Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/706 E. 2022/543 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/706
KARAR NO :2022/543

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/10/2021
KARAR TARİHİ:27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete farklı tarihlerde ürün satışı yapmış olup ilgili satış işlemine ilişkin düzenlenen faturaları, ürünler ile birlikte davalı şirkete teslim ettiği, davalı şirketin müvekkilinden satın aldığı ürünlerin bedellerine ilişkin bir ödeme yapmadığı, davalı şirket aleyhine, müvekkile olan borcundan dolayı …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden takibe girişilmiş ve ödeme emri gönderilmişse de, ödeme emrini tebliğ alan davalı şirket, takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ile borcu kabûl etmediğini bildirildiği, davalı şirketin, takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde, müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığını belirterek, alacağın tamamı ve ferilerine itiraz etmiş; böylelikle takibin durmasına neden olduğu, belirttiğimiz ve re’sen nazara alınacak hususlar bağlamında müvekkilin davaya konu faturalara ilişkin alacağının tahsili amacıyla işbu davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğu, davalı şirketin, takibin durmasına neden olan itirazında haksız ve kötüniyetli olduğu, zira davalı şirketin amacının takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu, bu nedenle davalı şirket aleyhine % 20’den az olmamak üzere inkâr tazminatı ödettirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının göndermiş olduğu malların ayıplı olduğu, kullanılamaz halde olduğundan müvekkili şirketin karşı tarafa borcu bulunmadığını, aleyhe hususları kabul etmediklerini, karşı tarafın faiz talep ettiğini, iş bu alacağa ilişkin ihtarname keşide edilmemiş olduğu, faiz işletilmesini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığı, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının da hukuka aykırı olduğu, faiz yönünden itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, Mahkememizce verilen 24/05/2022 tarihli celse kararı ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde alacak ve dosya kapsamında rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının talebinin haklılığına karar verilmesi mahkemece kabul edildiğinde davacının davalıdan toplam ana para alacağı 21.889,00 TL olduğu, davacının ana para alacağının, takip (31.07.2021) tarihinden itibaren (3095 sayılı yasanın 2. Maddesi hükmü uyarınca avans faizi oranı üzerinden faiz hesaplanması ve işletilmesi gerektiği, davacının ana para alacağının, takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, dava dosyasına mübrez belgeler içinde davalı şirket tarafından davacı tarafa TTK. 23/1-c ve BK 223 hükmüne uygun olarak yapılmış olan herhangi bir ayıplı mal ihbarının bulunmaması, ayıplı olduğu iddia edilen işlerle ilgili BK.474. maddesine uygun bir tespitin de bulunmaması sebepleri ile davalı tarafın yapılan işlerin ayıplı yapıldığı yönündeki iddialarının ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından kaynaklanan 2004 sayılı İİK madde 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Davacı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelmesi yaptırılmış olup , davalı yanca ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmemiştir. Davalı yanca uyuşmazlığa konu malların ayıplı olduğu beyan edilmiş ise de; basiretli tacir gibi davranması gereken davalı yanın usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığı, ödeme olgusunu da ispat etmediği ve davalı yanın temerrüte düşürülmediği (kesin vade/ ihtarname) hususları da dikkate alınarak; davanın kısmen kabulü ile; davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 21.889,00-TL asıl alacak, üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 21.889,00-TL asıl alacak, üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.495,23-TL nispi karar harcının peşin alınan 272,17-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.223,06-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 971,00-TL ( 900,00-TL BK ücreti, 71,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 943,15-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭339,97‬-TL ( 59,30-TL BH, 272,17-TL PH, 8,50-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 646,39-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan…’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan ‭1.280,4‬0-TL’nin davalıdan, ‭39,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır