Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/230 E. 2023/717 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/230
KARAR NO :2023/717

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/12/2021
KARAR TARİHİ:26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı banka arasında 24/02/2014 tarihli bankacılık işlemleri sözleşmesi, üye işyeri sözleşmesi, elektronik ticaret sözleşmesi kapsamında … numaralı üye işyeri olarak ticari ilişki yürütüldüğünü, ilişkinin esasının … çalışma koşulları, … ile yapılan ödemelerin hesapta bloke süreleri ve bu ödemelerin serbest kullanıma geçirilmesinin oluşturulduğunu, banka ile bu ilişkinin 17/12/2018 tarhiine kadar sorunsuz şekilde yürütüldüğünü, ancak bu tarihte bankanın kendi iç yapılanması nedeniyle kurumsal müşteri olarak hesapların İstanbul Tİcari Şubesine aktarılması sonrasında 28/12/2018 tarihinde … dönüşlerinin önceki dönemlerden düşük olduğunun tespit edilmesi ile sorun yaşanmaya başlandığını, … dönüşlerindeki sorun sorgulandığında, 30 günlük blokeli çalışma koşullarının tek taraflı olarak değiştirildiğinin, hesaba 500.000,00 TL … valör limiti tanımlandığını, 30 gün olan bloke süresine 50 gün eklendiğini, 26/12/2018 tarihli yazı ile bankanın tek taraflı yaptığı bu uygulama değişikliği nedeniyle, mutad süresi içinde hesaplarına aktarılmayan tutarların hesaplarına aktarılması ve bu tutarlar için uğradıkları zararın giderilmesinin istendiğini, bankanın zararın giderilmesi için bir kısım faizin nakden ödenmesi, bir kısmının … için sıfır vade uygulanarak kapatılması teklifinin kabul edilmediğini, bankaya 26/04/2019 tarihli yazı ile şirketin kendi kayıtlarını esas alarak yaptığı hesaplamaya nazaran zararın Mart 2019 tarihi itibariyle 1.545.488,00 TL Eylül 2019 tarihi itibariyle 1.638.180,00 TL olduğunun bildirildiği, bankanın taraflar arasında mutabık kalınan çalışma koşullarını tek taraflı olarak değiştirilmesinin haklı ve kabul edilebilir bir dayanağı olmadığını, bankanın kendi iç süreçleri açısından da usule uygun bir limit ve blokaj süresi artışı uygulaması olmadığını, üye işyeri olarak müvekkili şirkete bildirilmeksizin keyfi bir şekilde hayata geçirildiğini, bankanın keyfi şekilde yaptığı uygulama değişikliği nedeniyle uğradığı 1.638.180,00 TL zararın tazmini için … Noterliğinden 18/10/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtara rağmen uğranılan zarar giderilmediğini, bankacılık mevzuatına ve ticari örf ve kurallara aykırı tutum ve davranışları ile kendisine haksız kazanç sağlayarak müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.638.180,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 29/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili banka ile imzalamış olduğu Üye İşyeri Sözleşmesine istinaden, banka tarafından 26/03/2014 tarihinde … numaralı Sanal … terminalinin davacıya tesis edildiğini, davacının Mart-2014 itibari ile uyuşmazlığa konu … cihazı kullanımına başladığını, uzun yıllardır banka üye işyeri olarak faaliyet gösterdiğini, Banka üye işyeri çalışma koşulları ve “fiyatlamalardan” özellikle Aralık-2018’e kadar herhangi bir itirazı olmaksızın işlemlerini gerçekleştirdiğini, Sanal … tesisi sırasında, Banka yetkilileri tarafından yapılan kontrollerde, Bankanın risk politikaları kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde, Bankaca belirlenen işyeri çalışma koşulları kapsamında, 26.03.2014 tarihinde 500.000 TL aylık valör limit belirlendiğini, Valör limitinin, üye işyeri tarafından gerçekleştirilen işlem hacminin belirli bir tutarı aşması halinde, Bankanın chargeback riski ya da üye işyerinin iade/iptal işlemleri ve amaç dışı kullanımının yanı sıra sözleşmeden kaynaklanan diğer rizikolarını sınırlamak amacı ile aşan tutara ilave bloke gün süresi (valör) uygulanması olduğunu, söz konusu uygulama ile ilgili üye işyerinin, olağan işlem hacmini fazlaca aşan miktarda işlem yapmak suretiyle Banka kaynaklarını kullanarak Bankayı zarara uğratmasının önlenmesinin amaçlandığını, bu kapsamda üye işyerinin belirlenen işlem hacmini aşan tutarda işlem gerçekleştirmesi halinde ilgili tutara kadar olan kısım, belirlenen çalışma koşularına uygun şekilde, aşan tutarlar ise, valör süresi sonunda üye işyerinin Banka nezdindeki hesabına alacak kaydedildiğini, bu kapsamda, davacı tarafından da 4 yılı aşkın süredir üye işyerinin aylık 500.000 TL’lik valör limiti aşan işlemleri, valör süresi olan 50 günün sonunda müşteri hesaplarına aktarıldığını, Davacı ile 2014 yılından itibaren 500.000,00 TL valör limitle çalışıldığını, söz konusu çalışma koşulu … terminalinin tahsis edildiği 26/03/2014 tarihinden 25/12/2018 tarihine değin bu şekilde devam ettiğini, her ay düzenlenerek üye işyerine gönderilen üye işyeri hesap özetlerinde de işlem detayları gerçekleştirdikleri işlem tutarları, hesaplarına alacak kaydedilen tutarlar ve bekleyen tutarların belirtildiğini, sehven valör limit/bloke süresi gibi bir değiştirmenin olmadığını, bu limit ve bloke gün sayılarının … cihazının ilk kurulduğu tarihteki fiyatlamalar olduğunu, davacı ile imzalanan üye işyeri sözleşmesi ve elektronik ticaret sözleşmesinde valör limit ve bloke gün sayıları düzenlenmiş, davacı tarafça söz konusu sözleşmeler imzalandığını, Elektronik Ticaret sözleşmesinin 9. Maddesinde, Üye işyeri sözleşmesinin 9.1. Maddesinde, taksitli işlem sözleşmesinin 5. Maddesinde bloke gün – sayılarına – ilişkin düzenlemelerin yer aldığını, davacının 2014 yılından itibaren herhangi bir itirazı olmaksızın banka üye işyeri olarak çalışmasına rağmen, 8 yıl sonra 2022 yılında açtığı işbu dava ile talepte bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi hukuken korunmasının olanaksız olduğunu,”internet bankacılığı işlem kayıtları” ve “davacı e-mailene gönderilen üye işyeri ekstreleri” ile davacı gerek bloke gün sayıları gerekse de uygulanan valör limitlerinden haberdar olduğunu, davacı şirketin huzurdaki davaya konu ihtilaf dönemi olan 2014-2018 yılları arasında internet bankacılığını aktif olarak kullandığı, bu sürede binlerce işlem gerçekleştirdiğini, yüzlerce kez dönem aralığı seçilerek hesap hareketi kontrolü yapıldığı, internet bankacılığı giriş ana ekranında hesap bakiyesi görüntülendiğini, üye işyeri hesabından Havale / Eft Gibi para transferleri ile hesap bakiyesine vakıf/ olunduğunu, bu nedenle, davacının ihtilaf konusu dönemde hesabına yatan bakiyeden / bloke gün sayısından / uygulanan valör limitinden haberdar olmadığı, 2018 Aralık ayında aniden bu durumdan haberdar olduğu iddialarının fiilen kabulünün mümkün olmadığını, davacı firmaya, her ay düzenli olarak … işlemlerine ilişkin ekstreler gönderildiğini, ekstreler ile işyerinde gerçekleştirilen tüm işlemlerin detaylarına “vakıf” olunduğunu, yapılan işlemlerin toplam miktarının görüldüğünü, davacı üye işyerine gönderilen ekstreler ile davacının itirazına konu valör ve bloke gün sayılarının takibinin yapılabildiğini, 2018 Aralık ayında ilk kez bloke gün sayıları ve valör limitinden haberdar olduğu iddiasının hukuken korunmasının mümkün olmadığını, hesabına uygulanan bloke nedeni ile zarara uğradığını iddia eden davacının bu zararını ispat etmesi gerektiğini, zarara ilişkin her hangi bir belge sunulmadığını, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini,” istemiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasındaki 24/02/2014 tarihli bankacılık hizmet sözleşmesi, üyelik sözleşmesi, e ticaret sözleşmesi kapsamında davacının iş yeri için sözleşmeler uyarınca aldığı … cihazında uygulanan bloke ve işlemler nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasından kaynaklı tazminat talebinin sübut ve miktarı noktasında toplanmış olduğu görüldü.
DELİLLER;
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
… A.Ş.’ye müzekkere yazılarak; taraflar arasında imzalanan 24.02.2014 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Üye İşyeri Sözleşmesi, Elektronik Ticaret Sözleşmesi, Üye İşyeri Başvuru Formu ve Taksit İşlem Sözleşmesinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
…. Noterliği’ne müzekkere yazılarak; 18.10.2019 tarihli … keşide numaralı ihtarname aslının mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak; … vergi numaralı davacı … A.Ş’nin 2014-2018 yılları arası vergi beyannamelerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 21/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı banka ile davacı arasında 3 adet farklı konularda sözleşme akdedildiğini, davalı banka anılan bu sözleşmelere atfen davacı üye işyşerine … terminali tahsis edildiği, taraflar arasında uzunca bir süreye sirayet eden üye işyeri ilişkisi kurulup ve halen de bu ticari ilişki devam ettiği, davalı bankanın 2014-2018 döneminde valör süresi ve bloke miktarını tek yanlı olarak revize etmiş olması nedeniyle dava ikame edildiği, davalı bankanın üye işyeri sözleşmesinin 9.1 m. Uyarınca tek taraflı olarak valör ve bloke miktarını revze etmek hakkı tanınmış olduğu, davalı banka sözleşmenin serbestliği ilkesi uyarınca davacıya ihbar etmeden valör ve bloke miktarını revize etmiş olduğu, sözleşme ile kısıtlı bir dönemle sınırlı ya da sınırsız bir dönem için valör ve bloke miktarı sabit tutulmamış olduğu için davalının sözleşmesel haklarını kullanmış olduğunun söylenebileceği, davacı ise sözleşme içeriklerinin genel işlem koşulları bakımından resen irdelenmesi gerektiğini beyan ettiği, davacıya TMK’nun 2 maddesi uyarınca iyiniyet kuralları çerçevesinde ihbar mecburiyetinin bulunduğunun mahkemece kabulü halinde davacının tabloda belirttiği zarar miktarının son derece açık ve herkesin anlayabileceği nitelikte nasıl elde edildiğinin sadece emsal alınan TCMB ağırlıklı faiz oranları ile değil, tüm detaylarının aleni ve açık olarak ispata ve delillendirmeye muhtaç olduğunun mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 24/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … A.Ş. ile Davalı T. … A.Ş. arasında imzalanmış 24.02.2014 tarihli Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi, Üye İşyeri Sözleşmesi, Elektronik Ticaret Sözleşmesi, Taksitli İşlemler Sözleşmesi kapsamında, sanal … terminali tahsis edilerek, … numaralı Üye İşyeri olarak, 26.03.2014 tarihinden beri ticari ilişki yürütüldüğü, bu kapsamda, Davacı … A.Ş.’nin satışını yaptığı sigorta ürünleri ve prim tahsilatlarının Davalı T…. A.Ş.’ne ait … (…) terminalleri kullanılarak kredi kartı veya internet ortamında tahsil edilerek, … kartlarında 34 gün, diğer banka kartlarında 60 gün, taksitli işlemlerde ilk taksit 41 gün, sonraki taksitler 30 gün blokede tutulduktan sonra … A.Ş.’nin banka nezdindeki hesabına aktarıldığı, Bankanın iç işlemlerinde … numaralı Üye İşyeri olarak … A.Ş.’ye- yurt dışı kartlara kapalı olarak, 6300 Sigorta Satışı, Sigortalama ve… kodu ile aylık 500.000,00 TL valör limiti tanımı ile Sanal … tanımlamasının uygun olduğunun belirtildiği, bu kapsamda 26.03.2014 tarihinde 500.000,00 TL’lik valör limit tanımı yapıldığı, yapılan tanımlamaya göre, aylık valör limitini aşan işlemlerde bloke gün sayısı +50 gün olarak uygulandığı, davacı Şirketin Aralık 2018’de yaptığı itirazı sonrasında Banka valör limitini 25.12.2018 tarihinde 3.000.000,00 TL’ye, 27.12.2018 tarihinde ise 5.000.000,00 TL’ye yükselttiği, limit yükseltilmesi sonrasında da blokede bekletilen tutarların Davacı Şirket hesabına aktarıldığı, taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı olan 24.02.2014 tarihli Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi, Üye İşyeri Sözleşmesi, Elektronik Ticaret Sözleşmesi, Taksitli – İşlemler Sözleşmelerinde; deşmelerde spesifik olarak valör limiti uygulamasına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte bloke gün sayısının belirlenmesine ilişkin olarak Üye İşyeri Sözleşmesinin 9.1. maddesi ve Taksitli İşlemler Sözleşmesinin 5. maddesinde düzenleme olduğu, bu düzenlemelere nazaran bankanın tek taraflı olarak bloke gün sayılarını değiştirebileceği, tarafların bloke gün sayısı konusunda tartışmışlar, uzlaşmaya varmışlar, buna rağmen sözleşmede bankanın tek taraflı olarak bloke gün – sayısını değiştirebileceğini kabul ettikleri, tarafların tacir oldukları gözetildiğinde sözleşmenin serbest iradeleri kapsamında imzalandığı, sözleşmedeki ilgili hükmün genel işlem koşulu olarak değerlendirilemeyeceği, bankacılık uygulamasında valör limitinin üye işyeri tarafından gerçekleştirilen işlem hacminin belirli bir tutarı aşması halinde, Bankanın chargeback riski ya da üye işyerinin iade/iptal işlemleri ve amaç dışı kullanımının yanı sıra sözleşmeden kaynaklanan diğer risklerini sınırlamak amacı ile aşan tutara ilave bloke gün süresi (valör) uygulanması olduğu, bu uygulamanın banka iç işlemlerine ve bankacılık ilkelerine uygun olduğu, bankanın bloke gün sayısını artırmasına ilişkin hakkını ve valör limiti uygulamasına ilişkin banka iç işleyişini davacı şirkete bildirmemesinin davalı bankanın kusuru olarak değerlendirilebileceği, davacı şirketin valör limiti uygulamasına, limiti aşan işlemler bakımından +50 gün olarak uygulanan bloke gün sayısına Aralık 2018 tarihine kadar olan dönem için itirazda bulunduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı, dosyaya ibraz edilen hesap hareketlerinde işlem tarihi, işlem tutarı, kesilen komisyon, valör tarihi ayrıntılı olarak yer aldığı, davacı şirketin ulaşabildiği, internet bankacılığı üzerinden günlük olarak her an izleyebildiği, aylık olarak düzenlenen Üye İşyeri Ekstrelerindeki hareketlerden, Üye İşyeri Hesabına ilişkin hesap hareketlerinden işlem tarihi, işlem tutarı, kesilen komisyon, valör tarihini görerek, +50 gün olarak uygulanan bloke gün sayılarının neden uygulandığını sorgulama imkanı varken, valör limiti aşımı nedeniyle 50 günlük bloke gün sayısının ilk defa uygulandığı 2015 yılından itibaren 2018 yılı sonuna kadar sessiz kalmalarının yapılan işlemlere icazet verildiği, işlemlerin benimsediği anlamına geldiği, bu uygulama bakımından davacı ile davalı banka arasında bu yönde bir teamül oluştuğu, bankanın haber vermeden valör limiti nedeniyle uyguladığı 50 günlük bloke gün sayısı nedeniyle uğranılan bir zarara neden olup olmadığının incelendiğini, davacı şirketin ulaşabildiği, internet bankacılığı üzerinden günlük olarak her an izleyebildiği, aylık olarak düzenlenen Üye İşyeri Ekstrelerindeki hareketlerden, Üye İşyeri Hesabına ilişkin hesap hareketlerinden işlem tarihi, işlem tutarı, kesilen komisyon, valör tarihini görerek, +50 gün olarak uygulanan bloke gün sayılarının neden uygulandığını sorgulama imkanı varken, valör limiti aşımı nedeniyle +50 günlük bloke gün sayısının ilk defa uygulandığı 2015 yılından itibaren 2018 yılı sonuna kadar sessiz kalmaları da yapılan işlemlere icazet verildiği, işlemlerin benimsediği anlamına geldiği, davacı ile davalı banka arasında bu yönde oluşmuş bir teamül oluştuğu, davacının zarar miktarını tespiti açısından dosyaya sunduğu hesaplama tablosuna nazaran, davacı şirketin hesaplarını kontrol eden, inceleyen, bu hesaplarda işlem yapan personelinin, Üye İşyeri Hesap hareketlerinin içeriğini ilk bakışta anlayabilecek nitelikte uzman kişilerden oluştuğunun anlaşıldığı, ayrıca, Davacı Şirket Üye İşyeri hesabından, defalarca dönem aralıkları seçilerek hesap hareket kontrollerinin yapıldığı, hesap bakiyeleri görüntülerinin alındığı, EFT; havale gibi para transferleri gerçekleştirdiği dikkate alındığında, davacı şirket tarafından hesaplarda yapılan her işlemin bankanın özen sorumluluğundan doğan eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını kesecek nitelikte işlemler olduğu, illiyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişinin sorumlu tutulamayacağı, zarar gören davacının davranışları ile illiyet bağı kesildiğinden davalı bankadan zarar talep edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;

Dava, taraflar arasındaki 24/02/2014 sözleşmeler uyarınca aldığı … cihazında uygulanan bloke ve işlemler nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlara dair tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı bankanın kendisine haber vermeksizin ödemelerden serbest kullanıma bırakılacak tutarlar için kendiliğinden valör limiti tanımlayarak bloke süresini ve limiti aşan işlerde artı elli gün olarak uygulanan süre nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiştir.
Taraflar arasında 24/02/2014 tarihli sözleşmeler kapsamında davacıya sanal … terminali tahsis edilerek 26/03/2014 tarihinden beri ticari ilişki yürütüldüğü, 26/03/2014 tarihinde 500.000,00 TL valör limiti tanımı yapıldığı ve yapılan tanımlamaya göre aylık valör limitini aşan işlemlerde bloke gün sayısının artı elli gün olarak uygulanacağı, davacının itirazı sonrasında banka valör limitinin 25/12/2018 tarihinde 3.000.000,00 TL’ye, 27/12/2018 tarihinde 5.000.000,00 TL’ye yükseltiği, taraflar arasındaki 24/02/2014 tarihli sözleşmelerde bloke gün sayısının değiştirilmesi ve valör limiti uygulamasına ilişkin düzenleme olup olmadığı yönünde yapılan incelemede üye iş yeri sözleşmesinin 9.1.maddesi ve taksitli işlemler sözleşmesinin 5.maddesi gereği davalı bankanın bloke gün sayısını tek taraflı değiştirebileceği, sözleşme serbestisi kapsamında bu düzenlemenin genel işlem şartları niteliğini taşımadığı, tarafların tacir olduğu, davacının üye işyeri hesap hareketlerini inceleyerek valör limiti uygulamasına itiraz edebileceği, davacının bu konuda bir itirazda bulunduğuna dair belge ibraz etmediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalı banka tarafından yapılan uygulamanın banka içi işlemlerine ve bankacılık ilkelerine uygun olduğu tespit edilmiş olup mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunan ve itibar edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı bankanın meydana gelen zararda kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 269,85TL maktu karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 13/4.maddesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Arabuluculuk nedeniyle yapılan ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin vekilinin yüzüne ( davalı vekiline e-duruşma ile), 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır