Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/819 E. 2022/156 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/819
KARAR NO:2022/156

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:02/07/2018
KARAR TARİHİ:22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.’nin … Mahallesi … Caddesi No:…/… … bodrum kat … İstanbul adresinde bulunan … ve … numaralı aboneye kaçak elektrik faturası kestiğini, faturanın kendisi adına düzenlendiğini, kendisinin böyle bir aboneliğinin bulunmadığını, abonelik numarasının da … olduğunu, söz konusu sorunun kendisinden önceki dönemin abonesi … isimli kişiden kaynaklandığını, bu kişi ile de kendisinin bir ortaklığının bulunmadığını, kaçak elektrik faturası nedeniyle davalı şirketin kendisi aleyhine …. İcra Dairesinin…sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali için dava açtığını belirtmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında tutulan tutanağın kaçak elektrik edeniyle değil kendi kurumları adına kayıtlı olmayan … sayılı sayaç nedeniyle elektrik kullanımına ilişkin olduğunu, buna ilişkin bütün belgele ve bilgileri sunduklarını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenmiş abonelik sözleşmesi nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin … Esas, … sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş olup; verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/1528 Esas, 2021/3322 Karar, 13/12/2021 tarihli ilamıyla “…davacının bağlı bulunduğu ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrahlarının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, neticede; dava- cının tacir vasfı taşıması halinde Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam olunması, tacir olmaması halinde ise görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi ‘ne gönderilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında; Davalı vekilince 24.09.2019 tarihli üçüncü duruşmada görevsizlik itirazında bulunmuş olup ve BAM kaldırma kararında görev hususunun araştırılması gerektiği belirtilmiş ise de; dava konusu olayda davacının gelen müzekkere cevabi yazıları gereğince tacir sıfatında olması, uyuşmazlığın ticari nitelikli haksız fiilden kaynaklı olması ve davaya konu abonelik ilişkisinin ticari nitelikte bulunması nedeniyle davanın esasına girilerek irdeleme yapılmıştır. Mahkememizce aldırılan 24.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı aleyhine 07.05.2018 tarihinde kaçak / usulsüz elektrik tespit tutanağının düzenlendiği, tutanakta kaçak / usulsüz elektrik kullanımının “… nolu maile istinaden yapılan incelemede fiili kullanıcı tespit edilemediğinden mülk sahibi adına zabit tutulmuştur” ifadesinin yer aldığı, kaçak elektrik tutanaklarında yazılması zorunlu olan kaçak elektrik kullanım şeklinin bu tutanakta belirtilmediği, tutanağın bu haliyle Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine aykırı olduğu, davacının kayıtsız sayaçla tüketim yapmış olması durumunda kuruma kayıtlı sayacın hiç tüketim kaydetmemesi gerektiği, ancak tüketim kaydettiğinin tespit edildiği, davalı kuruma kayıtlı … sayılı sayacın 23.03.2017 tarihinde takılıp 25.06.2018 tarihinde söküldüğü, bu nedenle de tutanağın düzenlendiği tarihte kayıtsız sayacın değil davalı kuruma kayıtlı sayacağın takılı olduğu, davalı kurum tarafından düzenlenen tutanağın abonelik sözleşmesi imzalanmadan ve elektrik tüketimi yapılmadan önceki döneme ait olduğunu, davalı kurum tarafından davacıya gönderilen itiraza cevap yazısında da 07.05.2018 tarihli tespit tutanağının geriye dönük olarak düzenlendiğinin açıkça belirtildiği dolayısıyla davalı kuruma kayıtlı sayacın hiç sökülmediği ve kayıtsız sayaçla tüketim yapılmadığı tespit edilmiştir. Dosyaya sunulan … seri numaralı kaçak / usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı incelendiğinde abonelik numarasının … yazılı olduğu, kullanıcı adının ise davacının adı olarak yazıldığı, ancak fiili kullanıcı tespit edilemediğinden mülk sahibine zabıt tutulduğu açıklamasının düşüldüğü görülmektedir. Tutanak üzerinde kaçak elektrik kullanımının mı yapıldığı yoksa usulsüz elektrik kullanımının mı yapıldığı ve tespit edilen durumun ne olduğu konusunda bir açıklama bulunmamaktadır. … Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğünden gelen 17.12.2019 tarihli yazı cevabında tutanakta yer alan adreste … Gıda isimli firmanın çalışmakta olduğu ve iş yeri sahibinin de davacı … olduğunun tespit edilmiş olup adres bilgileri ile abone numarası birbiriyle örtüşmektedir. Tutanak tarihi ise 07.05.2018 olup davalı kuruma kayıtlı … sayılı sayaç ise 23.03.2017 tarihinde aynı adrese takılıp 25.06.2018 tarihinde sökülmüştür. Aynı hat üzerinden iki sayacın çalışması mümkün olmadığından tutanağın tutulduğu 07.05.2018 tarihinde davalı şirkete kayıtlı … sayılı sayaç sayım yapmaktadır. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde “Bu Yönetmelik, tüketicilere hizmetlerin yeterli, kaliteli ve sürekli olarak sunulması için; (…) 1) Sayaç ve sayaca erişim, okunmasına ve kontrolüne, 2) Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımının tespiti ve bu kapsamda yapılacak iş ve işlemlere, (…) ilişkin hükümleri kapsar.” düzenlemesinin getirildiği, Tutanağın geriye dönük tutulduğu da düşünüldüğünde tutulan tutanağın hem bilirkişi raporunda yazılı olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen unsurları içermediği hem de davalı şirkete kayıtlı sayacın sayım yaptığı dönemi kapsadığı bu nedenle de gerçek durumu hukuken tespit etme özelliğine sahip olmadığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile; davacının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına borçlu olmadığının tespitine, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu takibin iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-Davacının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına borçlu olmadığının tespitine,
3-…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu takibin iptaline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 908,52-TL nispi karar harcından peşin alınan 227,14-TL harcın mahsubu ile bakiye 681,38-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Kaldırma kararı öncesinde verilen karar gereğince 17/11/2020 tarih, 2020/438 Harç No’lu Harç Tahsil Müzekkeresi ile davalıdan tahsil için yazılan 681,38-TL bakiye karar harcının tahsil edilmiş ise tahsil edildiğine ilişkin makbuz ibraz edildiğinde DAVALIYA İADESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.255,14-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 227,14-TL Peşin Harç, 700,00-TL BK, 286,90-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸