Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/391 E. 2023/86 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/391
KARAR NO :2023/86

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:03/02/2021
KARAR TARİH:07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı bankanın müşterisi olduğunu, davalı banka tarafından 18/10/2020 tarihinde kredi kartından 13.500,00 TL lik işlem yapıldığına dair bir sms geldiğini, işlemin davacının bilgisi dışında yapıldığını, yapılan gönderme işleminin …adına yapıldığını, İstanbul CBS’ye başvurduğunu, taraflar arasında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, gönderilen kişinin …değil …isimli kişi olduğunu, ödenen paranın ihtirazi kayıtla ve tüm yasal haklarının saklı olarak ödemekte olduğunu belirttiğini, davalı bankanın kusurları yüzünden davalı bankaya 08/01/2021 tarihli dekont örneği ile ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kalınan 16.930,23 TL nin içinde olan 13.500,00 TL bilgisinin ve onayının dışında 3. Şahısca davalı bankanın verdiği kredi kartından internet yoluyla …isimli tanımadığı bir şahsın hesabına gönderilmiş olduğunun sabit olduğunu, 13.500,00 TL’nin davanın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ikame edilmiş davanın mesnetsiz ve hukuka aykırı olup, usulden ve esastan reddinin gerektiğini, uyuşmazlığa konu davanın görevli mahkemede açılmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, dava konusu işlemlerin müşteri numarası/müşteri şifresi ve mobil onay kodu girilerek, davacının davalı banka sisteminde tanımlı hale getirdiği cihazı üzerinden gerçekleştiğini, davalı bankanın uyuşmazlık konusu havale işlemi bakımından herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, internet güvenliği banka ve müşteri tarafından beraberce yaratılan zincirleme bir yapı niteliğinde olduğunu, davalı banka tarafından önlem alınmasının yeterli olmadığını, banka müşterilerinin de kişisel bilgilerin korunması ve saklanmasında üzerine düşen yükümlülüklerinin bulunduğunu, talep edilen tutarın dahi kayıtlar ile uyuşmadığı, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddinin gerektiğini, Görevsiz Mahkemede açılmış olması sebebiyle davanın usulden reddini, haklı itirazlarının kabulü ile hukuka , usul ve yasalara, hakkaniyete, iyi niyet kurallarına aykırı ve dayanaksız talepler içeren maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm talepler açısından reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Davacının kredi kartından rızası hilafına üçüncü kişiye havale yapıldığı iddiasına ilişkin davalı bankanın sorumluluğunun olup olmadığı hususundan ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının ticaret sicil kaydı olup olmadığı celp edilmiştir.
Fatih Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davacı …’nin vergi usul kanununun 176-177.maddeleri gereğince 1.sınıf tacir olup olmadığı, bilanço usulüne göre defter tutup tutmadığı, tacir mi esnaf mı olduğu, tacir ise hangi defter tuttuğu hususları celp edilmiştir.
… Bankasına müzekkere yazılarak davacının kullanımında olan … numaralı kredi kartına ait, 08/01/2021 tarihi öncesine ait ekstreleri ile kredi kartına ait sözleşmelerin ekleriyle birlikte bir sureti celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, kredi kartı işlemlerinden kaynaklanan istirdat davasıdır.
Dava 03/02/2021 tarihinde açılmış olup, 28/5/2014 tarihli 6502 sayılı kanunun yürürlüğünden sonradır.
6502 sayılı THKK’nın “Tanımlar” başlıklı maddesinde tüketici, sağlayıcı ve tüketici işlemlerinin ne olduğu açıklanmıştır. Buna göre, tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” (m. 3/k); sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” (m. 3/ı); tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” (3/l); ifade etmektedir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı TKHK kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında kurulan bir sözleşme veya hukuki işlemin olması gerekir.
Tüketici mahkemelerinin görevleri, TKHK’nın 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” denilmek suretiyle belirlenmiştir.
Bankalarla tüketiciler arasında akdedilen kredi kartı üyelik sözleşmeleri uyarınca tüketicilere kredi kartı verilmesi, bir tüketici işlemidir. Yani TTK’dan daha sonra yürürlüğe giren TKHK’nda kredi kartı üyelik sözleşmeleri uyarınca bankalarca tüketici niteliğindeki bireylere kredi kartı verilmesi işleminin, tüketici işlemi olduğu hususu hüküm altına alınmıştır.
Konu ile ilgili olarak benzer bir ihtilafta, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/13-150 E. 2013/1696 K. sayılı 25.12.2013 tarihli kararında; “5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 44. maddesinde kart hamilinin tüketici olması halinde, 4077 Sayılı Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağı kabul edilmiş; bu maddenin istisnası ise, aynı Kanunun 43. maddesinde kurumsal kredi kartları hakkında 44. maddenin uygulanamayacağı şeklinde ifade edilmiştir.
Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/3315 E. 2020/4471 K. Sayılı 27.10.2020 tarihli kararında;
“Bu durumda mahkemece, tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan davanın açıldığı tarih itibariyle tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek,” şeklinde konu izah edilmiştir.
Dosya arasına alınan … Bankası’nın cevabi yazısında davalı … adına tahsis edilen kredi kartının ticari kart niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olduğu ve davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile dava şartı yokluğundan REDDİNE, kararın kesinleşmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepde bulunulmaması ve süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK 331 md gereğince harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır