Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/603 E. 2022/680 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/603 Esas
KARAR NO:2022/680

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:12.04.2007
KARAR TARİHİ:03.11.2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:”Müvekkil ile davalı arasında 03.03.2000 tarihinde … Bölgesinde münhasıran satış ve servis yapma hakkının müvekkil şirkete verildiğine dair sözleşme imzalandığı, bu tarih itibari ile … bölgesinde …’nun yetkili satıcılığını ve servisliğini müvekkil şirketin yürütmeye başladığı, müvekkilin yapılan bayilik ve yetkili servis sözleşmeleri gereği ve davalının bayilikle ilgili kurumsal talepleri doğrultusunda büyük yatırımlarla … markalı araçların satışı ve servisi konusunda faaliyet göstermek amaçlı plaza inşa ettiği, inşa edilen bu plazanın tamamen davalı … firmasının talepleri doğrultusunda planlanıp davalıdan satın alınma zorunluluğu olan mobilya, aksesuar vs. ile çok yüksek maliyetlerle tefriş edildiği, ancak davalının 20 Aralık 2005 tarihinde … / …. Noterliği aracılığı ile 20.12.2005 tarihi itibari ile … Tekstil Paz. San. ve Tic. A.Ş.’in bayiliğinin iptal edildiğini ihbar ettiği, cevap olarak 28.12.2006 tarihinde … ‘ya yapmak isteği feshin haksız nitelikte olduğunu bildirir bir ihbarnamenin gönderildiği, davalının 20 Aradık 2005 tarihli ihtarının ardından 2006 yılında müvekkil şirketin … markalı araçları satmaya ve bakımını yapmaya yetkili olduğu yönünde sözleşme önererek imzalattığı, bundan da anlaşılacağı üzere davalının müvekkile çekmiş olduğu 20 Aralık 2005 tarihli fesih ihbarını geçersiz kılarak müvekkille bayilik ilişkilerini devam ettirmek amacıyla büyük maliyetli yatırımlar yaptırmak istediği, ancak davalının geçen zamanda müvekkili zor durumda bırakan eylemler içine girerek müvekkili yıldırma ve haksız feshi kabullendirme yoluna gitmeye çalıştığını, bunun üzerine davalı ile defalarca görüşen müvekkil şirketin, sözleşmesinin fesih edildiği ve bir daha yenilenmeyeceğinin açıkça beyan edildiğini, müvekkilin sözleşme süresince üzerine düşen hiçbir yükümlülükten kaçınmayarak … tarafından en ufak bir sözleşmeye aykırılık ihtarı almadığı ve feshi gerektirecek hiçbir kusurunun bulunmadığından feshin haksız olduğu, fesih sürelerine riayet edilmeyerek imzalanan sözleşmenin süresiz nitelikte bir sözleşme olduğu, otomotiv dağıtım anlaşmalarının en az beş yıl süreli veya belirsiz süreli olması halinde feshi ihbar süresinin her iki taraf içinde en az iki yıl olması hususuna uygun olması gerekmekle birlikte davalı … şirketinin bu iki yıllık süreye riayet etmeden 1 yıl süre vererek sözleşmeyi haksız olarak fesih ettiği, fesih ihbarının ardından müvekkile 2006 tarihinde yeni bir sözleşme imzalatarak büyük yatırımlar yapıldığı ancak 1 Ocak 2007 tarihi itibari ile bayiliğinin feshedildiğini bildirerek müvekkile araç vermeyi kestiği, 2006 senesi boyunca müvekkilin …’nun direktifleri doğrultusunda istemiş olduğu tüm yatırımları eksiksiz olarak yerine getirdiği , bu sebeplerle müvekkilin uğramış olduğu 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un muafiyeti düzenleyen 5. maddesi kapsamında sektörü düzenleyen 1998 / 3 Sayılı tebliğ doğrultusunda …’nun 2 senelik ihbar öneline uymaması sebebiyle 1 sene kazanmaktan mahrum kaldığı kazanç, haksız fesih sebebiyle çalışanların kıdem tazminatları, … ‘nun … bölgesinde tanınırlığının artırılması için harcanan giderler, …’nun bayilik ilişkisini sürdürmek amacıyla zorunlu olarak yaptırdığı markaya özgü münhasırlık içeren yatırımların ve diğer maddi zararlarımızla birlikte uğramış olduğumuz manevi zararların tazmin edilmesi hususunda bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğu, bu nedenlerle müvekkilin uğramış olduğu zararlara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 25.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi, Mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle huzurdaki davanın tamamen haksız ve dayanaksız olduğu, taraflar arasında … marka otomobillerin satışına ve … marka otomobillere ilişkin yetkili servis hizmetine dair 3 Mart 2000 tarihli sözleşmenin bulunduğu, sözleşmenin başlangıçtan bu yana süresiz akdedilmiş olup 31.12.2006 tarihinde geçerli olmak üzere 20 Aralık 2005 itibariyle … tarafından feshedildiği, fesih işleminin sözleşmeye ve hukuka uygun sürede yapıldığı, sözleşmenin Olağandışı Sona Erme başlıklı 37. maddesine göre sözleşmenin feshinde geçerli olan sürenin 1 yıl olduğu, müvekkilin, taraflar arasındaki sözleşmeleri , yeniden yapılandırma gereği ve amacı ile feshettiği, madde 37.3 uyarınca ihbar gönderdiği takdirde, bu sözleşmenin zımni bir yenileme ihtimali olmaksızın ve herhangi bir Mahkeme müdahalesi gerekmeden, ihbar süresinin sonunda kendiliğinden sona ereceği, dava dilekçesinde belirtilen tebliğ’de de fesih süresinin 1 yıl olarak düzenlendiği, …’nun sözleşmeyi bir yıl sonra 31.12.2006 tarihinde geçerli olmak üzere 20.12.2005 tarihinde feshettiği, fesih ihbarının bir yıldan fazla bir süre önceden yapıldığı, davacının iki yıl iddiasının hukuka aykırı olduğunu, dava ve taleplerin davacının haksız ve nedensiz zenginleşmesine yol açacak niteIikte olduğu, sözleşmenin Aralık 2005 tarihinde feshedilmesine rağmen tam bir yıl sonra …’ya cevabi ihtarname gönderdiği, taleplerin fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafça açılan dava ….Atm’nin … esas sayılı dosyasına kayıtlı iken mahkemelerin ayrılması nedeniyle ….Atm’nin … esasını aldığı, …. ATM’nin … Esas-… Karar sayılı dosyasına verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2012/12259 Esas – 2013/626 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozulan dava dosyası mahkememize tevzi edilerek 2014/490 esas sayılı numara alınarak yargılamaya devam edildiği, mahkememizce verilen 2014/490 Esas, 2016/787 Karar sayılı kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2017/967 Esas – 2019/1947 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma üzerine mahkememizin 2019/380 esas – 2020/510 karar sayılı ilamı ile tekrar verilen kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2020/8071 esas – 2022/4887 karar sayılı ilamı ile ” Dava, taraflar arasındaki oto satış bayiliği sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat talebi ve yapılan yatırım harcamalarının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme, davalı tarafça, 20.12.2005 tarihli ihtarname ile 31.12.2006 tarihi itibariyle feshedilmiştir. Ancak, davacı tarafça dosyaya sunulan fatura ve belgelerden de anlaşıldığı üzere, davacı yan 2005-2006-2007 yıllarında da satış ofisi ve showroom için yatırım harcamaları yapmıştır. Her ne kadar davalı yan fesih ihtarı sonrası yapılan harcamaların kendisinden talep edilemeyeceğini savunmuş ise de, davacı taraf satış ve pazarlama müdürü ile davalı taraf … yetkilisi arasında showroom test, reklam çalışması, mobilya siparişi, seramikler konu başlığı altında 2006 yılında çok sayıda e-mail yazışmalarının bulunduğu, mail içeriklerinden de görüleceği üzere …-… showroomuyla ilgili yatırım planması yapıldığı, davacı tarafın bu harcamaları davalının bilgisi ve onayıyla yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme 31.12.2006 tarihi itibariyle sona ermiş olup 2007 yılına ilişkin davacı yanın talepleri haklı görülmemiş ise de, 2006 yılı sonuna kadar sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurmaya devam ettiğinden 2006 yılında yapılan yatırım harcamalarının da davacı lehine hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçelerle yalnızca 2005 yılı harcamaları hesaplanarak hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu yönüyle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkememizin 2022/603 esasını alarak yargılamaya devam edilmiş, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dava taraflar arasındaki Oto Satış Bayiliği Sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy tazminatı ve yatırım harcamalarının tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 03.03.2000 tarihli Bayilik Sözleşmesi düzenlendiği ve İstanbul bölgesinde münhasıran satış ve servis yapma hakkının davacıya verildiği, davalının 20.12.2005 tarihli ihtarnamesi ile 31.12.2006 tarihi itibariyle bayiliğin iptal edildiğini bildirdiği, Sözlemenin 36 ve 37.maddelerinde olağan ve olağandışı fesih hallerinin düzenlendiği, 36.maddenin 1.bendinde gösterilen olağan fesih prosedürüne uyarak iki yıllık feshi ihbar süresi tanıması gerektiği , bayilik ilişkisinin devam ettiği süreç ve fesihten sonraki dönemde gerçekleşen yapılanma bayi ve servis ağı ve kapasite itibariyle, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin 36/1 ve 37.maddeleri hükmü karşısında davalının iddia ettiği gibi yeniden yapılanma amacı ile bir yıllık fesih ihbar süresine uyularak feshin yerinde olmadığı, davalı şirket tarafından sözleşmenin iki yıllık önel verilmeden bir yıl erken feshedilmesi gerekçesiyle zararların tazmini talebinde bulunulabileceği; davacı şirketin, sözleşme dönemi itibariyle gerçekleştirdiği araç satışı ve servis hizmeti faaliyetleriyle, davalı şirketin pazarı ve müşteri çevresinin gelişimine katkı sağladığından portföy tazminatının koşullarının oluştuğu, davacı şirketçe talep edilebilecek portföy tazminatı tutarının bilirkişilerce 564.996,33 TL olarak hesaplandığı, davacının ıslahla 565.006,00 TL portföy tazminatı talep ettiği, Mahkemenin … esas- … karar sayılı dosyasından 10/05/2012 tarihinde verilen kararında 205.000,00 TL. portföy tazminatına hükmedildiği ve bu durumun davacı tarafından temyiz konusu yapılmadığı, davalı yönünden kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınarak davacınını portföy tazminatı talebinin 205.000,00-TL olarak kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere taraflar arasındaki sözleşme, davalı tarafça, 20.12.2005 tarihli ihtarname ile 31.12.2006 tarihi itibariyle feshedilmiştir. Ancak, davacı tarafça dosyaya sunulan fatura ve belgelerden de anlaşıldığı üzere, davacı yan 2005-2006-2007 yıllarında da satış ofisi ve showroom için yatırım harcamaları yapmıştır. Her ne kadar davalı yan fesih ihtarı sonrası yapılan harcamaların kendisinden talep edilemeyeceğini savunmuş ise de, davacı taraf satış ve pazarlama müdürü ile davalı taraf … yetkilisi arasında showroom test, reklam çalışması, mobilya siparişi, seramikler konu başlığı altında 2006 yılında çok sayıda e-mail yazışmalarının bulunduğu, mail içeriklerinden de görüleceği üzere …-… showroomuyla ilgili yatırım planması yapıldığı, davacı tarafın bu harcamaları davalının bilgisi ve onayıyla yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme 31.12.2006 tarihi itibariyle sona ermiş ise de, 2006 yılı sonuna kadar sözleşme hüküm ve sonuçlarını doğurmaya devam ettiğinden 2006 yılında yapılan yatırım harcamalarının da davacı lehine hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında aldırılan 30.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda açıkça 2005 yılı yatırım zararı 268.220,30-TL , 2006 yılı için 608.316,73-TL ve 2007 yılı için 129.310,40-TL olmak üzere toplam 1.005.847,43-TL olarak hesap edilmiş ,bozma sonrası mahkememizin 2014/490 esas sayılı dosyasında aldırılan 17.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda “30.05.2011 tarihli raporun 8.sayfasında 2005 , 2006 , 2007 yılları için toplam 1.009.113,43-TL tespit edilmiş, bu tutarın 3.266-TL sinin 2006 yılı demirbaş harcaması olduğu belirtilmiştir. 3.266-TL ‘nin …’nın 28.09.2006 tarih 3518 nolu faturaya istinaden karkas yapım bedeli olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle 2005, 2006 , 2007 yılı yatırım harcaması 1.009.113,43-TL olarak dikkate alınmalıdır. ” denilerek çelişki giderilmiş ise de; gerek davacı tarafça 13.10.2011 tarihli ıslah dilekçesinde bilirkişi raporunda yıllara göre belirtilen 2005 yılı yatırım zararı 268.220,30-TL , 2006 yılı için 608.316,73-TL ve 2007 yılı için 129.310,40-TL olmak üzere toplam 1.005.847,43-TL miktar yönünden davanın ıslah edilmesi gerekse de bu miktar kabul edilerek verilen mahkememizin … esas sayılı dosyasındaki kararın temyiz edilmemesi nedeniyle toplam miktar 1.005.847,43-TL ise de bunun yıllara göre raporda ayrıştırıldığı ve ona göre ıslah edildiği dikkate alındığında davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu anlaşıldığından bilirkişi raporunda 2006 yılı yatırım harcamalarına eklenen 3.266-TL toplam zarara dahil edilmeksizin 2005 yılı için hesap edilen 268.220,30-TL , 2006 yılı için 608.316,73-TL olmak üzere toplam 876.537,03-TL yönünden davacının yatırım harcamasına yönelik talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 876.537,03-TL yatırım harcaması gideri ile 205.000,00-TL portföy tazminatı olmak üzere toplam 1.081.537,03-TL alacağın 25.000-TL ‘sine dava tarihinden ıslah ile artırılan 1.056.537,03-TL ‘sine ıslah tarihi olan 13.10.2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 73.879,80 TL nispi karar ve ilam harcının bozmadan önce verilen karar nedeniyle yatırılan 48.630,95.TL bakiye karar harcı, ıslah harcı 22.955,95.TL ve 337,50.TL peşin harç toplamı 71.924,40.TL harçtan mahsubu ile eksik 1.955,40.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken ve ıslah ile yatırılan 23.308,75. TL ( 337,50.TL peşin harç, 13.10.TL BVH , 2.20.TL VSH ve 22.955,95.TL ıslah harcı 2 ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 16.200,20.TL (16.113,00.TL bozmadan önce yapılan yargılama gideri, 87,20.TL bozmadan sonra yapılan yargılama gideri tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 11.153,88.TL’sının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 134.522,96.TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 71.504,34.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 306.50.TL (bozmadan önce yapılan gider) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 95,47.TL’sının davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03.11.2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸