Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/592 E. 2023/767 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/592 Esas
KARAR NO :2023/767

DAVA TARİHİ:06/09/2022
KARAR TARİHİ:14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı şirketin hayvan hastanesi ve veteriner polikliniği alanında İstanbul’da en kapsamlı hizmet veren en büyük işletmeler arasında yer aldığını, bu alandaki çalışmalarını daha hijyenik ortamda yaparak, müşteri memnuniyetini arttırmak için normal hastanelerde kullanılan zemin kaplamalarını yapan davalı firma ile anlaşarak tamamen ithal malzeme kullanılan davaya konu işi yaptırmak istediğini, işin yapılması sürecinde tadilat işlerinde kullanılan malzemelerin tedarikinde problemler yaşandığını, duvar malzemelerinin yurt dışından eksik geldiği fark edildiğini, kliniğin hasta kabul edilen muayene odalarına giden duvarları malzeme ile kaplandığını, davalı şirket duvar tadilat çalışmalarında ortaya çıkan işçiliğin ve yapılan tadilatın çok kötü görüntüye sahip olması ve kalite açısından da ayıplı olması nedeniyle davacı şirket tarafından tadilat işlemlerinin durdurulması ve ödenen paranın iadesi talep edildiğini, davalı taraf, kötü uygulamaların düzeltileceği ve eksik kalan duvarların tamamlanacağı yönünde sözlü taahhüt vermesi üzerine zemin kaplamalarına da başlanarak işlemlere devam edildiğini, davalının davacıya ait işyerlerinde ayıplı mal ve hizmet ifası nedeniyle ödenen toplam 20.000,00 EURO’nun ödeme tarihinden itibaren 3095 S.K. 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, işyerinin kapalı kaldığı/kalacağı süre bakımından uğranılan iş/kar kaybı zararına karşılık HMK’nın 107’nci maddesi uyarınca alacak belirli hale geldiğinde harcı tamamlanmak üzere belirlenecek iş/kâr kaybı zararına istinaden şimdilik 10.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı şirketin uğradığı manevi zarara karşılık olarak 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ettiği döşenmesi/tadilatı, davalı şirket tarafından yapılmadığını, davalı ile davacı arasında yalnızca mal satışı ilişkisi olduğunu, satışa konu ürünlerin döşenmesi/tadilatı davalı şirket tarafından yapılmamış olup işçilikteki ayıpta sorumluluk davalıya ait olmadığını, tarafların ticari kayıtları, dava konusu faturalar incelendiğinde, tüm faturaların satış faturası olduğu, davalı şirket tarafından davacıya satışa konu ürünlerin uygulamasına yönelik hizmet verildiğine ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığını, dava dilekçesinin incelenmesinden de talebin satışa konu ürünlerin uygulamasına/işçiliğe yönelik olduğunu, esasen ürünlerde mevcut ayıp iddiasının bulunmadığını, tespit dosyasında alınan Bilirkişi Raporu da yukarıda izah edildiği şekilde, işçilik ayıpları tespit edildiğini, davalı şirket, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tarafların satış ilişkisi sebebiyle yalnızca ürünün kendisinde mevcut ayıptan sorumlu tutulabilecek olup, bu ürünlerin uygulanması, kötü görünmesi, küçük yerine büyük kesilmesi, sıcakla birleştirilmemesi vesaire gibi işçilik hatalarından sorumlu tutulamayacağını, davalıya da üründe mevcut ayıpla ilgili ihbar yapılmadığın, davanın konusu da işçilik ayıbına ilişkin olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların;Taraflar arasında eser sözleşmesinin aktedilip aktedilmediği sözleşme aktedilmiş ise sözleşme konusu edinim davalı tarafından ayıplı ifa edilip edilmediği hususlarından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;…. Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak … değişik iş sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 02/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı tarafın davacı tarafa 132.668,22-TL karşılığı 16.762,07 EURO fatura düzenlediği, davacının davalı tarafa 14.976,16-TL karşılığı 1.996,66 EURO fatura düzenlediği, her iki taraf ticari defterlerine işlendiği, davacının davalı taraftan 16.762,07 EURO – 1.996,66 EURO = 14.765,41 EURO karşılığı fatura aldığı, davacının 2020-2021 yılları ortalama 15 günlük 18.327,79 TL. kar hesaplandığı, davacının manevi zarar talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, hayvan hastanesi ve veteriner polikliniğinin zemin kaplamalarını yapan davalı firma ile anlaşarak tamamen ithal malzeme kullanılan davaya konu işi yaptırmak istediğini, işin yapılması sürecinde tadilat işlerinde kullanılan malzemelerin tedarikinde problemler yaşandığını, duvar malzemelerinin yurt dışından eksik geldiği fark edildiğini, kliniğin hasta kabul edilen muayene odalarına giden duvarları malzeme ile kaplandığını, davalı şirket duvar tadilat çalışmalarında ortaya çıkan işçiliğin ve yapılan tadilatın çok kötü görüntüye sahip olması ve kalite açısından da ayıplı olması nedeniyle davacı şirket tarafından tadilat işlemlerinin durdurulması ve ödenen paranın iadesi talep edildiğini, davalı taraf, kötü uygulamaların düzeltileceği ve eksik kalan duvarların tamamlanacağı yönünde sözlü taahhüt vermesi üzerine zemin kaplamalarına da başlanarak işlemlere devam edildiğini, davalının davacıya ait işyerlerinde ayıplı mal ve hizmet ifası nedeniyle, uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı taraf, davacı tarafın ayıplı olduğunu iddia ettiği döşenmesi/tadilatı, davalı şirket tarafından yapılmadığını, davalı ile davacı arasında yalnızca mal satışı ilişkisi olduğunu, satışa konu ürünlerin döşenmesi/tadilatı davalı şirket tarafından yapılmamış olup işçilikteki ayıpta sorumluluk davalıya ait olmadığını, tarafların ticari kayıtları, dava konusu faturalar incelendiğinde, tüm faturaların satış faturası olduğu, davalı şirket tarafından davacıya satışa konu ürünlerin uygulamasına yönelik hizmet verildiğine ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığını, dava dilekçesinin incelenmesinden de talebin satışa konu ürünlerin uygulamasına/işçiliğe yönelik olduğunu, esasen ürünlerde mevcut ayıp iddiasının bulunmadığını, tespit dosyasında alınan Bilirkişi Raporu da yukarıda izah edildiği şekilde, işçilik ayıpları tespit edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda; Tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı tarafın davacı tarafa 132.668,22-TL karşılığı 16.762,07 EURO fatura düzenlediği, davacının davalı tarafa 14.976,16-TL karşılığı 1.996,66 EURO fatura düzenlediği, her iki taraf ticari defterlerine işlendiği, davacının davalı taraftan 16.762,07 EURO – 1.996,66 EURO = 14.765,41 EURO karşılığı fatura aldığı, davacının 2020-2021 yılları ortalama 15 günlük 18.327,79 TL. kar hesaplandığı, davacının manevi zarar talebinin mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmal etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Eksik işlerle ilgili teslim alınırken itirazi kayıt ileri sürmeye ve ihbarda bulunmaya gerek yoktur. Zamanaşımı süresi içinde işin eksik yapıldığı iş sahibince ileri sürülebilir. Ayrıca, 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi hükmünde bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmazsa faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Eldeki davada, davalı tarafından düzenlenen faturaların, davacının defter ve kayıtlarına işlendiği dosyada yer alan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Dolayısıyla anılan faturalaraa davacı tarafça 8 gün içerisinde itiraz edildiği ileri sürülüp ispat edilmediğinden içerikleri kesinleştiğinden davacının işi eksiksiz teslim aldığı ve açık ayıplarla ilgili muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinin kabulü zorunludur. Bu halde davacı iş sahibi ancak sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların varlığı ve bunları ortaya çıkmasından itibaren gecikmeksizin yükleniciye bildirmesi halinde giderilmesini ya da bedelinin iş bedelinden düşülmesini isteyebilecektir. (Emsal Yargıtay 15. H.D. 2017/1382 E,2017/3332 K sayılı kararı)
Açıklanan nedenlerle, tarafların ticari defterlerine göre tarafların borç ve alacaklarının bulunmadığı , davalı tarafından tanzim edilip davacının ticari defterlerine kaydedilen fatura içeriklerinde işçilik hizmetinin bulunmadığı, tanık beyanında eserin 2020 yılı haziran ayında yapıldığının bildirilmesine rağmen, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, delil tespitinin 01/10/2021 tarihinde istendiği anlaşıldığından, davalının kusurlu bulunmadığı ve davacı tarafça açılan maddi ve manevi tazminat davasının kabulüne ilişkin koşulların oluşmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 269,85 -TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 6.870,01-TL harçtan mahsubu ile artan 6.600,16-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Manevi tazminat talebi yönünden reddedilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 10.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstirdat Talebi yönünden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00-TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır