Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/754 E. 2023/190 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/754
KARAR NO :2023/190

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:19/11/2021
KARAR TARİHİ:14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan ticari iş ilişkisinden doğan cari hesap bakiye alacağı bulunmadığı, müvekkili şirketin cari hesap alacağının ödenmesi için başlattığı icra takibine davalı tarafından haksız ve yersiz olarak borca ve ferilerine itiraz ettiği, davalı icra takibine konu edilen borç miktarını ödememiş olduğunu, ödediğine dair herhangi bir yasal somut bir makbuz gibi belge sunmadığı, yapılan itirazın müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik kötü niyetli bir itiraz olduğunu, iptali gerektiği, takibe itiraz eden davalı şirketin tutumu haksız ve hukuka aykırı olduğu, dava konusu takibe konu itirazın iptal edilmesi gerektiği, müvekkili davacı şirketin, davalı şirketten bakiye cari hesap alacağı bulunmakta olduğu, alacağın likit olduğu, İİK 67/2 uyarınca davalı borçlu için icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yer alan davalı şirketin haksız ve kötü niyetli itirazının iptalini ve takibin devamını, davalı şirketin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar cari hesap ekstresinden kaynaklı olarak alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de, müvekkili ile davacı arasında kurulan bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, cari hesap sözleşesinin yazılı olması gerektiği, davacı tarafından dosyaya sunulan usule ve kanuni şartlara uygun bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, cari hesap ekstresi almadığı, davacının mal verdiğini ve buna karşılık fatura kestiğini iddia etmekte ise de müvekkiline kesilen ve tebliğ edilen herhangi bir fatura olmadığı, icra dosyasına ne de işbu dosyaya onaylı fatura sureti ile faturanın müvekkiline tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir belge hukuken değer ifade edebilmesi için faturanın ilgili kişiye ulaşmış olması gerektiği, tebliğ edilmeyen fatura hukuken sonuç doğurmayacağı, fatura muhataba tebliğ edilmediği, alacaklı faturaya konu malı veya hizmeti verdiğin ispatlaması gerektiği, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından kaynaklanan 2004 sayılı İİK madde 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 29/03/2022 tarihli ara karar ile dosyanın SMM bilirkişiye tevdi edilerek; iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
21/06/2022 tarihli raporunda bilirkişi; davacı ile davalı arasında 2019 yılından itibaren ticari ilişkinin devam ettiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı kayıtlarında bulunduğu, faturalar üzerinde yapılan incelemede ürün satışı gerçekleştiği, faturada teslim alan imzası olduğu, isim görülmediği, davalı taraf kayıtlarında faturaların eksik kayıt edildiği, ödemelere ait belgelerin bulunmadığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 4.276,64-TL alacaklı göründüğü, Mahkememizin ara kararı ile davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda takip tarihi 17/09/2021 itibariyle davalıdan 4.276,64-TL kadar alacaklı olduğunun tespit edildiği, davaya konu asıl alacak yönünden; davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının takip tarihi itibari ile davaya konu asıl alacak tutarı olan 4.276,64-TL alacaklı olduğu, faiz yönünden; dosya içerisinde ödeme emri bulunmadığından faiz hususunda hesaplama yapılmadığı, davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların Mahkememizin takdirinde bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce bu kez 20/12/2022 tarihli duruşma ara kararı ile dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile, tarafların itirazları ve BA-BS formlarının dikkate alınarak ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
08/02/2023 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; kök raporda tarafların cari hesap ekstreleri karşılıklı olarak incelendiğinde davacı tarafından tanzim edilen tüm faturaların davalı hesaplarında kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı ile davalı tarafın hesapları arasındaki mutabakatsızlık, davalının ticari defterlerinde ödeme olarak görülen kayıtlardan kaynaklanmakta olduğu, davalı tarafın davacı şirketten alım yaptığı defterleri ile sabit olduğu, davacı yana ödeme yapılmış ise bu belgeleri dosyaya sunması halinde yeniden inceleme yapılabileceğini, takip tarihi olan 17/09/2021 tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 4.276,64-TL alacaklı olduğu, faiz yönünden; dosya içerisinde ödeme emri bulunmadığından faiz hususunda hesaplama yapılamadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Taraflar arasında cari alacaktan kaynaklı takip başlatıldığı, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere davacı yanın cari hesap ekstresi ile faturalarına göre alacağın varlığı ve miktarının tespit edildiği, davalı tarafça ödeme olgusunun ispat edilemediği anlaşılmakla; davanın kabulü ile; davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi takibin aynı koşullarla devamına, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın reddi takibin aynı koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 292,13-TL nispi karar harcının, peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 232,83-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.276,64-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam 127,10-TL (59,30-TL BVH , 8,50-TL VSH 59,30-TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.026,50-TL (126,50-TL tebliğler ve posta, 900,00-TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır