Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/608 E. 2022/718 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/608
KARAR NO:2022/718

DAVA:İSTİRDAT
DAVA TARİHİ:01/12/2008
KARAR TARİHİ:15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … Turizm İnşaat Ticaret Sanayi Ltd. Şti. vekili dava dilekçesinde … Bankası … şubesine ait … seri numaralı çekin sahte imza ile ciro edildiğini, ancak üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, çekin ciro yolu ile davalı … Hizmetleri A.Ş.’ye geçtiğini, çek altındaki imzanın şirket temsilcisi …’e ait olmamasına rağmen müvekkilinin çek bedelini ödemek durumunda kaldığını, müvekkiline ait çek koçanının 10 adet çekle birlikte çalındığını, ancak 26.12.2007 keşide tarihini taşıyan dava konusu çeki müvekkilinin ticari itibarının zedelenmemesi ve cebri icra takibine maruz kalmamak için ödemek durumunda kaldığını belirterek … Bankası … şubesine ait 26.12.2007 keşide tarihli, 20.000 ,00 TL bedelli … seri numaralı çekten dolayı ödemek zorunda kaldıkları 20.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre aldıklarını, yasal bir temlik işlemi yapıldığını, çekin çalınması olayı ile ilgili olarak davacı tarafın ne tür işlemler yaptıklarını açıklamaları gerektiğini, sadece imza incelemesinin yeterli olmayacağını, çekin tüm esaslı unsurları üzerinde inceleme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası 21/05/2019 tarihli ara karar doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek dava konusu sözleşme üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, 02/11/2020 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu sonuç olarak inceleme konusu çekte keşideciyi atfen atılı imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mecut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı yönünde kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 20/01/2021 tarih, 2016/… esas ve 2021/… sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2021/2832 Esas, 2022/4795 Karar sayılı ilamıyla” Dava, sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça, dava dilekçesi ile yasal faiz talep edilmiş, davacı vekilince ıslahla reeskont faizi talep edilmesi üzerine mahkemece, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 177/2 maddesi uyarınca Yargıtay bozma ilamından sonra da ıslah yapılabileceği gerekçesi ile reeskont faizine hükmedilmiştir. Ancak davacı dava dilekçesinde yasal faiz talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanmış olup, yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılarak tüketilmesinden sonra artık ıslah dilekçesiyle faizin cinsinin değiştirilerek reeskont faizi talep edilmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir….” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2021/2832 Esas, 2022/4795 Karar sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Çek üzerindeki imzaya ilişkin sahtelik defi mutlak defi olup sahtelik iddiasında bulunan tarafından iyiniyetli hamile ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilen mutlak defi niteliğindedir. Davacı taraf dava dilekçesiyle sahtelik defini ileri sürmüş ve yapılan bilirkişi incelemesi ile de çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisine ait olmadığı anlaşıldığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile; 20.000,00-TL’nin 26/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
20.000,00-TL’nin 26/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.366,20-TL nispi karar harcından, bozmadan önce alınan 1.366,20 TL harçtan mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam ‭1.216,43‬-TL’nin ( 14,00-TL BVH, 2,30-TL VH, 54,40-TL IH, 310,00-TL ATK Faturası, 350,00-TL BK, 485,73-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır