Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/661 E. 2023/439 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/661
KARAR NO : 2023/439
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkili …’in dünya enerji ve petrol piyasasının en önemli oyuncalarından biri olan … grubunun LPG dağıtım markası altında ülkemizde faaliyet gösterdiğini, müvekkili …’in faaliyetlerini ayni ve nakdi destek sunarak yönlendirdiği bayileri aracılığıyla sürdürdüğünü, 24.06.2016 tarihinde müvekkili … ile … arasında … Mah. … N: /Tekirdağ adresinde bulunan gayrimenkul üzerindeki akaryakıt ve LPG satış ve servis istasyonunda münhasıran müvekkilinden satın alınacağını, LPG ürünlerinin satışı amacıyla 5 yıl süreli Otogaz Bayilik Sözleşmesi, Ürün Alım Taahhütnamesi ve Ticari Koşullar ve ekleri akdedildiğini, 24.06.20169 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesi ile … Petrolün yıllık asgari 345 ton anlaşma süresi boyunca toplam 1.725 ton otogaz ürünü almayı, anlaşmanın süresinin hitamında hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 $ cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, müvekkili …in … Noterliğinin … yevmiye numaralı 29.05.2018 tarihli ihtarnamesi ile … Turizm’e 12.06.2017-11.06.2018 sözleşme döneminde 275,859 ton eksik ürün alımında bulunduğunu bildirdiğini, 25.06.2021 tarihinde taraflar arasında 5 yıl süre ile akdedilen sözleşme süresi sonunda sona erdiğini ve yenilenmediğini, 24.06.2016 tarihli Ürün Alım Taahhütnamesinin g-bendi uyarınca … … A.Ş’nin anılan kar mahrumiyeti tutarının mutabakat dahilinde anlaşma süresi sonunda toplam olarak talep etmesine muvafakat ettiğini, müvekkilinin davalı … Turizm’den alacaklı olduğunu, … sözleşme süresinin sona ermesine rağmen bu süre boyunca almayı taahhüt ettiği ürünleri almadığını, hataya ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 24.06.2016-24.06.2021 tarihleri arasındaki sözleşme döneminde … Turizm’in toplam 1.158,426 ton eksik ürün alımı gerçekleştirdiğini, taraflar arasındaki akdedilen sözleşmeler ve ticari ilişki doğrultusunda müvekkili …’in bakiye 104.445,46 $ eksik ürün alımından kaynaklı cezai şart alacağı bulunduğunu, davanın kabulünü, yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında dava değerlerini arttırmak üzere şimdilik 2000 $ cezai şart alacağının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek bankaların döviz mevduatına uyguladıkları en yüksek ticari avans faizi esas alınarak fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz kuru karşılığı hesap edilecek Türk Lirası Karşılığının davalı borçlu tarafından müvekkiline ödenmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı ile müvekkili şirket arasında 2016 yılında bayilik sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme imzalanmadan önce davacı tarafın bölge ve saha yetkililerinin müvekkili şirkete gelip bayilik vermek istediklerini beyan ettiklerini, müvekkilini ikna etmek için Türkiye pazarında yeni bir şirket olduklarını akaryakıt ve otogaz alanında çok büyük yatırımlar yapmak niyetinde olduklarını müvekkili şirketin bayilik vereceği bölgenin çok büyük yatırımlar yapmak niyetinde olduklarını, müvekkili şirketin bayilik vereceği bölgenin yatırım yapmak istedikleri bölge olduğunun aylardır bu bölgede saha çalışmaları yaptıklarını, bayilik verecekleri bölgede müvekkili şirkete ait bayinin yıllık 600-700 ton arası minimum satış öngördüklerini kendilerinin Türkiye pazarında yeni olmaları hesabıyla ve şirketlerinin bir Rus kuruluşu olduğunu Rusya’daki merkezin öngördükleri satış rakamlarına dayanarak ülkemizde ve bölgede yatırım desteği sağlamaları konusunda ikna edilebilmesi için bayilerden öngörülen yıllık satış tonajına yakın bir asgari alım taahhüdü almaları gerektiğini ifade ettiklerini, müvekkili şirketin davacı tarafın öngörülerine aldanarak ciddi anlamda gerek tadilat gerekse bayinin bulunduğu taşınmaza ilişkin büyük masraflar ve yatırımlar yapmış olduğunu, sözleşme süresi sonunda büyük bir kazanç kaybına uğradığını, zira gerek bayilik sözleşmesi, gerekse davacı ile imzalanan çerçeve protokol gereği davacı tarafın satışın arttırılması taahhüt edilen asgari tutarın arzı konusunda üzerine düşen hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, gerek ülke genelinde gerek bayinin bulunduğu bölgede sağlayıcı firmaya ilişkin reklam vermediğini, çalışan personele ilişkin eğitim verme yükümlülüğü yerine getirmemiş olduğunu ayrıca misal nitelikteki diğer akaryakıt firmalarının işin geliştirilmesi ve kar marjının arttırılmasına yönelik hiçbir hamlede bulunulmadığını, yıllarca istasyonlarda davacıların denetmenleri tarafından işin denetiminin dahi yapılmadığını, davacının dava etiği miktarın belirli olması ve hesabı net olması sebebi ile dava miktarını netleştirerek harç ikmali için ihtarat yapılarak haksız olan bu davanın ileri sürdükleri sebepler ve mahkemenin vicdani kanaatine göre oluşacak sebeplerden dolayı reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 08/02/2022 tarihli ara karar ile dosyanın tarafların ticari defterlerinin SMM aracılığı ile incelenerek dosyanın bir SMM ve bir akaryakıt uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile alacak ve dosya kapsamında rapor düzenlenmesinin istenilmesine,
Mahkememizce 13/09/2022 tarihli ara karar ile dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii ile davacı yanın eksik ton alımına ilişkin itirazları ile davalı yanın mücbir sebebe ilişkin itirazları dikkate alınmak sureti ile pandemi sürecine denk gelen dönem ile önceki dönemlere ilişkin ürün alımının oranlanması sureti ile ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiştir.
08/11/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; dava dosyasında mevcut bilgi, belgelerden yapılan araştırma ve incelemeler sonucu; Satış Taahhüdünden kaynaklanan cezai şartın 115.842,60 USD olduğu, 15 aylık Pandemi döneminde 123,146 Ton satış kaybı ve ceza karşılığı tutarının 12.314,60 USD olduğu, Sayın Mahkemece Pandemi kısıtlamalarının mücbir sebep olarak kabul edilmesi durumunda 115.842,60 USD’lik ceza tutarından 12.314,60 USD’lik tutarın düşülebileceği görüş ve kanaatine varılmıştşır.
17/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dosyasında mevcut bilgi, belgelerden yapılan araştırma ve incelemeler sonucu; Davacı … A.Ş.’nin 2016-2017-2018-2019-2020-2021 Yılları E-defter sistemine tabi olduğu ve 01.01.2016-19.01.2021 dönemlerine ilişkin olarak her ay yasal süresi içerisinde yasal defterlerin GİB’e gönderildiği ve onaylarının alındığı, dolayısıyla yasal defterlerin davacının lehine delil olarak kullanılabileceği Satış Taahhüdünden kaynaklanan cezai şartın 113.186,00 USD olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklı eksik ürün alımı iddiası ile ceza-i şart alacağına ilişkindir.
Ceza koşulu borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edimdir.
Taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmede asgari alım taahhüdü düzenlenmiş olup buna aykırı davranılması halinde ceza koşulu ödeneceği kararlaştırılmıştır Buna göre sözleşmede öngörülen ceza koşulu TBK 179/II maddesinde düzenlenen ifaya bağlı ceza koşuludur. TBK’nın 179/II maddesinde düzenlenen ceza koşulunun esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden tespit etmektir. TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir. ( Yargıtay 19.HD, T: 24.05.2016,2015/17632 E,2016/9261 K sayılı ilamı, Yargıtay 19.HD, T: 17.09.2014,2014/1853 E,2014/13693 K sayılı ilamı)
Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Yine mücbir sebep, sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlâline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 582). Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır.
COVID- 19, ilk olarak 2019 yılının Aralık ayında Çin’de görülmeye başlamış, 11 Mart 2020′ de Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilmiş, Ülkemizde de ilk vaka 01/03/2020 tarihinde ortaya çıkmış ve giderek yayılmıştır. Olayın ifaya engel olan sonuçları ise daha sonraki tarihlerde ortaya çıkmaya başlamıştır. Mesela uzun süre sokağa çıkma yasağı kararı verilmiştir. Ulaşıma kısıtlamalar getirilmiştir. Dolayısı ile COVID- 19 salgının mücbir sebep teşkil ettiğinin kabulü gerekmekte olup bilirkişi incelenmesinde covid- 19 dönemindeki eksik ürün alımı önceki yıllara oranlamak suretiyle hesaplanmıştır.
Somut olayda; Taraflar arasında 24/06/2016 tarihli 5 (beş) yıl süreyle geçerli olmak üzere Otogaz Bayilik Sözleşmesi, Ürün Alım Taahhütnamesi ve Ticari Koşullar ve ekleri sözleşmesi akdedildiği, ürün alım taahhütnamesi kapsamında davalı yanın yıllık asgari 345 ton anlaşma süresi boyunca toplam 1.725 ton otogaz ürünü almayı, anlaşmanın süresinin hitamında hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100 $ cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini hususu düzenlenmiştir. Sözleşme kapsamında eksik ürün alımları bayilik sözleşmesinin 5 yıllık zaman dilimim içerisinde her yıl söz konusu olmuştur ve bu husus mahkememizce aşamalarda aldırılan bilirkişi raporlarıyla da sabittir. Davacı tarafça eksik ürün alımına ilişkin sözleşmenin 2. Yılında eksik ürün alımına ilişkin ihtarnamenin keşide edildiği, önceki yıla ilişkin herhangi çekince belirtmeksizin ve ihtirazi kayıt koymaksızın ürün vermeye devam eden davacı yanın önceki yıla ilişkin eksik ürün alımından kaynaklı cezai şartı talep edemeyeceği, mahkememizin 01/11/2022 tarihli ek bilirkişi raporuyla pandemi nedeniyle mücbir sebebe denk gelen dönem uyarlanmak suretiyle cezai şart miktarı tespit edilmiş olup cezai şart miktarı kısmi talep edilmekle ve paranın alım gücü dikkate alınmak suretiyle ayrıca cezai şart bedelinin davacı yanın mahvına sebep olup olmadığı hususunda araştırma yapılmaksızın davanın kabulü ile, 2.000,00 USD cezai şartın dava tarihi olan 08/10/2021 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden fiili ödeme günü TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2.000,00 USD cezai şartın dava tarihi olan 08/10/2021 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden fiili ödeme günü TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.217,29-TL nispi karar harcının, peşin alınan 304,33-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 912,96-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam 372,13‬-TL (59,30-TL BVH , 8,50-TL VSH 304,33-TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.917,00-TL (117,00-TL tebliğler ve posta, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023

Katip …

Hakim …
¸