Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/334 E. 2023/56 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/334
KARAR NO :2023/56

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:27/09/2016
KARAR TARİHİ:24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/03/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün aracını taşıt park edilmemesi gereken yere park ettiğinden müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, vücudunda kırıkların meydana geldiğini, sakat kaldığını, dava konusu trafik kazası nedeniyle davalı şirkete yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyasından tarafında herhangi bir ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden kaza tarihi itibariyle ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; maluliyet oranlarının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıca hale gelip gelmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, zamanla meydana gelen sakatlıkların azalmakta ve tamamen iyileştiğini, Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda meydana gelen sakatlıkların sürekli hale geldiğinin tespitinin de Adli Tıp Kurumunca yapılması gerektiğini, davacı vekilinin avans faizi talebininde yasal isabet bulunmadığını, poliçeden de anlaşılacağı üzere sigortalı araç özel araç olduğu, davalı müvekkili sigorta şirketinin dava konusu talep ile sorumlu olduğunu düşünülmesi halinde ise, davalının sigorta şirketinin işbu sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. Maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile şınırlı sorumlu olduğu, emek amacıyla öncelikle Adli Tıp Kurumundan davacının maluliyet oranı konusunda heyet raporu rapor alınması gerektiği, sonrasında kusur oranının belirlenmesi ve belirlenecek kusur oranına göre maddi tazminat miktarının teşpiti gerektiğini, tazminat hesaplamasının bir sigorta aktüer’i tarafından yapılmasının uygun olacağını, maluliyet oranlarının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediği de tespit edilmesi gerektiği, sakatlıkların azalmakta ve tamamen iyileşebildiğini, davacı vekilinin avans faiz talebinde yasal isabet bulunmadığı, dava haksız fiil esasına dayanmakta olduğu ve davacılar ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahkememizce30/05/2017 tarihli ara karar ile kusur durumunun tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine, maluliyetin tespiti amacıyla da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilmesine karar verilmiş, 02/07/2018 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi, Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, Sürücü …’ın kusursuz olduğu kusurlu olduğu kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 19/07/2018 tarihli maluliyete ilişkin raporunda, … oğlu, 1955 doğumlu …’in 19.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı sağ alt ekstremite kısalık ve sağ diz hareket kısıtlılığı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre %29.0 (yüzdeyirmidokuznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 20/09/2022 tarihli duruşma ara kararı ile dosyanın … trafik kürsüsünden oluşan heyete tevdi ile kusura ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
23/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Motosiklet sürücüsü davacının, seyir sırasında, ön ilerisini sürekli ve etkin biçimde kontrol altında tutması ve yolun sağ kenarında park halinde bulunan otomobilin açığından geçmesi, otomobile çarpmayacak şekilde motosikleti sevk ve idare etmesi gerekirken, bu hususlara riayet etmediği, gündüz koşullarında, düz yolda, yolun sağında park halindeki otomobili görmesine mani bir durum bulunmadığı halde, 7,00 metre genişlikteki taşıt yolunda, küçük boyutlu ve yüksek manevra kabiliyetine sahip motosikletle, otomobile çarpmadan yoluna devam etmesi mümkünken, yola gereken dikkati vermediği ve kontrolsuz bir şekilde seyrettiği için, çarpışmaya ve sonucunda kendisinin yaralanmasına sebebiyet verdiği kanaatine varılmaktadır. Heyetimizce, davacı sürücü …’in, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı şekilde seyrettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin, olayda, birinci (asli) derecede ve tam etkili bulunduğu mütalaa olunduğu, yolun sağ kenarında park halinde olan otomobilin sürücüsü …’ın, olayda etkili herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı kanaatine varılmakta ve 19/03/2016 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında, kendisinin, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 61/1-c maddesindeki kuralı ihlal ettiği gerekçesiyle, tali derecede kusurlu sayılmasının, tamamen isabetsiz bulunduğu, Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi uzmanlarınca düzenlenmiş, 102/07/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda belirtilen görüşün, heyetimizin görüşü ile örtüştüğü kanaatine varıldığı, … plaka numaralı motosikletin sürücüsü, davacı …’in hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve tam, % 100 (yüzde yüz) oranında etkili olduğu, davalı sigorta şirketine Trafik sigortalı, … plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın, etkili herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 91 ve devamı ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle ve 6098 sayılı TBK madde 54’e göre maluliyet tazminatı davasıdır.
Mahkememizin 17/09/2019 tarih, … sayılı ilamıyla davanın reddine karar verilmiş verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2022 tarih, 2019/4911 esas ve 2022/563 karar sayılı ilamıyla; ”…O halde, kaza tespit tutanağı ile ATK tarafından düzenlenen 02/07/2018 tarihli rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla kusur durumuna ilişkin … veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetin veyahut başka bir bilirkişi neyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup; aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuyla, … plaka numaralı motosikletin sürücüsü, davacı …’in hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve tam, % 100 (yüzde yüz) oranında etkili olduğu, davalı sigorta şirketine Trafik sigortalı, … plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü …’ın, etkili herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varıldığı, bu haliyle davacının olayın meydana gelişinde % 100 oranında kusurlu olması nedeniyle dava konusu trafik kazasına dayalı olarak davalı sigorta şirketinden kendi kusuruna dayalı olarak tazminat talep etmekte hukuki hakkı bulunmadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90-TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 29,20-TL harçtan mahsubu ile geri kalan ‭150,7‬0-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 5.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır