Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/516 E. 2022/800 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/516
KARAR NO :2022/800

DAVA:Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli)
DAVA TARİHİ:20/07/2020
KARAR TARİHİ:08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı arasında “… …”ndeki (“Şirket”) paylarının satılması maksadıyla 15.05.2015 tarihinde “Pay Alım Satım Sözleşmesi” (“Sözleşme”) imzalandığını,sözleşmenin 8.3. maddesinin “Dava ve İcra Takip Dosyaları” başlığını taşıdığını, sözleşmenin 8.3. maddesinde şirket veya … …’nın taraf olduğu kapanış tarihi itibariyle derdest olan davaların EK-39’da listelendiğini, bu davaların sözleşmenin 8.7.1. maddesinde açıklanan şekilde takip edileceğini, şirketin veya … …’nın ödemekle yükümlü tutulacağı meblağların tamamı, faiz dahil tüm ferilerinin, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin %85’inin alıcıların talebini takiben 5 iş günü içinde davacılar tarafından davalıya ödeneceği hususunda düzenlemeler yapıldığını,sözleşmenin 8.3.2. maddesinde, yukarıda açıklanan şekilde EK-39’unda yer alan derdest davalar nedeniyle şirketin veya … …’nın ödemek zorunda kaldığı tutarların davalı tarafından davacılara yapılan ihtarı takiben 5 iş günü içinde ödenmemesi halinde zararın banka teminat mektubundan karşılanacağı, 8.3.3. maddesi ile de şirketin veya … …’nın lehine sonuçlanan dosyadan şirketin veya … …’nın elde edeceği gelirin %85’inin sözleşmenin 8.3.1 maddesi uyarınca alıcıya karşı doğabilecek borçlarından mahsup edileceğine dair
düzenlemelere yer verildiğini, bunun dışında sözleşmenin herhangi bir yerinde 8.3. maddesinde yer alan dava ve takip dosyalarından kaynaklanan borçlar ile ilgili teminat mektubuna atıf yapan herhangi bir düzenleme bulunmadığını,sözleşmenin 3 no.lu ekinde yer alan listede de sadece teminat mektubunun verileceği hususlar, süresi, miktarı yer aldığını, yine sözleşmenin 8.2.5. maddesinde, “alıcının derdest dava dosyaları vergi kapsamı dışında birbiri ile ilişkili zincir işlemler hariç olmak üzere beher işlem başına 15.000 TL’si altında kalan zarar için satıcılardan herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağı” hüküm altına alındığını, sözleşme ekinde yer alan hisseleri devredilerek şirketin davalıya teslimi sırasında, şirketin taraf olduğu dava ve takiplerin listesinin sözleşmenin 39 no.lu ekinde yer aldığını, yukarıda açıklandığı üzere, davaların ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı öngörülemediği için 39 no.lu ekte yer alan dava ve takipler nedeniyle şirketin herhangi bir ödeme yapması halinde bu ödemenin davacılar tarafından tazmin edileceğine ilişkin düzenlemelere yer verildiğini, hatta şirket ile … …’nın taraf olduğu 39 no.lu ekte listelenmiş dava dosyaları veya icra takip dosyalarının lehine sonuçlanması halinde, sonuçlanan davadan şirketin veya … …’nın elde edeceği gelirin %85’inin davacıların davalıya karşı 39 no.lu ekte listelenmiş dava ve takiplerden dolayı doğacak borçlarından mahsup edilmesi ilkesinin benimsendiğini, bugüne kadar davalı tarafça şirket lehine sonuçlanan dava ve takipler ile ilgili davacılara herhangi bir bilgi verilmediğini, Sözleşme ekinde yer alan dava ve takiplerle ilgili olarak şirket ya da … …’nın aleyhine hüküm verilmesi ve aleyhe verilen hüküm nedeniyle şirketin yaptığı ödemenin davacılar tarafından şirkete ödenmemesine ilişkin riskin teminatını teşkil etmek üzere davacılar, … A.Ş. tarafından tanzim edilerek davalı şirkete tevdi ve teslim edilen 06.07.2015 tarih … numaralı, geçerlilik süresi 08.07.2020 tarihinde sona eren, 8.000.000 TL tutarlı teminat mektubunu alıcıya teslim ettiklerini,davacılar tarafından davalıya teslim edilen ve yukarıda vasıfları yazılı teminat mektubu içeriğinin şöyle olduğunu; “Satıcılar, sözleşme Madde 8.3.1.’de Sözleşme Ek-39’da yer alan dava ve icra takiplerinden dolayı şirketin veya … … … A.Ş.’nin ödemekle yükümlü tutulacağı meblağın tamamının faiz dahil tüm ferilerinin, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin %85’ini Madde 8.3.2.’ye uygun olarak alıcıya ödemeyi kabul etmiştir. (Satıcıların Ödeme Yükümlülüğü)” “Bankamız satıcılarının ödeme yükümlülüğünü toplam 8.000.000 TL’ye (“Teminat
Sınırı”) kadar garanti etmektedir. Bu nedenle, satıcıların, satıcıların ödeme yükümlülüğünü ihlal etmeleri yerine getirmemeleri halinde yükümlü oldukları meblağı, teminat sınırı ile sınırlı olmak kaydıyla, herhangi bir şekilde protesto çekmeye, satıcıların herhangi birinin iznini almaya gerek kalmaksızın ve alıcı ile satıcılar arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçlan araştırılmaksızın ilgili meblağları ilk yazılı talebiniz üzerine derhal ve gecikmeksizin şirketinize ve emrinize nakden ve tamamen ödemeyi … A.Ş.’nin merkez şubesinin imza atmaya yetkili temsilcisi ve sorumlusu sıfatıyla ve … A.Ş.’nin merkez şubesinin ad ve hesabına taahhüt ve beyan ederiz. İşbu tazmin taahhüdümüzün yerine getirebilmesi için yazılı talebiniz beraberinde satıcıların sözleşme Madde 8.3.2.’ye uygun olarak ödeme yapmadığını belirten beyanınızın mevcut olması gerekmektedir. Bu teminat mektubu şartsız ve gayrikabili rücudur. Bu teminat mektubu 08.07.2020 (“geçerlilik süresi”) tarihine kadar geçerli olacak ve yazılı talebinizin söz konusu tarihin resmi tatili olup olmamasından bağımsız olarak geçerlilik süresi son gününde saat 17.00’a kadar tarafımızca teslim alınmamış olması halinde işbu teminat mektubu kendiliğinden hükümsüz ve geçersiz hale gelecek ve bankamız bu teminat mektubunun tarafımıza iade edilip edilmemesine bağlı olmaksızın işbu teminat mektubu tahtındaki yükümlülüklerinden otomatik olarak ibra edilecektir.” Davanın TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk şartına tabi olmadığını,TTK 5/a maddesi ile ilgili olarak mahkemelerde, bölge adliye mahkemelerinde, Yargıtay Hukuk Dairelerinde farklı uygulama ve kararlara rastlandığını, bu farklı uygulama ve kararların uygulamada ciddi endişelere yol açtığını, bu açıdan bakıldığında;işbu dava bakımından TTK 5/A kapsamında zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu düşünüldüğünde arabuluculuğa müracaat edilmesi süreleri kestiğini, (Arabuluculuk Kanunu Madde 18/16) ancak işbu dava bakımından TTK 5/A kapsamında zorunlu arabuluculuk söz konusu değilse, arabulucuya müracaat etmek süreleri kesmeyeceği için bu sefer HMK 397.maddesi kapsamında kararın uygulanmasından sonra iki hafta içinde esas hakkında davanın açılmasının zorunlu olduğunu, iki hafta içerisinde dava açılmadığı takdirde de tedbir kararının düştüğünü, kanaatlerinin bu davanın konusunun TTK 5/A kapsamında zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı yönünde olduğunu, buna rağmen Sayın Mahkeme tarafından bu davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğuna dair bir kanaate varılması halinde davacıların zarar görmesinin engellenmesi maksadıyla huzurdaki dava açılmadan önce 17.07.2020 tarihinde arabuluculuğa müracaat edildiğini, müracaatın dava bakımından süreyi kesmesine karşın davacılar gibi Sayın Mahkemenin de zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı kanaatine varması halinde bu sefer HMK madde 397’deki sürenin geçmiş olması nedeniyle tedbirin düşmesi riskine karşın huzurdaki davanın ikame edildiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davalarının kabulü ile … A.Ş. tarafından tanzim edilerek davalı şirkete tevdi ve teslim edilen 06.07.2015 tarih … numaralı, geçerlilik süresi 08.07.2020 tarihinde sona eren, 8.000.000 TL tutarlı teminat mektubunun davacılara iadesine”, iade mümkün olmadığı takdirde teminat mektubunun iptaline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar … Holding A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., …, …
…, … …, … … Ve … … ile davalı şirket … … …. Merkezi A.Ş. arasında 15.05.2015 tarihli, … Alışveriş Hizmetleri Gıda ve Ticaret Anonim Şirketi’nin paylarının %85’inin alım-satımına ilişkin Pay Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, İşbu sözleşme uyarınca satıcıların (huzurdaki davada davacılar) yerine getirmekle yükümlü
oldukları edimlerini gerçekleştirmemeleri sebebiyle; … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin
…E. sayılı dosyası ile, satıcıların ödeme yükümlülüklerini ihlal ettikleri yaklaşık
57.000.000 Türk Lirası’nın tahsili, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.
numaralı dosyaları ile satıcıların sözleşme uyarınca ödemeleri gereken yaklaşık 1.900.000 Türk
Lirası’nın tahsili, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. numaralı dava dosyası ile
… Holding A.Ş.’ye karşı açılan dava ile; davalı şirketin 249.595,56 Türk Lirası tutarındaki
alacağına ilişkin olarak…. İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyası ile
başlatılan icra takibine ilişkin davalı tarafça gerçekleştirilen haksız itirazın iptali, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. numaralı dava dosyası ile davalı şirketin 639.685,51
Türk Lirası tutarındaki alacağına ilişkin olarak İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün … E.numaralı dosyası ile başlatılan icra takibine ilişkin davalı tarafça gerçekleştirilen haksız itirazın
iptali talep edildiğini, işbu dava haricinde davacıların sözleşme hükümlerine uymaması nedeniyle
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı takip dosyası ikame edildiği ve davalı
şirketin 427.643,34 Türk Lirası tutarındaki alacağına ilişkin olarak …. İcra Müdürlüğü’nün
… E. numaralı dosyası ile … holding A.Ş. aleyhine 31.12.2018 tarihinde icra takibi
başlatıldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün …E. Numaralı takip dosyası ile davalı
şirketin 604.766,30 Türk Lirası tutarındaki alacağı için icra takibi başlatıldığını ve ….
İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden davalı şirketin 456.173,48 Türk
Lirası tutarındaki alacağı için icra takibi başlatıldığını, dolayısı ile işbu dava ve icra takipleri incelendiğinde kolaylıkla görülebileceği üzere
davacı şirketleinr ve gerçek kişiler sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri ısrarla yerine
getirmediklerini, davalı şirketin davacıların sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle oluşan alacak
tutarlarının yaklaşık faiz ve masrafları ile birlikte 100.000.000 Türk Lirası’na yaklaşmış vaziyette
olduğunu,
tüm bu gelişmeler ışığında, davacıların dava dilekçelerinde yer alan; davacıların ödeme
yükümlülüklerini yerine getirecekleri beyanı tamamı ile gerçek dışı olup, davacıların davalı şirkete
karşı sergiledikleri yegane tutumun “Ödememe, İade Etmeme” şeklinde olduğunu, huzurdaki
davanın da ikame edilmiş olmasının yegane sorumlusunun, sözleşme ile üstlendikleri
yükümlülükleri ısrarla yerine getirmeyen davacılar olduğunu, dava dilekçesinin 10 numaralı başlığı altında Sayın Davacı Vekilleri davanın Türk Ticaret
Kanunu’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk şartına tabi olmadığının belirtildiğini, fakat
Yargıtay’ın yeni içtihatlarının huzurdaki davadan önce arabuluculuk müessesine başvurunun
zorunlu olduğu yönünde olduğunu, Yargıtay 11. HD 10.02.2020, E. 2019/3048, K. 2020/1093
kararına göre;
“Menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte; davalı ise
davacının borçlu olduğunu savunmaktadır. Mahkeme menfi tespit davasında davacının borçlu olup
olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitini yapacaktır. Menfi
tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup TTK m. 5/A hükmü
kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartıdır.”
şeklinde hüküm kurulmuş olup, huzurdaki davada dava şartı olan arabuluculuk süreci
tamamlanmadan dava ikame edildiğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini,
davacıların öncelikle iade, aksi takdirde ise iptalini talep ettikleri mektubun muhatabı ve
dolayısı ile borçlusunun … … A.Ş. olduğunu, dolayısı ile davacılar borçlusu olmadıkları
bir mektubun iptalini talep ettiklerini, bu talepleri ile, dava dışı … … A.Ş.’nin ödeme
yükümlüğünü sona erdirme gayesinde olduklarını, sorumluluk ve borçlu alacaklı zincirinin dışında
kalan bu talebin hukuken kabul edilmesinin mümkün olmadığını,
huzurdaki davaya konu teminat mektubunun, Davacılar … Holding A.Ş., … …; … …, … …, …, … … ve … Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şirketi’nin, davalı şirket ile imzalanan 15.05.2015 tarihli Pay Alım Satım Sözleşmesi’nin 8.3. maddesinde yer alan dava ve icra takip dosyalarından kaynaklı ödeme yükümlülüklerini yerine
getirmemeleri riskini bertaraf edebilmek adında … A.Ş. tarafından tanzim edilerek
davalı şirkete tevdi ve teslim edilen 06.07.2015 tarih … numaralı, geçerlilik süresi
08.07.2020 tarihinde sona eren, 8.000.000 TL tutarlı teminat mektubunun iadesinin, iade mümkün
olmadığı takdirde teminat mektubunun iptali istemli olduğunu,davalı şirketin mektubun nakde dönmesi talebinin hukuka uygun olduğunu, zira, tarafların, sözleşmenin ek-39’unda yer alan davaları tek tek belirttiğini ve bu davaların kaybedilmesi
durumunda, ödenecek tutarların yükümlülüğünün davacılar üzerinde olduğunu açıkça
belirttiklerini, dolayısı ile listede yer alan ve henüz neticelenmese dahi sonuçlandığında davalının
ödemekle yükümlü tutulacağı tutarların davacılardan tahsil edilmesi gerekliliğinin sabit olduğunu,
dolayısı ile davacıların “Borçlu Olmadıklarına” dair beyanlarının en hafif ifade ile gerçek dışı
olduğunu, davacılar yukarıda arz edilen davalarda olduğu gibi sözleşmeye konu her türlü alacağın
vuku bulmasıyla ödememe üzerine çeşitli dava ve senaryolar geliştirmeye çalıştıklarını, halbuki,
teminat mektubunun açık metninden ve garanti niteliğinden ötürü bu iddialarının hukuki bir
dayanağı bulunmadığını,yukarıda arz ve izah edilen açıklamaları doğrultusunda davacıların lehdarı dahi olmadıkları mektubun iptalini talep etmeleri, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemiş
olması, taahhüt eden bankanın taahhüdünün garanti kapsamında kaldığı, dolayısı ile asıl borcun
varlığının veya yokluğunun dava konusu bakımından önem arz etmediği gerçeği karşısında
davacıların haksız ve mesnetsiz davalarının reddini talep ettiklerini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet
ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasında yapılan mal alım-satım sözleşmesi kapsamında dava ve takip dosyalarıyla ilgili teminatı sağlamak üzere 06/07/2015 tarih ve 8.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacı tarafa iade edilip edilemeyeceği, iptalinin mümkün olup olmadığı, riskin halen devam edip etmediği hususlarından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… 17.Noterliği’ne müzekkere yazılarak 06/07/2020 tarihli ihtarname celp edilerek mahkememiz 7699 kasa sırasına kayıt edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … D.İş sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup 10/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; henüz kesinleşmemiş ve devam etmekte olan davalarla ilgili olarak bir hesaplama yapmanın mümkün olmadığı, incelenen defter kayıt ve belgelerde de devam eden davaların tutarını belirleyici bir bilginin bulunmadığı, sözleşme, sözleşme eki ve teminat mektubuna göre teminat mektubu süresinin dolmuş olduğu ve teminat mektubunun geçersiz hale geldiği, teminat mektubunun süresinin uzatılmasına ilişkin taraflar arasında mutabakat olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davanın 14/04/2022 tarihinde sözleşmenin ek-39 ‘da listelenen dava ve takip dosyalarının cüzi bir kısmının halen derdest olduğu, fakat teminat mektubunun 08/07/2020 tarihinde kendiliğinden hükümsüz hale geldiği, satıcıların ödeme yükümlülüğünü ihlal ettiklerine dair beyanda bulunarak alıcının 08/07/2020 tarihine kadar tazmin talebinde bulunmadığı,riskin devam ediyor olması olgusuna dayanarak teminat mektubunun davalı uhdesinde tutulması veya nakde çevrilmesinin mümkün olmadığını,geçerlilik süresinin dolması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraf vekillerince mahkememiz kararı istinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2022/1256 Esas 2022/1005 Karar sayılı 06/07/2022 tarihli ilamı ile; “Somut olayda, davacı …’in yargılama sırasında karar tarihinden önce 19/09/2020 tarihinde vefat ettiği incelenen nüfus kaydından anlaşılmıştır. Şu halde, ölümle vekalet ilişkisi sona ereceğine göre, davayı davacı adına takip eden ve kararı temyiz eden avukat ile davacı arasındaki vekalet ilişkisi sona ermiş, davacı vekili tarafından …’in mirasçılarından alınmış vekaletname dosyaya ibraz edilmediği halde mahkemece davanın, mirasçıları tarafından takip edilmesi gerektiği göz ardı edilerek bu husus üzerinde durulmamıştır. Hal böyle olunca, öncelikle, ölüm ile vekalet ilişkisi son bulan vekile, …’in mirasçılarına ait vekaletnameleri sunmak üzere süre tanınması, sunulmadığı taktirde mirasçılara tebligat yapılmak suretiyle davaya devam etmeleri halinde işin esasına girilerek karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 114. maddesi gereğince taraf ve dava ehliyeti dava şartı niteliğinde olduğundan bu hususun yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.Taraf vekilleri tarafından ileri sürülen diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak,müteveffa davacının mirasçıları davaya katılarak taraf teşkili sağlanarak yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.” gerekçeleriyle kaldırılarak mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından 02/12/2022 tarihli dilekçe ile; davacı …’in mirasçılarının huzurdaki davada davacı olduklarını, mirasçı … tarafından da vekaletname sunulduğunu beyan etmiştir.
İstinaf kararı doğrultusunda yapılan incelemede taraf teşkili tamamlanmış olmakla teminat mektubunun geçerlilik süresinin dolması nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
… … A.Ş.’ye ait 06/07/2015 tarihli … numaralı geçerlilik süresi 08/07/2020 tarihinde sona eren 8.000.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacılara iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 546.480,00 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 136.620,00 TL harçtan mahsubu ile eksik 409.860,00 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 318.000,00TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılarken yatırılan toplam 136.682,20TL TL (54,40TL BVH, 7,80TL VSH, 136.620,00 TL peşin harç, ) harcın davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 3.987,50 TL ( 387,50 TL tebliğler ve posta, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacılar ve davalı vekilinin yüzüne;6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08.12.2022

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır