Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/79 E. 2023/333 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/79
KARAR NO : 2023/333
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/01/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkile şirket ile davalı borçlu şirketin aralarında imzalamış oldukları 01.10.2012 tarihli Yemek Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından davalı şirkete verilecek yemek hizmeti konusunda tarafların anlaştıklarını, ilgili sözleşmenin 12. maddesi uyarınca tarafların 01.10.2012-01.10.2019 tarihleri arasındaki ilişkiyi 1 ay önceden feshedilmediği takdirde 1’er yıl uzatılma şeklinde kabul ederek anlaştıklarını, müvekkili tarafından davalıya verilen yemek hizmeti neticesinde müvekkili şirket tarafından ekte sunulu faturaların kesildiğini, davalı borçlu tarafça yapılan kısmi ödeme sonrası bakiye kalan 800.543,28 TL’nin davalı tarafça ödenmediğini, davalı borçlunun borcunu vadesi geldiğinde ödemediğini, davalı borçlu tarafla yapılan şifahi görüşmelerde borcu ödeyeceklerini beyan etmeleri üzerine müvekkili şirket tarafından yasal yola başvurmadan önce bir süre beklendiğini, tüm girişimlere rağmen davalı borçlu tarafın borcunu ödenmediğinden taraflarına faturaya dayalı alacağa istinaden 30.12.2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu tarafından, haksız ve mesnetsiz şekilde icra takibine 04.01.2022 tarihinde itiraz edildiğini, davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan haksız itiraz sonucunda taraflarınca arabuluculuğa başvurulmuş olup yapılan toplantı neticesinde 18.01.2022 tarihinde tüm girişimlerine rağmen anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlunun borcunun faturaya dayalı sabit bir alacak olması, faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmemiş olması, ilgili sözleşmenin 10. maddesi uyarınca uyuşmazlık hallerinde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili kılınmış olması ve tüm girişimlerine rağmen davalı borçlu tarafça ödeme yapılmaması hususları göz önüne alınarak icra takibine haksız şekilde yapılan itirazın iptalinin gerektiğini, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazından dolayı İİK’ya göre %20’DEN az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davaya konu takibe; davalı müvekkili şirketin davacı tarafa işbu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcu bulunmaması nedeniyle itiraz edildiğini, takibe vaki itiraz üzerine, davacı tarafından işbu davanın ikame edildiğini, ancak müvekkili şirket aleyhine ikame edilen icra takibi ve işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin, davacı tarafa davaya konu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine, davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığını, bu nedenle, takibe dayanak gösterilen faturalara ilişkin olarak, davacının alacaklı olduğu iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının tetkikinde iş bu durumun açıkça görüleceğini, bir diğer yandan, davacı tarafından takibe konu edilen faturaların mesnedi olduğu iddia edilen, mal veya hizmetin müvekkili şirkete sunulduğuna ilişkin olarak da dava dosyasına herhangi bir delil sunulmadığını, dolayısıyla davacının iddialarının mesnetsiz olup ispata muhtaç olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli alacaklının %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini, kötü niyetli davacının %20 tazminata mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasındaki yemek hizmetleri sözleşmesine istinaden düzenlendiği belirtilen faturalardan kaynaklı alacağın tahsili talebi ile başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı taleplerinin subüt ve miktarı noktasında toplanmış olduğu görüldü.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2021/… Esas sayılı dosyanın fotokopisi celp edilmiştir.
… ‘ne müzekkere yazılarak davalı şirketin sicil kayıtları celp edilmiştir.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davacı şirketin 2020-2021 yıllarına ait BS formları celp edilmiştir.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin 2020/2021 yıllarına ait BA formları celp edilmiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak muhtelif 210 adet faturadan ve işlemiş faizlerinden kaynaklı toplam 941.465,56 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren TTK 1530. maddesi gereği temerrüt faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 06/02/2023 tarihli raporunda özetle; eldeki davada davalı vekilince, davacı taraftan herhangi bir mal/hizmet alınmadığı beyan edilmişse de, ibraz edilen yemek hizmet sözleşmesi ve bu sözleşme minvalinde, davacı tarafından tanzim edilen tüm faturaların davalı ticari defterlerine işlenmiş olduğunun görüldüğü, keza müteaddit tarihlerde Ba-Bs mutabakatları yapıldığının görüldüğü, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 816.090,85 TL olduğu, davalı defterlerine göre ise, davalının davacıya 566.090,87 TL borçlu olduğunun görüldüğü, aradaki farkın 250.000,00 TL tutarında davalı defterinde 4.12.2020 tarihinde yapılan çek iade kaydının davalı defterinde yer almamasından kaynaklandığı, bununla beraber rapor ekinde sunulan 6.10.2022 tarihli cari hesap mutabakatında, davacı şirketin 31.12.2021 tarihi itibariyle 816.090,85 TL alacağının bulunduğu hususunda mutabakat sağlandığının görüldüğü, bu itibarla her ne kadar davalı şirket tarafından davacının yapmış olduğu 250.000,00 TL tutarlı çekin iade kaydı yapılmamışsa da, 6.10.2022 tarihinde yapılan mutabakat ile davacının alacak tutarı olan 816.090,85 TL kabul edilmiş olduğu dikkate alındığında, davacı şirketin davalı davalı şirketten takip tarihi itibariyle 816.090,85 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varıldığı, davacı defterlerine ve taraflar arasında yapılan cari hesap mutabakatına göre davacı davalıdan 816.090,85 TL alacaklı ise de, icra takibinde talebin faturalara ve bu faturalar için hesaplanan temerrüt faizine yönetildiği, ancak, ödeme emri dikkatlice incelendiğinde bazı faturaların mükerrer (iki defa) yazılarak talep edilmiş olduğunun görüldüğü, 6 adet faturanın mükerrer yazılarak fazla talep edilmiş tutarın 19.822,97 TL olarak hesap ve tespit edildiği, ayrıca, 21.3.2020 tarih … nolu fatura tutarı 33.325,13 TL olmakla birlikte, ödeme emrinde 13.693,15 TL’lik kısmının talep edildiği, taleple bağlılık ilkesi gereği 13.693,15 TL dikkate alınabileceği, her ne kadar dava dilekçesinde cari hesap bakiyesinin talep edildiği belirtilmişse de, ödeme emrinde talebin faturalar ve bu faturalar için tahakkuk ettirilen faize ilişkin olduğunun görüldüğü, itirazın iptali davaları takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı davalar olduğundan, talebin itirazın iptali davası ile değiştirilemeyeceği, bu minvalde davacının takipte talep etmiş olduğu faturalardan mükerrer olarak istenilen 6 adet fatura fazla olan birer adedi düşüldükten sonra takipte talep edilebilecek ana para tutarının 779.813,06 TL olarak hesap ve tespit edildiği, taraflar arasında kurulan sözleşmenin 3.3’üncü maddesinde faturaların her ay 7’günde bir bir kesileceği, aylık yemek faturaları toplam bedelinin, son fatura tarihi takip eden 30 takvim gününü aşmayacak şekilde nakit olarak veya vadesi aynı suretiyle ( 30 gün ) geçmeyecek şekilde banka çeki ile ödeneceği, ödemede gecikme olması durumunda aylık % 2 vade farkı uygulanacağının belirtildiği, sözleşmede kararlaştırılan aylık % 2 faiz yıllık bazda % 24 oranına tekabül ettiği, icra takibinde, ticari temerrüt ( avans ) faizi talep edildiği, faturaların ait olduğu aylarda ( 11.10.2019 -% 18,25, 21.12.2019 – % 13,75, 13.6.2020 – % 10, 19.12.2020 – %16,75, 31.12.2021 – % 15,75 ) temerrüt faizi sözleşmede kararlaştırılan % 24 faizi aşmadığından, taleple bağlılık ilkesi gereği daha makul oranlar ihtiva eden ticari temerrüt faizinin dikkate alınacağı, takibe konu edilen faturalar için sözleşmenin 3.3’üncü maddesindeki ödeme gününe ilişkin düzenleme dikkate alınarak takip tarihine kadar tahakkuk eden temerrüt faizinin 120.013,77 TL olarak hesap ve tespit edildiği, sözleşmenin süresi yönünden ise, sözleşmenin 12’inci maddesine göre, sözleşmenin bitim tarihinin 1.10.2019 olduğu, talep edilen faturaların bu süre sonrasında, 8’inci dönem 1.10.2019 – 1.10.2020, 9’uncu dönem 1.10.2020 – 1.10.2021, 10’uncu dönem 1.10.2020 – 1.10.2022 ( 2021 Aralık itibariyle) dönemlerine ilişkin olduğu, davalı defterlerine davacı faturalarının tümünün işlendiği ve kısmi ödemeler yapıldığı dikkate alındığında, söz konusu dönemlerde sözleşmeye devam olunduğunun anlaşıldığı, mahkemece yapılacak hukuki nitelendirme neticesinde, yukarıda yer alan tespitler doğrultusunda ve özellikle tüm faturaların davalı defterlerine işlenmiş olması, her ne kadar 250.000,00 TL tutarlı çekin iade kaydı davalı tarafça yapmamışsa da, 6.10.2022 tarihli mutabakatta davacı şirketin cari hesabında görülen 816.090,85 TL tutarındaki cari hesap alacağının kabul edilmiş olduğu dikkate alınarak faturalara konu alacakların ihtilafsız olduğu kabul edilmesi halinde, ödeme emrindeki mükerrer faturalar dışında kalan faturalar yönünde icra takibinde talep edilebilecek asıl alacak tutarının 779.813,06 TL, ticari temerrüt faizinin ise 120.013,77 TL olmak üzere toplam 899.826,83 TL toplam alacağın talep edilebileceğinin hesap ve tespit edildiği görüş ve kanaatine vardığını bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı, taraflar arasında düzenlenen 01/10/2012 tarihli Yemek Hizmet Sözleşmesi kapsamında 2020 Mart – 2021 Aralık dönemine ait 210 adet faturaya dayalı olarak takip başlatmış ve davalı tarafça takibe itiraz edilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesinde 2020 yılı öncesi tarafların kayıtlarının tutarlı olduğu, bu tarihten sonra davacı ile davalı şirket kayıtları arasında 249.999,98 TL fark bulunduğu, farkın sebebinin 250.000,00 TL tutarında olan 3 adet çekin 2 adedi için davalı tarafça iade kaydı yapılmış olmasına karşın davalı şirket kaydında 04/12/2020 tarihli çek iadesine ilişkin kayıt yapılmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Cari hesaplarda davacı şirketin davalı adına düzenlediği faturaların tümünün davalı carisinde yer aldığı, bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı görülmüştür. Cari hesap farkının 04/12/2020 tarihinde yapılan çek çıkış kaydından kaynaklandığı belirtilmiş olup bilirkişi raporu ekinde sunulan 06/10/2022 tarihli cari hesap mutabakatında davacı şirketin 31/12/2021 tarihi itibari ile 816.090,85 TL alacağının bulunduğu hususunda mutabakat sağlandığı görülmüştür. Her ne kadar davalı şirket tarafından davacının yapmış olduğu 250.000,00 TL tutarlı çekin iade kaydı yapılmamışsa da 06/10/2022 tarihinde yapılan mutabakat ile davacının alacak tutarı olan 816.090,85 TL’nin kabul edildiği dikkate alındığında davacının takip tarihi itibariyle 816.090,85 TL tutarında alacaklı olduğu, bazı faturaların ödeme emrinde iki defa yazıldığı bu mükerrer faturaların toplam bedelinin 19.832,97 TL olduğu ayrıca 21/03/2020 tarihli fatura tutarının 33.325,13 TL olmakla birlikte ödeme emrinde 13.693,15 TL’lik kısmının talep edildiği, bu durumda mükerrer olarak istenilen 6 adet fatura bedeli düşüldükten sonra davacının talep edebileceği asıl alacak tutarının 779.813,06 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporunda itirazında HMK 183.maddesi gereği maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiş olup, takip talebinde 210 adet fatura için takip başlatılmış ise de; 6 adedinin mükerrer olduğu kalan 204 adet fatura miktarının 779.813,06 TL olduğu, bu faturalardan da 21/03/2020 tarihli 33.325,13 TL bedelli faturanın takip talebinde sehven 13.693,15 TL olarak kayda girildiği, esasen taraflar arasındaki 06/10/2022 tarihli mutabakatta, mutabakat tutarının 816.090,85 TL olduğu, davalı tarafça davacının tüm faturalarının defterlerine kayıt edildiği, mutabakata konu cari hesaba ilişkin faturalardan 31/12/2021, 21/12/2021, 28/12/2021 ve 21/12/2021 tarihli 4 adet toplam 15.547,57 TL bedelli faturaların … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı dosyasına konu edildiği, bu miktar düşüldüğünde davacının 800.543,28 TL alacağı kaldığı, davacı vekilinin icra dairesi tarafından sehven yanlış yazıldığı belirtilen 21/03/2020 tarihli fatura bedeli olan 33.325,13 TL, icra takibinde mükerrer faturalar düşümü sonrası bulunan miktara eklendiğinde 799.445,04 TL’ye ulaşıldığı, davacının … İcra Müdürlüğü’nde takibe koyduğu fatura miktarı düşüldüğünden cari mutabakata göre arasında az bir farkla uyumlu olduğu dikkate alındığında davacının takip talebinde maddi hata sonucu fatura miktarının düşük yazıldığına ilişkin itirazı yerinde görülmüş ve doğru fatura miktarı eklendiğinde bulunan 799.445,04 TL asıl alacak miktarı olarak kabul edilmiştir. İşlemiş faiz talebi yönünden taraflar arasındaki sözleşmenin 3.3.madesinde ödeme gününe ilişkin düzenleme bulunduğu dikkate alınarak bilirkişi raporunda avans faizine ilişkin hesaplama yapılmış olmakla birlikte bilirkişi raporundan farklı olarak taraflar arasındaki mutabakat ve defter kayıtları, BA- BS uyumu dikkate alındığında mahkememizce icra dairesi tarafından sehven yanlış yazıldığı kabul edilen 33.325,13 TL’lik faturaya işleyecek faiz mahkememizce resen hesaplandığında 8.028,16 TL olarak bulunmuş ve toplam faiz alacağına dahil edildiğinde davacının 124.743,20 TL işlemiş faiz alacağı olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak davacının davalıdan 799.445,04 TL asıl alacak, 124.743,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 924.188,24 TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak bu miktarlar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
799.445,04 TL asıl alacak, 124.743,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 924.188,24 TL yönünden davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin hükmedilen alacak yönünden devamına ; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 184.837,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının yasal şartları oluşmayın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 63.131,30 TL nispi karar harcının, peşin alınan 11.370,55 TL harçtan mahsubu ile eksik 51.760,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 11.462,75 TL ( 80,70TL BH, 11,50 VH, 11.370,55 TL Peşin Harç ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.822,10 TL ( Tebliğler ve postalar, bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.770,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 119.660,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan reddedilen miktar üzerinden hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulcuya 1.560,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.560,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.531,37 TL’nin davalıdan, 28,63 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne (e-duruşma ile), davalı vekilinin yüzüne karşı;6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca … Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır