Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/237 E. 2023/782 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/237 Esas
KARAR NO:2023/782

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:04/04/2022
KARAR TARİHİ:16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı banka arasında Banka Mevduat Sözleşmesi uyarınca banka ve müşteri ilişkisi kurulduğunu, müvekkili şirketin ilk olarak 18/12/2017 valör tarihli swift mesajı ile para transferi talep ettiğini, transfer talimatının yerine getirilmemesi üzerine 20/12/2017 tarihinde SWİFT mesajıyla para transfer talebini yenilediğini, davalı banka tarafından e- mail yoluyla 26 /12 /2017 tarihinde “…talimatımız şimdiye dek icra edilmemiş olduğundan bu hususu en acil şekilde ele almanızı ve talimatımızı daha fazla gecikme olmadan yerine getirmenizi talep ederiz.’’ şeklinde bankaya ihtarda bulunulduğunu, müvekkili bankanın bu dönemde alacağın tahsili için defalarla girişimde bulunduğunu ancak alacağın ödenmediğini, müvekkili bankanın 19/03/2018 , 19/04/2018 , 28/05/2018, 06/07/2018 , 31/07/2018 , 03/08/2018 tarihlerinde SWİFT mesajlarıyla farklı transfer talepleri yaptığını, 19/04/2018 ve 28/05/2018 tarihli transfer talepli SWİFT mesajına davalı banka tarafından “yukarıda belirtilen ödeme emrinizi iç politikamız nedeniyle geçersiz ve hükümsüz olarak değerlendirdiğimizi bildiririz.” şeklinde cevap verildiğini, konunun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu na yazılı olarak şikayet edildiğini, BDDK’ nın söz konusu çözüm mercii yerinin Özel Hukuk Mahkemeleri olduğu yönünde cevap verdiğini, davalı bankanın Swift transfer cevaplarından sonra ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Dairesi (…) tarafından hazırlanan ve 5 Kasım 2018 de yürürlüğe giren … Listesi ile, listede bildirilen Tüzel kişilerle işlem yapılmasını Amerikan Vatandaşları ve Şirketleri için yasakladığını bildirildiğini, çekişmenin ortaya çıktığı tarihte Amerikanın tek taraflı yaptırım kararlarının Türkiye Cumhuriyeti açısından hiçbir hukuki sonuç doğuramayacağını işbu karardan aylar önce edimin ifasında davalı bankanın temerrüde düşmesini aklayacak bir hukuka uygunluk sebebi oluşturmayacağını, müvekkili banka aleyhinde, dava konusu dışında başlatılan …. İcra Md. … E sayılı dosya kapsamında davalı bankaya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalı bankanın 89/1 ihbarnamesi dayanağıyla 40.409.928,51 TL ve 7.582.262,30 TL olmak üzere dava dışı 3. kişinin alacaklı göründüğü icra dosyasına ödeme yaptığını, bu sebeple davalı banka aleyhine istirdat davası açıldığını, müvekkili bankanın tarafından dava konusu alacaklar nedeniyle ….İcra … E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan ilamsız İcra takibine davalı banka tarafından itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinde ’’… 6 Ağustos 2018 tarihli … Ofisi(…) tarihinde yayınlanan … listesine alınan gerçek ve tüzel kişilerle işlem yapmasını yasaklamaktadır…….hesaplarından herhangi bir şekilde işlem yapılmasını engellemek amacıyla … tarafından teknik tedbirler alınmıştır.’’ şeklinde açıklamada bulunulduğunu, borçlu ile müvekkil arasında niteliği itibariyle “Banka Mevduat Sözleşmesi” mevcut olduğunu, dava konusu ile ilgili olarak arabuluculuğa başvurulduğunu ancak bir sonuç alınmadığından bahisle davanın kabulüne, müvekkili şirketin davalı banka nezdinde bulunan EURO nakit varlığının fiili ödeme gününe kadar en yüksek EURO Avans Faiz ile birlikte davalı bankadan aynen tahsiline karar verilmesini, davalı bankanın temerrüde düştüğü tarih olan 16.12.2017 tarihinden 21.10.2021 tarihine kadar haksız olarak uhdesinde tuttuğu 5.837.208,48 EURO (Beş Milyon Sekiz Yüz Otuz Yedi Bin İki Yüz Sekiz Avro ) varlık tutarının bankalara uygulanan en yüksek avans EURO faiz oranının üzerinden hesaplanacak faiz için şimdilik 1000 EURO (Bin Avro) karşılığı 01.04.2022 T.C.M.B EURO efektif satış kuru 1.626,80 TL ‘nin alacağın davalı bankadan aynen tahsiline karar verilmesini, davalı bankanın geç ifadan doğan zarardan sorumluluğunun doğduğunun kabulüne ve müvekkil lehine %20 kötüniyet tazmi̇natına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı banka vekili dava dilekçesinde yazılı taleplerin davacı banka tarafından belirlenebilir olması nedeniyle huzurdaki davanın belirsiz ve kısmi alacak davası olarak açılmayacağını, davacı bankanın uluslararası finans sistemine duyulan güveni temin etmekle yükümlü olduğunu, bu nedenle finansal bir kuruluş olarak tüm işlemlerinin ifasında uluslararası normlar çerçevesinde gerekli olan kontrolleri sağlamakla mükellef olduğunu, müvekkili banka ile davacı banka arasında hesap ilişkisi kurulurken de tüm bu temellere dayanarak işlem tesis edildiğini, finansal sisteme güvenin sürekli kılınabilmesi adına davacı banka tarafından suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finanse edilmesi hususunda taahhhütlerin de mutat bankacılık ilişkisi gereğince imzalandığını bu taahhüt gereğince Davacı Bankanın, FATF (Mali Eylem Görev olarak tüm işlemlerini göstermeyi ve tam durum tespitinin gösterilmesini sağlayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, FATF (Mali Eylem Görev Grubu) ve Birleşmiş Milletler Konseyinin muhabir bankalara büyük yükümlülükler getirdiğini, DAVACI BANKANIN UYMAKLA yükümlü olduğu FATF düzenlemelerine aykırı işlemlere karıştığına ilişkin haberler yayınlandığını, davacı banka’ nın swıft sistemi üzerinden gerçekleştirmek istediği … tip havale talepleri, Türk Borçlar Kanunu’nun 555. ve devamı maddelerinde yer alan düzenlemeleri çerçevesinde, havale ödeyicisine kanunen tanınmış yetkilendirme dahilince müvekkili banka tarafından yerine getirilmediğini, davacı banka hakkındaki olumsuz haberlerin, herhangi bir gerekçe göztermeksizin dahi havale talebini yerine getirmekten imtina edebilecek olan müvekkili bankaya talebin reddi hususunda son derece haklı gerekçeler oluşturduğunu, davacı Banka tarafından müvekkili bankanın temerrüde düştüğü tarih olarak ifade edilen 16.12.2017 tarihinde, 18.12.2017 valör tarihli, 6.300.000,00 EUR tutarlı, MT 202 Swift Mesajının müvekkili bankaya gönderildiğini, söz konusu … Swift Mesajının; davacı bankanın, müvekkil banka nedzindeki hesabından, yurtdışındaki başka bankalarda yer alan hesaplarına, para transferi yapılmasına yönelik bir havale talebi olduğunu, davacı bankanın müvekkili banka nezdindeki varlığını uluslarasrası ödeme sistemi olan SWIFT üzerinden, yurt dışında bulunan Bankalardaki yine kendi hesabına aktarmak istediğini, Neticede bu işlemlerin tamamının Banka’ dan Banka’ya yapılmak istenen havale işlemleri ödemesi niteliğinde olmadığını, ve denetime elverişli işlem niteliği taşımadığını, davacı banka ile ilgili çıkan olumsuz haberlerin dünya kamuoyu ile paylaşılmasından ve müvekkili banka tarafından swift sistemi üzerinden MT 202 tip havale işlemlerine aracılık edilemeyeceği kararından sonra “… Control” (Birleşik Devletler Hazine Müsteşarlığı Yabancı | Varlıklar Kontrol Dairesi … tarafından 08.05.2018 tarihinde yayımlanan ve 06.08.20118 tarihine yürürlüğe giren “…” kapsamında “JIRAN) (SDGT) (LESR))” etiketiyle, davacı bankanın … Listesi’nde (yaptırım uygulanacak kurum veya kişiler listesine) alındığını, davacı bankanın tüm dünyadaki global finansal varlıklarını kapsayacak şekilde hesaplarının hareket görmesinin … tarafından engellendiğini, davacı bankanın müvekkili banka nezdindeki hesaplarındaki tutarları nakit olarak çekebilme seçeneği olmasına rağmen, ısrarla swift sistemi üzerinden havale talepleri göndermesinin iyiniyet ile bağdaşmadığını, müvekkili bankanın, Türk Borçlar Kanunu gereğince, “havale” niteliğinde olan swift ile ödeme talimatlarını, yerine getirme yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili banka ve davacı banka arasında imzalanmış olan hesap açılış sözleşmesi genel hükümlerinde yer alan “mücbir sebep” düzenlemeleri ve sözleşme ekinde yer alan aml ve kyc formu tahtında da müvekkil bankanın, davacı bankanın dava konusu … işlemlerini yerine getirmeme hakkının mevcut olduğunu, edilmesi gerekçesi ile yapıldı ise Davacı Bankanın, Müvekkili Banka aleyhine yapmış olduğu geçerli bir icra takibi bulunmadığını, huzurdaki davanın itirazın iptaline yönelik bir dava olmadığını, bu nedenle davacı bankanın “kötüniyet” tazminatı taleplerinin, mesnetsiz olduğundan bahisle hukuka ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasında yapılan banka mevduat sözleşmesi kapsamında davalı tarafça haksız olarak uhdesinde tuttuğu iddia olunan EURO nakit varlığın faiziyle birlikte davalıdan aynen tahsili, davalının temerrüde düştüğü tarih olarak bildirilen 16/12/2017 tarihinden 21/10/2021 tarihine kadar haksız olarak davalı uhdesinde bulunduğu bildirilen 5.837.208,48 EURO varlık tutarının faizi için şimdilik 1.626,80 TL alacağın davalıdan aynen tahsili, davalının geç ifadan doğan zarardan sorumluluğunun kabulü ile %20 kötü niyet tazminatı taleplerinin davalı tarafça ödeme yapılmamasının yasal dayanağının bulunup bulunmadığı ve davacının aynen tahsil taleplerinin sübut bulup bulmayacağı noktasında toplanmış olduğu görüldü.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası uyap üzerinden mahkememize gönderilmiştir. Takip dosyasının incelenmesinde alacaklısının dosyamız davacısı … olduğu, borçlunun … Şirketi olduğu, 30/11/2021 tarihli takiple toplam 2.623.415,48 EURO alacağın talep edildiği, takibe yapılan itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince alınan 19/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı, davalı bankanın mevduat hesabı müşterisidir. Davacı, EURO cinsi mevduat hesabında bulunan paranın yurtdışı bankalara swift mesajı yoluyla verilen talimatlara istinaden transfer edilmesini talep etmiştir. Davalı ise, söz konusu … Ofisi (…) kararı 05.11.2018 tarihinde yürürlüğe girmesine, …’ın İran’ı kara listeye alışı 29.06.2018 olmasına karşın; davacının 18.12.2017, 20.12.2017, 26.12.2017; 19.03.2018, 19.04.2018, — 28.05.2018, 07.07.2018 — ve 03.08.2018 tarihli swift mesajı talimatlarının gereğini yapmamıştır. Başka bir deyişle davacının tüm para transferi swift talimatları (…’ın) yasaklama karar tarihi 05.11.2018’den önceki tarihlidir. Yani davalı banka uluslararası herhangi bir kısıt olmamasına rağmen, davacının swift talimatlarının gereğini ifa etmemiştir. Davalı banka 5411 sK’nun 61.maddesi ve TBK’nın 386 ve 387. (Mülga 818 sBK’nın 306 ve 307.) maddeleri uyarınca mevduatı iade borcunu ifa etmemiştir. Bu bakımdan davalı banka somut olayda iade borcunu yerine getirmediği için kanımızca tam kusurlu olduğu, TBK’nın vedia hükümleri ve Bankacılık Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca dava konusu bedelin derhal davacıya ödenmesi gerekirken, haksız olarak tutulduğu, Davacının Faiz Talep Tarihi 21.10.2021 İtibariyle Hesaplanan Alacağı Asıl anapara alacağı. 2.119.643,76 İşlemiş faiz. : 1.432.434,95 TOPLAM ALACAK. 3.552.078,71 EUR’dur…. Davacının talebi gibi 21.10.2021 tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.119.643,76 EUR’ya 3095 sayılı faiz K’nun 4/a m. uyarınca 1 yıllık periyodlar halinde basit usulde işleyecek faizi ile birlikte davacıya ödenebileceği, Davacı ise davasında ŞİMDİLİK açıklaması ile 1.000,00 EUR talep ettiği, İcra inkar tazminatı talep etme koşullarının da oluştuğu, Heyetimiz üyesi …’ın ise, itirazın iptali olarak açılmayan dava da icra inkar tazminatı istenemeyeceği görüşünde olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı ile davalı arasında 2010 yılında hesap açma sözleşmesi akdedilmiş olup bu sözleşmeye istinaden davacı adına davalı banka nezdinde vadesiz hesap açılmıştır. Davacı 18/12/2017 valör tarihli swift mesajı ile parasının transfer edilmesini talep etmiş, 20/12/2017 tarihinde işlem yerine getirilmediği için talebi tekrar etmiş, 26/12/2017 tarihinde ise davalıya e- mail yoluyla talimatın yerine getirilmesini ihtar etmiştir. Davacı devam eden süreçte de 19/03/2018 tarihinde 19/04/2018 ve 28/05/2018 tarihlerinde 06/07/2018, 31/07/2018,03/08/2018 tarihlerinde swift mesajlarıyla farklı transfer talepleri yapmış olup davalı belirtilen ödeme emrinin iç politika nedeniyle geçersiz ve hükümsüz olarak değerlendirdiğini bildirmiş ve bunun üzerine davacı tarafça BDDK’ ya yapılan şikayet “şikayetinizin konusu olan hususların, ticari varlıklar olarak faaliyet gösteren iki kurum arasındaki sözleşmeye dayalı ve ticari ilişkilerle ilgili olduğuna karar verilmiştir.” denilerek uyuşmazlığın özel hukuk bağlamında çözülmesi gerektiğini bildirdiği görülmüştür. Davalı banka swift transfer cevaplarından sonra ABD Hazine Bakanlığı’ na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Dairesi (…) tarafından yayınlanan 06/08/2018 tarihli … listesinde davacının yer aldığını, belirterek … düzenlemelerinin belirlenen kişilerle uhdelerinde bulunan mal varlıklarını bloke etmekle yükümlü kıldığını, banka tarafından yaptırıma maruz kalmamak adına tedbir alındığını ve takipten dolayı borçlarının bulunmadığını belirterek davacı tarafından başlatılan takibe itiraz etmiştir. Davacı Amerikanın tek taraflı yaptırım kararının Türkiye Cumhuriyeti arasında hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi iş bu karardan aylar önce edimin ifasında davalının temerrüde düştüğünü tüm taleplere rağmen müvekkiline ödeme yapmayan davalı bankanın …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasında gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine istinaden dava dışı 3. Kişiye ödeme yaptığını belirterek yaptırım kararı ve swift mesajlarının tarihleri dikkate alındığında davalının edimi ifadan kaçınma hakkının da bulunmadığı davalı bankanın bankacılık uluslararası ilkeleri uyarınca borcunu talep anında ve aynen ifa etmesi gerekirken hiç ifa etmediğini müvekkiline hem maddi varlık ölçüsünde aynen ifa hem faiz ve de kusurlu temerrüdü uyarınca zararına sebebiyet verdiğinden gecikme tazminatı ödemesi gerektiğini belirterek iş bu alacak davasını açmış, dava dilekçesinde müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan EURO nakit varlığının fiili ödeme gününe kadar en yüksek EURO Avans Faiz ile birlikte davalı bankadan aynen tahsiline karar verilmesini, davalı bankanın temerrüde düştüğü tarih olan 16.12.2017 tarihinden 21.10.2021 tarihine kadar davalının haksız olarak uhdesinde tuttuğu 5.837.208,48 EURO (Beş Milyon Sekiz Yüz Otuz Yedi Bin İki Yüz Sekiz Avro ) varlık tutarının bankalara uygulanan en yüksek avans EURO faiz oranının üzerinden hesaplanacak faiz için şimdilik 1000 EURO (Bin Avro) karşılığı 01.04.2022 T.C.M.B EURO efektif satış kuru 1.626,80 TL alacağın davalı bankadan aynen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacının talebinin aynen tahsili istemine ilişkin olduğu dikkate alınarak davalı tarafından bildirilen ve davacı hesabında bulunan miktar üzerinden eksik harç tamamlatılmıştır. Davacı vekili ön inceleme duruşma tutanağında talebini “davalı uhdesinde bulunan ve dava dilekçemizin neticei talep kısmında 3 nolu bentte belirtmiş olduğumuz temerrüt faizi 2 nolu bentte belirtilen aynen tahsili talep edilen alacak dışında daha önce davalı tarafın uhdesinden çıkan 3.kişiye gönderilen 5.837.208,48 EURO’nun faiz alacağına ilişkindir, 2 nolu bentte belirtmiş olduğumuz faiz alacağı talebimiz ise 3.kişiye yapılan ödeme sonrası davalı uhdesinde bulunan ve dava konusu ettiğimiz miktara temerrüt tarihinden itibaren işlemesini talep ettiğimiz faize ilişkindir, 4 nolu bentte belirtmiş olduğumuz kötü niyet tazminatı da daha önce icra emri gönderildiğinden ödeme emrine yapılan itiraza istinaden talep edilmiştir” şeklinde açıklamıştır. Bankanın ödeme talimatını yerine getirme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı, davacının talebinin başından beri havale işlemi mi olduğu, müşteri ödemesi talebi olup olmadığı, havale işlemi ve müşteri ödemesi talebi olması durumlarında bankanın yükümlülüklerinin uluslararası bankacılık kuralları da dikkate alınarak ayrı ayrı değerlendirilerek ve davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki talep açıklamasına ilişkin beyanında belirttiği faiz talebi de değerlendirilmek suretiyle rapor sunulması için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda bankacılık terimlerine ilişkin gerekli açıklamaları denetime elverişli şekilde rapor etmiş ve sonuç olarak davalı bankanın iade borcunu yerine getirmediği için tam kusurlu olduğunu belirterek, talep edilebilecek miktara ilişkin hesaplamayı da raporunda bildirmiştir. Davalı tarafça bilirkişi raporuna kayıtlarının mahallinde incelenmediği yönünde itirazda bulunulmuş ise de; bilirkişi heyetine gerektiğinde kullanılmak üzere mahallinde inceleme yetkisi verilmiş olup tarafların iddia ve savunmaları ile toplanan deliller dikkate alındığında yapılan inceleme için dosyaya sunulan belgeler yeterli görüldüğünden, nitekim davalı tarafça somut olarak olaya etki edecek ve inceleme konusu yapılmadığı belirtilen bir belge bulunmadığından bu yönden rapora yapılan soyut itiraza itibar edilmemiştir. Davalının taraflar arasındaki sözleşmenin içeriği gereği swift para transferi talimatlarını ifa etmemesinde kusurlu olduğu, nitekim vedia hükümleri uyarınca davalının kendisine verilen parayı istenilen zamanda geri vermekle yükümlü olduğu, paranın davacıya iade edilmemesi yönünde mahkemece alınmış bir tedbir kararı bulunmadığı gibi davalının savunmasına dayanak … kararının 05/11/2018 tarihli olmasına rağmen davacının talimatlarının bu tarihten öncesine ilişkin olduğu, hususları dikkate alındığında davacı davasında haklı bulunmuştur. Davacı tarafça bilirkişi raporu sonrası sunulan ıslah dilekçesinde “Davalının temerrüde düştüğü tarih olan 16.12.2017 tarihinden itibaren 21.10.2021 tarihine kadar davalının haksız olarak uhdesinde tuttuğu 5.837.208,48 EURO (Beş Milyon Sekiz Yüz Otuz Yedi Bin İki Yüz Sekiz Avro ) varlık tutarının bankalara uygulanan en yüksek avans EURO faiz oranının üzerinden hesaplanacak değer ile davalıdan aynen tahsiline, Bu meblağın 21.10.2021 tarihinden davalı için Fiili ödeme gününe kadar işletilecek bankalara uygulanan en yüksek avans EURO faiz oranı ile tarafımıza ödenmesine karar verilmesini,” talep etmiş ise de; davacının dava dilekçesinde 16/12/2017 tarihinden 21/10/2021 tarihine kadar davalının uhdesinde tuttuğu varlık tutarına bankalarca uygulanan en yüksek avans EURO faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz için şimdilik 1.000,00- EURO karşılığı 1.626,80- TL ‘ nin talep edildiği, ıslahla bu faizin EURO faiz oranı ile tarafına ödenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2022/6592 Esas 2022/9374 Karar sayılı; “6100 sayılı Kanun’un 26. maddesinde yargılamaya hakim olan ilkelerden “taleple bağlılık ilkesi” düzenlenmiş olup, buna göre; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi 818 sayılı (BK’nın 83 md.) uyarınca; konusu para olan Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. … bu suretle seçimlik hakkını yabancı para cinsinden olan alacağı için de Ülke parası karşılığının tahsili yönünde kullanmıştır. Bu nedenle dava dilekçesinde TL cinsinden alacak talebinde bulunan davacının, ıslah ile ekleme yaparak yabancı para cinsinden talepte bulunması mümkün değildir.” şeklindeki ilamında da belirtildiği üzere davacının seçimlik hakkını yabancı para cinsinden olan alacağı için ülke parası karşılığının tahsili yönünde kullandığı anlaşıldığından ve bu husus ıslahla değiştirilemeyeceğinden davacının talebi ile bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur. Davacı kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş ise de; kötü niyet tazminatı İİK 67 . Maddesinde düzenlenmiş, itirazın iptali davasına özgü, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan takibe yapılan itiraz nedeniyle hükmedilen bir tazminat olup davanın alacak davası olduğu dikkate alındığında yasal şartlar oluşmadığından talebin reddine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
A) 1.642.496,07 Euro alacağın dava tarihi olan 04/04/2022 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının euro cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) 16/12/2017 tarihinden 21/10/2021 tarihine kadar davalının uhdesinde tuttuğu varlık tutarına 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince hesaplanan faiz alacağı olarak 1.626,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.825.362,93- TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 170.775,00- TL ile tamamlama ile alınan 285.600,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.368.987,93- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken ve tamamlama ile yatırılan toplam 456,467,20-TL (80,70 TL BVH, 11,50 TL VH, 170.775,00 TL peşin harç, 285.600,00- tamamlama harcı ) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 18.136,25 TL (136,25 TL tebliğler ve posta, 18.000,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 571.217,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle sarf kararında düzenlenen 1.560,00 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2023

Başkan …
e- imza
Üye …
e- imza
Üye …
e- imza
Katip …
e- imza