Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/430 E. 2023/313 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/430
KARAR NO :2023/313

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:17/06/2022
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan faturaya dayalı cari hesap alacağı bulunduğu, alacağın tahsili talebi ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın alacak iddiasını dayandırdığı belgelerden faturaların cari alışverişe değil KDV yükümlülüğüne ilişkin faturalar olduğunu, imza ve kaşe içermediğini, dava konusu alacak iddiası içeren meblağın bir kısmının da çek iadeleriyle ödenmiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 927.962,43 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 21/03/2023 tarihli raporunda; davacının defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğu, birbirini teyit ettiği, HMK 222.maddesi gereğince sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalının ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı, dava dosyası ve eklerinde davalı adına satış faturaları düzenleyen … İnşaat Turizm … Ltd ile … Pazarlama …. Ltd şirketinin birleşme yoluyla … Tekstil … Ltd. Şti’ye devronulduğu ve davanın birleşen ve devrolunan şirketlerin davalıdan olan alacaklarının toplamı üzerinden davacı tarafça açıldığını, … İnşaat Turizm Gıda Otomotiv ithalat İhîacat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin (devrolan şirket) defter ve belgelerine göre davalı …’a düzenlemiş olduğu satış faturalarından dolayı 237.189,22 TL alacağının bulunLîığu, … Pazarlama Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin (devrolan şirket) defter ve belgelerine göre davalı …’a düzenlemiş olduğu satış faturalarından dolayı 161.684,66 TL alacağının bulunduğu, …nin (devralan şirket) defter ve belgelerine göre davalı …’a düzenlemiş olduğu satış İfaturalarından dolayı 529.088,55 TL alacağının bulunduğu ve davanın bu tutarların toplamı olan (237.189,221 161.684,66 1529.088,55) – 927.962,43 TL üzerinden davacı … (devralan şirket) tarafından açıldığı, dava dosyası ve eklerinin tetkikinde, Davacı Şirketin davalı … adına düzenlemiş olduğu satış faturalarının mal bedelleri ve KDV tutarları toplamından oluştuğu görülmüştür. Mal bedeli artı KDV olarak düzenlenen bu faturalara, davalı tarafından faturaların kendikine iletildiği tarihten itibaren 8 günlük süre içerisinde harici yöntemlerle itiraz edildiğine ilişkin herharigi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, … Pazarlama Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından 2016 yılında davalı … adına düzenlenen 3 adet belge toplamı KDV hariç 223.586,00 TL’nin, Davacı firma … İnşaat Turizm Gıda Otomotiv ithalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından 2016 yılında davalı … adına düzenlenen 6 adet belge toplamı KDV hariç 293.,037,00 TL’nin ve Davacı firma … tarafından 2016 yılında davalı … adına düzenlenen 7 adet belge toplamı KDV hariç 590.646,00 TL’nin bu firmalar tarafından verilen BS formları ile davalı … tarafından verilen BA formu ile bildirimlerinin yapıldığı, Davalı Firmanın BA formuyla bildirdiği belge adetleri ve toplam tutarları ile davacı firmaların BS formuyla bildirdiği belge adetleri ve toplam tutarları arasında mutabakat bulunduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, ticarî defterlerin ibrazı ve delil niteliği, HMK’nın 222. maddesinde düzenlenmiştir. Buna ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2020/1255 Esas 2023/291 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; HMK 222. Maddesinin 1. fıkrasında mahkemenin, ticarî davalarda tarafların ticarî defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği ve aynı maddenin 2. fıkrasında ise ticarî defterlerin, ticarî davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği düzenlenmiştir. Ticarî defter kayıtları ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan tarafın, ticarî defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticarî defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticarî defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir (HMK m. 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticarî defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olurlar. (HMK m. 222/4).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/5. maddesi uyarınca taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticarî defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Bu hüküm, taraflardan birinin ileri sürdüğü hususun ispatında münhasıran karşı tarafın defterlerine delil olarak dayandığı hâllerde uygulanacaktır. Ayrıca ticarî defterlerin ibraz edilmemesi durumunda ibrazı isteyen tarafın iddiasını ispatladığı kabul edilecek olup bu hususta hâkime takdir yetkisi tanınmamıştır.
Öte yandan taraflardan birinin diğer deliller yanında karşı tarafın ticarî defterlerine dayanmasıyla karşı taraftan ticarî defterlerin ibrazının istenilmesi, ancak ticarî defterlerin ibrazından kaçınılması durumunda, HMK’nın belgelerin ibraz mecburiyetini içeren 219 ve devamındaki hükümler uygulama alanı bulacaktır. Bu çerçevede HMK’nın 220/3. maddesinde düzenlenen belgenin ibraz yükümlülüğüne aykırı davranışın sonucunda, HMK’nın 222/5. maddesindeki düzenlemeden farklı olarak hâkime takdir hakkı tanınmış olup hâkim, ibraz edilmeyen belgenin/ticarî defterin içeriği hakkında, somut durumun niteliğine uygun düştüğü ölçüde yapacağı değerlendirme sonrasında ibrazı isteyen diğer tarafın beyanının kabul edilip edilemeyeceğine karar verecektir (Pekcanıtez, Özekes, Akkan, Korkmaz, s. 1834).(Yargıtay HGK’nın 27.01.2022 tarihi ve 2019/11-172 E. – 2022/69 K. sayılı kararı )
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafça faturaya dayalı cari hesap alacağının ispatı için diğer deliller yanında her iki tarafın ticarî defterlerine dayanıldığı, yargılama sırasında ticarî defterlerin ibrazı için mahkememizce verilen süreler sonrasında ise davalı tarafça, herhangi bir mazeret ileri sürülmeksizin ticarî defterlerin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça ileri sürülen iddiaların ispatı için davalının ticarî defterleri yanında diğer delillere de dayanılmış olup davalının ticarî defterlerinin ibrazı ve bundan kaçınmanın sonuçlarına ilişkin olarak uygulama alanı bulacak olan düzenlemeler HMK’nın 219 ve 220. maddeleridir. Her ne kadar davalı defterlerine münhasıran dayanılmamış ise de; davacının ileri sürdüğü iddiaların ispatı için delil olarak münhasıran davalının ticarî defterlerine dayanmamış olması, belgelerin/ticarî defterlerin mazeretsiz olarak ibraz edilememelerinin sonuçlarını düzenleyen HMK’nın 220. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez. Zira ileri sürülen hususların ispatında münhasıran davalı defterlerine dayanılmamış olması durumunda uygulanmayacak hüküm TTK’nın 83/2. maddesi olup somut olay bakımından HMK’nın 220. maddesi geçerliliğini korur(Yargıtay HGK’nın 17.02.2022 tarihi ve 2019/11-328 E. – 2022/154 K. sayılı kararı).
Yargılama sırasında davacının ticarî defterleri üzerinde gerçekleştirilen bilirkişi incelemesi sonucu dosya arasına alınan bilirkişi raporunda; davacının ticarî defterlerine göre davalı … Karaarslan’a düzenlemiş olduğu satış faturalarından dolayı birleşmiş olduğu şirketlerle birlikte toplam 927.962,43 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Öte yandan dava konusu satışa ilişkin faturaların ve malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği hususlarındaki belirsizliği gidermek amacıyla davalının ticarî defterlerinin ibrazı istenmiş olmakla birlikte davalı tarafından ticarî defterler ibraz edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir mazeret de ileri sürülmemiştir. Mevcut durum itibariyle satılan mallara ilişkin faturaların davalının ticarî defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunun, taraflar arasında çekişme konusu vakıalar ve davanın aydınlatılması kapsamında belirlenmesi zorunludur. Dolayısıyla HMK’nın 220/1. maddesi çerçevesinde davalının ticarî defterlerinin, davacı tarafça ileri sürülen hususların ispatına elverişli olduğu ve ibrazına ilişkin talebin kanuna uygun olduğu açıktır.
Davalı tarafa gönderilen ön inceleme duruşma zaptında ve inceleme gününü belirtir ihtaratlı tebligatta; HMK’nın 220/3. Maddesinde belirtilen sonuçların ihtar edilmiş olması ve davalı tarafça ibraz etmeme nedenine ilişkin herhangi bir mazeretin sunulmamış olması karşısında, davacının ticari defterlerine itibar edilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerekir. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih, 2016/3858 Esas ve 2017/2944 Karar sayılı İlamı – Yargıtay 11. HD’nin 07/02/2017 tarih ve 2015/12365 Esas – 2017/648 karar sayılı ilamı – Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 Tarih, 2015/5491 Esas ve 2016/506 Karar sayılı ilamı).
Davacının ticari defterlerinin, Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı cari-açık hesabın konusunu oluşturan faturaların mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesine uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceğinin kabulü gerekir.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
Somut olayda yukarıda açıklanan gerekçeler ile davalı tacir olup HMK 220/3.maddesi gereği yapılan ihtara rağmen defterlerini sunmadığından ve davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olup lehine delil niteliği olduğu anlaşıldığından davacının defterlerine itibar edilmiş olup kaldı ki; davacı defterlerinde kayıtlı olan miktarlar davacı tarafça BS formu ve davalı tarafça BA formuyla bildirilmiş olup taraflar arasındaki BA-BS bildirim formlarının belge adetleri ve toplam tutarlar arasında mutabakatla düzenlendiği dikkate alındığında davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak yönünden davalı tarafça yapılan itirazın iptaline hükmolunmuştur.
İİK 67.maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 927.962,43 TL asıl alacak yönünden davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe vaki itirazının iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 185.592,49 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 63.389,12 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 11.207,47 TL harçtan mahsubu ile eksik 52.181,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılarken yatırılan toplam 11.299,67 TL (80,70 TL BH, 11,50TL VH, 11.207,47TL peşin harç ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 3.147,25 TL ( tebliğler ve posta, bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 120.075,87TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

7-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucuya 1.560,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.560,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yokluğunda;6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/05/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır