Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/771 E. 2022/649 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/771
KARAR NO:2022/649

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/11/2021
KARAR TARİHİ:25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet göstermekte olup davalıya hizmet verdiği döneme ilişkin faturaları süresi içerisinde kesmiş olduğunu, borçlu olan davalı da bu faturaların tümünü işlediğini, Ancak davalı taraf, fatura bedelleri için müvekkili sürekli oyalamış, nihayetinde …. İcra Dairesi … E. sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını davalı, borca ve faize itiraz kötü niyetli olarak etmiş ve icra takibi durdurduğunu İşbu itiraz sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış haksız ve mesnetsiz olduğunu itirazın iptali amacıyla İstanbul “Arabuluculuk Bürosu’na – başvuruda bulunulduğunu ve … büro dosya numaralı, … arabuluculuk numaralı dosya ile arabuluculuk süreci tarafımızca işletilmiş olup bu süreçte taraflar arasında anlaşma olmadığnı ve bu husus 20.09.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağında kayıt altına alındığını ve davalı yanın haksız ve mesnetsiz itirazının iptali amacıyla işbu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olduğunu, izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla; Davanın kabulüne, Fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkının saklı kalmak kaydı ile; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine
bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından hakkında açılan icra takibi haksız olduğu kendileri ticari defterlerde verdiği hizmetin ispatlanacağını söylese de bu doğru olmadığını firma iş sağlığı ve güvenliği firması olduğu hizmet vermeyi kabul ettiği ancak hizmet vermediği sadece makbuz kestiği İş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak iş yerine
gelindiğine dair bir tutanak tutmadığını kendilerince tutulma zorunluluğu olan defterleri doldurmadığı bu defteri bize bırakıldığı Mahkeme talep ederse yeni anlaştıkları firma tarafından usulüne uygun olarak yapılan denetlemelerin olduğunu ancak davacının bilgisinin olmadığını ispatlamak amacıyla defteri ibraz edebileceğini doktor ataması da yapılmamış ve is yerine doktor gelip herhangi bir inceleme yapmadığını bu konunun ilgili makama yazılacak yazıyla ortaya çıkacağını ve davacı bir hizmet vermediğini bu hususta tanıklarımız da olup bilgileri iletileceğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Hizmet sözleşmeden kaynaklı ve …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu 2004 sayılı İİK madde 67’e göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 11/05/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir SMM ve İş Güvenliği uzmanı bilirkişiye tevdii ile tarafların ticari defter ve kayıtları irdelemek suretiyle alacak ve dosya kapsamında rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
15/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının ibraz edilen ticari defterlerinde icra ve takibe konu olan faturalardan dolayı takip tarihi itibariyle davalıdan 11.966,00.-TL alacağı olduğu , davalının ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya 9.409,99.TL borcu olduğu tespit edilmiştir, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde icra tarihi iitibariyle davalıdan alacağı tutarı 11.966,00-TL davalının ibraz edilen ticari defterlerinde icra tarihi itibariyle davacıya borç tutarı 9.409.99-TL tarafların ticari defteler arasındaki fark 2.556,01-TL hesaplanmıştır. dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, davalının davacıyla yaptığı 14.03.2016 tarihli İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi gereği, davacının davalıya iş güvenliği uzmanlığı hizmetini sunduğu, yıllara göre aylık iş hizmeti bedeli göz önünde tutulduğunda, davacının ibraz edilen ticari defterlerinde de görülen, davalıdan alacağı tutarın 11 966,00 TL olduğunu kabulün yerinde olacağı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasında İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi’nin yapıldığı, yapılan sözleşme uyarınca fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasından takip başlatıldığı ve akabinde iş bu davanın açıldığı, tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesinde davacı yanın alacak miktarı hususunda bir miktar çelişkinin bulunduğu, yine hükme esas alınan iş güvenliği uzmanı bilirkişi raporunda hizmet verildiği ve verilen hizmetin davacı yan ticari defter ve kayıtlarında yer alan fatura ile uyumlu olduğu hususunun tespit edildiği, dosyamız arasında mevcut yazışmalarda verilen hizmetin davalı kabulünde olduğu ve davalı yanca ödeme olgusu ispat edilemediğinden; davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 11.966,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 11.966,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile devamına
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 817,40.TL nispi karar harcının, peşin alınan 125,47TL harcın mahsubu ile eksik kalan 691,93TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA
5-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.809,68.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam 193,27TL (59,30TL BVH, 8,50TL VSH,125,47TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.962,00TL (162,00TL tebliğler ve posta, 1.800,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.488,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Arabuluculuk ücreti olan 1320TL’nin davadaki kabul ve red oranına göre; 318,77 TL ‘sının davacıdan, 1.001,23 TL’sının davalıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸