Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/106 E. 2022/343 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/106
KARAR NO :2022/343

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:09/02/2022
KARAR TARİHİ:02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi şirketi nezdinde 07/10/2020-07/10/2021 tarihlerini kapsar …-9 poliçesi ile sigortalısı… Sey. V. Şti. Olduğu, riziko adresi … … 1 caddesi no:17 … / … olduğu, 22/09/2021 tarihinde davalının sorumluluğunda bulunan cadde zemininden geçen su borusunun patlaması ve suyun sigortalıya ait alana sirayet etmesi neticesinde meydana gelen hasar nedeniyle sigortalı işyerinde hasar meydana geldiğini, yapılan ihbar üzerinde sigortalı işyerinde eksper incelemesi yapıldığını, cadde zemininden geçen davalı …’ye ait su borusunun patlaması ve suyun sigortalıya ait alana sirayet ettiğinin anlaşıldığını, hasar bedelini zararı 6.282,21 TL olarak tespit edildiği, davalının sorumluluğunu gereği gibi yerine getirmediğini, gerekli bakım onarımlarının yapmaması ve hizmet kusuru dolayısıyla gerçekleşen hasar bedelinin bir kısmının ödendiğini, davalı hakkında ödenen tutar için…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız takibe geçildiğini, ne var ki davalı haksız ve mesnetsiz olarak kötü niyetle borca itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borca karşı yapılan takibin iptalini, icra takibinin kaldığı yerden davamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içerisinde açılmadığını, tazminat talebinin zarar görenin ve tazmin yükümlüsü kişiyi öğrendiği tarihten itibaren süresi içerisinde açılmadığını, huzurdaki bu davanın süre yönünden reddi gerektiğini, dava ehliyetinin tespiti açısından poliçe kapsamının detaylı incelenmesi gerektiğini, dava sigorta sözleşmesinden kaynaklı rücu davası olduğunu, davacının akdi halef olarak dava ehliyetinin bulunmadığını, mahkememizin görevli olmadığını, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğunu, dava 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. ve 13. maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde açılması gerekmekte olduğunu, adli yargıda davanın açılması, davanın reddini gerektirdiğini, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 2004 sayılı Kanun’un değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yönünde kararlar verilmiş ise de, 2004 sayılı Kanun’un 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli ve E.2020/78, K.2020/59 sayılı kararı doğrultusunda; idari yargının görev alanına giren konulara ilişkin uyuşmazlıkların, itirazın iptali davası yoluyla görülmesi mümkün olmadığını, içtihat değişikliğine gidildiğini, davanın görev yönünden reddini, başkanlığına bağlı … Şube Müdürlüğümüz teknik personelleri tarafından yapılan tetkikler neticesinde; … İlçesi, …, … Sokak No:17 adresinde olan arıza ile alakalı 22.09.2021 tarihinde arıza ihbarının idareye bildirildiğini, ancak arızanın binanın dahili tesisatında olması nedeni ile ekiplerinin binanın suyunu yoldan kapattığını, bina kolon tesisatındaki arıza bina sahipleri tarafından onarıldıktan sonra idaremize bilgi verilmesine müteakip ekip yönlendirilerek yoldan kapatılan su bağlantısı yeniden açıldığını, davacı tarafın hükmedilmesini talep ettiği tazminata takip tarihinden itibaren faiz istemiş hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenini davacıya kesinleşmiş bir borcu olmadığını, idarenini temerrütü söz konusu olmadığını, ancak karar tarihinden sonrası için faiz istenebileceğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, sigortalı işyerinin su basmasından dolayı hasara uğraması sonucu sigortalıya poliçe kapsamında ödenen maddi hasar tutarının rücuen tazmini için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesi şöyledir:
“İstanbul Büyk Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bu Kanunda … olarak anılır.
Genel Müdürlüğün hizmeti, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin görev alanı ile sınırlıdır. Ancak, şehrin yararlandığı su kaynaklarının korunmasına ilişkin hizmetler, büyük şehir belediye sınırları dışında da olsa bu kuruluş tarafından yürütülür. Ayrıca İçişleri ile Bayındırlık ve İskan bakanlıklarının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu anasistem ile ilgili başka belediye ve köylerin su ve kanalizasyon işlerini de bu Genel Müdürlüğe verebilir.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. … personeli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabidir.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (…) Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un Ek-5. maddesinde; bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı kuralı yer almaktadır.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarihli ve E.2021/28, K.2021/144 sayılı kararında, özetle; “2004 sayılı Kanun’un 42. maddesinin 3. fıkrasında yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli ve E.2020/78, K.2020/59 sayılı kararı doğrultusunda; idari yargının görev alanına giren konulara ilişkin uyuşmazlıkların, itirazın iptali davası yoluyla görülmesi mümkün olmadığından Mahkemece içtihat değişikliğine gidildiği ve davalı idarenin (…) hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi niteliğindeki davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğine” karar verilmiştir. Yine UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ, ESAS NO : 2021/831, KARAR NO: 2022/159, 21/03/2022 tarihli kararında da bu husus vurgulanmıştır.
Kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi niteliğindeki davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davaya adli yargıda bakılamayacağı, HMK madde 114/1-b ve HMK madde 115/2 gereğince yargı yolu caiz olmadığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK madde 114/1-b ve HMK madde 115/2 gereğince yargı yolu caiz olmadığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu MERAL ASLAN’a 1.600,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.600,00-TL arabuluculuk ücreti’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır