nin 05.02.2019 tarih ve 1895 yevmiye nolu ihtarname aslı mahkememizin 8015 kasa sırasına kayıt edilmiştir.
….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 645.132,49 TL asıl alacak, 6.730,00TL gayrinakit alacak, 233,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 952.095,54 TL alacak ile alacağın tahsili tarihine kadar işleyecek %30,98 oranında temerrüt faizi talebine dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 09/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka (Finansbank) ile dava dışı kredi b orçlusu kredi lehtarı asıl borçlu … Elek. Elekt. Plan Proje Taah. İml. Ve San. Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, iş bu sözleşmeyi davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan ticari nitelikli kredilerin öngörülen süresi içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaatinin edinildiği, davalı kefilin sorumluluğunun davalı kefilin kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitinin 3.250.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 699.954,26 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle davalı kefilin kendi temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olarak (Emsal Y.19.HD.07.12.2015 T.2015/3357 E. Ve 2015/16301 s.K. Uyarınca) borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin söylenebileceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacaklarının nakdi kredi alacakları yönünden; 586.190,77 TL, raporun benimsenmesi halinde fazlaya ilişkin 359.174,77 TL’nin (945.365,54 – 586.190,77 TL=) reddi durumunda takip tarihinden başlamak üzere 585.957,72 TL asıl alacak tutarının tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,98 oranında temerrüt faizi ile birlikte istenebileceği, gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo talibi yönünden mevcut delil durumuna göre davcı gayrinakdi çek taahhüt bedeli alacağının varlığını ve miktarını açıkça ispatlayamamış olduğu, dava dışı asıl borçlu şirketin TBK’nun 586/1 m.uyarınca kredi borcunu ödememiş olduğu için (ifada gecikmesi nedeniyle) davalı kefil hakkında takip açılmış olduğunun söylenebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı ile dava dışı … Asansör… Ltd arasında imzalanan 15/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesini davalı müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalamış olup davalı tarafça müteselsil ibaresinin üstünün çizilmesi nedeniyle kefaletin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de; sözleşmenin kefalet imzalarının tesis edildiği bölümünde kefaletin limitinin, kefaletin türü ve tarihinin açıkça e yazısı ile yazılmış olduğu, müteselsil ibaresi iki kere yazılıp birisinin üzerinin çizildiği ve müteselsil ibaresinin yanına kefilin ikinci bir imzasının daha alındığı bu haliyle kefalet sözleşmesinin geçerli olarak tesis edildiği anlaşıldığından davalının bu husustaki savunmasına itibar edilmemiştir. Ticaret sicil kaydına göre davalının 15/09/2017 tarihinde şirket müdürü olarak görevli olduğu anlaşıldığından TBK 584.maddesine eklenen ek fıkra gereğince eş rızasının aranmayacağı hallerden olduğu tespit edilmiştir. Yine davalı taraf müteselsil kefil olmadığından borcun tamamından sorumlu olmadığını beyan etmiş ise de; davalının müteselsil kefil sıfatıyla kefalet sözleşmesini imzaladığı ve kefalet sözleşmesinin TBK 583.maddesindeki şartları taşıdığı anlaşıldığından bu husustaki itiraza da itibar edilmemiştir.
Davacı tarafça asıl borçlu ve kefile … 15. Noterliği’nin 05/02/2019 tarih ve 1895 yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamenin asıl borçluya sözleşmede gösterilen adresine tebliğe çıkarıldığı, asıl borçlu yönünden İİK 68/b maddesi uyarınca tebligatın sonuç doğurabilecek nitelikte yapıldığı, davalı kefile çıkarılan ihtarnamenin de iade edildiği, TTK 7.maddesi nazara alındığında kefile tebliğ edilememiş olan hesap kat ihtarından dolayı davalının temerrüdünden söz edilemeyeceğinden davalının takip tarihi olan 09/03/2021 tarihinde temerrüde düşmüş sayıldığı kabul edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda takip tarihi 11/03/2021 olarak hesaplanmış ise de talep edilen faiz miktarı dikkate alındığında bu durum sonuca etkili görülmediğinden ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davacı banka tarafından kullandırılan nakdi krediler yönünden hesaplama yapıldığı, alınan bilirkişi raporu mahkememiz ve İstinaf denetimine elverişli olup, yeterli teknik incelemeyi içerdiğinden raporda hesap edilen miktarlara itibarla sonuç olarak davacının davalıdan 585.957,72 TL asıl alacak, 233,05 TL işlemiş faiz olmak üzere 586.190,77 TL toplam alacaklı olduğu anlaşıldığından belirtilen miktarlar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı, dava dışı şirket ile düzenlediği sözleşmenin 12.2 maddesinde temerrüt faizini akdi faiz oranının iki katı olarak düzenlemiş olup davacı banka takip talebinde %30,98 oranında temerrüt faizi talep etmiş, davacı tarafça fiilen uygulanan %15,49 oranındaki akdi faizin 2 katı üzerinden hesaplanan temerrüt faizinin sözleşmeye ve emsal içtihatlara uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacının gayri nakti çek bedeli depo talebi yönünden her ne kadar bilirkişi tarafından gayri nakdi çek taahhüt bedeline ilişkin delillerin davacıdan temin edilemediği belirtilmiş ise de; GKS’deki kefaleti düzenleyen 33.maddede kefilin sorumlu olduğuna ilişkin yerleşik yargıtay uygulamaları paralelinde taraflar arasındaki sözleşmede çek depo talebine ilişkin açık bir hükme rastlanılmadığından kefilin gayrinakdi kredisinin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunması gerekmekte olup, davacının kefil yönünden yerinde görülmeyen depo talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 585.957,72 TL asıl alacak, 233,05 TL işlemiş faiz olmak üzere 586.190,77 TL toplam alacağın asıl alacak miktarı olan 585.957,72-TL’sine takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar yıllık % 30,98 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacak miktarı üzerinden %20 olarak hesaplanan oranında 117.238,15-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Gayri Nakit alacak talebi yönünden davanın REDDİNE,
4-Nakdi alacak talebi yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 40.042,69TL nispi karar harcından peşin alınan 11.303,30 TL harcın mahsubu ile eksik 28.739,39 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
5-Gayri nakdi alacak talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin harçtan mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 11.395,50 TL (80,70 TL BVH, 11,50 VSH, 11.303,30TL) peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.780,50 TL ( 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 280,50 Tebliğler ve postalar, TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.724,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kabul edilen nakit alacak miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 82.480,98 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen nakit alacak miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 53.284,47 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Reddedilen gayri nakit alacak miktarı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.730,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’ya 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 818,49 TL’nin davalıdan, 501,51 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08.12.2022

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır