Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/513 E. 2022/731 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/513
KARAR NO : 2022/731

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/04/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, … plakalı aracı sigortaladıklarını, bu aracın 28.02.2015 tarihinde davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalanmış … plakalı araçla kaza yaptığını, kaza tespit tutanağına göre her iki aracın da % 50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kendi sigortalılarının önce Sigorta Tahkim Kuruluna başvurduklarını, buradan verilen karara karşı da Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine gittiklerini, Sigorta Tahkim İtiraz Hakem Heyetinin de kendileri aleyhine tazminata hükmettiğini, hükmedilen tazminatın Elazığ … İcra Dairesinin … ve Elazığ … İcra Dairesinin … sayılı dosyalarından icra takibine konulduğunu, bu dosyalarda toplam 188.126,59 TL ödeme yaptıklarını, meydana gelen kazada her iki araç sürücüsünün de % 50 oranında kusurlu olmaları nedeniyle ödemek zorunda kaldıkları 188.126,59 TL tazminat miktarının % 50’sinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu bu nedenle de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 62’ye göre davalı sigorta şirketine rücu ederek davalı aleyhinde İstanbul … İcra Dairesinin …sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı… Sigorta A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, ödenen tazminattan kendi sigortalılarının kusuru ölçüsünde sorumlu olduklarını, bunun için de meydana gelen kazada kusur incelemesinin yapılması gerektiğini, ticari faiz istenemeyeceğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 62’ye göre; aynı zarardan sorumlu tazminat sorumlularından tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin fazla ödemesi nedeniyle diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkı sahibi ve zarar görenin haklarının halefi sıfatıyla başlattığı icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre sigorta davasıdır.
Mahkememizin 2017/795 Esas, 2020/284 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2022 tarih, 2020/1530 Esas ve 2022/1401 Karar sayılı ilamı ile; ”KTK’nın 88. maddesindeki “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesi ile birden fazla kişinin zararı tazminle yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 61. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51.) maddesindeki “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine göre de, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacı zararın tamamını, isterse sorumluların hepsinden isterse bir kısmından isteyebilir. Yine TBK’nın 62/2. maddesinde ise “Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Somut olayda davacı sigorta şirketi çift taraflı kazada yolcunun vefatı üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin nihai kararı ile ödeme yaptığına, KTK’nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunduğunu tespit edilmiş olmasına, zarardan müteselsilen sorumlu olan davacı sigortacının ödeme yaptıktan sonra diğer müteselsil sorumlulara rücu hakkını kullanabileceğine, rücu için davanın ihbarı gerekmemesine, ödeme yapan müteselsil borçlunun yapılan tüm ödeme miktarı (ası alacak, işlemiş faiz, vekalet ücreti, icra harç giderleri de dahil) üzerinden rücu hakkı bulunmasına göre Mahkemece açıklanan gerekçe doğrultusunda bu alacak kalemleri içinde davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Başlatılan icra takibinde işlemiş faiz de talep edilmiş ancak mahkemece davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt oluşmadığı gerekçesi ile işlemiş faiz talebinin reddine takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. Oysa davacı şirketin ödeme tarihi aynı zamanda sorumlu olan diğer müteselsil davalıya rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiği de gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/8773 E. ve 2018/3177 K. sayılı kararı). O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken hesap bilirkişisinden, mevcut raporda takip tarihi değil ödeme emri tebliğ tarihine kadar hesaplama yapılmış olması nedeniyle bu hükme esas alınamayacağından, rücu edilen alacağın ödeme tarihinden İstanbul… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2022 tarih, 2020/1530 Esas ve 2022/1401 Karar sayılı ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde kaldırma kararındaki faiz hesabı mahkememizce yapılmak suretiyle; davanın kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 47.031,90-TL asıl alacak ve 3.898,59-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.930,49-TL üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 47.031,90-TL asıl alacak ve 3.898,59-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.930,49-TL üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Yasal şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.479,06-TL nispi karar harcının, peşin alınan 1.230,22-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.248,84-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam ‭1.266,22‬-TL (31,40-TL BVH 4,60-TL VSH, 1.230,22-TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 431,60TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 215,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 11,75-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 5,87-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/11/2022

Katip
¸

Hakim
¸