Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/689 E. 2021/1095 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/689
KARAR NO :2021/1095

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/10/2021
KARAR TARİHİ:30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin bir kısım sigorta şirketlerinin acenteliği faaliyetini yürüten bir şirket olduğunu, müvekkili tarafından, davalı … …’ın doktor olduğu için yaptırması zorunlu poliçe olan “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası” poliçesi yapıldığını, davalı tarafın ödemesi gereken sigorta primlerini aracılığını yaptığı sigorta şirketine kendisinin ödediğini, ancak davalının söz konusu sigorta prim borcu tutarını müvekkili şirkete ödemediğini bu sebeple …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 1.426,69 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafın takibe itiraz ettiğini beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalı tarafından yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hakkında açılan icra takibi …. İcra Müdürlüğünde ve itirazın iptali davasında, hem mahkemenin hem icra dairesinin yetkili olmadığını beyan ederek yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İİK madde 67’ye göre itirazın iptaline ilişkindir.
Davalı taraf yerleşim yerinin … olması nedeniyle yetkisizlik itirazında bulunmuş ve … Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu belirtmiştir.
Öncelikle yetki itirazının ileri sürülmesi usulünün incelenmesi gerekmektedir.
Borçlunun hem mahkemenin yetkisine hem de icra dairesinin yetkisine itirazda bulunması durumunda ise; mahkemece İİK nun 50. Maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 19.HD 28.01.2005 T., 2004/7454 E 2005/375 K sayılı ilamı da bu yöndedir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin öncelikle takip hukuku kuralları gereğince uygun şekilde yapılmış geçerli bir takibin bulunması gerekeceğinden, kendi yetkisine itiraz edilsin veya edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekmektedir.. Zira, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu belirtilerek itiraza edilmiş bir icra takibi , bu itiraz karar bağlanmadıkça hukuken geçerli bir takip niteliğini taşımaz
Yetkinin kesin olmadığı durumlarda ise, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Ayrıca birden fazla yetkili mahkemenin bulunması durumunda yetkili gördüğü mahkemeyi açıkça belirtmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 06.02.2019 T., 2017/4844;772 sayılı ilamında da yetkinin kesin olmadığı durumlarda yetki itirazında bulunan tarafın yetkili gördüğü açıkça belirtilmesi gerekeceği belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK ‘nun 19/2 ve 19/4 maddelerinde yetkinin kesin olmadığı durumlarda yetki itirazının ileri sürülebilmesi şartlarını düzenlemektedir.
Yargıtay 20. HD. 2019/5391 Esas 2019/7167 Karar 05/12/2019 tarihli kararında ifade edildiği üzere “…Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak İstanbul İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır.”
2004 sayılı İİK’nun 50. maddesinde yetki düzenlenmiştir. Düzenlemede, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Aynı Kanunun 15. maddesinde sigorta sözleşmeden doğan davalar için, zarar sigortalarından doğan davalar; sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir. Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25/04/2018 tarih 2017-19-902 Esas 2018/973 Karar sayılı ilamında bu husus ” HMK’daki yetki kuralları ilâmsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar da öncelikle incelenmelidir. HMK’nun 6. maddesine göre ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, HMK 15. maddesi gereği “Zarar sigortalarından doğan davalar; sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.
Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.
Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.”
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalının yerleşim yeri Konak / … olup, 6100 sayılı HMK m. 6 ve 15. genel yetki kuralına göre davalının yerleşim yeri mahkemesi olan … Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir.
Bu gerekçelerle … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK m. 6 ve 15’a göre mahkememizin yetkisizliğine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden Usulden Reddine, MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK 20 mad. gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli … NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepde bulunulmaması ve süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verilmesine,
4-HMK 331 md. gereğince harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerin yetkili mahkemece karar bağlanmasına,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/12/2021

Katip …

Hakim …