Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/403 E. 2022/376 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/403
KARAR NO :2022/376

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:20/07/2018
KARAR TARİHİ:09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının internet üzerinden satın almak istediği daire ile ilgili kendisini Emlakçı olarak tanıtan … ile görüştüğünü, davacının satın almak istediği daireyi görmeye gittiğinde apartman görevlisi ile görüştüğünde bu dairenin … isimli bir şahsa ait olduğunu öğrendiğini ve asıl sahibi ile iletişime geçtiğini, taşınmazın sahibi …’ın satış konusunda …’a herhangi bir yetki vermediğini ve aralarında da bu satışa ilişkin herhangi sözleşme bulunmadığını beyan ettiğini, dolayısıyla davalı …’ın bu taşınmazın satışı ile ilgili yetkili olmadığının …’ın beyanıyla da sabit olduğunu, davacının taşınmaz sahibi ile pazarlık ederek satış konusunda anlaştığını ve tapu dairesine birlikte gittiklerini, bu aşamaların hiçbirinde …’ın herhangi bir görev üstlenmediğini, satış işlemleri bittikten sonra davacının tamamen insani duygularla, bu ev ile ilgili hiçbir işlem yapmamasına rağmen …’la iletişime geçtiğini (iletişim kayıtlarını sunacağız) ve kendisine bir miktar ödeme yapmak istediğini söylediğini …’ın 5.000 TL istediğini, davacının hiçbir işlem yapmadığı için 5.000TL yi fazla bulduğunu ve en son 2.000 TL’de tarafların mutabakata vardığını, davacının da banka kanalıyla bu meblağı davalı …’a emlak komisyonu olarak gönderdiğini, satış için mutabakat sağlandıktan sonra davacı ile ev sahibi …’ın, davalı … ile buluştuklarını, ev sahibi …’ın davalı …’ı tanımadığını, …’ın davacıya firsatçı bir yaklaşımla manipüle ederek evin satışında hiçbir görev üstlenmemesine rağmen satış vaadi sözleşmesi imzalattığını, davacının karşı tarafa duyduğu güvenden ötürü sözleşmeyi okumadan ve emlak komisyon bedeli içereceğini düşünmeden imzaladığını, anlaştık!arı emlak komisyon bedelinin davacının ödediğini, sözleşmede de …’ın emlakçı değil şahit sıfatıyla bulunduğunu, … isimli şahsın yasal olarak emlak komisyoncusu olduğunu bilmediklerini, davalının, tarafların anlaştıkları 2.000 TL emlak komisyonu ücretini almış olmasına rağmen manipülasyon yolu ile imzalattığı satış vaadi sözleşmesinde yer alan %3 Emlak Komisyon bedeline dayanarak davacı aleyhine davacının eski adresine kasıtlı olarak icra takibi başlattığını, davalı …’m davacının yeni adresini bilmesine rağmen eski adresine kasıtlı olarak icra takibi yaptığını, usulsüz tebligatla icra takibinin haciz aşamasına kadar geldiğini, …. İcra Müdürlüğü … E. No’lu dosyaya kapak hesabı tutarım yatıracaklarını, ancak dava süresince bu meblağın davalıya ödenmemesini bu meblağa mümkünse teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte ise uygun bir teminat karşılığında …. İcra Müdürlüğü … E. No’lu dosyasına yatırılan meblağın davalıya ödenmemesi için ihtiyatı tedbir konulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle …. tcra Müdürlüğü … E. No’lu dosyasındaki hacizlerin fekkine ilişkin yazı yazılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davalı alacaklının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, borcun bulunmadığının tespitine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, davacı ile dava dışı üçüncü bir şahıs arasında gayrimenkul alım satımına aracılık yaptığını ve tarafların bu hususta sözleşme imzaladığını, davacı taraf sözleşmenin kendisine hamlettiği vecibeleri ifa etmediğini, ikame ettiği davada herhangi bir sözleşmeden bahsetmediği gibi davalının alım satımdaki rolünü de inkar ettiğini, davacının, hem …’ın “satışla ilgili herhangi bir görev üstlenmediği” ni iddia ettiğini hem de …’a Emlak Komisyon Bedeli ödediğini, bu bedelin davacı tarafından davalının banka hesabına 2.000,00TL olarak gönderildiğini ve emlak komisyonu şeklinde şerh düşüldüğünü, davalı …’ın dava hakkının saklı şerhi düşerek parayı çektiğini, arz ve izah ettikleri sebep ve delillere (banka dekontu ve sözleşme ve lüzumu halinde şahit beyanı) istinaden, tedbirin kaldırılmasını, dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesini, davanın esastan reddini, takip tedbir ile durdurulduğundan haksız ve kötüniyetli davacının tazminata mahkum edilmesini, muhakeme masrafları ve ücret-i vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davacının bakiye emlak komisyonu borcu bulunup bulunmadığı, yapılan takibin haklı olup olmadığından ibaret olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce 26/07/2018 tarihli karar ile İhtiyati Tedbir kararı verilmişitir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının alacağının varlığının ve miktarının belirlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 15/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı tarafın sunmuş olduğu dava dışı … İnş. Taah. Tic. San. Ltd. Şti.’ye ait ticari defter kayıtlarında, davacı …’dan alacaklı olduğuna dair bir kayda rastlanmadığı, davalı …’ın inceleme için kendisi adına bir ticari defter ibraz etmediği, dosyaya sunulan 13.10.2017 tarihli sözleşmenin haricen yapılan satış vaadi sözleşmesi olduğu, emlak komisyoncu sözleşmesi olmadığı, …’ın bu sözleşmeyi tanık olarak imzaladığı, …’ın, davalı taraftan yazılı sözleşmeye dayalı bir alacağının tespit edilemediği, davacı tarafın % 20 inkâr tazminatı talebinin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davanın 15/10/2019 tarihinde kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/521 Esas 2022/763 Karar sayılı 18/05/2022 tarihli karar ilamı ile; ” Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının satın aldığı mesken niteliğindeki taşınmazın satışında davalının simsar olarak faaliyet gösterip göstermediği, taşınmazın satışına dayanak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin simsarlık sözleşmesi mahiyetinde olup olmadığı, davalının bu sözleşmeye istinaden simsarlık ücreti talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Dosyaya ibraz edilen belgelerden davalının meslek olarak emlak danışmanlığı yaptığı, gayrimenkul sataş vaadi sözleşmesinde şahit olarak imzasının bulunduğu, sözleşme içeriğinde emlak komisyoncu bedelinden bahsedildiği sabit olup, davaya dayanak icra takibinin de davacının satın aldığı taşınmazın emlak komisyon bedelinin tahsiline ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan davaya bakmaya Tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kanun düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile; HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kayıtların kapatılarak dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar gerilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” gerekçeleriyle kaldırılarak Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
İstinaf ilamında da belirtildiği gibi; Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının satın aldığı mesken niteliğindeki taşınmazın satışında davalının simsar olarak faaliyet gösterip göstermediği, taşınmazın satışına dayanak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin simsarlık sözleşmesi mahiyetinde olup olmadığı, davalının bu sözleşmeye istinaden simsarlık ücreti talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Dosyaya ibraz edilen belgelerden davalının meslek olarak emlak danışmanlığı yaptığı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde “şahit” olarak imzasının bulunduğu, sözleşme içeriğinde emlak komisyoncu bedelinden bahsedildiği sabit olup, davaya dayanak icra takibinin de, davacının satın aldığı taşınmazın emlak komisyon bedelinin tahsiline ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE; HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE;
2-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra taleple bulunulması halinde mahkememizce davacının açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331 maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, tarafların yokluklarında gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 09/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır