Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/680 E. 2022/599 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/680
KARAR NO :2022/599

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:18/10/2021
KARAR TARİHİ:11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasındaki alkollü içecek satım gereği olarak 2021 yılının Mart ile Temmuz ayları arasında davacı tarafından davalı tarafa e-arşiv faturalar düzenlendiğini, mezkur faturaların davalı tarafa e-arşivli olarak GİB sistemi üzerinden tebliğ edildiğini, cari hareket raporunda görüleceği üzere 03.07.2021 tarihi itibariyle davalı tarafın, davacıya 15.444,31 TL borcu olduğunu, ödenmeyen fatura bedelleri için 16.09.2021 tarihinde …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, faturalarla sabit olan borç çerçevesinde davacının üstüne düşen fatura karşılığı malların teslimini sağladığını, buna rağmen davalı tarafın bunun karşılığında ücret ödeme borcunu ifa etmediğini, hali hazırda borçlu malları teslim almadığı yönünde bir beyanda da bulunmadığını, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının takip çıkışının 15.961,69 TL olduğunu, işbu davada, davacı tarafından geçmiş gün faizi istenmemekte olduğunu, davanın harca esas değerinin cari hesap ekstresi olan 15.444,31-TL olduğunu, takibin durması neticesinde taraflarınca zorunlu olarak arabuluculuk kanun yoluna başvurulduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde uzlaşma sağlanamadığını, izah edilen nedenlerle davalının kötü niyetli olduğunu, likit olan alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz edildiğini, alacağın likit olması gerçekliği karşısında borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, yukarıda izah edilen nedenlerle, davanın kabulüne, takibin devamına, alacağın işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, borcun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin bir çok alanda faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamakta olduğunu, ileri sürülen alacak iddialarının taraflarınca mümkün olmadığını, davacı tarafın alacak iddialarına dayanak olarak sunduğu faturalara konu malların davalı şirkete hiçbir zaman teslim edilmediğini, taraflar arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığını, davalı şirketin, davacı tarafa, takibe ve davaya konu faturalarda yer aldığı belirtilen herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının ticari defter ve kayıtlarının tetkikinde iş bu durumun açıkça gözükeceğini, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde hareket edilmesi sebebiyle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun ikame edilen işbu davanın reddine, davacı tarafa yükletilmek üzere %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmişlerdir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 15/03/2022 tarihli ara karar ile tarafların ticari defterlerinin SMM bilirkişi aracılığı ile incelenerek; iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
07/06/2022 tarihli raporunda bilirkişi; Davalı taraf ticari defter ve kayıtlarında davacı … Turizm’e ilişkin cari hesap kaydı davacı tarafından tanzim edilen faturaların veya tahsilat makbuzlarının davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edildiği, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların davalı kayıtlarında bulunmadığından fatura dönemlerine ait davalı … Turizm’in Ba Bs formları üzerinde inceleme yapıldığı, davalı … Turizm” in Mart, Nisan, Mayıs, Haziran 2021 dönemlerinde Ba formlarında davacı tarafın düzenlediği faturaların bulunmadığı tespit edildiği, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen fatura üzerinde “teslim alan” kısımlarında isim-imza bulunduğu, bu nedenle davalı şirketin Mart, Nisan, Mayıs, Haziran dönemlerine ilişkin SGK Hizmet Listeleri incelendiği, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların teslim alan kısımlarında … isimleri bulunduğu tespit edildiği, davalı tarafın Mart, Nisan, Mayıs, Haziran dönemleri sgk hizmet listelerinde yapılan incelemede faturada bulunan isimlerin davalı şirketin SGK hizmet listelerinde bulunmadığı tespit edildiği, davacı taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda dava aftan takip tarihi (21.09.2021) itibari ile takip konusu edilen 15.444.31.-TL kadar alacaklı olduğu tespit edildiği, davalı taraf ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafından tanzim edilen satış faturaları ve davacı tarafından düzenlenen tahsilat makbuzlarının kayıtlarında bulunmadığı, davacı şirket adına bir cari hesabı olmadığı, fatura üzerinde teslim alan isimleri üzerinde yapılan incelemede davalı şirketin SGK listesinde isimlerinin bulunmadığı, davalı şirketin kayıtlarında davacı tarafla herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı tespit edildiği, davaya konu aşıl alacak yönünden;, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacının takip tarihi itibari ile davaya konu asıl alacak tutarı olan 15.444,31-TL alacaklı olacağı, faiz yönünden; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talebi olmadığından değerlendirilmediği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davacı ile ticari ilişkisi olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmadığı, Mahkememizce gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından kaynaklanan ve 2004 sayılı İİK madde 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlıkta; Tek başına davacı yan ticari defter ve kayıtlarının alacağın ispatı için yeterli olamayacağı, davalı taraf ticari defter ve kayıtlarında davacı … Turizm’e ilişkin cari hesap kaydı ve davacı tarafından tanzim edilen faturaların veya tahsilat makbuzlarının yer almadığı, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların davalı kayıtlarında bulunmadığından fatura dönemlerine ait davalı … Turizm’in BA/BS formları üzerinde inceleme yapıldığı, davalı … Turizm” in Mart, Nisan, Mayıs, Haziran 2021 dönemlerinde BA formlarında davacı tarafın düzenlediği faturaların bulunmadığı ve yine davacı tarafından davalı adına tanzim edilen fatura üzerinde “teslim alan” kısımlarında isim-imza bulunduğu, bu nedenle davalı şirketin Mart, Nisan, Mayıs, Haziran dönemlerine ilişkin SGK Hizmet Listeleri incelendiği, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların teslim alan kısımlarında … isimleri bulunduğu tespit edildiği, davalı tarafın Mart, Nisan, Mayıs, Haziran dönemleri SGK Hizmet listelerinde yapılan incelemede faturada bulunan isimlerin davalı şirketin SGK hizmet listelerinde bulunmadığı bu hususların mahkememizce aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİ İLE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 183,95-TL harçtan mahsubu ile artan ‭103,25‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu Orçun Gengüç’e 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümlerine göre davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır