Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/32 E. 2022/673 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/32 Esas
KARAR NO :2022/673

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:13/01/2022
KARAR TARİHİ:02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı ile davalı arasında geçmiş dönemlere ait ticari ilişki bulunduğunu, davalının bu geçmiş dönemlerde ticari ilişkiden kaynaklı kapanmamış bakiyesinin bulunduğunu, buna istinaden …. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takibinin başlatıldığını, davalı tarafın hukuka aykırı şekilde borcuna itiraz ettiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak davalı tarafın arabuluculuk görüşmesine gelmemiş olması sebebiyle anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazlarında kötü niyetli olduğunu, Icra takibine davalı tarafın itirazlarının iptali ile asıl alacağın %20 sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın zaman aşımı yönünden davaya itiraz ettiğini, zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının ticari ilişkiye yönelik herhangi bir açıklamada bulunmadığını, sadece icra dairesinde yapılmış olan itirazın iptalini talep ettiğini, davacının haksız ve mesnetsiz bir şekilde icra takibine konu ettiği ve davaya konu alacak kalemlerine konu olan ünlülerin hiçbir şekilde davalıya gönderilmediğini, öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını bu sebeple Yetkili olan mahkemeye gönderilmesini talebin reddi durumunda evliye etle zaman aşımı nedeniyle reddini haksız ve mesnetsiz sebeple takip ikame edildiğinden hakkında kötü niyetsiz binasını hükmedilmesini hepsine karar vermesine, favacının reddiyle takibin iptaline karar verilmesini tarif etmiştir
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının faturalardan kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığı, davalının …. İcra Müdürlüğü …. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu görüldü.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dava konusu olaya ilişkin faturaların ve sevk irsaliyelerinin fotokopileri Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı icra dosyası aslı celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 13/06/2012 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı taraf ticari defterlerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 31.10.2021 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 17.821,00 TL. alacaklı olduğu, dosya içerisinde bulunan ve kendsine sunulan davacı tarafından davalı taraf adına düzenlenen 3.652,61 TL. bedelli fatura içeriği mallara ilişkin düzenlenen irsaliyeler üzerinde, malların teslimine ilişkin davalı tarafa ait isim ve imzanın bulunmadığı, Davacı taraf ticari defterlerinde yer alan ve davalı taraftan alacak olarak kaydedilen 6.140,49 TL. bedelli fatura ve irsaliyeler dosya içerisine sunulmadığı ve inceleme esnasında kendisine de ibraz edilmediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı taraf, davalıya fatura karşılığı mal sattığını, bedelini tahsil edemediğini, bedelin tahsili için yaptığı takibe haksız itiraz edildiğini beyan ederek takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava etmiştir.
Davalı taraf ise, takibe itiraz ederek zamanaşımı defisi ile birlikte icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, icra takibine konu ürünlerin kendilerine gönderilmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davacının davalı aleyhine başlattığı …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura ve cari hesap bakiyesine dayalı olarak 17.821,00 TL fatura alacağının talep edildiği, davalının itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu, davacının takip bedelinin tamamına yönelik itirazın iptali davası açtığı tespit edilmiştir.
İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre işbu itirazın iptali davasının, İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu 146. Madde uyarınca dava 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalının zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı yetki itirazında yetkili mahkemeyi göstermediğinden geçerli bir yetki itirazı olmadığından yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Türk Medeni Kanununun 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunundaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
İtirazın iptali davası da yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir.
Davacının düzenlediği faturaların kendi defterinde kayıtlı olması ve defterlerin lehine delil mahiyetinde olması da yeterli değildir. Ticari defterler ancak dayanak belgeler ile birlikte delil mahiyetinde olurlar. Yani, davacının düzenlemiş olduğu faturalardaki malın davalıya teslim edildiğini teslim belgeleri ile birlikte ispat etmesi gerekir. Ancak davacı her hangi bir teslim belgesi ibraz etmemiştir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 29/09/2015 tarih 2015/6409 E. 2015/11453 K., 26/11/2015 tarih 2015/4764 E.2015/15672 K. ve 10/12/2015 tarih 2015/400 E. 2015/16681 K.sayılı kararları).
“İlk derece mahkemesince davalı şirkete HMK 222. Madde gereğince ticari defterlerini ibraz etmesinin aksi halde defterlerine dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar olunduğu, inceleme gününde davalı ticari defter ve kayıtlarının ibraz edilmediği anlaşılmışsa da ; ispat yükü kendisinde olan davacının, fatura konusu mal ve hizmetleri davalı tarafa teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına alacağı ispat yönünden yeterli olmadığı, ilk derece mahkemesinin davanın ispatlanamadığından reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2017/2392 E. 2019/2070 K. 11/10/2019 tarihli kararı)
Somut uyuşmazlıkta; Davalı şirkete HMK 222.maddeye göre ticari defterlerini ibraz etmesi için ihtaratlı tebligat gönderilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde alınan 13/06/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre ise;davacı taraf ticari defterlerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 31.10.2021 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 17.821,00 TL. alacaklı olduğu, dosya içerisinde bulunan ve kendsine sunulan davacı tarafından davalı taraf adına düzenlenen 3.652,61 TL. bedelli fatura içeriği mallara ilişkin düzenlenen irsaliyeler üzerinde, malların teslimine ilişkin davalı tarafa ait isim ve imzanın bulunmadığı, davacı taraf ticari defterlerinde yer alan ve davalı taraftan alacak olarak kaydedilen 6.140,49 TL. bedelli fatura ve irsaliyeler dosya içerisine sunulmadığı ve inceleme esnasında kendisine de ibraz edilmediği belirtilmiştir.
Davacı, faturaya dayalı olarak alacak iddiasında bulunmaktadır.
Davacı, delil olarak fatura ve ticari defterlerine dayanmış ise de, faturaların tek başına alacağın varlığını ispat etme özelliği yoktur.
Davacı, delil olarak açıkça davalının defterlerine de dayanmamıştır.
Davalı borçlu, alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiştir. İnkar edilen husus, takibe konu faturalar ve malların teslimi olgusudur. Bu halde faturaların dayanağı malların teslim edildiğini ispat yükü alacaklı davacıdadır. Davacı alacaklının ticari defterleri ile birlikte sunduğu sevk irsaliyelerinin incelenmesinde 3.652,61 TL bedelli fatura içeriği mallara ilişkin düzenlenen irsaliyeler üzerinde, malların teslimine ilişkin davalı tarafa ait isim ve imzanın bulunmadığı, 6.140,49 TL bedelli fatura ve irsaliyelerin ise dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf, davalı tarafça imzalanmış sevk irsaliyesi bulunan fatura içeriği mallar dışındaki fatura içeriği malın davalıya teslim edildiğini ispatlayamamıştır. Davacı mal teslimini ispatlamak zorundadır. Davacı 8.027,90 TL bedelli faturalar yönünden ticari defterlerini destekler fatura ve sevk irsaliyesi sunmuş olmakla bu bedel yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline, artan kısım yönünden alacaklı olduğu iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine ve davacının kötüniyeti ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 8.027,90 TL asıl alacak üzerinden aynı koşullarla devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hükmedilen alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında (1.605,58‬ TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 548,38 TL nispi karar harcının, peşin alınan 304,34 TL harcın mahsubu ile geri kalan 244,04 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.027,90 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yatırılan toplan 396,54 TL (80,70 TL BHV, 11,50 TL VSH, 304,34 TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.014,00 TL (64,00TL tebliğler ve posta, 950,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 456,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davadaki kabul ve red oranına göre; 612,64 TL’sının davacıdan, 747,36 TL’sının davalıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır