Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/509 E. 2023/490 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/509
KARAR NO:2023/490

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:01/04/2018
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/04/2011 günü saat 13.00 sularında … sevk ve idaresindeki … plakalı … marka traktör ve traktörün arkasına bağlı römorkla hayvanları beslemek üzere marul götürmekte iken aşırı eğim nedeniyle direksiyom hakimiyetini kaybettiği ve traktörün takla attığı, …’un ters dönen traktörün altında kalarak vefat ettiğini, aile tablosundan da anlaşılacağı üzere mirasçıları olarak davacının hayatta olduğunu, davacının Murisi olan …’un vefatı nedeni ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını, haklı davanın kabulü ile tahkikat sonucunda davacının zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari … Adına Fazlaya İlişkin Haklarının Saklı Kalması kaydıyla 100 TL destekten Yoksun Kalma tazminatının olay tarihinden aksi halde dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigorta şirketlerinin poliçeleri sebebiyle ve davalı kurumun belli şartların varlığı halinde, trafik kazaları sonucu meydana gelen hasar, yaralanma ve ölüm sebebiyle meydana gelen zararları karşılamasının esas olduğunu, karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlandığını, bir zararın, trafik sigortası kapsamına girebilmesi için o zararın motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olmasının gerektiğini, bu durumda, Mahkemece, olayın temel özelliği olarak trafik kazası olup olmadığı değerlendirilmeden, tarafların zarardan sorumluluğu hususunda karar verilemeyeceğini, davaya konu olayın karayolu üzerinde gerçekleşmediğini, Söz konusu kaza müteveffaya ait özel mülk olan hayvan barınaklarının bulunduğu yere yük boşalttığı sırada gerçekleştiğini, kazaya ilişkin evraklardan olayın traktör devrilmesi sonucu ölüm olduğu belirtildiğini, olaya ilişkin olarak hiçbir şekilde trafik kazası nitelendirmesi yapılmadığını, …’un vefatı ile ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, olayın trafik kazası niteliği taşımadığı açık bir şekilde belli olduğundan esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; 11/04/2011 tarihinde ZMMS olmayan traktörün yaptığı kaza neticesinde davacının murisinin vefat ettiği tarafların kusur durumlarının ne olduğu, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği varsa miktarının ne olduğu, ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… CBS’ye müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … plakalı araca ait trafik kayıtları celp edilmiştir.
… Sgk İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 11/04/2011 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacılar … MURİSİ … ( T.C. … ) ‘a herhangi bir tazminat verilip verilmediği sorulmakla, tazminat verilmediği cevabı gelmiştir.
… Hesabı’na müzekkere yazılarak 11/04/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle ilgili hasar dosyası celp edilmiştir.
… Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması yapılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 05/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davacıların murisi sürücü …’un %100 oranında tam kusurlu olduğu, dava konusu trafik kazasının meydana geldiği yerin 2918 KTK’ya göre karayolu sayılan yerlerden olduğu, davacı eş …’un talep edebileceği maddi zararının 135.170,25 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 01/04/2018 dava tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu, kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 30/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafımca keşif tarihinde incelemesi yapılan kaza mahallinin yaklaşık 45-50 derece eğime sahip tarla niteliğinde arazi olduğu, Arazinin … köyünün D.817 karayolu güney girişinden yaklaşık 400 m mesafede olduğu, arazi ile D.817 karayolunu bağlayan yolun keşif tarihinde yaklaşık 2.5 metre genişliğinde stabilize nitelikte yol olduğu, Gerek dosyada mevcut bilirkişi raporunda gerekse keşif tarihinde … Mahallesi Muhtarı … tarafından verilen ifadede keşif tarihinde tespiti yapılan yolun sonradan açılmış olduğu, kaza tarihinde arazi ile karayolunu bağlayan yolun … ve ailesinin çabaları ile bizzat kendilerinin kullanımı için kendileri tarafından yapıldığı traktörün dahi çok zor gidebileceği şekilde ince bir yol olduğunun ifade edildiği, Her ne kadar kaza tarihinde kazanın meydana geldiği eğimli arazi ile D.817 karayolu arasında herhangi bir kurum/kuruluş tarafından yapılmış yol olmadığı anlaşılsa da mezkur arazi bahçe niteliğinde olduğundan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre ilgili kanun hükümlerinin uygulanacağı yerlerden olduğu, kanaatlerine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, trafik kazası nedeniyle … Hesabına karşı açılmış destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.
11/04/2011 günü davacının murisi …’un sevk ve idaresindeki traktör ile tek taraflı yaptığı kaza sonucu vefat ettiği, mahkememizce olaydaki kusur durumunun tespiti için bilirkişi raporu aldırıldığı, raporda; dava konusu kazanın meydana geldiği yerin bahçe olması ve karayolu ile doğrudan bağlantısı olan bir yer olması sebebi ile Kanunun 2. Maddesine göre karayolu sayılan yerlerden olduğu, davacının murisinin %100 kusurlu olduğunun belirtildiği, raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması nedeniyle Mahkememizce itibar edilerek dosya, maddi tazminat hesaplamasına ilişkin rapor düzenlenmesi için aktüerya ve sigorta uzmanına tevdi edilerek rapor aldırıldığı, 05/07/2019 tarihli raporda; davacının destekten yoksun kalma tazminatının 135.170,25 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açık olması nedeni ile Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da kanunun uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereği karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayolu tanımına dahil kabul edilmektedir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. (HGK’nın 28.09.2011 tarihli 2011/17 tarih, 499 Esas ve 2011/557 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olan yerlerde, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir.
Gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun olup ve bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporuna göre; keşif tarihinde incelemesi yapılan kaza mahallinin yaklaşık 45-50 derece eğime sahip tarla niteliğinde arazi olduğu, Arazinin … köyünün D.817 karayolu güney girişinden yaklaşık 400 m mesafede olduğu, arazi ile D.817 karayolunu bağlayan yolun keşif tarihinde yaklaşık 2.5 metre genişliğinde stabilize nitelikte yol olduğu, Gerek dosyada mevcut bilirkişi raporunda gerekse keşif tarihinde … Mahallesi Muhtarı … tarafından verilen ifadede keşif tarihinde tespiti yapılan yolun sonradan açılmış olduğu, kaza tarihinde arazi ile karayolunu bağlayan yolun … ve ailesinin çabaları ile bizzat kendilerinin kullanımı için kendileri tarafından yapıldığı traktörün dahi çok zor gidebileceği şekilde ince bir yol olduğunun ifade edildiği, Her ne kadar kaza tarihinde kazanın meydana geldiği eğimli arazi ile D.817 karayolu arasında herhangi bir kurum/kuruluş tarafından yapılmış yol olmadığı anlaşılsa da mezkur arazi bahçe niteliğinde olduğundan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre ilgili kanun hükümlerinin uygulanacağı yerlerden olduğu belirtilmiştir.
05/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacıların murisi sürücü …’un %100 oranında tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, kaza tarihinin 11/04/2011 olmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … hesabı işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … Hesabının sorumluluğuna(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 esas,2013/74 karar sayılı, HGK’nun 18.11.2015 gün ve 2014/17-691 Esas-2015/2626 Karar sayılı ilamarı uyarınca) gidilebileceğinden, davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-135.170,25TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 9.233,48 TL nispi karar harcının istinaf kaldırma kararından önce alınan 9.233,48 TL harçtan mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 21.275,54 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yapılan toplam 538,33 TL(35,90 TL BVH, 5,20 TL VSH, 35,90 TL peşin harç, 461,33 TL tamamlama harcı) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.369,50 TL (310,00 TL tebliğler ve posta, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 459,50 TL talimat gideri) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.