Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/187 E. 2022/844 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/187 Esas
KARAR NO :2022/844

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:14/03/2022
KARAR TARİHİ:21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 12/05/2020 tarihinde …’in … Bankası … IBAN numaralı hesabına 5 adet 4.500,00-TL 1 adet 1.244,00-TL olmak üzere toplam 23.744,00-TL gönderdiğini, kısa bir süre sonra başta hesaba göndermesi gerekirken yanlışlıkla bu hesaba gönderdiğini fark ettiğini, gönderilen hesap sahibi ile aralarında hiçbir hukuki ilişki ve borç alacak durumu olmadığını, yanlışlık fark edilince davalı bankadan paranın iadesi istenildiğini, banka tarafından hesap üzerinde haciz olduğu bu sebeple parayı geri gönderemeyeceklerini, hesap sahibi …’den talep etmesi gerektiğinin bildirildiği, … ile iletişim kurulduğunda paraya davalı banka tarafından el konulduğunu bildirdiğini, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, … Karar sayılı karar ile paranın sehven gönderildiği belirlenerek davanın kabulüne karar verildiğini, davalı bankanın sehven müşterisinin hesabına gelen parayı davacıya iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, sehven gönderilen paranın bankanın himayesine geçirmesi sebebiyle iş bu davanın bankaya karşı açıldığını beyan ederek asıl alacak olan 23.744,00-TL’nin davacıya iadesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Maddi hukuk kaynaklı sıfat (husumet) yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişki olduğunu taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu sübjektif hakka ilişkin olduğunu dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişilerin, şeklen davanın tarafları olduğunu ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekmekte olduğunu bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemeyeceğini davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddedileceğini bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişi olduğunu davacı, müvekkili bankanın sebepsiz zenginleştiği iddiası ile kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açmış olduğunu haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olarak açılmış olan davanın reddini karşı tarafın sunacağı delillere karşılık delil sunma haklarının saklı kalmak kaydıyla yukarıda arz ve izah edilen hususlar göz önünde bulundurularak, Davacının 14.03.2022 tarihli dilekçesindeki taleplerinin reddini, Davanın sıfat (husumet) yoksunluğu nedeniyle reddini, haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olarak açılan davanın esastan reddini, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin Davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Davacının hatalı EFT işlemi sonucunda dava konusu meblağın davalı bankada hesabı bulunan 3. Kişinin hesabına geçmesi sebebiyle söz konusu meblağın davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde dava konusu EFT işlem dekontlarını sunmuştur.
… Bankası’na müzekkere yazılmış, dava dışı 3. Kişinin hesap hareketleri celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; davacı tarafından internet bankacılığı aracılığıyla başka para transferi yapacak iken dava dışı 3. kişi …’in davalı … Bankasındaki hesabına yanlışlıkla gönderildiği iddia edilen havale (EFT) bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 555 vd. maddeleri ile özellikle havale edenin geri alma hakkının düzenlendiği 559. maddenin uygulanmasını gerektirmektedir. Anılan 559. maddenin ikinci fıkrasında, havale ödeyicisinin (davalı banka) havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale edenin ona verdiği yetkiyi geri alabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davalı banka, havaleyi kabul ile havale eden tarafından gönderilen parayı havale alıcısının hesabına geçirmiş olmakla, havale konusu para üzerinde tasarruf hakkı havale alıcısına geçmiş olup havale eden, TBK’nın 559/1.maddesi uyarınca havale alıcısına vermiş olduğu yetkiyi geri alabilirse de, davalı havale ödeyicisi bankaya verdiği yetkiyi geri alamayacağından irade fesadına dayalı dahi olsa iade istemini davalı bankaya karşı ileri süremez. Davalı bankanın, TBK’nın 557/1. maddesi de gözetildiğinde, havale alıcısının hesabına aktardığı havale konusu para üzerine, havale alıcısı ile aralarındaki sözleşmeye dayanarak bloke koymuş olmasında da yasaya aykırı bir durum sözkonusu olmayıp davacının iadesi talebinin reddedilmesinde davalı banka açısından bir usulsüzlük bulunmamaktadır. (Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1371 esas, 2022/240 karar, 24/02/2022 tarihli kararı)
Davalı şirketin hesabına para gönderilmekle, paranın davacının tasarrufundan çıkması, havale işleminin yapılmasından hemen sonra, davalı bankanın davalı şirketin hesabına gönderilen parayı, davalı şirket ile kredi sözleşmesi ilişkisi bulunması ve icraya da intikal eden alacağının tahsil ve mahsubu için sözleşmedeki mahsup ve takas hükümlerine dayanarak, alacağına mahsup etmesinde sözleşmeye aykırılık bulunmaması, davalı şirketin mahsup işleminden sonra hesabına gönderilen paranın iade edilmesini istemesinin, sonucu değiştiremeyecek olması, kanunen artık havaleden dönme işlemlerinin uygulanamayacak olması karşısında, davalı banka hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir. (… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/1114 esas, 2021/227 karar)
Davacının dava dışı …’in davalı banka nedindeki hesabına 12/05/2020 tarihinde 23.744,00 TL yanlışlıkla havale işlemi yaptığı, davalı bankanın dava dışı …’in hesabına geçen parayı, hesap üzerinde davalı ile arasındaki sözleşmesel ilişkiye göre alacağı için rehin ve bloke olması nedeniyle izlenen kredi borcuna mahsup ettiği, havale talimatı davalı bankaya ulaştıktan ve havale işlemi yapıldıktan sonra durumu fark eden davacının bankaya başvurusu sonucunda banka tarafından paranın karşı hesaba geçmesiyle, havale göndericisinin tasarruf hakkının ortadan kalktığı, havale alıcısıyla irtibat kurmalarının gerektiğinin bildirildiği, davacının … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinn … esas sayılı dosyası ile dava dışı havale alıcısına karşı açtığı davada, havale alıcısının paranın iadesini kabul ettiği beyanı karşısında davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Davalı şirketin hesabına para gönderilmekle, paranın davacının tasarrufundan çıkması, havale işleminin yapılmasından hemen sonra, davalı bankanın davalı şirketin hesabına gönderilen parayı, davalı şirket ile kredi sözleşmesi ilişkisi bulunması ve icraya da intikal eden alacağının tahsil ve mahsubu için sözleşmedeki mahsup ve takas hükümlerine dayanarak, alacağına mahsup etmesinde sözleşmeye aykırılık bulunmaması, dava dışı 3. kişinin mahsup işleminden sonra hesabına gönderilen paranın iade edilmesini istemesinin, sonucu değiştiremeyecek olması, kanunen artık havaleden dönme işlemlerinin uygulanamayacak olması karşısında, davalı banka hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Yargılama giderleri ve sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70.TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 405,49 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 324,79 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi’nin 7/1 Ve 13/1. Maddesi gereğince hesap olunan 3.799,04 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır