Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/102 E. 2022/266 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/102
KARAR NO :2022/266

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/09/2015

…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, 2017/804 KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI

DAVA:Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ:31/07/2015
KARAR TARİHİ:28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkilinin inşaat işleri ite iştigal eden bir firma olup, davalı firma ile aralannda ticari ilişki söz konusu olduğunu, tarafların iki ayn projeye ilişkin 26.11.2012 tarihli iki ayn inşaat yüklenici sözleşmesi, bu sözleşmelere ek olarak 06.01.2015 tarihli ek protokol ve bunlardan başka bir proje için 04.03.2014 tarihli ayn bir inşaat yüklenici sözleşmesi akdettiklerini,Müvekkilinin yüklenici, davalının ise işveren sıfatını haiz olduğu bu üç ana sözleşmenin konusunun;A-) … İlçesi, 5551 ada, 10 parsel no.tu arsada yaklaşık 7300 m2 kapalı alanlı, 3 bodrum {-3,-2,-1), zemin, +1, +2, +3, +4, +5 normal kat ve çatı katından oluşan betonarme karkas yapının,6-) … İlçesi, … Mahallesi, 1864 ada, 3 ve 4 parsel no.lu arsada yapılacak olan yaklaşık 6500 m2 kapalı alanlı, yüksekliği 12,5 m, 3 bodrum {-3, -2,-1), zemin, +1, +2, normal kat ve çatı katından oluşan betonarme karkas yapının,C) … İlçesi, … Mahallesi, 12b4c pafta, 2881 ada, 6 parsel no.lu arsada yapılacak otan yaklaşık 1795 m2 kapalı, H-15,5 mt ve 2 bodrum +zemin+1+2+3 normal kat ve çatı piyesinden betonarme karkas yapının müvekkili şirket tarafından yapımının, Üstlertilmesine ilişkin olduğunu,Yapılan anlaşmalar uyarınca müvekkili şirketin, sözleşmelerle yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmiş olmasına karşın, davalı şirketin müvekkiline karşı yükümlülük alt ma girdiği ödemeleri yapamamaya başladığını, bunun üzerine tarafların İyi ilişkiler çerçevesinde bif araya gelerek 28/05/2015 tarihinde “borç ödeme protokolü” akdettiklerini,Söz konusu protokolde, alacaklı müvekkili tarafından tanzim edilen faturaların davalı borçlu firmaya tebttd edüdtöi ve bu faturalara itiraz edtimedtotm. ne var ki itiraz edilmeyen bu fatura bedellerinin davalı borçlu firmadan tahsil edilemediğinin, 25/05/2014 tarihi itibariyle toptanı bore miktarının 11.907.506,00 TL, bakîye borcun fse 8.050.170,00 TL olduğu hususunda mutabık kalındığını,Buna İstinaden aynı protokol çerçevesinde, tarafların mutabık kaldıkları borcun bir kısmına karşılık olarak, davalı borçlu firma adına kayıtlı bulunan,… ilçesi, Atış Alanı Mahallesi, 24DT1B pafta, 5551 ada, 10 parselde { daha sonra yapılan düzenlemeye göre 12 parselde) inşa edilmiş olan … isimli taşınmazda yaralan 5, 6, 7,8, 9 numaralı 5 adet bağımsız bölümün,… İlçesi, … Mahallesi, 249DS2B pafta, 1864 ada, 3 ve 4 parselde {sonradan yapılan düzenleme ile 15 parselde) inşa edilmiş olan İsranur Konaklarındaki, A Blok 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 12, 17, 20, 21, 24, B Blok 1, 2, 3, 6, 8, 13, 14, 15, 17, 18 numaralı 24 adet bağımsız bölümün,… ilçesi, … Mah, 1284C pafta (4/20-51), 2881 ada, 6 parselde bulunan 3, 5, 6, 9,11 numaralı 5 adet bağımsız bölümün,Müvekkil firmaya, alacaklarının bir kısmına karşılık olmak üzere devredilecek, yapılacak devirler ile davalı borçlu firmanın bakiye borcunun devam edeceği, bundan başka, işin devamında ortaya çıkacak ve/veya çıkabilcek yeni alacak kalemleri belirtilerek, davalı borçlunun, belirtilen durumlara istinaden müvekkili firmaya yukarıda belirtilen bakiyeden “başkaca ve ayrıca” bordu olacağının kararlaştırıldığını ve taşınmaz devirlerinin gerçekleştirildiğini,Buna göre bahsi geçen protokolde açıkça belirtildiği üzere, tarafların, davalının,müvekkili firmaya, protokolün imzalandığı tarih otan 28.05.2015 tarihinde, bakiye 8 050.170 00 TL borcu bulunduğu ve protokolde bekrtüen tasmmaziann devri He birlikte, bahsi gecen bu borcun tamamının ödenmiş SAYIL-MA-YACAĞt hususunda mutabakata vardıklarını,28.05.2014 tarihinde imzalanan bu protokole istinaden, yukarıda detaytr olarak belirtilen taşınmazlann, müvekkili firmaya, alacağına mahsuben devredildiğini, devirlerin akabinde, tarafların itende herhangi bir yanlışlığa mahal vermemek adına, yeniden bir araya gelerek yeni bakiye borçmiktannda mutabık kalmak üzere birmutabakat mektubu hazırladıklarını, buna göre, bahsi gecen protokolde belirtilen 8.050.170.00 TL bakiye borcun, tasmmazfarm devrinden soma. 10.07.2014 ta/#» itibari He. KDV dahil 1.386.796.09 TL okktöu hususunda mutabık kaktıklarını ve buna ilişkin mutabakat mektubunun davalı borçtu firma tarafından imzalandığını,itirazın iptali istenilen … 2. İcra Müdüriüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu alacağın, yalnız protokolde belirtilmiş taşınmazların devrinden sonra ortaya çıkan “SON” bakiye borcun tahsiline ilişkin olduğunu, aynı protokolün, 2. Sayfa 8. Paragrafı ile başlayan ve protoeol sonuna kadar devam eden, yapı kullanma izin belge masraflannın, natamam inşaatın tamamlanarak protoeol gereği buna %25 kar eklenerek tanzim edilecek faura alacakları, natamam inşaatın tamamlanması için gerektiği tespit edilen (+, – %10 ) 3.750.000.-TL’iik inşaat masraftan ve kanuni giderler, taşınmazlar üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin yapılan masraflar vs.olduğunu, işbu davava konu edilen icra takibi İte tahsili istenilen alacak miktarına dahil olmadtümı. bu nedenle, protokolde belirtilmiş olan bu atacak kalemlerine ilişkin talep ve dava hakiannın saklı olduğunu açıkça belirtmek istediklerini,Taraflar arasında çok açık, net bir protokol ve mutabakat mektubu bulunmasına rağmen davalı borçlunun takibe yönelik itirazının tamamen kötüniyetli ve alacağı sürüncemede bırakmak adına yapılmış bir girişim olduğunu, davalının bu kötüniyetli hareketi nedeni He atacağına ulaşamayan davacı müvekkilinin ekonominin ciddi çalkantılı olduğu şu günlerde büyük zarargörmekte olduğunu, alacağın, taraflar arasında imzalanan mutabakat mektubu da dikkate alındığında likit olduğunun ortada olduğunu iddia ederek;Fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarını saklı tutarak davalının … 2.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki itiraztanntn iptali He takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ite vekalet ücretinin davalı yana yükletümesme karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Birleşen ….ATM … Esas sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin müteahhitlik yaptığını, toprak sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapım işlerini davalı ile aralarında yapmış oldukları sözleşmelere bağlı olarak yürütüldüğünü, işlemlerin devamı esnasında hiç bir nakdi bedel alınmadan yapılan inşaatların ve daha sonra yapılacak inşaatların karşılığı olmak üzere davalı firmaya gayrimenkullerin devredildiğini, devredilen bu taşınmazların inşaat yapım bedeli olmasına rağmen davalı firma tarafından alınan bu gayrimenkulleri üçüncü kişilere devretmeye başladığını, ortada sözleşme olmasına rağmen inşaat yapım maliyetlerinin çok yüksek gösterilerek müvekkilinden nakdi olarak bedellerin de inşaat maliyeti olarak talep edilerek alındığını, sözleşmeler uyarınca hak edişten çok fazla miktarda gayrimenkulün davalı firmanın uhdesinde olduğunu bildirerek bila bedel davalı tarafından iktisap edilen gayrimenkullerin tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın müvekkili aleyhinde açtığı davayı kabul etmediklerini, her iki tarafın tacir olduğunu, uyuşmazlığın aradaki ticari ilişkiden kaynaklandığını belirterek davaya bakmakta Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu bildirmiş, esas yönünden ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl Dava, İİK 67 …dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, … 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında 1.386.796,09-TL asıl alacak, 119.052,59-TL işlemiş faiz olmak üzere 1.505.848,68-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 …uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 …belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış,… Tapu Müdürlüğü’nden gönderilen tapu kayıtları,… 2.İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası celp edilmiş, alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan defter incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin dosyaya sunduğu 10/07/2017 tarihli raporda ” Davacı şirketin incelemeye sunulan 2012-2015 ytflanna ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye defterlerinin y.TTK …64/3 hükmü gereğince kapanış tasdiklerinin yapıldığı, her üç defter sonuçlarının birbiri İle uyumlu olduğu, kayıtların VUK İlgili hükümlerine uygun tutulduğu görülmüş olup, defterlerin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,Davalı şirketin incelemeye sunulan 2012-2015 yıllarına ait ticari defterlerinin açtkş tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye defterlerinde y.TTK …64/3 hükmüne göre yapılması gereken kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, ticari defterlerin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğu,Davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre; … 2.İcra Müdüriüğü’nün … E.sayılı dosyasında İcra takibine dayanak yapılan 10/07/2014 tarihli olduğu belirtilen 1.386.796,09 TL tutarındaki hakediş alacağının tarihi olan 10/07/2014 tarihi öncesi 120.01.014 kod.lu Atıcılar hesabı’nda davalı yandan gözüken atacak tutannm 1.579.788,23 TL olduğu, davalı yanın ticari defter kayıtlarında bu atacak 1.088.934,74 TL olarak teyit edilmekte birlikte, toplam 176.500,00 TL tutarındaki 3 adet çekin daha önce {03 02 2014 ve 20.03.2014 tarihlerinde) davacı yana borç kaydedilmiş olmasına ve iade alınmış olmasına rağmen davacı yana alacak kaydedilmediği tespit edildiğinden, söz konusu 3 adet çek toplamının, davalı yanm kayıtlarında yer atan 1.088.934,74 TL davacı alacağına ilave edilerek, davalı kayıtlarından teyit edilen davacı atacağının (1.088.934,74 +176.500,00=) 1.265.434,74 TL olarak değertendinlmesi gerektiği, İcra takip tarihi 16.04.2015 Öncesi davalı yandan gözüken atacağın 4.646.415,42 TL olduğu, davalı yanın kayıtlarında ise 16.04.2015 öncesi davacı tarafın 14.201.296,72 TL borçlu gözüktüğü, ancak gerek davalı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması, gerekse 10/07/2014 tarihinden sonra davalı tarafın davacıya teslim ettiği taşınmazlara ilişkin otarak, taraflar arasındaki borç ödeme protokolüne aykın bir şekilde tapudaki değerlerine ve bizzat bu taşınmazlara düşten düzenlediği kendi faturatanndaki tutarlar ite ilgisiz bir şekilde, yaptırdığı ekspertiz değerlerini koymak suretiyle davacı tarafı toplam 15.290.231,46 TL borçlandırmasından kaynaklanan davacı borcunun fraklı bir dayanağı olmadığı, bu nedenlerle icra takip tarihi itibariyle de davacı alacağının devam ettiğinin kabulü gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Birleşen dosyanın değerlendirilmesi ve Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş aldırılan 07/05/2019 tarihli ek raporda ” Davacı yanın … 2.İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine 16.04.2015 tarihinde başlattığı İamsız icra takibinde, 10/07/2014 tarihli 1.386.796,09 TL tutarındaki hakediş alacağına dayalı alacağının 1.265.434,74 TL olarak değerlendirilmesi gerektiği,Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015 – 1083 E. sayılı dosyasında, davalı yan tarafından iktisap edilen gayri men kul lerin tapusunun iptali ve davacı adına tescili yönündeki davacı yanın talebinin yerinde olmadığı ” görüşü bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş aldırılan 20/10/2020 tarihli ikinci ek raporda ” Davacı yanın … 2.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine 16.04.2015 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibinde, 10/07/2014 tarihli 1.386.796,09 TL tutarındaki hakediş alacağına dayalı alacağının 1.265.434,74 TL olarak değerlendirilmesi gerektiği,Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015 – 1083 E. sayılı dosyasında, davalı yan tarafından iktisap edilen gayrimenkullerin tapusunun iptali ve davacı adına tescili yönündeki davacı yanın talebinin yerinde olmadığı,Davalı itirazı nedeniyle bilirkişi ek raporumuzda herhangi bir değişiklik yapmaya gerek bulunmadığı ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali, birleşen dava ise sözleşmeye dayalı devredilen taşınmazların tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Taraflar arasında 26/11/2012 yine 26/11/2012 ve 04/03/2014 tarihli üç adet inşaat yüklenici sözleşmesi akdedildiği, 06/01/2014 tarihinde ek protokol yapıldığı, sözleşmelerden kaynaklı borçların ödenmesi ve gayrimenkullerin devrine ilişkin olarak 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolü yapıldığı, gerek icra takibinin gerekse tapu iptal ve tescil davasının dayanak noktasının bu borç ödeme protokolü olduğu, son olarak taraflar arasında 10/07/2014 tarihinde mutabakat metni imzalanmış olduğu anlaşılmıştır.
Her iki dava açısından da önem arzeden 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolü hükümleri incelendiğinde … İnşaat firmasının alacaklı, … İnşaat firmasının borçlu olduğu, …’in inşaat faaliyetlerini zamanında yerine getirdiği fakat ödemelerin yapılmadığı, faturaların tebliğ edilmiş, itiraz edilmemiş fakat ödemenin yapılmamış olduğu, toplam borç miktarının 11.907.56,00-TL ve kalan borç miktarının 8.050.170,00-TL olduğu, … ilçesi 5551 ada, 10 parsel, 5 adet bağımsız bölüm, 1864 ada, 3 ve 4 parseller, 22 adet bağımsız bölüm, 2881 ada, 6 parsel, 4 adet bağımsız bölümün tamamı ve bir adet bağımsız bölümün 1/2 hissesi olmak üzere 5 adet bağımsız bölümün sözleşmelerden kaynaklı alacağa karşılık olarak …’e devredileceği, taşınmazların devrinden sonra üç adet sözleşme ve bir adet ek sözleşmeden doğan borçların taşınmaz devirleri ile sona ermediği, diğer tahsil yollarına da başvurulabileceği ve bunun tarafların kabulünde olduğu, gayrimenkullerin natamam olduğu ve en önemlisi borca mahsuben devredilecek gayrimenkullere ait ekli listelerde bulunan bağımsız bölümlerin anlaşılmış devir bedelleri üzerinden (EK-1,EK-2, EK-3) KDV dahil fatura düzenleneceği, satıcı-borçlunun tapu kayıtlarındaki satış bedellerini KDV dahil bedel olarak peşinen kabul ettiği, bu hususların hükme bağlanarak taraflarca imzalanmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce hakediş alacağına yönelik yaptırılan defter incelemelerinde davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu kendi lehine delil teşkil edebileceği fakat davalı taraf ticari defterlerinin kapanış tasdikleri olmadığından usulüne uygun tutulmamış olduğu, 10/07/2014 tarih itibariyle davacı defterlerinin 1.579,786,23-TL davalı defterlerinin 1.265.434,74-TL gösterdiği, ayrıca davalı tarafın muavin defterlerinin incelenmesinde 10/07/2014 tarihinden sonra davalı tarafın davacıya teslim ettiği taşınmazların tapudaki ve bizzat davalının kendi düzenlediği faturaların aksine, bir emlak şirketine yaptırdığı ekspertiz raporunu dayanak olarak değerlendirmesinin yapıldığı ve davacı tarafın 15.290.231,45-TL borçlandırılmış olduğu, fakat bu durumun 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolünde taraflarca anlaşılmış devir bedelleri üzerinden fatura düzenleneceği ve tapu kaydındaki bedelleri peşinen kabul ettiği hükümlerine aykırı olduğu, ekli listelerde devir bedelleri belirtilmiş olup tarafların kabulünde olduğu, ayrıca 10/07/2014 tarihli her iki tarafında imzasını taşıyan mutabakat metninde bakiye tutarın 1.386.796,09-TL olduğu hususunda mutabık kaldıkları, bu nedenle her ne kadar bilirkişi raporunda davalı defterlerine göre 1.265.434,74-TL üzerinden davacının alacağının devam ettiği bildirilmiş ise de gerek davalı defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması gerekse 10/07/2014 tarihli mutabakat metni dikkate alındığında borç miktarının 1.386.796,09-TL olup icra takibinin bu bedel üzerinden devamına, faiz alacağı yönünden ispatlanamadığından asıl davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, birleşen dava yönünden ise her ne kadar hakediş alacağından çok fazla bila bedelle gayrimenkullerin devredildiği ve bu nedenle tapuların iptali talep edilmiş ise de 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolündeki taraflarca anlaşılmış devir bedelleri olduğu, ekli listelerde belirtildiği, borçlunun tapu kaydındaki bedelleri peşinen kabul edeceği hükümleri gözetildiğinde açılan davanın dürüstlük kuralına ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda tek tek ve ayrıntılı olarak protokolde yer alan taşınmazların değerlerinin emsalleri ile karşılaştırılmış olup toplam değerlerinin 7.584.529.05-TL olduğu, hakediş alacağından fazla gayrimenkul devredilmediğinden ve haksız olarak muavin defterlerinde davacı tarafın 15.290.231,45-TL borçlandırılmış olması nedeniyle yapılan borç ödeme protokolü hükümleri işletilmesi gerektiğinden açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiş, karar Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmiş, İstanbul BAM 15.Hukuk Dairesi’nin 2021/3171 Esas – 2021/2454 Karar sayılı 23/12/2021 tarihli kaldırma ilamına göre ” Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında 26/11/2012, yine 26/11/2012 ve 04/03/2014 tarihli 3 adet inşaat yüklenici sözleşmesi akdedilmiş, akabinde de 06/01/2014 tarihinde ek protokol yapılmış, sözleşmelerden kaynaklı borçların ödenmesi ve gayrimenkullerin devrine ilişkin olarak 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolü düzenlenmiş, son olarak taraflar arasında 10/07/2014 tarihinde mutabakat metni imzalanmıştır. Asıl davada davacı şirket yetkilisi … mahkemeye sunduğu kimlik tespitli 01/11/2021 tarihli dilekçesi ile, açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. Dairemizce asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. Maddesine göre “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmü düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 294 ve 297. Maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış ve 297/son maddesi gereğince hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alacağı belirtildikten sonra hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerektiği belirtilmiş, aynı kanunun 298/2. maddesi gereğince de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir. HMK’nın 26 ve 297. Maddeleri gereğince davacının tüm talepleri hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi ve verilen kararın gerekçesinin açıklanması hukuki bir zorunluluktur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13/04/2016 tarih ve 2014/11-638 Esas, 2016/501 Karar sayılı kararında da mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği vurgulanmıştır. ( Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.11.2019 tarihli ve 2017/9-1782 E., 2019/1185 K.;10.10.2019 tarihli ve 2019/9-157 E., 2019/1051 K.; 17.01.2018 tarihli ve 2016/9-2418 E., 2018/53 K.; 29.04.2021 tarih, 2017/9-2116 E., 2021/536 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara işaret edilmiştir ). Anayasa Mahkemesi de birçok kararında, Anayasa’nın, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını ifade eden 141. Maddesinin, adil yargılanma hakkının kapsamının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir ( bkz. B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 49). Tüm bu kanun maddeleri ve Yargıtay kararları ışığında somut olay değerlendirildiğinde; birleşen davada; davacı vekili dava dilekçesinde terditli olarak tapu iptal ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde ise gayrimenkul bedellerinin tahsilini talep etmiş ise de; 18/10/2016 tarihli duruşmada; davaya tapu iptal ve tescil olarak değil, davaya konu gayrimenkullerin değerinin taraflarına ödenmesi olarak devam etme yönünde davalarını ıslah ettiklerini beyan etmiş, 01/11/2016 tarihli dilekçe ile de; davanın tertitli olarak açıldığını, taleplerinin öncelikle gayrimenkulün tescili, mümkün olmaması halinde değerinin tahsili olduğunu, mevcut durumda müvekkili tarafından harç ikmali yapılamamasına bağlı olarak davalarının, dava dilekçesindeki miktar üzerinden kısmi alacak davası olarak ıslah edildiğini bildirdiği halde, mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki beyanı gereğince inceleme yapılmadığı, gerekçeli kararda alacak talebinin değerlendirilmediği bu durumun da yukarıda açıklanan kanun maddelerine ve Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılık oluşturduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece birleşen dava yönünden Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile ona koşut düzenleme içeren HMK’nın 297. ve 26. maddelerindeki hükümler gözetilmek suretiyle, davacının talep ettiği tüm kalemler yönünden değerlendirme yapılıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi ve talepler hakkında verilecek kararın gerekçesinin açıklanması suretiyle, yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi, asıl davada davacı yanca davadan feragat dilekçesinin de yerel mahkemesince değerlendirilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmış ve yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosyalar, deliller ve kaldırma kararı hep birlikte değerlendirildiğinde öncelikle açılan asıl davada istinaf aşamasına gelindiğinde davacı tarafın hak ve alacaklarını aldığı iiçin 01.11.2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, bu nedenle asıl dava yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Birleşen dava kaldırma kararında belirtilen kanun maddeleri çerçevesinde yeniden ele alınarak incelenecek olursa taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, 26.11.2012, yine 26.11.2012 ve 04.03.2014 tarihli 3 adet inşaat yüklenici sözleşmesi imzalandığı, ayrıca 06.01.2014 tarihinde ek protokol yapıldığı, borçların ödenmesi ve gayrimenkullerin devrine ilişkin 28.05.2014 tarihli borç ödeme protokolü düzenlendiği ve son olarak 10.07.2014 tarihinde mutabakat metni hazırlandığı, tapu iptal-tescil davası olmadığı takdirde gayrimenkullerin bedeline ilişkin alacak davası yönünden hayati öneme sahip 28.05.2014 tarihli borç ödeme protokolü hükümleri incelendiğinde … İnşaat firmasının alacaklı, … İnşaat firmasının borçlu olduğu, …’in inşaat faaliyetlerini zamanında yerine getirdiği fakat ödemelerin yapılmadığı, faturaların tebliğ edilmiş, itiraz edilmemiş fakat ödemenin yapılmamış olduğu, toplam borç miktarının 11.907.56,00-TL ve kalan borç miktarının 8.050.170,00-TL olduğu, … ilçesi 5551 ada, 10 parsel, 5 adet bağımsız bölüm, 1864 ada, 3 ve 4 parseller, 22 adet bağımsız bölüm, 2881 ada, 6 parsel, 4 adet bağımsız bölümün tamamı ve bir adet bağımsız bölümün 1/2 hissesi olmak üzere 5 adet bağımsız bölümün sözleşmelerden kaynaklı alacağa karşılık olarak …’e devredileceği, taşınmazların devrinden sonra üç adet sözleşme ve bir adet ek sözleşmeden doğan borçların taşınmaz devirleri ile sona ermediği, diğer tahsil yollarına da başvurulabileceği ve bunun tarafların kabulünde olduğu, gayrimenkullerin natamam olduğu ve en önemlisi borca mahsuben devredilecek gayrimenkullere ait ekli listelerde bulunan bağımsız bölümlerin anlaşılmış devir bedelleri üzerinden (EK-1,EK-2, EK-3) KDV dahil fatura düzenleneceği, satıcı-borçlunun tapu kayıtlarındaki satış bedellerini KDV dahil bedel olarak peşinen kabul ettiği, bu hususların hükme bağlanarak taraflarca imzalanmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce hakediş alacağına yönelik yaptırılan defter incelemelerinde davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu kendi lehine delil teşkil edebileceği fakat davalı taraf ticari defterlerinin kapanış tasdikleri olmadığından usulüne uygun tutulmamış olduğu, 10/07/2014 tarih itibariyle davacı defterlerinin 1.579,786,23-TL davalı defterlerinin 1.265.434,74-TL gösterdiği, ayrıca davalı tarafın muavin defterlerinin incelenmesinde 10/07/2014 tarihinden sonra davalı tarafın davacıya teslim ettiği taşınmazların tapudaki ve bizzat davalının kendi düzenlediği faturaların aksine, bir emlak şirketine yaptırdığı ekspertiz raporunu dayanak olarak değerlendirmesinin yapıldığı ve davacı tarafın 15.290.231,45-TL borçlandırılmış olduğu, fakat bu durumun 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolünde taraflarca anlaşılmış devir bedelleri üzerinden fatura düzenleneceği ve tapu kaydındaki bedelleri peşinen kabul ettiği hükümlerine aykırı olduğu, ekli listelerde devir bedelleri belirtilmiş olup tarafların kabulünde olduğu, ayrıca 10/07/2014 tarihli her iki tarafında imzasını taşıyan mutabakat metninde bakiye tutarın 1.386.796,09-TL olduğu hususunda mutabık kaldıkları, bu nedenle her ne kadar bilirkişi raporunda davalı defterlerine göre 1.265.434,74-TL üzerinden davacının alacağının devam ettiği bildirilmiş ise de gerek davalı defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması gerekse 10/07/2014 tarihli mutabakat metni dikkate alındığında borç miktarının 1.386.796,09-TL olduğu, birleşen dava yönünden her ne kadar hakediş alacağından çok fazla bila bedelle gayrimenkullerin devredildiği ve bu nedenle tapuların iptali talep edilmiş ise de 28/05/2014 tarihli borç ödeme protokolündeki taraflarca anlaşılmış devir bedelleri olduğu, ekli listelerde belirtildiği, borçlunun tapu kaydındaki bedelleri peşinen kabul edeceği hükümleri gözetildiğinde açılan davanın dürüstlük kuralına ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda tek tek ve ayrıntılı olarak protokolde yer alan taşınmazların değerlerinin emsalleri ile karşılaştırılmış olup toplam değerlerinin 7.584.529.05-TL olduğu, hakediş alacağından fazla gayrimenkul devredilmediğinden ve haksız olarak muavin defterlerinde davacı tarafın 15.290.231,45-TL borçlandırılmış olması nedeniyle yapılan borç ödeme protokolü hükümleri işletilmesi gerektiğinden açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar vermek gerekmiş birleşen davada davacı taraf 01.11.2016 tarihli dilekçesi ile davanın terditli açıldığını taleplerinin öncelikle gayrimenkullerin tescili mümkün olmadığı takdirde değerlerinin tahsili, harç ikmali yapılamadığından davanın kısmi alacak davası olarak kabul edilmesini talep ettikleri görülmüş ise de mahkememiz gerekçeli kararında belirtilen hususları tekrar tekrar vurgulamak gerekirse hakediş alacağından fazla gayrimenkul devredilmediği, davalı tarafça davacı tarafın 15.290.231,45 TL borçlandırılmış olmanın borç ödeme protokolü hükümlerine aykırı olduğu, davalının bu protokole göre ekli listelerdeki devir bedellerini kabul edildiği, 10.07.2014 tarihli mutabakat metninde de borcun bakiye kısmının ne kadar olduğu hususunda taraflar arasında anlaşma olduğu, hakediş bedelinden fazla gayrimenkul devredilmiş olmadığından gerek taşınmazların aynı yönünden açılan dava gereği taşınmazların tapu kaydının iptali mümkün olmadığı gibi gayrimenkullerin bedeli talep edilmiş ise de hem 28.05.2014 hem 10.07.2014 tarihli borç ödeme protokolü ve mutabakat metinlerine göre birleşen dava davacısının borçlu olup fazladan iadesi gereken bir taşınmaz bedeli bulunmadığından birleşen davada hem tapu iptal tescil talebinin hem de gayrimenkullerin bedeline yönelik alacak talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Mahkememizde açılan asıl dava yönünden davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 16.153,78 TL harçtan mahsubu ile artan 16.073,08‬ TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 81.337,86 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
B)Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı dosyası kapsamında hem tapu iptal tescil hem de gayrimenkul bedellerine ilişkin alacak taleplerinin ve bu yönde açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 90,08‬ TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE;
3- Birleşen dosyada birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Birleşen davada kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …