Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2022/588 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/8
KARAR NO:2022/588

DAVA:Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ:02/02/2011

…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN BİRLEŞEN … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA:Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
DAVA TARİHİ:11/03/2013
KARAR TARİHİ:06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar arasında yapılan 02/02/2006 tarihli taşınmaz satışlarına ilişkin tasarrufların iptaline, dava konusu taşınmazlara ihtiyati haciz konulmasını talep ettiğini, davalıların müvekkilinden mal kaçırma kastı ile hareket ettiklerini, davalının protokole uymaması, yapılan tüm görüşme ve taleplere rağmen borcu ödemekte uzunca bir süre geçmesi üzerine … ve protokolü müteslsil kefil sıfatıyla imzalayan … Tıbbi Cihazlar San.ve tic.A.Ş aleyhinde … 1.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinde borçlu şirketin ve diğer borçlunun borçlarını ödemeyeceğinin anlaşıldığını, diğer davalı şirketin … İnşaat Gıda Org.Sanve Tic.Ltd.Şti iptali istenen tasarruflardan çok skısa bir süre önce 23/01/2006 tarihinde kurulduğunu ve şirketin ortaklarından birinin … oldğunu, iki davalı şirket arasında organik bağ olduğunu, davalı borçlu … tıbbi Cihazlar Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait iki taşınmazın 02/02/2010 tarihinde diğer davalı … İnşaat Gıda Org.San ve Tic.Ltd.Şti’ne satışının yapıldığını, söz konusu satışın mal kaçırma kastı ile yapıldığını ve tasarrufların İptalinin gerektiğini, her iki davalı şirketin aynı taşınmazın içinde bulunduğunu ve faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirketin taşınmazı sattıktan sonra tüm faaliyetlerini başka şirkete kaydırmış ve şirketi borç batağında bıraktığını, gayrimenkulların rayiç değerin çok altında bedelle satıldığını, davalıların gayrimenkul satışında kötü niyetle hareket ettiklerim.” beyan ile ihtiyati haciz talebinin kabulü ile … ilçesi 307 pafta. 1956 ada. 14 parselde kayıtlı 19 ve 20 numaralı dava konusu iki adet taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz konulmasını, davanın kabulü ile davalı arasında yapılan 02.02.2006 tarihli taşınmaz satışına ilişkin işlemlerin iptali ve icra dosyasının bakımından haczedilerek satışına izin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı … İnş. Gıda Org. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanun’un 277.maddesine göre elinde muvakkat yahut kati aciz vesikası bulunan her alacaklının bu davayı açabileceğini ancak davalının elinde böyle bir belge mevcut olmadığını, davacının dava dayanağının …’a borç olarak verildiği iddia edilen para olduğunu, nedense bu borca karşılık 5 yıl boyunca hiçbir takip yapılmadığını, 2010 yılında icra takibi yapıldığının söylendiğini, borç ilişkisi ve kaynağı ve borcun ne zaman doğduğunun taraflarınca anlaşılamadığını, davacının mal kaçırma iddiasının mesnetsiz ve soyut olduğunu, gayrimenkulun müvekkili tarafından usule ve yasaya uygun şekilde muvazadan ari olarak satın alındığını, ve satış nedeniyle kesilen faturaların müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında yer aldığını, bu satış ile ilgili olarak müvekkili şirket sahibi … Nemutlu tarafından … Bankası … Şb’sinden ipotek karşılığı 2.300.000,00 TL tuturalı kredi kullanılarak bu bedelden daha önce kendileri ile kredi veren banka aracılığı ile anlaşma sağlandığını, satıcı şiretin ipotek borçlarının kapatıldığını ve kalan paranın satıcı şirket yetkilisi …’a ödendiğini, bu ara ödemelerinin hepsinin banka kayıtları ile sabit olduğunu, davacı tarafın borçlulardan mal kaçırma amacına yönelik olarak bu satımın yapıldığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olmasının yanısıra bu nedenle de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, muvazaa kastı olsa, davalı …’a kurulan şirkette ufakta olsa bir hisse verilmeinin izahı olmayacağını, davacının tüm bu iddialarını ispat etmesi gerektiğini beyanla; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin muvazaalı borç senedi ve icra takibi nedeniyle zarar gördüğünü, davalılar arasında muvazza bulunduğunu, takip kosunu borç senedinin muvazaalı olarak imza edildiğini, davalı taraflar arasında imzalanan senedin taraflar arasında her zaman düzenlenebilecek bir nitelikte olduğunu, bu alacak-borç ilişkisinin gerçek olup olamdığı hususunun ancak tarafların ticari kayıtlarında, vergi bildirimlerinde yada banka hesaplarında yer alamıs halinde ispat edilebileceğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı tasarrufun iptali davasında sürekli olarak davacı ile borçlu … ve ve kefil … A.Ş arasında muvazaalı bir takip bulunduğunu iddia etmelerine rağmen davalılar tarafından bu hususta bir açıklama yapılmadığını, davalı alacaklı tarafından borcun sebebi olarak icra takibinde sunuluan protokolde borçlu olarak … adına yazıldığı kefil olarak da … Tıbbi Cihazlar A.Ş yazıldığını beyanla; davalılar arasında düzenlenmiş bulunan 15/11/2005 tarihli 250.000 TL bedelli borç senedinin ve bu borç senedine dayanarak ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılmış olan icra takibinin muvazaa nedeniye iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … Tıbbi Cihazlar San Ve Tic A.Ş her iki davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; asıl davanın, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davası, birleşen davanın ise borç senedinin ve borç senedine dayalı olarak yapılan icra takibinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, … Tapu Sicil Müdürlüğünden dava konusu … Mah. 1956 ada, 14 parselde kayıtlı, 19 ve 20 bağımsız bölümlere ilişkin tüm tedavülleri gösterir şekilde tapu kayıtları celp edilip incelenmiş, … 1.İcra Müdürlüğü’nün (yeni ….İcra Müdürlüğünün) … esas sayılı dosyalarının tasdikli bir örnekleri celp edilip incelenmiştir…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, davalı … tarafından davalılar … ve … Tıbbi Cihazlar San ve Tic. A.Ş aleyhine 15/03/2006 vadeli, 80.000,00 TL, 15/04/2006 vadeli 50.000,00 TL, 15/05/2006 vadeli 75.000,00 TL , 15/06/2006 vadeli 45.000,00 TL ödeme tarihli olan 245.000,00 TL bedelli borç senedinden dolayı, 250.000 TL asıl alacak, 348.945,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 598.945,83 TL alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek aylık %2,5 oranından az olmamak üzere artan oranlarda özel faizi ile tahsili talepli takip başlatıldığı saptanmıştır.
Mahkememizce 21/10/2015 tarihli karar ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, taraf vekillerinin kararı temyiz etmeleri üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/4047 Esas 2019/3541 Karar sayılı ilamıyla; “Somut olayda, tasarrufu gerçekleştiren borçlu şirketin ödeme emrinin tebliğ edildiği ve ticaret sicilinde kayıtlı olan adresinde 22.02.2011 tarihinde yapılan hacizde borçlu ve borçluya ait mal bulunamamıştır. Bu durumda davalı borçlu şirketin aciz halinin gerçekleştiği kabul edilmesi gerekirken, mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesi isabetli olmamıştır. Öte yandan, davacı-Karşı davalı … ile borçlulardan …’in eczacı oldukları birbirlerini tanıdıkları, davacının takip konusu borcu verebilecek ekonomik durumu olduğu sabittir. Borç kaynağı elden verilen paranın ödenmemesi üzerine sonradan davalı şirketin kefaletin de alınarak düzenlenen portokole dayandığı ileri sürülmüştür. Borç ilişkisinin doğrudan tarafı şirket olmadığından bu paranın şirket kayıtlarında yer alması da düşünülemez. Davalının alacağın gerçek olmadığı iddiası somut verilere dayanmamakta olduğu gibi yapılan takibin danışıklı olarak yürütüldüğü konusunda da icra dosyasında bir delile rastlanmamıştır. Bu halde, mahkemece davanın esasına girilerek, dava konularından 19 nolu bağımsız bölümün borçlunun bir başka alacaklısı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosayasından yapılan takipteki ihalede satıldığı dikkate alınarak, bu dosyadan bir bedel kalıp kalmadığı da tesbit edilerek ve diğer delillerle birlikte oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.” gerekçeleriyle bozularak Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce bozma sonrası davacı … vekili 09/04/2021 tarihli dilekçe ile davadan davaya konu doğmuş ve doğacak her türlü hak ve alacağını …’e temlik edildiğini beyan etmiş ve temlik sözleşmesini mahkeme dosyasına sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili davalı borçlu … ile … Tıbbi Cihazlar …. A.Ş hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin dava konusu taşınmazını 02/02/2006 tarihinde ortakları arasında organik bağ bulunan … … Ltd. Şti’ye devrettiğini belirterek devre konu tasarrufların iptalini talep etmiş, davalı ise borçlunun aciz halinin ispatlanamadığı, taşınmaz satışının rayiç bedel üzerinden yapıldığından bahisle davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada ise; davacı … …. Ltd. Şti vekili, davalıların aralarında anlaşarak davalı … … A.Ş hakkında muvazaalı takip yapıldığını, alacağın gerçek olmadığını, muvazaalı borç senedi ve icra takibi nedeniyle zarar gördüğünü, takip konusu borç senedinin muvazaalı olarak imza edildiğini, bu borç senedine dayanarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin ve 15/11/2005 tarihli 2580.000,00 TL bedelli borç senedinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olup, tasarrufun iptali davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin veya geçici aciz belgesinin bulunmasıdır. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında dahi ibrazı yeterlidir. Ayrıca borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/03/2005 gün 2005/15 – 100 – 119 sayılı kararına göre borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Yargıtay bozma ilamında isabet edildiği üzere somut olayda borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ve ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılan hacizde borçluya ait mal bulunmadığı bu nedenle davalı şirketin aciz halinin gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Davacı … ile borçlulardan …’ın Eczacı olup birbirlerini tanıdığı ve takip konusu borcu verebilecek ekonomik durumu olduğu sabit olup borç kaynağı elden verilen paranın ödenmemesi üzerine sonradan davalı şirketin kefareti de alınarak düzenlenen protokole dayanılmış olup borç ilişkisinin tarafı doğrudan şirket olmadığından bu paranın şirket kayıtlarında yer alması beklenemez.
15/11/2005 tarihli alacaklısının …, borçlusunun …, kefilin … …. A.Ş olduğu, 245.000,00 TL borç miktarlı protokolde belirtilen senetlerin ödenmediğinden bahisle … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (…. İcra Müdürlüğü … Esas) sayılı dosyasında davacı … tarafından borçlular … ve … … A.Ş’ye takip başlatılmış olup, takibin danışıklı olarak yürütüldüğü konusunda icra dosyasında bir delile rastlanmadığı gibi alacağın gerçek olmadığı iddiası da somut verilere dayanmamaktadır.
Alacağa konu protokol 15/11/2005 tarihli olup İptali istenilen tasarrufların tapuda işlem tarihi 02/02/2006 tarihi olarak alacak tapudaki devir tarihinden önce doğmuştur.
Davalı borçlu şirket … … Ltd. Şti ile diğer davalı şirket … … A.Ş’nin konumları değerlendirildiğinde davalı … …. Ltd. Şti’nin tasarrufun iptali istemine konu 02/02/2006 tarihinden hemen önce kuruluşunun gerçekleştirilerek 19/01/2006 tarihinde 10.000,00 TL sermaye ile tescil edildiği ve kurucu ortaklarından …’ın aynı zamanda davalı borçlu şirketin de ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu ve temsile yetkili bulunduğu, bu nedenle davalı şirketin, diğer davalı borçlu şirketin davacı ile olan ticari ilişkisini ve bu ilişki kapsamında devir işlemi öncesi doğmuş davacı alacağının varlığını da bilebilecek konumda olduğunun kabulü zorunlu olup davalı borçlu şirket … … Ltd. Şti tarafından 02/02/2006 tarihinde yapmış olduğu tasarrufların iptale tabi tasarruflardan olduğu kabul edilmiştir.
Dava konusu 19 nolu bağımsız bölüm borçlunun başka bir alacaklısı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipteki ihalede satıldığı anlaşılmış olup …. İcra Müdürlüğü’nün …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yazdığı müzekkere cevabında müdürlükleri dosyasında 1956 ada 14 parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölümün satışından 1.267.576,61 TL gönderildiği, bu kez borçlu vekilinin talebi gereğince tapu maliki … Gayrimenkul İnş. … Ltd. Şti olması sebebiyle söz konusu dosya alacağının tasarrufun iptaline konu ihtiyati hacizden kaynaklandığı bildirildiğinden ihtiyati haciz kararı gereğince dosyaya ödenmesi gereken tutarın depo edilerek bakiyesinin müdürlükleri dosyasına iadesine karar verildiği belirtilmiş olup bu hususta …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ( …. İcra Müdürlüğü … Esas) sayılı dosyasına yazılan müzekkere cevabında ihtiyati hacze konu taşınmazlardan 19 nolu bağımsız bölüm …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında satılmış, satış bedelinden dosya alacağı olan 28/03/2014 tarihli güncel bedelin 934.020,61 TL’nin dosyaya depo edilmiş olmakla ihtiyati haciz kararı gereği muhafaza edildiği, bedelin halen dosyada mevcut olduğu bildirilmiştir, yine dosya içerisindeki müzekkere cevaplarında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında güncel kapak hesabı istenilmiş ve bakiye borç miktarının 1.620.451,05 TL olduğu bildirilmiştir.
Davalı tarafça tebligata ilişkin itirazlarda bulunulmuş ise de; mahkememizce son celsede kurulan ara karar gereği davalı …’ın daha önce mernis adresine 23.12.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup her ne kadar 3.celse 3 nolu ara karar gereği tekrar sözlü yargılama için tebliğ çıkarılmasına karar verilmiş ise de; gerek HMK 186 değişik 1 mad.gereği sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceğine ilişkin hüküm gerekse de tasarrufun iptali davasının basit yargılama usulüne tabi olup sözlü yargılama aşamasının bulunmadığı hususları dikkate alındığında 3.celse 3 nolu ara karardan dönülmesine karar verilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle asıl dosya yönünden davanın kabulü ile tasarrufun iptali talebi ile açılan davada iptal talebine konu İstanbul ili , … ilçesi, … Mahallesi, … … Caddesi, 307 pafta, 1956 ada, 14 parsel , 19 nolu bağımsız bölümün ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında satıldığı ve satış bedelinin 934.020,61-TL ‘sinin ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına depo edildiği anlaşılmakla depo edilen satış bedeli üzerinden takip alacağının ulaştığı miktarı karşılayacak kadarı üzerinden davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına, davalı … İnş. Gıda Org.san.ve Tic. Ltd. Şti ile davalı … Tıbbi Cihazlar San Ve Tic A.Ş arasında yapılan İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … … Caddesi, 307 pafta, 1956 ada, 14 parsel , 20 nolu depo ile ilgili 02.02.2006 tarihli taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun ….İcra Müdürlüğü’nün … ( eski … ) esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve eklentilerinin ulaştığı miktarla sınırlı olmak üzere iptaline, davalı adına olan kaydın düzeltilmesine gerek olmaksızın davacı alacaklıya alacağını tahsil etme hak ve yetkisinin tanınmasına karar verilmiştir, birleşen dosya yönünden ise birleşen dosya davacısı 2020 Gayrimenkul …. Ltd. Şti’nin tasarrufun iptaline ilişkin asıl davada alacağın gerçek olmadığını iddia etmesine göre bu iddianın ispatı halinde tasarrufun iptali davasının reddedilmesini sağlama imkanı bulunmasına ve bu iddiayı ileri sürmüş olmasına göre yeniden aynı gerekçe ile BK 19.maddesine dayalı olarak dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM /
1-Davanın KABULÜ ile tasarrufun iptali talebi ile açılan davada iptal talebine konu … ili , … ilçesi. … Mahallesi, … … Caddesi, 307 pafta, 1956 ada, 14 parsel , 19 nolu bağımsız bölümün ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında satıldığı ve satış bedelinin 934.020,61-TL ‘sinin … 24.İcra Müdürlüğü’nün 2014/… esas sayılı dosyasına depo edildiği anlaşılmakla depo edilen satış bedeli üzerinden takip alacağının ulaştığı miktarı karşılayacak kadarı üzerinden davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına,
2-Davalı … ile davalı … VE TİC A.Ş arasında yapılan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … … Caddesi, 307 pafta, 1956 ada, 14 parsel , 20 nolu depo ile ilgili 02.02.2006 tarihli taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun … 24.İcra Müdürlüğü’nün …/… ( eski 2010/… ) esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve eklentilerinin ulaştığı miktarla sınırlı olmak üzere iptaline, davalı adına olan kaydın düzeltilmesine gerek olmaksızın davacı alacaklıya alacağını tahsil etme hak ve yetkisinin tanınmasına,
3-Mahkememiz dosyası ile birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 40.849,38 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 8.880,30 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 31.969,08 TL harcın davalılarından tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 83.780,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından dava açılarken yatırılan toplam 8.901,60 TL (18,40TL BVH, 2,90 TL VSH, 8.880,30TL peşin harç) harcın davalılarından alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.687,00 TL (587,00TL tebliğler ve posta, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalılarından alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu red karar harcından peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile geri kalan 56,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Asıl ve birleşen davada taraflarca yapılan kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.06.10.2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır