Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/858 E. 2022/503 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/858 Esas
KARAR NO :2022/503

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:30/12/2021
KARAR TARİHİ:13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında kurulan ticari ilişki kapsamında 318.600,00 TL tutarlı 1000 lt kapasiteli kapaklı karıştırıcı devirmeli kavurma kazanı ve davlumbaz faturasından kalan 77.200,00 TL bakiye için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibine devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK md. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, … 6. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 19/04/2022 tarihli celse kararı ile dosyanın SMM bilirkişiye verilerek; iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş,08/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ibraz etmiş olduğu ticari defterlere göre, davacının davalıdan bir adet faturadan kaynaklı bakiye 169.600,00 TL alacağının bulunduğu, ancak, icra takibinde davalının harici ödemeleri olduğundan bahisle
77.200,00 TL talep edildiği, taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınabileceği, incelemeye davalı şirketin iştirak etmediği ticari defter ve belge ibraz etmediği, keza,takipte talep edilen 77.200,00 TL yönünden ödeme definde bulunmadığı, ödemeye ilişkin belgenin sunulmadığı, bu itibarla takipte talep edilebilecek tutarın 77.200,00 TL’den ibaret olduğunun hesap ve tespit edildiği, davacının bir diğer talebinin 1.017,88 TL işlemiş faize ilişkin olduğu, ancak taraflar
arasında vade tarihine ve faiz türüne ilişkinin yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi, davalının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğünü gösteren yazılı bir belge ibraz edilemediği, bu nedenle takip öncesi için temerrüt oluşmadığından, işlemiş faize yönelik tespit yapılamadığına dair görüş ve kanaatine varılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Tüm açıklamalar ışığında; davacı yanın ticari defter ve kayıtları incelenmiş olup; alacak miktarı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Davalı yanca ticari defter kayıtlar sunulmamış ve ödeme olgusu da ispat edilemediğinden; davanın kısmen kabulü ile; Davalının İstanbul … 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, itirazının kısmen iptali ile takibin 77.200,00-TL asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş; her ne kadar davacı yanca takip talebinde işlemiş faiz talep edilmiş ise de taraflar arasında vade tarihini bildirir sözleşme veyahut davalı yanın temerrüde düştüğünü ilişkin bilgi belge sunulmadığı görülmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının İstanbul … 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, itirazının kısmen iptali ile takibin 77.200,00-TL asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 5.273,53-TL nispi karar harcının peşin alınan 585,75-TL harçtan mahsubu ile eksik 4.687,78-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre davadaki kabul ve red oranına göre 1.302,82.TL’sının davalıdan, 17.18 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücreti Tarifesi gereğince hesap olunan 12.352,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 653,55 TL ( 59,30-TL BH, 585,75-TL PH, 8,50-TL VSH) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.044,00.TL (900,00-TL Bilirkişi Ücreti, 144,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 1.030,41.TL ‘nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022
Katip … Hakim …
¸ ¸