Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2022/183 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/90
KARAR NO :2022/183

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/01/2021
KARAR TARİHİ:29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar borçlular tarafından; 16.11.2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:10 adresinde, 08.11.2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi No:22 adresinde ve 05.11.2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:89 adresinde adresinde yapılan çalışmalar esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olup işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalılar borçlular tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 11.572,28-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya Örnek No: 7 ödeme emri gönderildiğini, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edildiğini, borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının her ne kadar borcunun bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de icra takibine konu olan alacağın, davalının kusurlu şekilde yürüttüğü kazı çalışmaları sebebiyle uğranılan maddi zararlardan ibaret hasar bedeli olup zarar veren davalının bedelden sorumlu olduğunu, ayrıca davalı borçlu tarafından yapılan itiraz beyanıyla icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olsa da müvekkili şirket tesislerine hasar verilmiş olup söz konusu zarar verici eylemin niteliği itibariyle haksız fiil teşkil etmesi ve haksız fiilden doğan davalarda “zarar görenin yerleşim yeri” icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkisinin bulunması dolayısıyla zarar gören müvekkili şirketin yerleşim yerinin tabi olduğu İstanbul Adliyesinin icra daireleri ve mahkemeleri İİK 50. Maddesinin atfı ve HMK’nın 16. Maddesi gereği yetkili olduğunu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçluların, haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini; hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, bu nedenlerle, borçlunun itirazının iptalini ve hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini, davalının; …. İcra Müdürlüğü … Esas, …. İcra Müdürlüğü … Esas, …. İcra Müdürlüğü … Esas
sayılı takip dosyalarına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazlarının iptali ile takibin devamını, davalı borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra Müdürlüğü dosyasında başlatılan takipte müvekkili idarenin borçlu gösterildiğini, takibe konu borçtan idarenin sorumlu olup olmadığını, talep edilen bedelin kadri marufunda olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirmekte olduğundan iş bu takibe süresi içerisinde itiraz edildiğini, itirazlarında takibe konu borçtan müvekkili idarenin sorumlu olduğu sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığını, takibe, borca, borç miktarına, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz edildiğini, öncelikle icra dosyalarındaki hasarların farklı bölgelerde olması veya kim tarafından verildiği hususunun her bir icra dosyasının ayrı yargılama gerektirmesi nedeniyle tefrik edilmesini, görev itirazında bulunduklarını, iş bu davada adli yargı idari yargı yolu uyuşmazlığının söz k onusu olduğunu, tam yargı davası niteliği olan davalarda yargı yolunun idare mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla iş bu davanın İstanbul idare Mahkemelerinde açılması gerektiğini, müvekkili idarenin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanı içinde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere 2560 sayılı kanun ile kurulduğunu, tüzel kişiliği haiz bir kamu kuruluşu olduğunu, müvekkili idarenin su ve kanalizasyon hizmetleri noktasında ise tekel manada yetkili ve görevli olduğunu, dava ve hukuki menfaat şartı olmadığını, davacı tarafça açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, eğer mevcut ise söz konusu zarara müvekkili idarenin neden olmadığını, idarenin söz konusu adreste herhangi bir çalışması olmadığını, zarar ile idarelerinin eylem ve işlemleri arasında illiyet bağı olmadığını, davacının davasının usul hukuku ilkelerine göre reddedilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın bizzat müvekkili idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerlerde idare tarafından bizzat herhangi bir çalışma yürütülmediğini, eğer herhangi bir çalışma yapılmış ise de idarenin dava dışı üçüncü kişilerce verilen zararlardan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, idare tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığından dava dışı üçüncü kişilerin sorumlu olduklarının anlaşılması ihtimalinde dahi idarenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı … A.Ş’nin söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu ve yasanın emredici hükümlerine rağmen mevcut tesisatını yasada belirlenen şekilde döşemediğini, bu nedenle zaman zaman tesisatlarına zarar verilmesinin kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, söz konusu adreste davacıya ait tesis ve kabloların ilgili yönetmeliğin emredici hükmü ve diğer hükümlerine uygun olarak imal edilmediğinin ortaya çıktığını, öncelikle davanın usule ilişkin dava şartları yönünden incelenerek usulden reddini, davanın usule ilişkin sebeplere göre reddedilmediği takdirde esasa ilişkin nedenlerle reddini, %20’den aşağı olmamak üzere köt niyet tazminatına hükmedilmesini, davacının faiz, icra inkar tazminatı ve sair tüm istemlerinin reddini, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…İnşaat Asfalt Taah. Ve Tic. A.Ş. Ve … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, dolayısıyla davacının, alacak iddialarını müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, taleplerin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin davalıyı zarara uğratan bir eylemi ve işlemi bulunmadığını, davacının davasını hem kusur hem de zarar yönünden ispatla mükellef olduğunu, ancak dosyada yer alan belge ve bilgilerin bu hususları ispatlayacak yeterlilikte olmadığını, davalının her zaman tek taraflı olarak düzenlenebilen delillere dayanarak alacak talebi ileri sürdüğünü, bu zamana kadar davacıdan müvekkili şirketlere oluşan zararla ilgili sözlü ya da yazılı bir talepte bulunulmadığını, bu hasar ile ilgili olarak gerek müvekkili şirket yönetiminden gerekse de şantiye sahasından yapmış oldukları araştırmada, iddia konusu hasardan haberdar olan birine rastlanmadığını, davacı şirketin dava dışı bir şirket eliyle hasarın giderimini sağladığını ifade ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının hasarın ederinden çok daha fazla bir bedelle tazmin yoluna gittiğini ve kamu ve tekel gücüne dayanarak müvekkili şirketlerin zararını arttırdığını, bu eylem ve işleminde kötüniyetli olduğunu düşündüklerini, talep edilen miktarın, fahiş tutarda bir bedel olduğunu, öncelikle davacının bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, oysa davacının delillerinin hasar keşif formu, işletme zarar tablosu, günlük şantiye defteri gibi delillerin tamamı tek taraflı ve her zaman düzenlenebilen belgeler olması hasebiyle delil olma vasfında olmadığını, bu delilleri kabul etmediklerini, davaya konu kazı alanındaki işin, “2017 yılı Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Daire Başkanlığı İçmesuyu ve Atıksu Yapım, Bakım ve Onarım İşi(2)” olup, … nezdinde çalışmalar halen devam ettiğini, davaya konu hasar tarihinin 27.09.2018 olduğunu, bu dönemde … İnşaat tarafından çalışmaların sürdüğünü, davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan hasar tutanağında görüldüğü üzere taraflarınca herhangi bir tebliğ yapılmadığı gibi taraflarının bilgilendirilmesinin de söz konusu olmayan bir durum söz konusu olduğunu, hasar tutarı ve kusurun olabildiğince müvekkili şirketlere yüklenmesi açısından tek taraflı olarak hareket edildiğini, hasar tutanağına ve faturasına, dağıtılamayan enerji bedeli, etüd koordinasyon bedeli gibi afaki bedeller yansıtıldığını, KDV’nin yansıtıldığını fakat müvekkili şirketlere bu hususta bir fatura iletilmediğini, kusur durumuna ilişkin ise, “Kazı yerlerinde … A.Ş. tarafından kazıların İBB Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğü bilgisinde olmasına karşın, nezaretçi personel bulundurulmadığını, …’ın kabloları, yer altı elektrik hatlarının fen işlerine ve imara aykırı olarak döşendiğini, kabloların yerinin kazı yapılana kadar ve hatta yapıldıktan sonra dahi tespit edilemediğini, kabloların yerleşimine ilişkin hiçbir yazılı belge/evrakın taraflarına verilmediğini, … A.Ş. tarafından döşenen elektrik hatlarında ayırt edici uyaran veya dolgu malzemesi kullanılmadığını, nezaretçi bulundurulmadığını, kabloların yer üstüne çok yakın ve korunmasız şekilde döşendiğini, hatta birçok kazı alanında suyun içerisinden geçen korunmasız biçimde döşenmiş kabloların, atıksu hatlarının üzerine elektrik direği döşenmesi gibi birçok kusurlu yapıyla karşılaşıldığını, dolayısıyla şirketin kamu işi yaptığını, keyfi kazı yapmadığını, çoğu zaman acil arızalara müdahale ettiği göz önüne alındığında bulunması, tespiti imkansız bu kabloların Fen İşlerine aykırı döşenmesi nedeniyle bu zararların doğduğu da şantiye şeflerince dile getirildiğini, … gibi kurumların da yer altı hatları bulunmasına karşın, bu çeşit “kaza” “hasar” durumları senede 3-4 … ile yaşanıyorsa, haftada 3-4 kez … ile yaşandığını, müvekkili şirketlerin “… inşaat San. Tic. A.Ş., … Yol İnşaat Asfalt Tah.Tic. A.Ş. İş Ortaklığı” uhdesinde “2018 Yılı Avrupa 1.Bölge Abone İşleri Daire Başkanlığı İçme Suyu ve Atıksu Yapım, Bakım ve Onarım İşi (4)” ve “2017 Yılı Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Daire Başkanlığı İçmesuyu ve Atıksu Yapım, Bakım ve Onarım İşi (2)” işi kapsamında İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü uhdesinde içmesuyu ve atıksu hatlarının bakım, onarım ve işletilmesine yönelik saha çalışmalarının devam ettiğini, devam eden bakım-onarım işleri kapsamında kamu hizmeti yürütmekte olan … tarafından abonelerin arıza şikayetlerine istinaden (planlı yatırım çalışması olmaksızın) oluşturulan iş emirlerine istinaden kazı çalışmaları yapıldığını, hasar tarihi itibariyle müvekkili şirketin iş ve işlemlerini sigorta şirketi ile yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde sigorta teminatı altına aldığını, öncelikle husumet yokluğundan müvekkili şirket yönünden davanın reddini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, davanın … Altyapı İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti., … Sigorta A.Ş. İle … A.Ş’ye ihbarını, yargılama ve vekalet ücretlinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalıların kazı çalışması sırasında davacıya ait tesisata zarar verip vermediği, tarafların kusur durumu, davacının zararının tespiti ve davacının başlattığı icra takibine davalıların itirazının haklı olup olmadığı, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince dava … Alt yapı Ltd. Şti., … Sigorta ve … sigortaya ihbar edilmiştir.
İhbar olunan vekili … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili şirkete ihbar edildiğini, HMK uyarınca taraf olmadığından aleyhe doğrudan hüküm kurulamayacağını, sigortalı aleyhine karar kurulabileceğini, sigortalının da ihbar hükümleri dahilinde şartlar gerçekleşmiş ise rücu hakkına sahip olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısına karşı sorumluluğunun deliller taraflarına tebliğ edilmediğinden tespit edilemediğini, ihbarın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulden ispat etmesi gerektiğini, kazanın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde iddia edildiği gibi meydana geldiğinin ispatının gerektiğini, davacı tarafın iddiasını belgeleriyle ispatla yükümlü olduğunu, maddi vakanın ispatı halinde müvekkili şirketin davacının gerçek zararını tazminle sorumlu olduğunu, davacı tarafından istenen meblağın fahiş olduğunu, sigortalının kusuru ve davacının zararı konularında bilirkişi tetkikatı yapılması gerektiğini, ihbarın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirkete ihbar tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, ihbarın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketçe poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin davalı taraf olmadığından haklarında doğrudan hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ihbar dilekçesi sebebiyle atfedilen hukuki sorumluluğu kabul etmediklerini, müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği sigorta mukavelesi mucibince mesuliyetin mevut olup olmadığı hususunun ancak müvekkili şirketin de taraf olacağı dava neticesinde tespit edilebileceğini, bu aşamada ihbar dilekçesi sebebiyle doğabilecek sorumlulukları kabul etmediklerini, bu konuda yargıtayın verdiği birçok emsal karar olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin davaya dahil edilmemesi, müvekkili şirketin iş bu davada taraf olmadığından aleyhine bir hüküm tesis edilemeyeceğini beyan etmiştir.
İhbar olunan … Alt Yapı Ltd. Şti ihbara cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde dava konusu; hasar tespit tutanaklarını, hasar hesaplama dokümanlarını, İşletme Müdürlüğü AG/OG AOB Hizmet Alım Sözleşmesini, Mahkememiz dosyasına sunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; … Esas, … Esas, … Esas sayılı dosya asılları celp edilmiştir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Alt Yapı Koordinasyon Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu olaya ilişkin kazı ruhsatı dosyası celp edilmiştir.
… A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu olaya ilişkin hasar hesaplama dökümanları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 10/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin, kablosunu, …’nin yüklenicisi olan davalı “… İnş. San. Tic. A.Ş. & … İnş. Asfalt Taah. Tic. A.Ş. İş Ortaklığı” hasara uğratmış olduğundan kusurlu ve zarardan sorumlu olduğu, davalı …, ihale makamı olduğundan fiilen kabloyu hasara uğratması söz konusu olmadığı, ancak, davalı “… İnş. San. Tic. A.Ş. & … İnş. Aşfalt Taah. Tic. A.Ş. İş Ortaklığı, davalı … adına yaptığı çalışmalar sırasında zararın gerçekleştiği, işin …’nin gözetim ve denetimi altında yapıldığı, … ile yüklenicisi arasında sorumsuzluk anlaşması yapılmış olması, sözleşmenin tarafı olmayan davacı yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususlarında hukuki takdirin Mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin asıl alacağının 2.751,37 TL, icra takip tarihine kadar birikmiş yasal faizin 109,94 TL, davacı şirketin toplam alacağının 2.861,31TL, davacı … A.Ş.’nin, icra takip tarihleri itibariyle 2.861,31 TL’yi davalılardan talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 01/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki tespit ve hesaplamaları değiştirecek her hangi bir hususun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince 2.kez ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 13/12/2021 tarihli 2. bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki tespit ve hesaplamaları değiştirecek her hangi bir hususun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, tacirler arasında meydana gelen haksız fiil sebebi ile uğranılan zararın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takiplerine vaki itirazların İİK 67. maddesine göre iptali talebidir.
16.11.2019,05.11.2019, 08.11.2019 tarihlerinde davalıların yaptığı kazı çalışması sebebiyle davacıya ait tesislere zarar verildiği, dosyada bulunan hasar tespit tutanağı ve fotoğraflar ile sabittir. Oluşan zarar sebebi ile davacı tarafından kablo onarımı yapıldığı ve zararın giderilmesi için davalılara karşı üç adet icra takibi başlatıldığı, davalıların takiplere itirazları üzerine tüm takipler yönünden; işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalılar … İnşaat A.ş ve…A.ş Şirketlerinin kazı yaparak davacıya ait alt yapıya zarar verdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalılar, gerekli tedbirleri almadıkları için kusurludur. Bu sebeple 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 49 daki haksız fiil hükümlerine göre meydana gelen zarardan hukuken sorumludur. Diğer davalı … Genel Müdürlüğü ise, davalıların yüklenici olduğu alt yapı işinin ihale edeni, dolayısıyla asıl işveren konumunda olup meydana gelen zararın gerçekleşmesine sebep olan sözleşmesel ilişkinin tarafı konumundadır. Bu sebeple meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır.
… Kablo Tesis Teknik Şartnamesinde; “Kablo kanalının en az 80 cm derinlikte açılması, kanal dibine kum serilmesi, kablonun döşenmesi, kablonun üzerine kum serilmesi, kumun üzerine aralık bırakmadan koruyucu tuğla yerleştirilmesi, ikaz bandının serilmesi, tuvanenin doldurulması, kaplamanın yapılması, zeminin eski haline getirilmesi, kablo güzergahına ikaz lehaları çakılması” hükümleri yer almıştır. Dosyadaki arıza yeri fotoğraflarının incelenmesinden; dava konusu hasarların oluştuğu mahalde; davacı şirketin kabloyu yüzeye çok yakın döşediği, kablonun üzerine koruyucu tuğla koymadığı, ikaz bandı sermediği, kablo güzergah boyunca ikaz levhaları çakmadığı anlaşıldığından hasarlanan kablonun, … Kablo Tesis Teknik Şartnamesine uygun tesis edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket, davalılara nezaretçi ve kablo planlarını vermemiştir. Kazı yapan davalılar ister istesin ister istemesin davacı şirketin kablo planlarını ve nezaretçi vermesi gerekir. Dosya içeriğinden, davacı şirketin, davalılara nezaretçi ve kablo planlarını vermediği anlaşılmaktadır.
Bu sebeple, hasarın oluşmasında davacı şirketin %30 müterafik kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporunda; icra takiplerine konu olaylarda kablo onarım bedellerinin, davalıların kusur oranı dikkate alındığında sırasıyla tespit edildiği, … Birim Fiyatlarına; malzeme ve montaj bedelleri, araç ve personel giderleri, yüklenici karı ve genel giderlerden oluşan %25lik kısım dahil olduğundan davacının araç ve personel bedeli ve etüt ve koordinasyon bedeli talep edemeyeceği belirtilmiştir. İşbu bilirkişi raporu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf davalılardan eşik kesinti bedeli ve dağıtılamayan enerji bedeli talep etmiş ise de; davacının bunu talep edebilmesi için, davalıların sebep olduğu ve yönetmeliğe göre belirli süreleri aşan kesintiden dolayı kullanıcılarına tazminat ödemesi gerekmekte olup, davacı taraf bu ödemeye ilişkin bilgi ve belge sunmamıştır, bu sebeple davacının bu taleplerinin reddi gerekmektedir.
Her ne kadar davacı taraf, onarımların hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde 3. Kişi tarafından yapıldığını, bu şirkete ödeme yapıldığını beyan etmiş ise de; onarımlar, hizmet alım sözleşmesi ile yüklenicisine götürü usulle yaptırıldığından; hasarların cinsi, sayısı ve kimin sebep olduğundan bağımsız olarak yükleniciye her ay sabit bir bedel ödendiğinden ve yukarıda belirtildiği üzere araç ve personel bedeli, … Birim Fiyatlarına dahil olduğundan davacının araç ve personel bedeli talebinin davalılardan tahsili talebi kabul edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacının davaya konu haksız fiillerden dolayı talep edebileceği zarar miktarının; malzeme bedeli ve olay tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizden ibaret olduğu, hasarın meydana gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla; sonuç itibarı ile davacı tarafça başlatılan ilamsız icra takiplerine davalıların yaptığı itirazın kısmen haksız olduğu sabit görülerek davanın kısmen kabulüne ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 2.336,99TL asıl alacak ve 93,48TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.430,47TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 261,04TL asıl alacak ve 10,64TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 271,68TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 153,34TL asıl alacak ve 5,83TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 159,17TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gereken 195,46TL harçtan peşin alınan 160,76TL’nin mahsubu ile eksik 34,69TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 228,56TL (59,30TL BH, 160,76TL PH, 8,50TL VSH, ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.340,00TL (900,00TL bilirkişi ücreti, 440,00TL posta ve müzekkere masrafı, ) yargılama masrafının davanın kabul red oranına göre takdiren 331,33TL’sinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE;
8-Davalı … tarafından yargılama sırasında yapılan 66,00TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 49,69TL’sinin davacıdan alınarak DAVALI …’ye VERİLMESİNE;
9-Dosyada arabuluculuk sarf kararı bulunmadığından bu hususta HESAPLAMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA;
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.861,32TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
12-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır