Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/198 E. 2023/116 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/200
KARAR NO:2023/122

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:21/03/2022
KARAR TARİHİ:16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili bankanın … Şubesi arasında Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmesi ve … Card Üyelik Sözleşmesi imzalandığını, davalı …’in de sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bunun üzerine, müvekkili bankanın … Şubesi tarafından borçlu firmaya çeşitli krediler kullandırıldığını, ancak bu alacağın da geri ödemelerinin borçlular tarafından yapılmadığını, ödemelerin aksaması üzerine, hesabın kat edilerek borçlu şirkete ve kefiline … 2. Noterliği’nden 05.10.2021 tarih, … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmesinin talep edildiğini, buna karşın, yine herhangi bir ödeme yapılmadığını, hem borçlu firmanın hem de kefili tarafından ihtarnamelere itiraz da edilmediğinden, davalı/kefil hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından Taksitli Ticari Kredi ve Ticari Kredili Mevduattan kaynaklanan alacaklar ile ilgili olarak “Haciz Yoluyla” icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, davalı borçlunun borca, faizine ve fer’ilerine yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, davalının faiz hakkındaki itirazlarının da yersiz olduğunu, çünkü 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi’ne İlişkin Kanuna göre; temerrüt faizinin taraflarca serbestçe kararlaş tırılacağı hükme bağlandığını, borçlunun müvekkili banka ile imzalamış olduğu sözleşme ile tayin edilen oranlarda faiz ödemeyi kabul ettiğini, talep edilen faizin fahiş olmayıp taraflarca imzalanan sözleşme ile kabul edildiğini, bu nedenle davalının faiz ve fer’ilerine yaptığı itirazın hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, davalıdan, borçlu şahsın kullanmış olduğu kredilerin, diğer borçlu kefillerin ise sözleşme hükümleri gereğince sorumlu oldukları borcu ödememesi üzerine başlatılan takibine itirazın sırf müvekkili bankanın alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan sözleşme hükümleri ve yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu, itirazların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun anlaşılacağını, icra takibine devam ederek alacağın tahsilini temin için dava açılmak zorunda kalındığını, söz konusu dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olup, arabuluculuğun olumsuz sonuçlandığına ilişkin son tutanağın sunulduğunu, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … ESAS sayılı dosyasından yapılan icra takibine yönelik itirazlarının iptalini, takibin devamını, %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerini, icra ve yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin de davalılara yükletilmesini, bu dava 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesi ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2008/1 sayılı Genelgesi uyarınca müvekkilinin bankaca kullandırılan kredinin geri dönüşü amacıyla açılmış olup, harçtan istisna olduğundan bu dava nedeniyle harç alınmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, mevcut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, kefalet sözleşmesinin temel özelliğinin, kefilin sorumluluğunun asıl borç ilişkisinden değil; kefalet sözleşmesinden doğması olduğunu, diğer bir ifadeyle, kefilin sorumluluğunun dayanağının, asıl borç ilişkisi değil, asıl borç ilişkisinden ayrı bir niteliği bulunan kefalet sözleşmesi olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin asıl borç ilişkisine göre değil, kefalet sözleşmesine göre belirlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle, sadece kefil aleyhine dava açılmasında veya kefilin davacı olmasında, HMK 2 / I gereğince asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, asıl borç ilişkisinin, mutlak veya nispi bir ticari dava olarak ticaret mahkemesinin; tüketici işlemi olarak tüketici mahkemesinin; iş hukuku ilişkisi olarak iş mahkemesinin veya kira ilişkisi olarak sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girse bile, (sadece) kefil aleyhine dava açılmasında veya kefilin dava açmasında görevli mahkemenin asıl ilişkideki görevli mahkemeye bağlı olduğunun kabul edilemez olduğunu, asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden kefilin sorumlu tutulamayacağını, asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefilin sorumlu tutulamayacağını, ancak belki kefilin kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabileceğini, icra takibi ile borçtan ve faizinden haberdar olan kefilin müvekkilinin sorumlu olacağı faizin, icra takibinden itibaren hesaplanacak olan temerrüt faiz olması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde, ödemelerin aksaması üzerine, hesap kat edilerek borçlu şirkete ve kefiline … 2. Noterliği’nden 05.10.2021 tarih, … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek, borcun ödenmesi talep edildiğini iddia etse de, müvekkili kefil tarafından söz konusu ihtarnamenin tebliğ alınmadığını, dolayısıyla ödeme yapılması hususunda ihtarnameden habersiz olan müvekkilinin sorumluluğunun da bulunmadığını, hali hazırda muaccel olmayan bir hakka dayanarak ikame etmiş olduğu işbu davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket yetkilisi ve kefili olan …’in, davacı bankaya borçlarını ödemekte iken, ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durum, pandemi, piyasada yaşanan dalgalanmalar, Türk Lirası’nın yabancı para karşısında değer kaybetmesi, malzeme, işçilik, nakliye fiyatlarının fahiş derecede artması, satın alma gücünün zayıflaması, ithal edilen malların alımının neredeyse imkansız hale gelmesi söz konusu olağanüstü süreçlerin yaşanması nedenleri ile ödeme aczine düştüğünü, sonuç itibariyle, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, müvekkilinin kusuru ile meydana gelmeyen ve mücbir sebep olarak nitelendirilebilecek olan işbu halleri görmezden gelen, müvekkili kefilin borcunun muaccel hale gelmeden talep eden davalı bankanın kötü niyetli olduğunun aşikar olduğunu, dolayısıyla, yaşanan olumsuz sürecin ve ödenen paraların görmezden gelinerek haksız ve kötüniyetli bir şekilde mahkemeniz huzurunda iş bu davanın ikame edildiğini, açıklanan nedenlerle işbu haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin aşikar olduğunu, öncelikle davanın belirttikleri gerekçelerle usulden reddini, mahkemeniz aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddini, müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebi ile başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat taleplerinin sübut ve miktarı noktasında toplanmış olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan dava konusu GKS aslı, ihtarname ve tebliğ şerhi asılları mahkememizin 8035 kasa sırasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 16/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağının toplam 509.957,10 TL olduğu, mahkemece raporun belirlenmesi halinde fazlaya ilişkin 22,20 TL (15.196,40 – 15.174,20=) reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarının 14.862,16 TL’nin tamamen ödeninceye kadar yıllık %25,20 ve 3’er aylık dönemlerde değişen oranlarda da işleyecek sözleşmesel temerrüt tarihi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği, dava tarihinden (21.03.2022) sonra olmak üzere 03.08.2022 tarihinde 411.042,88 TL tutarında kısmi tahsilat sağlandığı, işbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı borçlusu (asıl kredi borçlusu) … İnş. Taah. Ve Dış Tic, Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi davalı kefilin de müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu, davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 1.500.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacağın kefalet limitinden daha düşük olduğu, davalı kefilin takip tarihi itibari ile temerrüde düşürüldüğü, kendi temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından kefalet limitiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin temerrüt faizi başlıklı 10.5 maddesinde faiz oranı tespit edilmiş olup sözleşme kapsamında davacı tarafça ticari nitelikli kredi bakımından takip talebinde %66 oranında temerrüt faizi talep edilmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19 -1650 Esas, 2019/507 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında bilirkişi tarafından hesaplanan % 44,24 olarak belirlenen temerrüt faiz oranına itibar edilmiştir.
Davacı tarafça … 2. Noterliği’nin 25.11.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kredi cari hesabı kesilip kat edildiği, 24.11.2021 tarihi itibari ile toplam 521.759,59 TL nakdi alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, dava dışı kredi lehtarı … İnşaat’in sözleşmede gösterilip bilinen adresine çıkarılan tebligatın 26.11.2021 tarihinde iade edildiği, davalı kefile çıkartılan tebligatın 26.11.2021 tarihinde iade edildiği, davalı kefil yönünden usulüne uygun tebliğ bulunmadığından kefilin takip tarihi itibari ile temerrüde düştüğü kabul edilmekle, bu doğrultuda hazırlanan 16.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda talep edilebilecek toplam alacak tespit edilmiş olup, alınan rapor denetime elverişli ve teknik olarak yeterli görüldüğünden rapora itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, reddedilen miktar yönünden davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, dava tarihinden sonra yapılan tahsilatların infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin;
a)Taksitli ticari kredi bakımından 499.821,32 TL asıl alacak, 9.653,12 TL işlemiş faiz, 482,66 TL BSMV olmak üzere toplam 509.957,10 TL alacak üzerinden devamına; asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %44,24 oranında temerrüt faizi ve işleyecek faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Ticari kredili mevduat hesabı bakımından 5.479,59 TL asıl alacak, 109,55 TL işlemiş faiz, 5,48 TL BSMV olmak üzere toplam 5.594,62TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %25,20 ve 3’er aylık dönemlerde değişen oranlarda temerrüt faizi ve işleyecek faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
c)Kredi kartı bakımından 14.862,16 TL asıl alacak, 297,18 TL işlemiş faiz, 14,86 TL BSMV olmak üzere toplam 15.174,20 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %25,20 ve 3’er aylık dönemlerde değişen oranlarda temerrüt faizi ve işleyecek faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle, İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen alacak miktarlarının %20 oranına tekabül eden 106.145,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
4-Dava tarihinden sonra yapılan tahsilatların infaz aşamasında dikkate alınmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 36.253,89 TL nispi karar harcının, peşin alınan 9.329,10 TL harçtan mahsubu ile eksik 26.924,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 9.421,30 TL ( 80,70TL BVH, 11,50 VSH, 9.329,10TL Peşin Harç) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.639,00 TL ( 139,00Tebliğler ve postalar, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.563,86 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 76.379,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulucuya 1.560,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.560,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.515,58 TL’nin davalıdan, 44,42 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne (e-duruşma ile), davalı yokluğunda;6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır