Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/426 E. 2023/309 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/426 Esas
KARAR NO :2023/309

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/06/2022
KARAR TARİHİ:03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı müvekkilin, davalı şirketten olan 04.06.2021 tarihli 2.400,00 TL. bedelli, 21.06.2021 tarihli 1.500,00 TL. bedelli, 21.06.2021 tarihli 1.500,00 TL. bedelli, 21.06.2021 tarihli 1.500,00 TL. Bedelli, 05.07.2021 tarihli 178,00 TL.bedelli,01.06.2021 tarihli ( takipte bir örneği paylaşılan faturanın tarihi sehven 04.08.2021 tarih olarak yazılmıştır.) 11.800,00 TL. bedelli e- faturalar muhteviyatı yemek kartı. bedellerinden kaynaklanan 16.178,84 TL. alacağının tahsil maçıyla ….İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takip başlatılarak 7 örnek ödeme emri gönderilmiştir. Bu ödeme emrine karşı süresinde itiraz edilerek takip durmuşsa da ileri sürülen itiraz sebepleri yerinde değildir. Alacağımızı halen tahsil edememiş bulunduğumuz için davalı şirketin itirazlarının iptali ile duran takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalı yanın 96 20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle dava açmak zarureti hasıl olduğu, davalı şirketin itirazlarının iptali ile duran takibin devamına, davalı yanın 96 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalının, dava dilekçesine verilmiş herhangi bir cevap dilekçesine rastlanılmamıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların;
Davalının faturadan ve cari hesaptan kaynaklı borcu olup olmadığı, davacının başlattığı icra takibine davalının itirazının haklı olup olmadığı, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilip hükedilmeyeceğinden ibaret olduğu görüldü.
DELİLLER; …. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 11/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davalı … A.Ş.( eski ünvanı … A.Ş.) ‘nin incelenen dava dosyası kapsamında, dava dilekçesine verilmiş herhangi bir cevap dilekçesinin bulunmadığı, yine 14.12.2022 tarihli 1 Nolu celsede de bulunmadığı, ile ulaşılamadığı doğrultusunda ; Davalını yasal ticari defterleri, kayıtları ve dayanak belgeleri incelemesi yapılamadığı, davacı … A.Ş.’nin incelenen 2021 yılı yasal ticari defterlerinin ; 6102 sayılı TTK.’nın ve 213 sayılı VUK’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun ve e- defter esasında tutuldukları, defterlerin birbirini doğruladığı ve sahipleri lehine delil olma niteliklerinde oldukları tespit edildiği, davacının, davalı adına düzenlediği ve KDV hariç aylık toplamları 5.000,00 TL. Üstünde olanlarının, Mükellefi bulunduğu Büyük mükellefler Vergi dairesine form Bs ile beyan ettiği, beyan edilen belge tutarlarının kayıtlarla örtüştüğü tespit edilmiştir. Davacı … A.Ş.’nin , Davalı … A.Ş. ( Eski Ünvanı … A.Ş.) ‘den 16.178,84 TL. faturalara dayalı cari hesap alacağı bulunduğu, Taraflar tacir olduklarından, 3095/2 sayılı yasaya istinaden, davacının 16.178,84 TL. asıl alacağına 08.04.2022 takip tarihinden itibaren başlamak üzere % 15,75 ve değişen oranlarda avans faizinin uygulanması gerekeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 16.178,84 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 21/02/2023 tarihli raporunda; davacının defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğu, birbirini teyit ettiği, HMK 222.maddesi gereğince sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalının ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı, davacı … A.Ş.’nin incelenen 2021 yılı yasal ticari defterlerinin ;
6102 sayılı TTK.’nın ve 213 sayılı VUK’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun ve e- defter esasında tutuldukları, defterlerin birbirini doğruladığı ve sahipleri lehine delil olma niteliklerinde oldukları tespit edilmiştir. Davacının, davalı adına düzenlediği ve KDV hariç aylık toplamları 5.000,00 TL. üstünde olanlarının, Mükellefi bulunduğu Büyük mükellefler Vergi dairesine form Bs ile beyan ettiği, beyan edilen belge tutarlarının kayıtlarla örtüştüğü tespit edilmiştir. Davacı … A.Ş.’nin , Davalı … A.Ş. (Eski Ünvanı … A.Ş.) ‘den 16.178,84 TL. faturalara dayalı cari hesap alacağı bulunduğu, taraflar tacir olduklarından, 3095/2 sayılı yasaya istinaden, davacının 16.178,84 TL. asıl alacağına 08.04.2022 takip tarihinden itibaren başlamak üzere % 15,75 ve değişen oranlarda avans faizinin uygulanması gerekeceği bildirilmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, ticarî defterlerin ibrazı ve delil niteliği, HMK’nın 222. maddesinde düzenlenmiştir. Buna ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2020/1255 Esas 2023/291 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; HMK 222. Maddesinin 1. fıkrasında mahkemenin, ticarî davalarda tarafların ticarî defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği ve aynı maddenin 2. fıkrasında ise ticarî defterlerin, ticarî davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği düzenlenmiştir. Ticarî defter kayıtları ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan tarafın, ticarî defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticarî defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticarî defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir (HMK m. 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticarî defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olurlar. (HMK m. 222/4).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/5. maddesi uyarınca taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticarî defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Bu hüküm, taraflardan birinin ileri sürdüğü hususun ispatında münhasıran karşı tarafın defterlerine delil olarak dayandığı hâllerde uygulanacaktır. Ayrıca ticarî defterlerin ibraz edilmemesi durumunda ibrazı isteyen tarafın iddiasını ispatladığı kabul edilecek olup bu hususta hâkime takdir yetkisi tanınmamıştır.
Öte yandan taraflardan birinin diğer deliller yanında karşı tarafın ticarî defterlerine dayanmasıyla karşı taraftan ticarî defterlerin ibrazının istenilmesi, ancak ticarî defterlerin ibrazından kaçınılması durumunda, HMK’nın belgelerin ibraz mecburiyetini içeren 219 ve devamındaki hükümler uygulama alanı bulacaktır. Bu çerçevede HMK’nın 220/3. maddesinde düzenlenen belgenin ibraz yükümlülüğüne aykırı davranışın sonucunda, HMK’nın 222/5. maddesindeki düzenlemeden farklı olarak hâkime takdir hakkı tanınmış olup hâkim, ibraz edilmeyen belgenin/ticarî defterin içeriği hakkında, somut durumun niteliğine uygun düştüğü ölçüde yapacağı değerlendirme sonrasında ibrazı isteyen diğer tarafın beyanının kabul edilip edilemeyeceğine karar verecektir (Pekcanıtez, Özekes, Akkan, Korkmaz, s. 1834).(Yargıtay HGK’nın 27.01.2022 tarihi ve 2019/11-172 E. – 2022/69 K. sayılı kararı )
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafça faturaya dayalı cari hesap alacağının ispatı için diğer deliller yanında her iki tarafın ticarî defterlerine dayanıldığı, yargılama sırasında ticarî defterlerin ibrazı için mahkememizce verilen süreler sonrasında ise davalı tarafça, herhangi bir mazeret ileri sürülmeksizin ticarî defterlerin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça ileri sürülen iddiaların ispatı için davalının ticarî defterleri yanında diğer delillere de dayanılmış olup davalının ticarî defterlerinin ibrazı ve bundan kaçınmanın sonuçlarına ilişkin olarak uygulama alanı bulacak olan düzenlemeler HMK’nın 219 ve 220. maddeleridir. Her ne kadar davalı defterlerine münhasıran dayanılmamış ise de; davacının ileri sürdüğü iddiaların ispatı için delil olarak münhasıran davalının ticarî defterlerine dayanmamış olması, belgelerin/ticarî defterlerin mazeretsiz olarak ibraz edilememelerinin sonuçlarını düzenleyen HMK’nın 220. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez. Zira ileri sürülen hususların ispatında münhasıran davalı defterlerine dayanılmamış olması durumunda uygulanmayacak hüküm TTK’nın 83/2. maddesi olup somut olay bakımından HMK’nın 220. maddesi geçerliliğini korur(Yargıtay HGK’nın 17.02.2022 tarihi ve 2019/11-328 E. – 2022/154 K. sayılı kararı).
Yargılama sırasında davacının ticarî defterleri üzerinde gerçekleştirilen bilirkişi incelemesi sonucu dosya arasına alınan bilirkişi raporunda; davacının ticarî defterlerine göre davalı adına düzenlemiş olduğu satış faturalarından dolayı toplam 16.178,84 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davalının ticarî defterlerinin ibrazı istenmiş olmakla birlikte davalı tarafından ticarî defterler ibraz edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir mazeret de ileri sürülmemiştir
Davalı tarafa gönderilen ön inceleme duruşma zaptında ve inceleme gününü belirtir ihtaratlı tebligatta; HMK’nın 220/3. Maddesinde belirtilen sonuçların ihtar edilmiş olması ve davalı tarafça ibraz etmeme nedenine ilişkin herhangi bir mazeretin sunulmamış olması karşısında, davacının ticari defterlerine itibar edilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerekir. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2017 tarih, 2016/3858 Esas ve 2017/2944 Karar sayılı İlamı – Yargıtay 11. HD’nin 07/02/2017 tarih ve 2015/12365 Esas – 2017/648 karar sayılı ilamı – Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 Tarih, 2015/5491 Esas ve 2016/506 Karar sayılı ilamı).
Davacının ticari defterlerinin, Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre usulüne uygun tutulmuş olması ayrıca alacağın dayanağı cari-açık hesabın konusunu oluşturan faturaların mevcut olması karşısında belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesine uygun olması nedeni ile davacı lehine delil teşkil edeceğinin kabulü gerekir.
BS formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Somut olayda yukarıda açıklanan gerekçeler ile davalı tacir olup HMK 220/3.maddesi gereği yapılan ihtara rağmen defterlerini sunmadığından ve davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olup lehine delil niteliği olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak yönünden davalı tarafça yapılan itirazın iptaline hükmolunmuştur.
İİK 67.maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 16.178,84 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %15,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 3.235,76 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.105,17 TL nispi karar harcının peşin alınan 195,41 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 909,76‬ TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yapılan toplam 287,61‬ TL( 80,70-TL BVH, 11,50TL VSH, 195,41 TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.246,00 TL ( 46,00 TL tebliğler ve posta, 1.200TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davalıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır