Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/117 E. 2022/344 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/117
KARAR NO : 2022/344

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:15/02/2022
KARAR TARİHİ:02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde 10.02.2021-10.02.2022 tarihlerini kapsar …-5 poliçe nolu sigorta poliçesi ile sigortalısı … Apartmanı Yönetimi olduğu, riziko adresi … Mah. … Sk. … Residence No:7 …/İstanbul olduğu, riziko adresinde 41 numaralı dükkanın izdüşümü olarak tam altına denk gelen 40 m2’lik binaya ait ortak alanın kullanım hakkı binanın 41 numaralı dükkana bırakılmasına, bu kullanım hakkı verilen ortak alanda yer alan binaya gelen ana elektrik bağlantısına, su tesisatına, kanalizasyon bağlantısına ilişkin bina tarafından müdahale, tadilat, onarım ve bakım yapılması zorunlu hallerde masrafların apartmanca karşılanması kaydıyla söz konusu müdahale, tadilat, onarım ve bakım yapılması sorumluluğu apartmana ait olduğunu, 15.05.2021 tarihinde davalının sorumluluğunda bulunan kanalizayon çukurunun tıkanarak taşması sonucu geri tepen lağım suyunun sigortalıya ait alana sirayet etmesi neticesinde meydana gelen hasar nedeniyle sigortalı işyerinde hasar meydana gelmiştir. Hasarın gerçekleşmesi akabinde … ekiplerinin gelerek sokaktaki rögara müdahale ederek açmış ve gerekli onarımları yapması sonucu taşma probleminin sona erdiğinin tespit edildiğini, ihbar üzerine sigortalı işyerinde eksper incelemesi yapılmış olup, gerek inceleme gerek … ile yapılan görüşmelerde havanın yağışlı olmamasına rağmen tıkanma ve buna bağlı olarak taşmanın meydana gelerek suyun sigortalıya ait alana sirayet ettiği anlaşıldığını, eksper incelemesi neticesinde sigortalı işyerinin sağ tarafta alçıpan duvarın kırılmış olduğunu, PVC atık su borularının açığa çıkmış olduğunu, yaklaşık 1 mt yükseklikteki set üzerinde ve ayrıca kat zemininde bulunan parkelerin, süpürgeliklerin şişmiş, 2 bölümden oluşan bodrum kat içindeki ara kapının şiştiğini, duvar boyalarının zemine yakın kısımlarının lekendiğini ve kısmen kabarmış olduğunun tespitini, davalının sorumluluğunu gereği gibi yerine getirmemesi ve gerekli bakım ve onarımları yapmaması ve hizmet kusuru dolayısıyla gerçekleşen hasar neticesinde müvekkilinin şirket sigortalısına, sigorta poliçesine istinaden teminat kapsamında kalan hasar bedelini ödediğini, borca yapılan itirazın iptalini, icra takibinin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; adli yargı/idari yargı yolu uyuşmazlığı söz konusu olduğu, tam yargı davası niteliği olan davalarda, yargı yolu idare mahkemeleri olduğu, bu davanın İstanbul İdare Mahkemelerinde açılması gerektiğini, Mahkememizce ticari nitelik arz ettiğinin kabul edilmesi halinde davacının dava şarti olan zorunlu ticari arabuluculuk hükümlerinde düzenlenen şartları yerine getirmesi ve ticari arabuluculuğa başvurması gerektiğini, ticari arabuluculuk hükümlerinin bertaraf edilmesi amacıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, dava şartı olmadığını, müvekkili idareye husumet yönetilemeyeceğini, davacının davasının bu yüzden usul hukuku ilkeleri gereğince reddedilmesi gerektiğini, istenen tazminatın faiz başlangıcının ödeme tarihinden itibaren istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı idare açılan bu dava ile birlikte mütemerrit hale geldiğini, davacının davalı idareye başvuru tarihi itibariyle istemde bulunmasının mümkün olmadığını, bu nedenle faiz isteminde dava tarihinin esas alınması gerektiğini, davalı idareden faiz isteminin hukuka aykırı olduğunu, fahiş nitelikte olduğunu, dava konusu olayda, müvekkilinin hukuka aykırı bir fiili bulunmadığını ve kusurununda bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, sigortalı işyerinin su basmasından dolayı hasara uğraması sonucu sigortalıya poliçe kapsamında ödenen maddi hasar tutarının rücuen tazmini için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
2560 sayılı … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesi şöyledir:
“İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere … Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
… Genel Müdürlüğü bu Kanunda … olarak anılır.
Genel Müdürlüğün hizmeti, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin görev alanı ile sınırlıdır. Ancak, şehrin yararlandığı su kaynaklarının korunmasına ilişkin hizmetler, büyük şehir belediye sınırları dışında da olsa bu kuruluş tarafından yürütülür. Ayrıca İçişleri ile Bayındırlık ve İskan bakanlıklarının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu anasistem ile ilgili başka belediye ve köylerin su ve kanalizasyon işlerini de bu Genel Müdürlüğe verebilir.
…, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. … personeli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabidir.
2560 sayılı … Genel Müdürlüğü (…) Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un Ek-5. maddesinde; bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı kuralı yer almaktadır.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarihli ve E.2021/28, K.2021/144 sayılı kararında, özetle; “2004 sayılı Kanun’un 42. maddesinin 3. fıkrasında yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli ve E.2020/78, K.2020/59 sayılı kararı doğrultusunda; idari yargının görev alanına giren konulara ilişkin uyuşmazlıkların, itirazın iptali davası yoluyla görülmesi mümkün olmadığından Mahkemece içtihat değişikliğine gidildiği ve davalı idarenin (…) hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi niteliğindeki davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğine” karar verilmiştir. Yine UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ, ESAS NO : 2021/831, KARAR NO: 2022/159, 21/03/2022 tarihli kararında da bu husus vurgulanmıştır.
Kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi niteliğindeki davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davaya adli yargıda bakılamayacağı, HMK madde 114/1-b ve HMK madde 115/2 gereğince yargı yolu caiz olmadığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK madde 114/1-b ve HMK madde 115/2 gereğince yargı yolu caiz olmadığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu MERAL ASLAN’a 1.600,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.600,00-TL arabuluculuk ücreti’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır