Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2023/369 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/388
KARAR NO : 2023/369

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı…Sağlığı Ve Güvenliği Danışmanlık Eğitim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi,…Müşteri Sözleşmesi’ne binaen ticari faaliyetine başlamış olduğu, zamanla davalı, borçlarını müvekkile ödemekte gecikmeye ve dahi ödememeye başlamış; müvekkili şirket yetkililerince defalarca kere ihtar edilmesine rağmen davalı, ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu, bu sebeple de bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi ikame edildiği, davalı vekili borca itiraz ederek, böyle bir borcun bulunmadığını beyan ederek icra takibini durdurmuş olduğu, müvekkili ile borçlular arasında imzalanan sözleşme gereğince; taraflar arasında vuku bulacak tüm ihtilaflarda münhasıran müvekkilin evrak, bordro, rapor, defter vesair kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraka hiçbir sebep ve suretle itiraz edilemeyeceği, bu defter ve kayıtların geçerli ve münhasıran kesin delil olacağını ve bu hükmün HMK 193. maddesindeki yazılı delil sözleşmesi niteliğinde olduğu hükmü bulunmakta olduğu, bu itibarla mahkemenizce müvekkilin defter ve kayıtlarında yapılacak inceleme sonucu borçluların haksız ve mesnetsiz yere itiraz ettiği izahtan vareste bir şekilde ortaya çıkacağını, bu sebeplerle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına vâki itirazının iptali ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, takip tarihi itibariyle 9.218,78- TL alacak için takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalılar tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 06/12/2022 tarihli ara karar ile dosyanın SMM bilirkişiye tevdi ile, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.

18/02/2023 tarihli raporunda bilirkişi; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak alacak ve dosya kapsamında inceleme yapılmasına karar verilmiş olduğu, davacı ile davalı arasında 2020 yılı öncesinden devirle ticari ilişkinin devam ettiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların kayıtlarına borç olarak kaydedildiği, ödeme ve iade faturalarının alacak olarak kaydedildiği, davaya konu alacağı oluşturan faturaların Araç İzleme FYS Takip Ci. Kirası ile 23.03.2021 tarihinde … Bedeli olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibari ile davalı şirketten 8.236,09.-TL alacaklı göründüğü, davacının son fatura tarihi olan 23.03.2021 tarihine 7 gün eklenerek 29.03.2021 tarihinden 14.12.2021 tarihine kadar hesaplanan işlemiş faizin (avans faizi) 982,69.-TL olacağı, davacı taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda takip tarihi (17.12.2021) itibari ile davalıdan 8.236,09.-TL kadar alacaklı olduğu tespit edildiği, dava dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere davaya konu asıl alacak yönünden; Davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının takip tarihi itibari ile davaya konu asıl alacak tutarı olan 8.236,09.-TL alacaklı olacağı, faiz yönünden; davacının 29.03.2021-14.12.2021 tarihleri arasında talep ettiği faiz tutarının 982,69-TL olacağı, gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; ticari satımdan kaynaklı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyasına konu 2004 sayılı İİK madde 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Taraflar arasında cari alacaktan kaynaklı takip başlatıldığı, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere davacı yanın cari hesap ekstresi ile faturalarına göre alacağın varlığı ve miktarının tespit edildiği, davalı tarafça ödeme olgusunun ispat edilemediği anlaşılmakla; davanın kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin aynı koşullarla devamına, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin…Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi ile takibin aynı koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 629,74-TL nispi karar harcının, peşin alınan 111,35-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 518,38-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.218,78-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam ‭203,55‬-TL (80,70-TL BV, 11,50-TL VSH 111,35-TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.764,50-TL (264,50-TL tebliğler ve posta, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00-TL’nin davalıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2023

Katip
E-imzalıdır

Hakim
E-imzalıdır