Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/362 E. 2023/57 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/362
KARAR NO :2023/57

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:30/10/2019
KARAR TARİHİ:24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği elektrik kullanımında bulunan şirkete faturalar gönderildiği üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı sonucunda takibin durduğunu, davalı borçlunun itirazının iptaline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacı şirketin müvekkile belirli bir süre elektrik tedariği sağladığını, müvekkil kullanılan tüketim bedellerini düzenli olarak ödediğini, davanın usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, davanın esasta reddine, davacının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası 20/05/2020 tarihli ara karar doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek dava konusu sözleşme üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
03/03/2021 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurulu tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; inceleme konusu sözleşme ve ekindeki şikayet formu ile form ve taahhütnamedeki aboneye atfen atılı imzalar ile…’ın mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların…’ın eli ürünü olduğu, inceleme konusu sözleşmesinin bilgilendirme formundaki aboneye atfen atılı imza ile…’ın mukayese imzaları arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzaların kıyasla…’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 19/06/2020 tarihli ara kararında; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının SMM aracılığı ile, davalı tarafın defterlerinin Talimat mahkemesince SMM bilirkişi aracılığı ile rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
11/01/2021 tarihli … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin talimat bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin 2016 yılında başladığı, Mayıs 2018 döneminde sona erdiği, 2016 yılında davalı faturanın ödendiği, 2018 yılı dönem başında davacı alacağı görünmediği için davalı 2017 yılında da faturaların ödendiği kanaatine varıldığı, davalı 2018 yılı defterlerinde davacının 20.922,32-TL alacağının olduğunun görüldüğü, davacı ile davalı arasındaki elektrik kullanımına dayalı ticari ilişkinin 2016 yılında başladığı, Mayıs 2018 döneminde sona erdiği, davalı 2018 yılı defterlerine göre davacıya 20.922,32-TL borçlu olduğunun sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
29/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 60.638,21-TL olan davacı alacağı için faiz hesaplaması yapılacağı, 6183 sayılı Amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanunun 51. Maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranlarının 19/11/2009-18/10/2010 arası aylık %1,95, 19/10/2010-04/09/2019 arası aylık %1,40, 05/09/2018-30/06/2019 arası aylık %2, 01/07/2019-01/10/2019 arası aylık %2,50, 02/10/2019-29/12/2019 arası aylık %2, olduğu, davacı alacağı takip tarihi itibariyle asıl alacak + faiz olmak üzere 61.477,66-TL olarak hesaplandığı, tarafların mahkeme masrafları, vekalet ücreti, icra inkar tazminatları ve benzeri taleplerinin Mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Rapordaki rakam çelişkisinin giderilmesi ve faiz hesabının da TTK m. 1530/4-a’ya göre ticari faiz üzerinden yapılması için aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
16/06/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan alacak tutarının 67.989,93-TL olduğu, davalı ve davacı ticari defterleri arasında fark tutarının ise 41.044,94TL olduğu, farkın nedeninin öncelikle davacı tarafından icra takibe ve davaya konu olan toplam tutarın 60.257,21-TL olan üç adet fatura davalı ticari defterinde kayıtlı olduğu, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde davalıya 01/01/2018 tarihinde 9.530,16 TL borcu olduğu ancak söz konusu durum hakkında davalı ticari defterlerinde herhangi bir bilgi olmadığı görüldüğü, davalı tarafından 02/03/2019 tarihinde davacıya 02/03/2018 tarihli GRT2018000000048 numaralı, 49.675,10-TL tutarında iade faturası tanzim edildiği, mevcut faturanın davacı kayıtlarında olmadığı, söz konusu faturanın davacıya tebliği ile teslimi konusunda herhangi bir bilgi olmadığının görüldüğü, farkın esas nedeni 2018 yılına devir eden tutardan ve davalı tarafından davacıya tanzim edilen ancak davacı ticari defter kayıtlarından olmayan 02/03/2018 tarih GRT … numaralı ve 49.675,10-TL tutarında iade faturasından kaynaklandığı tespit edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
04/10/2022 tarihli duruşma ara kararı ile; dosyanın yeni bir SMM bilirkişiye tevdi edelerek davalı ticari defter ve kayıtlarına ilişkin rapor ile davacı yanın dosya arasında sunduğu, cari hesap ekstresi ve faturalar dikkate alınmak ve BAM kaldırma kararında belirtilen hususlarda dikkate alınarak rapor düzenlenilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
04/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu asıl alacak yönünden davacı tarafından dosyaya sunulan fatura ve cari hesapları üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının takip tarihi itibari ile davaya konu asıl alacak tutarı olan 60.257,21-TL alacaklı olacağı, faiz yönünden; davacının takip konusu alacağa vade tarihinden takip tarihine kadar uygulanan avans faizi ve kdv tutarının toplam 824,34-TL olacağı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı şirketin davacı şirkete 24/04/2018 takip tarihi itibariyle 19.512,27-TL borçlu göründüğü, faiz yönünden; davalı tarafın davacı yana borçlu göründüğü bakiyeye faturaların vade tarihlerinden takip tarihine kadar uygulanan avans faizi ve kdv tutarının toplam 390,12-TL olacağı, gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda muhtar bulunduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenmiş abonelik sözleşmesi nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 2019/… Esas, 2021/… karar sayılı ilamıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 10/05/2022 tarih, 2021/1789 Esas ve 2022/1386 karar sayılı ilamı ile; ”…Eldeki dosyanın tetkikinde; davacı tarafın defterlerinin incelenmesine ilişkin 16/06/ 2020 tarihli 4 nolu ara kararda davacı tarafa yüklenen yükümlülüklerin neler olduğu açıkça belirtilmiş ve verilen kesin süreye uyulmamasının sonuçları usulen ihtar edilmiştir. Davacı taraf süresi içinde bilirkişi ücretini yatırmasına rağmen mazeretsiz olarak ince- leme gün ve saatinde hazır bulunmamış, ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmamış, yerinde inceleme talebi de ileri sürmemiş olmakla ara kararda belirtilen yükümlülüklerine uymamıştır. Davacı yönünden yapılacak incelemenin cevaba cevap dilekçesi ekinde sunulan cari hesap ektresi ve faturalar ile sınırlı olması gerekirken 12/03/2021 tarihli dilekçeye istinaden davacı diğer defterleri üzerinde inceleme yapılması yönünde yeniden ara karar tesis edilmekle kesin süre hükümleri mahkemece ihlal edilmiştir. Bu nedenle davacının süresi içinde ibraz edilmeyen ticari defterleri üzerinde yapılan incelemenin hükme esas alınmamalı, davalının ticari defterleri, davacının cari hesap ekstresi ile faturalarına göre alacağın varlığı ve miktarı değerlendirilmelidir. Diğer yandan taraflar arasındaki sözleşmenin 4/3 maddesinde süresinde ödenmeyen faturalara son ödeme tarihinden alacağın tahsil edildiği tarihe kadar 6183 sayılı yasa gereğince gecikme zammı uygulanacağı belirtilmiş ise de; hangi oranda faiz uygulanacağına dair açıklama bulunmadığından takip ve dava konusu alacağa gecikme zammı uygulanması mümkün değildir. Tarafların sıfa- tına göre takip konusu faturaların son ödeme tarihinden takip tarihine kadar avans faizi işletilmelidir. İlk derece mahkemesi hükmünde 6183 sayılı kanun kapsamında faiz uygulanması talebi reddedilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabul edilen 16,80 oranındaki faiz oranı AATHK 51 maddesindeki gecikme zammı olup rapor denetime ve hükme elverişli değildir…” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Davacı … Elektrik Toptan Satış A.Ş.ile davalı … … Ticaret Ltd. Şti. ile Elektrik Satış Sözleşmesi yaptıkları, bu sözleşme nedeniyle davalı yanın fatura borcu bulunduğu, bu hususta istinaf kararına istinaden aldırılan mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu ve davacı yanın cari hesap ekstresi ile faturalarına göre alacağın varlığı ve miktarının tespit edildiği, uyuşmazlığa konu iade faturasının davacı yana tebliğ hususunun ve ödeme olgusunun ispat edilemediği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 60.257,21-TL asıl alacak, 824,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.081,55-TL üzerinden ticari faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuurlmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 60.257,21-TL asıl alacak, 824,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.081,55-TL üzerinden ticari faizi ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Yasal şartlar oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçtan Tarifesi gereğince hesaplanan 4.172,48-TL nispi karar harcının, bozmadan önce harç tahsil müzekkeresi ile davalıdan tahsil edilen 3.152,44-TL harcın ve peşin alınan 1.050,82-TL harç toplamı 4.203,26-TL harçtan mahsubu ile artan 30,78-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.773,05-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan ‭450,71‬-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam ‭‭1.070,84‬-TL (44,40-TL BVH , 6,40-TL VSH, 1.020,04-TL karar harcının) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam ‭4.581‬,00-TL (621,00-TL tebliğler ve posta, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti, 960,00-TL ATK Fatura) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 4.547,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 138,00-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1,02-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davadaki kabul ve red oranına göre; 9,67‬-TL ‘sının davacıdan, 1.310,33-TL’sının davalıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır