Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/849 E. 2023/577 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/849 Esas
KARAR NO:2023/577

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/12/2021
KARAR TARİHİ:20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İş Mahkemesi’nin 31.01.2019 tarih ve … Sayılı ilamı gereği …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına 15.05.2019 tarihinde ödenen 22.765,18 TL, 07.06.2021 tarihinde ödenen 1.727,97-TL ile 1.015,38- TL yargılama masrafları olmak üzere toplam 25.508,53-TL’den (İflas Nedeniyle Tasfiye Halinde … İnşaat Ve …’nin 01.06.2012-31.01.2013 dönemine tekabül eden tutar dışlanarak) 20.681,78-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan dava dışı işçiyi çalıştırdıkları döneme (01.04.2011-13.07.2011 arası davalı … Limited Şirketi 01.02.2013-30.06.2013 arası davalı … – 01.07.2013- 10.12.2015 arası … ) sorumlulukları oranında rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;30.11.2015 tarihi öncesine ait alacaklar açısından alacakların … AŞ tarafından karşılanması konusunda 6652 sk.m.8’in ne şekilde uygulanacağı konusunda 2016 tarihli mutabakat olduğunu, 6552 s.yasa m.8 ile 4857 s. İş Yasası’nın 112. Maddesine eklenen fikre ile dava dışı işçinin kıdem tazimatından tek ve asli sorumlu işverenin … A.Ş. olduğu kanun hükmü ile sabittir. TBK.m.124 hükmüne uyan hiç bir hal olmadığından müvekkilin temerrüte düşmediğini, bu nedenle açılmış davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile esastan reddedilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte talebi mümkün kalemler konusunda, kendi dönemine denk düşecek meblağın TBK.m.167 gereğince 1/2’si için rucusunun mümkün
olabileceğini savunmuştur.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Davalı alt işverenlerin işçilere ödenen bedelin rücuen tanzimi isteminden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İş Mahkemesine müzekkere yazılarak 2015/… esas ve 2019/… karar sayılı dosyasının ve gerekçeli karar örneği celp edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 2019/… esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … … SGK kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 27/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Kıdem Tazminatı ve işlemiş faiz toplamının 9.842,55 TL, UBGT ücreti 246,77 TL, Yargılama giderleri ve İcra Ferileri 3.945,06 TL, Tam rücu halinde toplam 14.034,38 TL, TBK 167 md. Göre 1/2 rücu hakkı olması halinde 7.017,19 TL, Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, idari şartnameler ve TBK 167. Maddesine hükümlerine göre rücu hakkının olup olmadığı, var ise hangi oranda olabil hukuki değerlendirmesi Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere hesap raporu taktirlerinize arz olunduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 06/06/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “Kıdem Tazminatı ve işlemiş faiz toplamının 9.842,55 TL, UBGT ücreti 246,77 TL, Yargılama giderleri ve İcra Ferileri 3.945,06 TL, Tam rücu halinde toplam 14.034,38 TL, TBK 167 md. Göre 1/2 rücu hakkı olması halinde 7.017,19 TL, Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, idari şartnameler ve TBK 167. Maddesine hükümlerine göre rücu hakkının olup olmadığı, var ise hangi oranda olabil hukuki değerlendirmesi Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere hesap raporu taktirlerinize arz olunduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; davalı alt işverenlerin işçilere ödenen bedelin rücuen tanzimi isteminden ibaret olan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında hizmet alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı … tarafından ödenen işçilik alacaklarından alt işverenlerin sorumlu olup olmadığı, sorumluluk miktarının ne olacağı hususundadır.
Yargılama esasında davacı vekilince davalı … Turizm Ltd. Şti yönünden davanın tefrikinin talep edildiği, mahkememizce bu davalı yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Genel olarak; “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla ve iş davasında taraf olmaları halinde gecikmeden doğan zarardan ayrı bir temerrüt ihtarına gerek olmadan ve ödeme tarihinden itibaren, davalılar tacir olduğundan ticari faiz işletilerek yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.”(23.HD 2019/296 E-2020/340 K,2019/1047 E-2020/2188 K)
Davalı … vekili, sözleşme hükümlerine göre açıkça rucu edileceği sonucuna varılmadığını, bu yönüyle davanın reddini, aksi halde dahi ancak 1/2 sinin istenilebileceğini beyan etmiş etmiş ise de;
Dosyada mevcut “Gönderilerin Toplanması, Yüklenmesi, Boşaltılması, Ayrımı, Sevki ve İşlenmesine İlişkin Teknik Şartname Taslağın”ın 10.14. Maddesinde “Yüklenici, hizmet sözleşmesi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu ve diğer kanun, tüzük ve yönetmeliklerin hükümlerini yerine getirmekle sorumludur….Kanun gereği İdarece ödenmek zorunda kalınan her türlü meblağın (işçi alacağı, tazminat, idari para cezası vb.) yükleniciye rücu hakkı saklıdır” şeklinde düzenlemenin mevcut olduğu görülmüştür.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir.
Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu kısma oranı kadarını ilgili alt işverene rücu edebilir.
Nitekim, yukarıdaki genel hukuki düzenlemeyi anlatan Yargıtay içtihadı da sorumluluğun kapsamını tayin etmektedir.
Davalı şirket vekili …’nin dava dışı işçiye yaptığı ödemeyi kendilerinden talep hususunda herhangi bir ihtar gönderilmediğini dolayısıyla temerrüde düşürülmemiş olduğunu bu sebeple ödeme tarihinden faiz uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürmüş ise de; rücu hakkı nihai olarak başkasının ödemesi gereken bir borcun tamamen veya kısmen ifa eden kişinin yapmış olduğu ifayı asıl borçluya dönerek isteme hakkıdır. Söz konusu hak başkasına ait borcu ifa ettiği için mal varlığında kayba uğrayan kişiye tanınan ve eksilmeyi gidermeye yönelik tazminat niteliğinde talep hakkıdır. Asıl borç ilişkisinden bağımsız rucu edilen ile aralarındaki hukuki ilişkiden doğan yeni bir haktır ve hak doğduğu anda muaccel hale gelmektedir. Keza ödeyenin mal varlığındaki zarar ödeme anında doğmaktadır. Bu durumda mahkeme kararı uyarınca ödemek zorunda kalan davacının zararı ödeme tarihinde doğduğundan açtığı rucu davasında ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebilmesi için karşı tarafı ayrıca bir ihtar ile temerrüde düşürmesine gerek olmadığı Hukuk Genel Kurulunca kabul edilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/3-993 – Karar No: 2018/202)
22.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7166 sayılı “Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11. Ve 12. Maddeleri değiştirilmiş ve kıdem tazminatının alt işverene rücu edebilmesi için bu konuda sözleşmede açık hüküm bulunması zorunluluğu getirilmiştir. Ancak değinilen kanun hükümleri Anayasa Mahkemesi’nin 19.09.2019 gün 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden uygulanma imkanı kalmamıştır.
Anayasa’nın 153.maddesi gereğince, Anayasa Mahkemesi Kararları geriye yürümez. Geriye yürümemesinin gerekçesi olarak iptal kararlarının kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı bir sonuç doğurmasının önlenmesi olduğu belirtilmiştir.
Ancak kanun hükmünün hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (HGK’nın 21/01/2004 gün ve 2004/…-… Esas, 2004/… Karar, 03/02/2010 gün ve 2010/…-… Esas, 2010/54 karar sayılı kararları)
Davacı asıl işverenin rücu alacağının 24/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı işçinin toplam kıdem tazminatının net 9.842,55 TL, UBGT ücretinin net 246,77 TL, yargılama gideri ve icra ferilerinin 3.394,06 TL olmak üzere toplam 14.034,38 TL olarak hesaplandığı, tam rücu halinde davalı … Ltd. Şti’nin, kıdem tazminatı sorumluluk miktarının 886,17 TL, yargılama gideri ve icra ferileri toplamından sorumluluk miktarının 346,50 TL, davalı … Ltd. Şti’nin kıdem tazminatı sorumluluk miktarının 1.281,94 TL, UBGT sorumluluk miktarının 53,23 TL, yargılama gideri ve icra ferileri toplamından sorumluluk miktarının 522,07 TL davalı … Ltd. Şti’nin kıdem tazminatı sorumluluk miktarının 7.674,44 TL, UBGT sorumluluk miktarının 193,54 TL, yargılama gideri ve icra ferileri toplamından sorumluluk miktarının 3.076,49 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacının itirazı üzerine ek rapor alınmış, 30/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda, dava dışı işçinin SGK kayıtlarına göre 17/07/2011 ile 31/05/2022 tarihleri arasında davalı alt işverenlerin hiçbirisinde çalışmasının mevcut olmadığı, iş mahkemesi ve BAM kararlarında da bu hususta açıklama bulunmadığı, bu nedenle bu dönem için davacı tarafından dava dışı işçiye ödeme yapılmış ise de bu dönemlerde dava dışı işçiye çalıştırmamış olmaları nedeniyle davalıların sorumluluğunun hesaplanmadığı belirtilmiş olup mahkememizce bilirkişi raporunun tespiti usul ve yasaya uygun bulunmuş, bilirkişi raporu bu nedenle hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunu usul ve yasaya uygun, denetime elverişli, itirazları karşıladığı kanaati hasıl olmuştur.
Kural olarak her yüklenici çalıştırdığı işçinin işçilik haklarından kendi çalıştırdığı dönemle sorumludur. Aynı işin devamı niteliğinde davacıya bağlı yerlerde hizmet verip dava dışı işçiyi çalıştıran diğer firmalar içinde sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler çerçevesinde …’yi sorumlu tutmak mümkün değildir. Buna göre davacı kurum davalı firmaların işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden işçilik alacaklarını davalıdan isteme hakkına sahiptir. Davacı kurum tarafından ödenen kısmın rücuen tahsiline ilişkin davada ise taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılması gerekir. Sözleşmede ve sözleşmenin eki şartnamelerde tarafların sorumluluklarına dair düzenleme bulunması halinde bu düzenlemenin uygulanması gereklidir. 2014 tarihinden sonraki döneme ilişkin yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince kaldırıldığı da göz önüne alındığında bilirkişi raporunda hesaplanan alt işverenlerin çalıştırdıkları dönemle ilgili sorumluluk miktarları esas alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmış, gerektiği anlaşıldığından, davacının davasının kısmen kabulü ile, 1.232,67 TL’nin davalılardan … Taş. Tur. Oto. Pet. Org. Dağ. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, artan 358,37 TL yönünden davanın reddine, 10.944,47 TL’nin davalılardan … … Proje Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, artan 5.660,27 TL yönünden davanın reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-1.232,67 TL’nin davalılardan … Taş. Tur. Oto. Pet. Org. Dağ. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, artan 358,37 TL yönünden davanın reddine,
-10.944,47 TL’nin davalılardan … … Proje Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, artan 5.660,27 TL yönünden davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 831,82-TL nispi karar harcının, peşin alınan 353,20-TL harcın mahsubu ile geri kalan 478,62-TL harcın davalılardan (… Taş. Tur. Oto. Pet. Org. Dağ. Tic. Ltd. Şti’nin 48,44 TL kısmından, … … Proje Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti’nin 430,18-TL kısmından, kısmından sorumlu olmak üzere) tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.232,67 TL nispi vekalet ücretinin davalı … Taş. Tur. Oto. Pet. Org. Dağ. Tic. Ltd. Şti ‘nden alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … … Proje Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.660,27 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … Proje Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yatırılan toplam 421,00 TL (59,30 TL BHV, 8,50 TL VSH, 353,20 TL peşin harç) harcın davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.670,00 TL (720,00 TL tebliğler ve posta, 950,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.117,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davadaki kabul ve red oranına göre; 449,85 TL’sının davacıdan, 910,15 TL’sının davalılardan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır