Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/579 E. 2023/29 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/579
KARAR NO :2023/29

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/08/2022
KARAR TARİHİ:17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalının, alacaklı sıfatıyla icra takibini davacı şirketin yürüttüğü …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 6.812,63 TL değerindeki borca haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiğini, davacı şirket ile davalı arasında Taşıma Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, Taşıma Hizmet Sözleşmesiyle taşıyıcı, eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi; buna karşılık, gönderen ise taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlandığını, sözleşmede mesafeye göre ulaştırma saatleri, davacı şirket ve davalının diğer yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkeme hususlarının belirtildiğini, davacı şirketin, davalı ile aralarındaki Taşıma Hizmet Sözleşmesindeki tüm yükümlülüklerini özen ve titizlikle yerine getirdiğini sözleşme gereği yapılan taşıma faaliyetleri neticesinde usulüne uygun faturalar düzenlediğini, davalı, davacı şirket tarafından yapılmış olan taşıma hizmetine karşılık kendi üzerine düşen edimi ifa etmeyip ödenmesi gereken fatura bedellerini ödemediğini, müşteri Cari Hesap Ekstresinde de görüleceği üzere ödenmeyen fatura bedellerinin toplam tutarı 6.812,63 TL olduğunu, davacı şirket tarafından davaya konu alacağın tahsili için davalı taraf ile defalarca iletişime geçilmiş olsa da davalının borcunu ödemediğini, davalı tarafından borca yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası borcuna yaptığı itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamını, davalı tarafından icra dosyası borcuna itiraz eden davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını, talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Her ne kadar davacının davalı adi ortaklık nezdinde talep edebileceği herhangi bir hak veya alacak mevcut değilse de, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının dava konusu ettiği alacaklarının tamamının zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazının Mahkemece hükmün tesisinde dikkate alınmasını, davalı adi ortaklığa gönderilen ödeme emrinin incelenmesinde, ödeme emrinde adi ortaklığın kimlerden oluştuğu açıklanmadığını, takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkartıldığını, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkartılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı tespit edildiğini, bu nedenle gönderilen ödeme emri usule aykırı olduğunu, davalı Adi Ortaklık ile davacı taraf arasında imzalanan taşıma hizmet sözleşmesi gereğince kararlaştırılan ücret davalı adi ortaklık tarafından ödenmiş olduğunu, davalı adi ortaklık tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, …. İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen Ödeme Emri davalı Adi Ortaklığa 05.04.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının davalı adi ortaklık tarafından ödenmiş olan ancak ödenmediği iddia edilen kötü niyetli alacak talebinin asılsız olduğunu, taraflar arasında akdedilen taşıma hizmet sözleşmesi gereğince kararlaştırılan bedel davalı adi ortaklık tarafından davacı tarafa ödendiğini ve tüm bu hususlara rağmen davacı tarafça asılsız, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olarak sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmediği iddia edildiğini ve bu haksız iddialarına istinaden kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, davacı taraf davalı adi ortaklık ile imzaladıkları taşıma hizmet sözleşmesinde kararlaştırılan meblağın ödenmediğine dair hiç bir delil ileri sürmediğini, mahkeme aksi kanaatte ise, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, aksi takdirde davacı tarafından açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun nitelikteki davanın esastan reddini,davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile başlatmış olduğu icra takibinin iptalini, tüm yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER;
…. icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava itirazın iptali davasıdır.
HMK’nın 114. maddesinde yer alan dava şartları, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli olan şartlardır. Dava şartları gerçekleşmeden davanın esası incelenemez. Hakim dava şartı eksikliğini kendiliğinden dikkate alır, tarafların bu konuda talepte bulunmasına gerek yoktur.
HMK’nın 114/1.d maddesinde tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartları arasında sayılmıştır.
Taraf ehliyeti hukuki ilişkinin sujesi olabilme ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde “Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir.” şeklinde açıklanmıştır. Davada taraf ehliyetinden maksat bir davada davacı veya davalı olarak yer alabilme ehliyetidir. Bu kavram medeni hukuktaki hak ehliyetinin, medeni usul hukuku alanındaki uzantısını oluşturur (Tanrıver, S., Medeni Usul Hukuku, C.I, 2016, S.485). Kişinin taraf ehliyetinin bulunması, taraf olarak yer aldığı davasını yürütebilmesi için tek başına yeterli değildir; kişinin dava ehliyetine de sahip olması gerekir (Erişir, E., Medeni Usul Hukukunda Taraf Ehliyeti, 2007, S.57). Dava ehliyeti ise bir kişinin bizzat yada tayin edeceği temsilcisi aracılığı ile dava açabilmesi, davayla ilgili usul işlemleri yapabilmesi ve kendisine karşı dava açılması halinde hakkını koruyucu beyanlarda bulunabilme yani savunma yapabilme ehliyeti olarak tanımlanabilir ve HMK’nın 51. maddesinde “Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre medeni hakları kullanma ehliyetine yani fiil ehliyetine sahip olanlar dava ehliyetine de sahiptirler.
6098 sayılı TBK’nın 620.maddesinde adi ortaklık sözleşmesi iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmeler olarak tanımlanmıştır. Ancak adi ortaklık 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında yer alan ortaklıklardan farklı olarak taraf ve dava ehliyeti olmadığı gibi tüzel kişiliği haiz değildir. Bu nedenle adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri zorunludur. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların, el birliği mülkiyeti kuralları gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Bütün ortaklar tarafından açılacak dava, adi ortaklık adına değil ortaklar adına açılır ve hüküm de ortaklar hakkında verilir. Taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir ve ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi uyarınca ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir.
Somut olayda; dava adi ortaklığı oluşturan ortaklara değil, tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığa açılmıştır. Yukarıda da ifade edildiği üzere davalı adi ortaklığın taraf ve dava ehliyeti bulunmadığından, davanın HMK’nın 114/1.d ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A)Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 82,29 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 97,61 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 6.812,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır