Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/724 E. 2023/830 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/724
KARAR NO:2023/830

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:25/10/2022
KARAR TARİHİ:30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile … …Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. arasında Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmelere, borçlunun müşterek borçlu- müteselsil kefil olarak imza attığını, …’ın aynı zamanda şirket ortağı olduğunu, firmaya ilişkin ticaret sicil belgelerinden ortak olduğunun anlaşıldığını, borçlu şirketin kullandığı kredileri geriye ödemediği için sözleşmenin müvekkili bankaya verdiği yetkiye istinaden hesabın kat edilerek borçlulara …. Noterliği’nin 05 Temmuz 2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçluların aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kayden ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlular tarafından yapılan itiraz üzerine arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve uzlaşma sağlanamadığını, icra takibi başlatıldıktan sonra borçlulardan yapılan- yapılacak tahsilat varsa hesaplamada bu rakamların da dikkate alınması gerektiğini, huzurda açılan dava ile ilgili kullandırılan krediler arasında … kredisinin bulunması halinde, … Fonu desteği ile alınan kredilerde … Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının 6.4 maddesinde “Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat tanzim edilen kefalet oranında kuruma (…) aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaştırılır” hükmü gereğince fon tarafından yeni bir takip yapılmamakta olup mevcut takip işlemleri devam ettiğinden … tazmin bedeli sonucu icra takip konusu borcun toplamında bir azalma meydana gelmediğinin dikkate alınmasını, işbu dosya konusu borcun da … kredisine ilişkin olup, belirtilen hususların dikkate alınmasını, davalıların, yasal olmayan sebeplerle haksız olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalıların itirazının tamamen haksız ve takibi durdurmak amacıyla kötüniyetle yapılmış bir itiraz olduğunu, açıklanan sebeplerle borçluların icra dosyasına yapmış oldukları bu itiraz sebebiyle işbu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, itiraz konusu borcun ticari borca ilişkin olup, davalı tarafın da tacir olduğunu, tacirler arasında yetki sözleşmesi yapılabileceğinden ve borçlu ile akdedilen Sözleşme ve eklerinde İstanbul Merkez mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkisi kabul edildiğinden borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, dolayısıyla itirazın bu açıdan da iptalinin gerektiğini, davalıların faize yönelik yapmış oldukları itirazın da yersiz olduğunu, mahkemece yapılacak inceleme neticesinde ortaya çıkacağı üzere, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin kanun ve diğer ilgili mevzuat hükümleri gereğince tarafların kendi aralarında faiz oranını kararlaştırabileceğinin kabul edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden bankaları ve ilgili kurumların genelge ve diğer yürürlükteki hükümleri doğrultusunda faiz oranının tespit edildiğini, borçluya da bu durum ihtarname ile de bildirildiğini, arz ve izah edilen nedenlerle ve mahkemece nazara alınacak sair nedenlere binaen; fazlaya dair hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibe haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, kötüniyetli itiraz sonucu takibi durduran borçluların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki yönünden itirazları yerinde olup yetkisiz mahkemede açılan işbu davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafça her ne kadar; yetki yönünden itirazın yerinde olmadığını ve itirazın bu açıdan da iptalinin gerektiği ileri sürülmüş olsa da işbu beyanların gerçeği yansıtmadığını, alacaklı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında başlatılan takibin akabinde 26.08.2022 tarihli itiraz dilekçesinde de belirtmiş oldukları üzere; müvekkili şirket … …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret merkezinin ödeme emrinde de belirtildiği üzere … No: 140/CA …/ İSTANBUL adresi olup borçlu …’ın adresinin ise ” …. Prof Dr. … Cad. No: 551/5 …/İSTANBUL olduğunu, mahkemece de takdir olunacağı üzere icra takibinde yetkili icra dairesinin Bakırköy icra daireleri olduğunu, İstanbul icra dairesinin yetkili olmadığını, açıklanan sebeplerden dolayı eldeki davanın derdest bulunduğu mahkemenizin işbu dava bakımından yetkili olmadığının ortada olduğunu, taraflar arasında akdedilen kredi genel sözleşmesinde müvekkili …’ın kefaleti açısından geçerliliğe ilişkin şekil şartlarının sağlanmadığını, sözleşmede; kefilin sorumlu olacağı azami miktarın ve herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğinin kendi el yazısı ile belirtilmesi gerektiğini, davacı tarafça “Müvekkil Bankanın … Şubesi ile … …Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Arasında Kredi genel sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmelere, yukarıda bilgileri verilen borçlu müşterek borçlu- müteselsil kefil olarak imza atmıştır. … aynı zamanda şirket ortağıdır. Firmaya ilişkin ticaret sicil belgelerinden ortak olduğu anlaşılmaktadır…” şeklinde, müvekkili …’ın kefil olarak imza attığına ilişkin beyanda bulunulduğunu, davacı alacaklı tarafından çekilen ihtarnamede, ödeme için makul süre verilmemesinin hakkaniyete aykırılık teşkil etmediğini, davacı alacaklı tarafça …. Noterliği’nin 05 Temmuz 2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek müvekkiline ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 günlük ödeme süresi verildiğini, şirketin borçlarının taahhüt ettiği sermaye payını aşan kısmı için müvekkili …’ın sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Ticaret hukuku açısından limited şirkette, ortakların sorumluluğu, şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı olup şirketin borcunun, bu meblağı aşan kısmı dolayısıyla hiçbir sorumlulukları olmadığından, şirketin borçlarının taahhüt ettikleri sermaye payını aşan kısmı için takip edilmelerinin de mümkün olmayacağını, Limited şirket ortaklarının, taahhüt ettikleri sermaye paylarının tamamını şirkete ödemiş olmaları halinde, prensip olarak ve ortak sıfatları nedeniyle herhangi bir sorumluluğa maruz kalmamaları ve şirketin borçları sebebiyle karşı karşıya kaldıkları tek riskin ise ödedikleri sermayeyi kaybetmekten ibaret olması gerektiğini, işbu sebeple asla kabul anlamına gelmemekle beraber … …San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin alacaklı bankaya belirtilen nitelikte borcu olduğunun kabulü halinde dahi müvekkili …’ın şirket borcundan dolayı şirkete koymayı taahhüt ettiği sermayeyi aşan kısım açısından sorumluluğuna gidilemeyeceğini, takip tarihine kadar işlemiş faiz olarak talep edilen miktarın haksız ve fahiş olduğunu, davacı tarafça 05.07.2022 tarihinde çekilen ihtarnamede temerrüt faizinin %29,9 olarak belirtildiğini, talep edilen faiz oranının haksız ve fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla takip tarihinden önce müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğinden faiz talep edilemeyeceğini, kaldı ki takip talebinde ve ödeme emrinde hangi tarihten itibaren faiz işletildiğinin de gösterilmediğini, yine takip tarihinden itibaren işletilmesi talep edilen faizin de haksız ve fahiş olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla yasal faiz işletilmesi gerektiğini, müvekkillerinin, alacaklı … nezdinde …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyada takibe konu edilen ödeme emrinde belirtilen nitelikte ve miktarda herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle borca, faize, faiz oranına, BSMV tutarına ve oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz etiklerini, davacı tarafça açılan davanın tamamen kötü niyetle açılmış bir dava olduğunu, açıklanan sebepler de göz önünde bulundurulduğunda haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı tarafın % 20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, karşı tarafın açmış olduğu haksız ve yersiz olarak ikame edilmiş işbu davanın reddine, karşı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava konusu sözleşme asılları ve ihtarname aslı mahkememiz kasa sırasına kayıt edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı şirketin davalılar aleyhine kredi sözleşmesinden kaynaklı 486.557,11 TL asıl alacak, 12.485,39 TL işlemiş faiz, 624,27 TL BSMV, 2.152,17 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 501.818,94 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçtiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 04/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … …. San. Ltd. Şti arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşmeyi davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunuğu kanaati edinildiğini, davalı kefillerin kefalet limiti ve sorumluluğu bakımından; davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 2.625.000,00 TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 485.852,00 TL olduğu nazara alındığında hesaplanan asıl alacağın kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle yeni kefalet limitinin tüm borcu kapsayıp borcun kefalet limiti içinde kalmış olmasından dolayı davalı kefilin hem kendilerinin ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin (asıl borçlu) temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın (07.12.2015 T. 2015/3357 E.ve 2015/16301 s.K uyarınca) borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin söylenebileceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle hesaplanan alacaklarının toplam 498.364,15 TL olduğu, mahkemece raporun belirlenmesi halinde fazlaya ilişkin 3.454,79 TL’nin (501.818,94-498.364,15=) reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarının 485.852,22 TL’si tamamen ödeninceye kadar yıllık %25,20 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği, … mevzuatı bakımından takip edilmesi gereken süreç yönünden …’nun kefaletiyle davalı asıl borçlu … …. San. Ltd. Şti firmasına taksitli kredi kullandırıldığını, … – … Fonu A.Ş dava tarihi 25/10/2022’den sonra olmak üzere 15/12/2022 tarihinde davacı bankaya 360.255,61 TL tutarında tazminat ödemesi yaptığını, davacı bankanın … A.Ş ile yapılan ek kefalet protokolü kapsamında tazmin edilen iş bu bedelin davalı şirket ile davalı kefillerden tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı bankanın tazmin edilen iş bu bedel (360.255,61 TL) bakımından takiplere aynen devam etme yükümlülüğü bulunduğunu, bir başka deyişle davacı banka, … A.Ş. ile imzalanan ek kefalet protokolü (D bendinin 1.2 ve 4.fıkraları), ve Bakanlar Kurulu Kararları (2009/…-2015/… ve 2016/… … kapsamında, davalı asıl borçlu firma ve/veya davali kefil/lerden … ‘nun kefaleti kapsamında kullandırılan kredilerden doğan alacaklarını tahsil etmek için açılan icra takiplerine aynen devam edilebileceğinin düşünüldüğü, çünkü, bahse konu ödemeler/tazminatların davalı asıl borçlu firma ve/veya davalı kefil/ler tarafından yapılmadığı, işte bu bakımdan gerek davacı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen Ek Kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takiplere aynen devam edilebileceği nazara alındığında, …’dan tazminat yoluyla tahsil edilen 360.255,61 TL’nın davalı asil borçlu firmanın kredi borcuna mahsup edilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı banka ile davalı kredi lehtarı borçlusu (asıl borçlu) … …. San. Ve Tic. Ltd. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi diğer davalı kefil …’ın da müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, davalı kefilin kredi tarihinde borçlu şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşıldığından TBK 584.madde gereği eş muvafakatine gerek olmadığı, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu, davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 19/02/2019 tarihli 375.000,00 TL bedelli, 08/03/2017 tarihli 1.500,00 TL bedelli, 20/04/2020 tarihli 750.000,00 TL bedelli sözleşmeler nedeniyle 2.625.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin hesaplanan mevcut borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin temerrüt faizi başlıklı 12. maddesinde faiz oranı olarak bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlasının ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi belirlenmiş ve davacı banka tarafından takip talebinde %29,90 oranında temerrüt faizi talep edilmiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19 -1650 Esas, 2019/507 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında bilirkişi tarafından davalı şirkete kullandırılan taksitli kredilere fiilen uygulanan en yüksek akdi faiz oranına sözleşmenin 12. maddesi tatbik edildiğinde %25,20 olarak bulunan ve bilirkişi tarafından hesaplanan temerrüt faiz oranının geçerli olduğu kanaatine varıldığından bu orana itibar edilmiştir.
Davacı tarafça …. Noterliği’nin 05/07/2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile; 485.604,12 TL yönünden hesabın 05/07/2022 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının asıl borçluya ve kefile tebliğe çıkarıldığı, hesap kat ihtarnamesi ile ödeme için verilen 1 günlük mehil süresi bitimine müteakip davalı asıl borçlu ve davalı kefilin 11/07/2022 tarihinde temerrüde düştükleri kabul edilmiştir. Bu doğrultuda hazırlanan 04/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda talep edilebilecek 485.852,22 TL asıl alacak, 10.542,99 TL işlemiş faiz, 527,14 TL BSMV, 1.441,80 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 498.364,15 TL olarak hesap edilmiş olup, alınan rapor denetime elverişli ve teknik olarak yeterli görüldüğünden rapora itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine, reddedilen miktar yönünden davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile; 485.852,22-₺ asıl alacak, 10.542,99-₺ işlemiş faiz, 527,14-₺ BSMV, 1.441,80-₺ ihtarname masrafı olmak üzere toplam 498.364,15-₺ alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar takip tarihinden itibaren yıllık %25,20 oranında temerrüt faizi ve işleyecek faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
3-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, İİK 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen alacak miktarının %20’i oranına tekabül eden 99.672,83-₺ icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
5-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 34.043,26 TL nispi karar harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 11,50 TL vekalet harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.656,00 TL ( 156,00 TL Tebliğler ve postalar, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 2.637,72TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 75.770,98 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.454,79 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulucuya 3.200,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 3.200,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 3.177,97 TL’nin davalılardan, 22,03 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili (e-duruşma ile), davalılar vekilinin yüzüne; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır