Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2023/204 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/673
KARAR NO:2023/204

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/10/2021
KARAR TARİHİ:16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “…” markasını uzun süren çalışmalar ve gösterilen çabalar sonucu yurt içinde ve yurt dışında tanınır ve prestijli bir tekstil markası haline getirdiğini, tekstil alanındaki kalitesiyle en çok tercih edilen markalardan biri olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de ve Dünya çapında en prestijli lokasyonlarda onlarca mağazası bulunduğunu, müvekkili ile davalı borçlu arasında imzalanmış olan 15.07.2017 tarihli işletmeci bayilik sözleşmesine istinaden davalı tarafın bayi olarak bir katım yükümlülükleri bulunmadığını, müvekkilinin marka hakkının korunmasının aylık satış raporlarının düzenli olarak ve gerçeğe uygun şekilde bildirilmesi, işin niteliğine uygun işçilerin çalıştırılması, kalite ve hizmet standartlarına uygunluk gibi müvekkilinin hem ticari itibarını hem de mali haklarını korumanın bizzat davalının sorumluluğunda olduğunu, müvekkili şirketin davalı borçludan alacaklı olup iş bu alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme ile de sabit olduğu üzere borçlu yanın yetki itirazının da mesnetsiz olduğunu, davalı borçlunun sözleşmeden doğan edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, Franchıse (marka kullanım) bedeli ve bilgi sistemleri bedelinin taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden bağımsız olduğunu, sözleşmenin 4.26.maddesinde kararlaştırılan teminat bedelinin de davalı tarafça ödenmediğini, davalı borçlu tarafından yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan itirazın iptalini ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptalini ve takibin devamını, kötü niyetli itirazda bulunan davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkili ile davacı şirket arasındaki bayilik ilişkisi yazılı sözleşmeden 2 yıl önce 2015 yılında başladığını, dolayısıyla yazılı sözleşme öncesinde de, hukuken var olan bir “yazılı olmayan sözleşme” mevcut olduğunu, ticari kayıtlar incelendiğinde söz konusu durumun görüleceğini, aynı zamanda 06.06.2015 tarihinde davacı şirketin, mağazanın açılışını tebrik eden maili eklice mahkemeye sunduğunu, bu, yazılı olmayan sözleşme dönemi boyunca müvekkilinden hiç bir marka kullanım bedeli istenmediğini ve istenmeyeceğinin de belirtildiğini, dava konusu sözleşmenin, 15.07.2017 tarihinde imzalandığını, diğer taraftan, davada talep edilen bedellerin ise, davacının sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini, 07.10.2020 tarihli ihtarında ilk kez talep konusu edildiği uyuşmazlıkta, davacının haksız ve kötü niyetli olarak sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin ticari olarak zarara uğrattığının sabit olduğunu, müvekkilinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun fesihle birlikte ticari olarak zarara uğratıldığını, yapılacak yargılama neticesinde sübut bulacağı üzere, müvekkilinin, davacıya borçlu olması, davacıdan alacaklı olduğunun tartışmadan ari bir şekilde görüleceğini, bu anlamda kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, huzurdaki davada müvekkili aleyhine hüküm kurulması ihtimalinde dahi, mahkemece hükmedilecek meblağın, müvekkilinin davacıdan olan alacakları ile takas ve mahsubunu talep ettiklerini, bu bağlamda, Türk Borçlar Kanunu’nun 139. ve 143. maddeleri uyarınca takas ve mahsup def’inde bulunduklarını, müvekkilinin sözleşmesinin haksız ve geçerli bir gerekçe olmaksızın feshedildiğini, davacının kötüniyetli olarak, büyük emek ve çaba ile karlı hale getirilmiş mağazanın büyüyen karlılığını tek başına elde etmek istediğini, karşı davanın konusu uğradıkları zararların zararların öncelikle tazmin konusu edileceğini ve davacının taleplerinin çelişkili davranış yasağına rağmen temelsiz ve kötüniyetli olduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin uzatılması önünde de hiç bir engel olmadığından uzun yıllar işi sürdüreceği inancı ile gerek mağazaya gerekse işin ölçeklenmesini sağlayacak ticari değişkenlere ciddi tutarlarda yatırım yaptığını ve yapılan yatırımın elde edilmesinin haksız fesih ile imkansız hale geldiğini, ilk yıllarında ticari kayıtlarında görüleceği üzere, zarar eden mağazanın uzun emeklerin ve sabrın sonucunda çok ciddi kar elde etmeye başladığını ve bu karlılığın artarak devam edeceğinin ticari olarak aleni bir öngörülebilirlikte olduğunu, gerek yapılan yatırım ile uğranan zarar, gerek mahrum kalınan kar nedeniyle uğranılan zararın tartışmadan ari olarak davacının davalıya ödemekle yükümlü olacağı, tazmin yükümlülüğündeki tutarlar olduğunu, izah olunan nedenlerle, dava konusu iddiaları kabul etmemekle birlikte ödemezlik def’inde bulunduklarını, fesih işleminin haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, sözkonusu sözleşme imzalanırken, davacı davalıya bunun tipik bir sözleşme olduğunu, ve bu bedellerin tabii ki ondan istenmeyeceğini taahhüt ettiğini, diğer yandan bu hususun, senede karşı senetle ispat zorunluluğu kapsamında taraflarıca kesin olarak ispatlanmasının doğal olarak mümkün olmadığını, davacının talep ettiği tutarların çelişkili davranış yasağı nedeniyle talep edilemeyeceğini, davalıyla davacı arasındaki bayilik ilişkisinin yazılı sözleşmeden 2 yıl önce 2015 yılında başladığını, dolayısıyla yazılı sözleşme öncesinde de, hukuken var olan bir yazılı olmayan sözleşme mevcut olduğunu, ticari kayıtlar incelendiğinde söz konusu durumun görülebileceğini, bu, yazılı olmayan sözleşme dönemi boyunca da bu bedellerin davacıdan istenmediğini ve istenmeyeceğinin de belirtildiğini, dava konusu taleplerini, 3 yıl 3 ay boyunca hiç yapmayan, davalının tüm kazancı ve ödeleri uhtesindeyken bile bu bedeli tahsil etmeyen davacının, aniden ve sözleşme feshi olarak gösterdiği huşuslar hakkında önceden hiç bir ihtarda bulunmadan yaptığı haksız fesihle birlikte talep etmesinin, davacının kötüniyetle davrandığının da ayrı bir göstergesi olduğunu, talep edilen tutarı kabul etmemekle birlikte, haksız fesih ile sonlandırılan sözleşme bedelinin 5 yıl için belirlendiğini ve tamamının talep konusu edilemeyeceği hususunun hukuken sabit olduğunu, davalı ile davacı arasında yapılan sözleşme 5 yıl olduğu halde, 3. yılında, tek taraflı olarak ve haksız yere fesih edildiğini, fesihin haklı olsaydı dahi, ve bölünebilir bir edim olsaydı dahi, ancak sözkonusu bedellerin teorik olarak bile sadece belli bir kısmının talep edilebileceğini, diğer tüm fesih gerekçeleri bakımından da, çelişkili davranış yasağının ihlal edildiğinin görüldüğünü, zira, sözleşmede, haklı fesih hallerini yazıp ve fesih gerekçelerini ihbarsız ve süre vermeden kullanmayacağı konusunda korunmaya değer bir güven yaratan davalının, önceki tutumuna ve dolayısıyla sözleşme taahhüdüyle çelişkili davranarak, bu gerekçeleri (hemde asılsız olarak) ihbar ve süresiz aniden fesih nedeni saydığını, davalının, feshin akabinde, mağazanın hak sahibi olan …A.Ş. ile irtibata geçerek, mağazayı kendi şirketleri adına kiralamak istediklerini belirttiklerini, söz konusu talep …A.Ş. yetkilileri tarafından doğrulayacağını, tüm bu süreçlerin , bayilik sonlandırırken bile kötü niyetli olan davacının dava konusu bedelleri de, 3 yıl 3 ay boyunca bir kez bile sormadığını, talep etmemişken, fesih anında istemesinin arkasındaki kötü niyeti açıkça kanıtlayan bir başka gösterge olduğunu, bu haksız fesih sebebiyle, maddi tazminat talebi hakkının doğduğunu, söz konusu haksız fesihin, kira kontrat dönemimin bitmesine çok yakın bir zamanda, diğer yandan Covid 19 pandemi dönemi ve yılsonu olması nedeniyle markaların, hem ulaşılması zor oldukları, hemde yılsonu kapanış hesaplamaları ve Covid 19 tedirginliği nedeniyle, yeni yatırım planlarını değerlendiremedikleri bir dönemde gerçekleştiğini, çok az bir süre ile başbaşa kalan davacının, bu çok kısa sürede yeni bir marka ile anlaşma yapma şansı olamayacağı için, elindeki tek ve en önemli değer olan kiracılık hakkını da kaybetmek zorunda kaldığını, boş mağazanın olmadığını ve kiracı olmanın çok yüksek bir değeri olduğu bir yer olan …’nın da, hemde en güzel lokasyonlardan birinde olan kiracılık hakkı, aslında davacının ekmek kapısının kaynağı olduğunu, davacının … markası da olmasa, bu mağaza sayesinde başka markalarla yıllarca gelir sağlama şansı varken, bu ani ve haksız fesih nedeniyle zamansız da yakalanarak bu hakkını ve şansını yitirdiğini, bu yitirme ile mağaza sayesinde ileride oluşacak tüm potansiyel gelirlerinden olduğunu, bu potansiyel gelirlerin, tahmini olarak hesaplansa, karşılaması güç olabilecek rakamlara ulaşabileceğini, potansiyel gelir kaybının hesaplanmasını, gelecek yıllar için potansiyel gelir kaybının tazmin edilmesini talep ettiklerini, arz ve izah edilen nedenler ve mahkemece resen dikkate alınacak, diğer tüm hukuki sebepler ve olgular çerçevesine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kayıt ve şartı ile; TMK 2. Ve 3. Maddelere aykırılık ve çelişkili davranış yasağı ihlali nedeniyle davacının talep hakkının iptalini, ayrıca davacının, sözleşmede kendi ifasını yerine getirmeyip, haksız fesihle sözleşmeyi sonlandırma yoluyla sözleşmeden dönmesi nedeniyle, TBK 97. Ve 98. Maddeler uyarınca ve ödemezlik defimizin kabulü ve dolayısıyla da davacının haksız icra takibinin iptalini, takibin, haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle, %20’den az olmamak kayıt ve şartı ile, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, karşı davanın kabulünü ve davacının İşletme Bayilikik Sözleşmesini haksız feshetmesi nediyle, sözleşmenin erken bitirilmesinden dolayı sözleşmenin geri kalan yılları için doğan net kar kaybı, olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000 TL maddi, davalının, bayilik elinden alındığı için boşalttığı ve kullanmadığı mağaza için yıllık kira süresinin geri kalan 4 ayı için ödemek zorunda kaldığı kira bedeli telafisi için 30.581 TL (yıllık bedel 77.750+KDV) maddi, davacının en önemli varlığı olan, …’daki kiracılık hakkının, haksız fesih nedeniyle yitirmesi ve bu mağaza sayesinde başka markalarla yıllarca gelir sağlama şansı varken, bu hakkını yitirmesi nedeniyle, ileride oluşacak tüm potansiyel gelirlerinden mahrum olmasının telafisi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL maddi zararlarının tespitini, sözkonusu tazminat tutarları için, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik asgari 140.581 TL’lik tahsil talebinin kabulünü; tahkikat bitinceye kadar tahsil talep tutarını ıslah etmeleri durumunda, ıslah talebinin kabulünü ve ıslah ettikleri yeni tutarlar üzerinden eda hükmü kurulmasını; yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de, davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil … Tekstil ve Konfeksiyon Ürün. San. ve Tic. A.Ş. ile davalı/borçlu … arasında yürürlük tarihi 15.07.2017 olmak üzere İşletmeci Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen işbu sözleşme uyarınca davalı yana müvekkilinin marka hakkının korunması, aylık satış raporlarının düzenli olarak ve gerçeğe uygun şekilde bildirilmesi, işin niteliğine uygun işçilerin çalıştırılması, kalite ve hizmet standartlarına uygunluk vb. müvekkilinin hem ticari itibarını hem de mali haklarını korumak gibi yükümlülükler yüklenmişse de davalı yanın üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa etmediğini ve bu suretle de müvekkili şirketi manevi zarara uğrattığını, dava dilekçesinin eki olarak sunulan 07.10.2020 tarih ve 09369 yevmiye numaralı fesih ihbarı içeren ihtarnamede muhatap tarafa; taraflar arasında imzalanan 15.07.2017 tarihli İşletmeci Bayilik Sözleşmesinin haklı nedenle feshettiklerini bildirdiklerini, feshin sonucu olarak sözleşmede belirtildiği gibi fazlaya dair tüm dava, talep ve cezai şartların tazmini hakları saklı kalmak kaydıyla mağazadaki tüm faaliyetlerin derhal durdurulmasını ve davalı yanın başka bir isim altında kısmen de olsa faaliyetlerine devam etmemesi, mağazayı tüm demirbaş ve ürünlerle birlikte müvekkili şirkete devretmesi ve sözleşme sebebiyle doğmuş/doğacak tüm borçların muaccel hale gelmiş olduğunu, fesih ihbarından itibaren 10 gün içerisinde bu borçların ödenmesi, makine/donanım/techizat/stok/envanter/tefrişat ve sair aksesuar ile kira kontratı ve varsa devir ücretini, gizlilik gereği müvekkiline ve müşterilerine ait tüm bilgi ve belgeleri, nihayetinde tüm işletme haklarının müvekkiline derhal iade edilmesi aksi halde tüm zarar ve ziyan için davalı yan nezdinde hukuki ve cezai yollara başvurulacağı ihbar ve ihtar edildiğini, görülmekte olan davanın itirazın iptali davası olup icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bu nedenle karşı dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı-karşı davacının müvekkili şirket aleyhine başlatmış olduğu ve itiraz edilen herhangi bir icra takibi bulunmadığından, alacak taleplerini işbu davaya karşı dava niteliğinde ileri süremeyeceğini, bu nedenle sayın mahkemece karşı davanın reddine karar verilmesini, davalı yan sözleşme ilişkisini kabul ettiği gibi imzasını da inkar etmediğini , ticari işletmeyi ilgilendiren bu sözleşmenin her iki taraf için de bağlayıcı olduğunu ve sözleşme hükümlerinin esas alınmasını, bu nedenle davalı yanca takas, mahsup ve ödemezlik def’i yönünde yapılan itirazların yerinde olmayıp taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, karşı davacı/davalının tamamen varsayımsal olarak davacı/karşı davalı müvekkilinin sözleşmeyi bilerek ve isteyerek kira kontratının bitimine az kala, mağazayı kendi şirketleri lehine kiralamak amacıyla feshedildiğini savunmuşsa da işbu iddiaların tamamen asılsız ve temelsiz olduğunu, karşı davalı/davacı müvekkilin işbu sözleşmeyi feshetmesi sebebi olarak asılsız ve iftiraya varan iddialarda bulunulmuşsa da taraflarca mutabık kalınan sözleşme incelendiğinde, sözleşme gereği müvekkilinin zaten kira haklarına halef olacağını, bu nedenle, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı müvekkilinin bu saikle hareket ettiği düşünülse dahi hayatın olağan akışına aykırı olup ortalama bir vatandaştan dahi beklenmeyecek bir hareket olduğunu, karşı tarafın, karşı davasında kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte hem uğranılan zararın hem de mahrum kalınan karın tazminin talep etmişse de hukuken bu talebi karşılığı yerleşik yüksek mahkeme kararlarıyla da mümkün olmayıp ilgili taleplerin reddinin gerektiğini, davalı yanca takas, mahsup ve ödemezlik def’i yönünde yapılan itirazların yerinde olmayıp taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, arz ve izah olunan nedenler ile mahkemece re’sen gözetilecek sair hususlar uyarınca; asıl davanın kabulü ile davalının…. İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline ve takibin devamını, davacı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen karşı davanın öncelikle usulden; aksi halde esastan reddini, kötü niyetli itirazda bulunan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasında 15/07/2014 tarihinde işletmeci bayilik sözleşmesi imzalanmış olup tarafların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, franchise bedeli, bilgi sistemleri bedellerinin ödenip ödenmediği, akdin haklı olarak feshedilip edilmediği, cezai şart bedelinin ödenip ödenmediği, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı ve ayrıca takas mahsup def’i ile ödemezlik def’i hususlarının geçerli olup olmadıklarından ibaret olduğu görülmüştür.
Karşı dava yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; sözleşmenin haksız feshedilip edilmediği, eğer haksız feshedildiyse sözleşmenin erken bitirilmesi nedeniyle geriye kalan yılları için oluşan kar kaybı, 4 aylık peşinen ödenen kira bedelinin kiracılık hakkına ilişkin potansiyel gelir kaybının istenip istenemeyeceği, ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dava konusu bayilik sözleşmesi ve ihtarnamalerin fotokopileri mahkeme dosyasına sunulmuştur.
İstanbul 4. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2021/… Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 19/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamında çözülmesi gereken temel sorunun, taraflar arasında imzalanan 15.07.2017tarihli İşletmeci Bayilik Sözleşmesi’nin davacı tarafından haklı nedenle feshedilmiş olup olmadığı hususu olduğu, bu kapsamda öncelikle davacı tarafından çekilen fesih ihtarnamelerinin incelendiği, ilgili fesih nedenlerinden yalnızca 50.000 USD franchaise bedeli ve 10.000 USD bilgi sistemleri bedelinin ödenmediği hususunun ispatlanabildi; ileri sürülen nedenler bakımından dosyaya somut bir delil sunulmadığının görüldüğü, fesih öncesi mail yoluyla davalı taraftan düzeltilmesi istenen faturaların gereği gibi düzenlenmediği hususunun ise fesih ihtarında yer almadığı, 50.000 USD franchaise bedeli ve 10.000 USD bilgi sistemleri bedelinin ödenmemesinin haklı neden olarak değerlendirilebileceği ancak 3 yıl süreyle sözleşmeyi feshe kadar bu bedelin talep edilmediği dikkate alındığında işletmeci bayilik verenin sözleşmeyi feshedebilmesi için sözleşmede öngörülmüş bulunan İşletmeci Bayilik Veren’den ihtar bildirimi aldıktan sonra 15 (onbeş) gün içerisinde ihtara konu hususun düzeltilmemiş olması” şartının gerçekleşmediği bu nedenle davacının bayilik sözleşmesini feshinin haksız olduğu, bahsi geçen bedellerin 3 yıl süre ile talep edilmemiş olmasının çelişkili davranış yasağı ve güven sorumluluğuna aykırılık oluşturup oluşturmayacağının mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemenin feshin haksız olduğu kanaatine varacak olması halinde dahi 50.000 USD marka kullanım bedeli, 10.000 USD bilgi teknolojileri sistem kurulum bedelinin sözleşmenin sürmüş olduğu 3 yıla oranlanarak davacı tarafından istenebileceği, sözleşmenin haksız olarak süresinden önce feshedilmesi nedeniyle davalının karşı davada talep ettiği sözleşmenin geri kalan 2 yılı için yoksun kaldığı karın istenebileceği, davalının geri kalan kira süresine ilişkin 4 aylık kira bedelini, kiracılık hakkını ve başka markalarla çalışarak potansiyel gelir sağlama imkanını kaybetmesi nedeniyle uğradığı zararın ise davacının feshi sonucu zararların gerçekleştiği ispat edilemediğinden istenemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, taraflar arasında düzenlenen 15/07/2017 tarihli sözleşmeye istinaden 50.000,00 USD Franchise bedeli, 10.000,00 USD bilgi sistemleri bedeli, 15.000,00 USD cezai şart bedeli olmak üzere toplam 75.000,00 USD alacağın tahsili talebi ile başlatılan…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2018/7513 Esas, 2019/8854 Karar sayı ve 22/05/2019 tarih, 2015/31737 Esas, 2016/8647 Karar sayı ve 23/03/2016 tarih, 2009/28325 Esas, 2010/9918 Karar sayı, 21/04/2010 tarih, Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 2007/2184 Esas, 2008/1200 Karar sayı ve 25/06/2008 tarih, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.05.1999 tarih, 99/12-271 Esas, 99/301 Karar sayılı,Y.19.HD.nin 2013/7875 E.,2013/11547 K.sayı ve 20/6/2013 tarih,Y.19.HD.nin 2014/12593 E.,2015/9366 K.sayı ve 24/06/2015 tarihli kararı v.b içtihatları gibi Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması uyarınca; İİK’nun 58/3. maddesine göre alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesi zorunludur. Aynı zorunluluk, İİK’nun 60/1. maddesi gereğince ödeme emri için de geçerlidir. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesi kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır. Takip talepnamesinde veya ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmemiş olması halinde icra takibine yönelik itiraza müteakip açılacak itirazın iptali veya kaldırılması davasının,yasaya uygun takip yapılmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir
Somut olayda dava konusu yapılan…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde davacı vekili tarafından başlatılan icra takibi sebebiyle düzenlenen ödeme emrinde yabancı para ile talep edilen alacakların Türk Parası karşılığının gösterilmediği ve bu suretle yasaya uygun bir takip yapılmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden ise karşı davada davacının işletme bayilik sözleşmesini haksız feshettiği iddiasıyla sözleşmenin geri kalan yılları için doğan net kar kaybı olarak 100.000,00 TL maddi, 4 ay için ödenmek zorunda kalınan kira bedeli için 30.581,00 TL maddi, kiracılık hakkının haksız feshi nedeniyle yitirilen potansiyel gelir mahrumiyeti nedeniyle 10.000,00 TL maddi zararlarının tahsili istemi ile açılan davada doğrudan bir miktar paranın tazminata dair hüküm kurulması istenildiğinden karşı dava arabuluculuk dava şartına tabidir. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Karşı davacının alacak talebine konu karşı davası yönünden arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşıldığından karşı davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın dava şartı yokluğu sebebi ile USULDEN REDDİNE;
2-Karşı davanın dava şartı yokluğu sebebi ile USULDEN REDDİNE;
3-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red karar harcının peşin alınan 8.884,61 TL harçtan mahsubu ile artan 8.704,71 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …’ne iadesine,
4-Karşı dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu red karar harcının peşin alınan 1.500,00 TL harçtan mahsubu ile artan 1.320,10 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …’na iadesine,
5-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’na verilmesine,
6-Karşı dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’ye verilmesine,
7-Asıl davada arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucuya 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacı … tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Asıl ve karşı dava yönünden yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı karşı davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı karşı davacı vekilinin e duruşma ile yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır