Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/780 E. 2023/218 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/780 Esas
KARAR NO :2023/218

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:19/08/2021
KARAR TARİHİ:22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in kardeşi …’in davalı bankadan bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı krediye 10.000,00 TL limitle kefil olduğunu, Kefaletin TBK.’nuda öngörülen şekle uygun olmadığından geçersiz olduğunu, Kefalet geçerli olsa bile 10.000,00 TL limitle sınırlı olduğunu, buna rağmen alacaklının 18.367,68 TL asıl alacak üzerinden … İcra Müdürlüğünün 2008/2461 esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, İcra takibinde talep edilen %80 oranındaki faiz oranının fahiş olduğunu, faiz oranının en fazla ticari yasal faiz oranı olması gerektiğini, Devlet memuru olan müvekkilinin maaşına konulan haciz nedeniyle 10 yıl boyunca maaşından kesinti yapıldığını, müvekkilinin borcun yedi sekiz katı tutarında ödeme yapmak zorunda kaldığını, haksız olarak tahsil edilen tutarın istirdadı için dava açmak zorunda kaldıklarını, müvekkilinin … İcra Mi ün 2008/2461 esas sayılı dosyasından yapılan icra takibi nedeniyle alacaklı görünen bankaya borcunun olmadığının tespitine, borçlu olunmadığı halde haciz baskısı altında ödenen faiziyle birlikte 120.000,00 TL olan tutarın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, alacağın dayanağının genel kredi sözleşmesi, kaynağının da 2123-… numaralı ticari kredili mevduat hesabı olduğunu, davanın İİK.72. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının … 3. Noterliğinden 20.06.2008 tarih ve … yevmiye numarası ile hesap kat ihtarnamesi gönderilerek kredi hesaplarının kat edildiğini, ihtara rağmen borç ödenmediği için … 1. İcra Müdürlüğünün 2008/2461 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, icra takibinin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, davacının maaşına konulan haciz nedeniyle dosyaya yapılan ödemeler doğrultusunda, bankaca yapılan indirim gereğince icra dosyasının haricen tahsil nedeniyle kapatılması için 04.08.2020 tarihinde icra müdürlüğüne avukat portalından talep gönderildiğini, Davanın bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davanın süre yönünden reddine karar verilmesini istediklerini, Kefaletin verildiği kredi sözleşmesinin 15.06.2006 tarihinde imzalandığını, 6098 sayılı TBK’nun yürürlüğünden önce imzalanan kefalet için 818 Sayılı Borçlar Kanunun hükümlerinin uygulanacağını, bu itibarla verilen kefaletin şekil yönünden geçerli olduğunu, uygulanan faiz oranın kredi sözleşmesine uygun olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olunması nedeniyle borçlu olunmadığı halde haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan bedelin istirdatı ve takip dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
DELİLLER;
Türkiye İş Bankası 31/08/2021 tarihli yazısı ekinde Genel Kredi Sözleşmesi ve hesap hareketleri celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 19/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; icra takibine dayanak yapılan 15.06.2006 tarih ve 10.000,00 TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun yürürlük kazandığı tarihten önce, 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olduğu dönemde imzalandığı, dava ve icra takip konusu genel kredi sözleşmesi çerçevesinde takibe konu kredi 01.07.2012 tarihinden önce kullandırılmış olduğundan o tarihte yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacağı, somut olayımızda takibe dayanak kredi sözleşmesi Davacı … tarafından sorumlu olacağı muayyen bir miktar gösterilmek suretiyle, 10.000,00 TL limitle Müteselsil Kefil sıfatıyla imzalanmış olmakla verdiği kefaletin şekil olarak geçerli olduğu, … 10.000,00 TL limitle Müteselsil Kefil sıfatıyla kefil olduğu ve kefalet şekil olarak geçerli olduğundan … mütesclsil kefil olarak, kefalet limiti çerçevesinde ve kendi temerrüdünün sonuçları ile sorumlu olduğu, borcun ödenmesi ihtarnamesi asıl borçlu ve kefile 18.06.2008 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname 18.06.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, ödemenin derhal yapılması istenmiş olmakla temerrüdün 19.06.2008 Perşembe günü başlayacağı, buna göre, …’in kefalet limiti olan 10.000,00 TL ve bu tutara (Asıl borçlunun borcu kefalet limitinden fazla olduğu için) temerrüt tarihi olan 19.06.2008 tarihinden itibaren uygulanacak %80 oranında temerrüt faizi ile icra masraflarından sorumlu olacağı, 3. İcra dosyasına maaş haczi nedeniyle gelen 17.08.2021 tarihli ödeme tutarı olan 915,00 TL alacaklı vekili tarafından 18.08.2021 tarihinde tahsil edildiği, buna göre istirdat davasının son ödeme tarihi olan 17.08.2021 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmasının gerekli olduğu, borçlu …’in vekili aracılığı ile 19.08.2021 tarihinde harcını ödediği dilekçesi ile istirdat davası açtığı, açılan davanın zorunlu arabulucuya başvurulması gereken davalardan olduğu, dosya içinde arabuluculuk tutanağı bulunamamışsa da davacının arabulucuya 15.04.2021 tarihinde başvurulduğu. Sürecin 28.04.2021 tarihinde sona erdiğini beyan ettiği dikkate alındığında; davacının zorunlu arabulucuya başvurmamış olması halinde davanın yasada öngörülen bir yıllık süre içinde açılmadığının kabul edilerek, dava şartı yönünden davanın reddi gerekeceği, zorunlu arabulucuya başvurulmuş olması halinde, 15.04.2021 tarihinden sürecin sonlandırıldığı 28.04.2021 tarihine kadar olan dönem içinde süre işlemeyeceği için davanın yasada öngörülen bir yıllık süre içinde açıldığının kabul edilmesi davanın süresi içinde açılmış olması ihtimali çerçevesinde son ödeme tarihi istirdadı gereken tutarın olup olmadığı hesaplandığı, 17.08.2020 son ödeme tarihi itibariyle alacak tutarı; takibe kadar faiz 0,00 TL, takip sonrası FAİZ 98.711 11 TL, faizin gider vergisi 4.935,55 TL, anapara 10.000,00 TL, tahsil harcı 455,00 TL, icra vekalet ücreti 1.200,00 TL, masraf 34,50TL, toplam 115.336,16TL, ödeme 69.333,34 TL , kalan 46.002,82 TL olarak hesaplandığı, yapılan hesaplamaya nazaran alacaklı banka tarafından fazla tahsilat yapılmadığı, istirdadı gereken bir tutar olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davanın taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı, davacının müteselsil kefil olunması nedeniyle borçlu olunmadığı halde haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan bedelin istirdadı ve takip dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespitine isteminden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı … arasında 15.06.2006 tarih ve 10.000,00 TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı … tarafından 10.000,00 TL limitle Müteselsil Kefil sıfatıyla sözleşmenin imzalandığı dosyaya alınan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinden anlaşılmıştır.
Dava icra takibi nedeniyle borçlu olmadığı bir paranın istirdatı istemine ilişkin olup, İİK’nın 72. m. düzenlenen istirdat davası niteliğinde olduğu ve ödemeden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, alacaklı vekili … İcra Müdürlüğünün 2008/2461 esas sayılı dosyasına 04.08.2021 tarihli talebi ile Uyap Avukat Portalından beyanda bulunarak, yapılan indirimlerle takibe konu alacağın haricen tahsil edildiğini, dosyanın kapatılmasını, konulan hacizlerin kaldırılmasını istediği, bu talebin icra müdürlüğünce 26.08.2020 tarihinde işleme alınarak 26.08.2020 tarihi itibariyle dosyanın kapatıldığı, icra dosyasına maaş haczi nedeniyle gelen 17.08.2021 tarihli ödeme tutarı olan 915,00
TL’nin alacaklı vekili tarafından 18.08.2021 tarihinde tahsil edildiği, alacaklı tarafça bu tutarın …’in hesabına iade edildiğinin beyan edildiği, buna göre borçlunun son ödeme tarihi olan 17.08.2021 tarihinden itibaren bir yıl
içerisinde istirdat davasının açılmasının gerektiği, borçlu … vekili aracılığı ile 19.08.2021 tarihinde istirdat davasının açıldığı, ancak 7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesiyle bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiş ve arabulucunun yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandıracağı, bu sürenin zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabileceğinin düzenlendiği, davacı tarafça arabulucuya 15.04.2021
tarihinde başvurulduğu, sürecin 28.04.2021 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında; 15.04.2021 tarihinden sürecin sonlandırıldığı 28.04.2021 tarihine kadar olan dönem içinde süre işlemeyeceği için davanın yasada öngörülen bir yıllık süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun
yürürlük kazandığı tarihten önce, 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olduğu dönemde imzalanmıştır.
6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 1.maddesine
göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup
olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural
olarak o kanun hükümleri uygulanır.
6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki
Kanun’un 7.maddesinde 6098 Sayılı TBK’nın derdest davalara uygulanması ile ilgili düzenleme
yapılmışsa da bu hüküm 818 Sayılı BK’ya uygun olarak kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Açıklanan bu hükümler çerçevesinde somut olayda dava ve icra takip konusu genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi 01.07.2012 tarihinden önce kullandırılmış olduğundan o tarihte yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacaktır.
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesinde;
“Kefaletin sıhhati, tahriri şekli riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir
miktar iradesine mütevakkıftır” hükmü yer almakta olup, kefilin sorumlu olacağı muayyen bir miktarın gösterilmesi geçerlilik şartı olarak kabul edilmiştir.
Somut olayımızda takibe dayanak kredi sözleşmesi … tarafından sorumlu
olacağı muayyen bir miktar gösterilmek suretiyle, 10.000,00 TL limitle Müteselsil Kefil sıfatıyla
imzalanmış olmakla verdiği kefaleti şekil olarak geçerlidir.
Kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818
Sayılı BK’nun 490.maddesi (6098 Sayılı TBK’nun 589/1.md.) gereği kefil, kefalet limiti ve
kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur.
Kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar
sorumludur. Ancak kendi temerrüdü oluştu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın kendi
sorumluluğu başlar.
Bu kapsamda;
Takibe dayanak kredi sözleşmesi … tarafından 10.000,00 TL limitle Müteselsil Kefil sıfatıyla imzalanmış olmakla kefalet şekil olarak geçerli olduğundan … müteselsil kefil olarak, kefalet limiti çerçevesinde ve kendi temerrüdünün sonuçları ile sorumlu olduğu anlaşılmıştır. … 3. Noterliğinden 10.06.2008 tarih ve … yevmiye numarası ile kredi borçlusu sıfatıyla …’e ve kefil sıfatıyla …’e gönderilen ihtarnamede; “15.06.2006 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi hükümlerine aykırı davranılıp taahhütlerin yerine getirilmemesi nedeniyle borcun muaccel hale geldiği, 18.01.2008 tarihi itibariyle borç tutarının 17.424,09 TL olduğu, bu borcun derhal ödenmesi” istenmiştir. İhtarname her iki borçluya da 18.06.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarname 18.06.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, ödemenin derhal yapılması istenmiş olmakla temerrüt 19.06.2008 Perşembe günü başlayacaktır. Buna göre, … kefalet limiti olan 10.000,00 TL ve bu tutara (Asıl borçlunun borcu kefalet limitinden fazla olduğu için) temerrüt tarihi olan 19.06.2008 tarihinden itibaren uygulanacak %80 oranında temerrüt faizi ile icra masraflarından sorumlu olacaktır.
Bilirkişi tarafından temerrütün 19.06.2008 tarihinde başlamak üzere, %80 oranında temerrüt faizi ile alacak hesabı yapılmış, yapılan hesap sonucunda alacaklı banka tarafından fazla tahsilat yapılmadığı,
istirdadı gereken bir tutar olmadığı tespit olunmuş olmakla, rapor usul ve yasaya uygun denetime elverişli bulunmakla mahkememizce hükme esas alınmış, aşağıdaki şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 2.049,30-TL harçtan mahsubu ile geri kalan ‭1.869,4‬0 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 100,00 TL ( tebliğ ve posta) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 19.000,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk ücreti olan 680,00-TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2023

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır