Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/708 E. 2023/45 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1093
KARAR NO : 2023/27

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 02/05/2017 tarihinde dış cephe işi ile ilgili sözleşme yapıldığını, davacı şirket aylarca davalı şirketin yer teslimi yapmasını beklediğini, davalı şirketin teslim yapmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız yere hiçbir sebep bildirilmeden feshedildiğini, sözleşmenin süre başlıklı maddesine göre gecikilen her gün için 4.000,00 TL cezai şart kararlaştırıldığını, tüm gecikme ve haksız feshin müsebbibi davalı şirket olduğundan, cezai şart bedellerinin davacı şirkete ödenmesi gerektiğini, gecikmenin davalı şirketten kaynaklanması ve sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız bir şekilde ve hiçbir sebep bildirilmeden feshedilmesi nedeni ile, davacının şirketin bu sözleşmeye güvenerek yapmış olduğu masrafların bedellerinin sözleşilen cezai şart bedelleri ile davacının uğradığı tüm müspet zarar bedellerinden oluşan şimdilik 30.000,00 TL maddi tazminatın davalı şirketten alacakların oluştuğu ve zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak davacı şirkete verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin adresinin Tuzla/İstanbul olması sebebi ile yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde bulunması gereken unsurların eksik olduğunu, dava dilekçesinde dava değerinin eksik gönderildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava dilekçesindeki beyanların gerçeği yansıtmadığını, sözleşmedeki ceza koşulunun muhatabının sadece yüklenici olduğunu, haksız olarak açılmış işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Taraflar arasında imzalanan dış cephe ve boya işine ilişkin sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedilip feshedilmediği, davacının müspet zararının bulunup bulunmadığı varsa miktarının ne olduğu, ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan … ilçesi,… Mah.5933 Parselde kayıtlı, GS sitesinde 4 adet binayla ilgili belediye de tutulmuş olan tüm kayıt ve belgelerin özellikle dış cepheye ilişkin evraklar celp edilmiştir.
TANIK …: Davacı şirket sahibi benim ağabeyim olur, ben ağabeyime işlerinde yardımcı oluyordum, davalı şirket ile sözleşme yapılırken de oradaydım. Davalı taraf yer teslimi için bizden süre istediler, çünkü şantiyeyi tamamlayamamışlardı, biz tamam dedik. Kullanacağımız dış cephe malzemelerini hazırladık, iskeleyi aldık. Bunları yaparken davacının onayını da aldık. Zaten sözleşmede hangi malzemelerin alınacağı belliydi, ancak 1 ay sonra şantiye durmaya başladı. Belediye şantiyeyi mühürledi. Biz davalı ile görüştük. Beklememiz gerektiği söylendi. 4 ay bu şekilde devam etti. Biz beklemeye devam ettik, bize yer teslimi yapılmadı. Daha sonra davalı taraf bizi çağırdı. Kat malikleriyle sorunları olduğunu, bu nedenle işten vazgeçtiklerini söylediler. Biz zararımızı karşılamalarını istedik. Ancak davalı taraf dava yoluyla zararınızı giderin dedi. Sözleşmeye cezai şarta maddesini eklerken bu şartın her iki taraf içinde geçerli olduğunu söylemişlerdi. Benim dava konusu olaya ilişkin görgüm bilgim bundan ibarettir dedi.
TANIK …: Ben yevmiyeci olarak çalışırım. Her iki şirketi de tanıyorum. Davalı şirket bana dış cephe işi olduğunu söyledi. Bu işi yaptıracak bir şirket bulmamı söyledi. Bende davacı şirketi buldum. Aracı oldum. Sözleşme yapıldı. Davalı şirket malzemelerin alınması için davacıyı acele ettirdi. Bir an önce malzemelerin alınmasını istedi. Davacı şirket malzemeleri temin etti. İskele dahi alındı. Ancak davalı şirket benim aracılığımla 1 hafta süre istedi. Çünkü belediye ile sorun yaşıyorlarmış, davalı şirketin bekletmesi sebebiyle davacı şirket işe başlamayamadı. Benim aracılığım ile davalı şirket sürekli süreci uzattı. Ben davalının sözleşmeyi feshettiğini duydum. Neden fesh ettiğini bilmiyorum. Davalı şirket davacıyı yaklaşık 6 ay kadar bekletmiştir. Benim dava konusu olaya ilişkin görgüm bilgim bundan ibarettir dedi.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 20/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davahı firma ile davacı firma arasında bahse konu inşaat işi kapsamında dış cephe kaplamaları imalatları için sözleşmenin bulunduğu, sözleşme gereğince dış cephe kaplama Mmalzemesi olarak TaşyünütBetopantBoya kullanılması gerektiği, projelerde ise dış cephede kullanılacak malzemenin beton mı ya da taşyünü mü olacağı bususunda detaylarının bulunmadığı, yerinde tespitte bina dış cephe imalatı katmanları incelendiğinde cephede taşyünü betopanmalzemetboya değil, daha düşük meliyetli olan taş yünütdekoratif svatboya malzemelerinin kullanıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 17/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin bu sözleşmeye güvenerek yapmış olduğunu belirttiği çeşitli masraflar, sözleşmenin 2. Sayfasında yüklenicinin kat silmesi, söve vb. Süsleme elemanlarının yazılı onayını işverenden aldıktan sonra sipariş vermesi gerektiği ve kullanılacak malzemelerin renk seçimlerinin işveren tarafından yapılacağını ve yazılı olarak mutabakat sağlandıktan sonra herhangi bir değişiklik yapılamayacağı maddeleri çerçevesinden de değerlendirildiğinde, davacı şirketin kendi planlaması doğrultusunda, davalının talimatı olmaksızın davacı tarafından karar alınarak yapıldığı, bu bağlamda davacı şirketin belirtmiş olduğu satın alımlar ve masrafların işveren onayı almadan kendi tasarrufu ile yapmış olduğu, dava dosyasına sunulu herhangi bir hakediş ya da davalı tarafa kesilmiş herhangi bir fatura bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirketten ödeme talep edebileceği herhangi bir hizmet ya da eser bulunmadığı, eser sözleşmeleri çerçevesinde değerlendirildiğinde, sözleşme kapsamında herhangi bir imalat yapılmamış olduğundan davacının davalıdan herhangi bir hizmet bedeli talep edemeyeceği, sözleşmenin süre başlıklı maddesinde belirtilen gecikilen her gün için günlük 4.000,00 TL kesilecektir ifadesinin yüklenici tarafın işveren tarafa taahhüt etmiş olduğu yapım işinin geciktiği her gün için 4.000,00 TL gecikme bedeli talep edebileceğini ifade ettiği ve davacı taraf olan yüklenicinin bu maddeye göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının sözleşmenin yapılması ile birlikte makul bir süre içerisinde gerekli malzemeleri tedarik ederek yerin tesliminin gerçekleştirilmesini talep etmesi gerekirken 6 ay 17 gün boyunca suskun kalması nedeniyle üstlenmiş olduğu işi sürüncemede bıraktığı dolayısı ile yapılan fesih bildiriminin haklı olduğu bu nedenle de davacının zarar taleplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 25/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Mali yönden yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre davacının 13 fatura karşılığı yukarıdaki detay çizelgede açıklandığı üzere 226.741,43 TL masrafa katlandığının görüldüğü, teknik yönden yapılan incelemelerde ise davacı-yüklenicinin sözleşme akabinde yer teslimini beklemeden yazılı onay ve renk tercihi gerektirmeyen ve sözleşmede net olarak ifade edilmiş ve tanımlanmış ana kalem malzemelerini hazırlayarak bu yönde yukarıda belirtilen harcamaları yaptığı bu harcamaların kendi tasarrufu olmayıp karşılanması gerektiği, sözleşmede taraflarca kararlaştırılan cezai şartın ifaya ekli cezai şart olduğu davacı yüklenicinin borcunun kararlaştırılan zamanda ifa edilmemesi başka bir ifade ile eserin vadede teslim edilmemesi geciktirici şartına bağlandığı ve davacı yüklenici aleyhine düzenlenmiş olduğu, davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden cezai şart talep etmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağı ve müspet zararın tazmini taleplerine ilişkindir.
Davacı vekili taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davacı şirketin aylarca davalı şirketten yer teslimi yapmasını beklediğini, davalı şirketin teslim yapmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız yere hiçbir sebep bildirilmeden feshedildiğini, sözleşmede her gün için 4.000,00 TL cezai şart kararlaştırıldığını, tüm gecikme ve haksız feshin müsebbibi davalı şirket olduğundan, cezai şart bedellerinin davacı şirkete ödenmesi gerektiğini, gecikmenin davalı şirketten kaynaklanması ve sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız bir şekilde ve hiçbir sebep bildirilmeden feshedilmesi nedeni ile, davacının şirketin bu sözleşmeye güvenerek yapmış olduğu masrafların bedellerinin sözleşilen cezai şart bedelleri ile davacının uğradığı tüm müspet zarar bedellerinini tazminini talep etmiştir.
Gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun olup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen 17/01/2019 tarihli ve 25/09/2021 tarihli bilirkişi raporlarına göre ; Davacı şirketin bu sözleşmeye güvenerek yapmış olduğunu belirttiği çeşitli masraflar, sözleşmenin 2. Sayfasında yüklenicinin kat silmesi, söve vb. Süsleme elemanlarının yazılı onayını işverenden aldıktan sonra sipariş vermesi gerektiği ve kullanılacak malzemelerin renk seçimlerinin işveren tarafından yapılacağını ve yazılı olarak mutabakat sağlandıktan sonra herhangi bir değişiklik yapılamayacağı maddeleri çerçevesinden de değerlendirildiğinde, davacı şirketin kendi planlaması doğrultusunda, davalının talimatı olmaksızın davacı tarafından karar alınarak yapıldığı, bu bağlamda davacı şirketin belirtmiş olduğu satın alımlar ve masrafların işveren onayı almadan kendi tasarrufu ile yapmış olduğu, dava dosyasına sunulu herhangi bir hakediş ya da davalı tarafa kesilmiş herhangi bir fatura bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirketten ödeme talep edebileceği herhangi bir hizmet ya da eser bulunmadığı, eser sözleşmeleri çerçevesinde değerlendirildiğinde, sözleşme kapsamında herhangi bir imalat yapılmamış olduğundan davacının davalıdan herhangi bir hizmet bedeli talep edemeyeceği, sözleşmenin süre başlıklı maddesinde belirtilen gecikilen her gün için günlük 4.000,00 TL kesilecektir ifadesinin yüklenici tarafın işveren tarafa taahhüt etmiş olduğu yapım işinin geciktiği her gün için 4.000,00 TL gecikme bedeli talep edebileceğini ifade ettiği ve davacı taraf olan yüklenicinin bu maddeye göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının sözleşmenin yapılması ile birlikte makul bir süre içerisinde gerekli malzemeleri tedarik ederek yerin tesliminin gerçekleştirilmesini talep etmesi gerekirken 6 ay 17 gün boyunca suskun kalması nedeniyle üstlenmiş olduğu işi sürüncemede bıraktığı dolayısı ile yapılan fesih bildiriminin haklı olduğu bu nedenle de davacının zarar taleplerinin yerinde olmadığı ayrıca sözleşmede taraflarca kararlaştırılan cezai şartın ifaya ekli cezai şart olduğu davacı yüklenicinin borcunun kararlaştırılan zamanda ifa edilmemesi başka bir ifade ile eserin vadede teslim edilmemesi geciktirici şartına bağlandığı ve davacı yüklenici aleyhine düzenlenmiş olduğu, davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden cezai şart talep etmesinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, bilirkişi kök ve ek raporlar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; davacı tarafın 3. Kişi tarafından tanzim edilen fatura içeriğindeki hizmet ve malı fiilen teslim aldığına dair irsaliye belgesini dosyaya sunmaması, tarafların ticari defter incelemesinden faturadan kaynaklı alış verişin gözükmediği, davacının 3. Kişiden aldığını iddia ettiği hizmet ve bedelini faturalandırıp davalıya tebliğ etmediği hususları da dikkate alınarak, hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A)Davacının Davasının REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 512,33 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 332,43 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 34.743,80 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023

Katip
¸E-İmzalıdır

Hakim
¸E-İmzalıdır