Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/659 E. 2021/826 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/659
KARAR NO:2021/826

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:08/10/2021
KARAR TARİHİ:15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit, İstirdat davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kiracı olduğu adresine konu taşınmaz üzerinde müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2019 yılından bu yana devam eden kira ilişkisi bulunduğunu, en son 21.08.2021 tarihinde davalı şirket yetkilisi müvekkiline kira akdinin yenilenmesi gerektiğini söyleyip, yeni kira akdi için ise 1 yıllık kira ücretini peşin istediğini, bunun üzerine davalı şirket yetkilisi ile müvekkili arasında 21.08.2021 tarihinde düzenleme tarihli (… Bankası 10.11.2021 tarih … çek no 35.000,00TL, 10.01.2021 tarih …. çek no 35.000,00TL ve son olarak ise 10.02.2022 tarih … tarih çek no 40.160,00TL tutarında) çekler verildiğini, kira kontratının hususi şartlar bölümünün 13 numaralı bendinde bahse konu çeklerin numarası ve 1 yıllık peşin kira ücreti karşılığına verildiğinin yazdığını, müvekkilinin bahse konu çekleri verdikten sonra; 15.09.2021 tarihinde binaya gelen icra memurlarının söylemi üzerine ilgili taşınmazın satıldığını öğrendiğini, ardından yapılan araştırmalarında gerçekten 04.05.2021 tarihinde, … 10. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile alacaklı … … … Bankasına taşınmazın satıldığını öğrendiklerini, yani 04.05.2021 tarihinde icra kanalıyla taşınmazın satılmış olmasına rağmen bu durumun müvekkili şirket yetkililerinden gizlendiğini ve 21.08.2021 tarihine yeni kira kontratı yapılmak suretiyle davaya konu çeklerin alındığını, davalı şirket yetkilisinin müvekkili şirket yetkililerinin daha önceki kira akdine olan güvenine tacir sıfatına ve daha önceki kira akdinde sunduğu tapu kaydına da dayanarak müvekkiline halen ilgili taşınmazın malikiymiş gibi gösterdiğini ve bu durumdan da faydalanarak müvekkili şirket yetkilisini hile ile kandırarak sanki taşınmazın halen kendi üzerindeymiş gibi taşınmazın satıldığını gizlemek suretiyle yeni kira akdi yaptığını ve müvekkilinden 1 yıllık kira bedeline tekabül eden toplam değerinin 110.160,00TL olan 3 adet çek alarak haksız menfaat temin ettiğini ve sebepsiz yere zenginleştiğini, davalı şirketin bahse konu eylemi ile birlikte çekin bedelsiz kaldığını ve temelde oluşturulan borç ilişkisinin geçersiz olması ile birlikte müvekkili şirketin aldatıldığının açıkça ortada olduğunu, Sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere temel alacağın doğmamış olması veya geçersiz olması, yahut da aldatılmasının kambiyo senedini de baştan itibaren bedelsiz kılacağını, mevcut olayda hem müvekkili şirketin aldatıldığını, hem de temel borç ilişkisinin kiraya vermenin gerçek malik olmadığının açıkça ortada olup bu bağlamda çekin bedelsiz kaldığını, bu hususta taraflarınca … Başsavcılığına …/… soruşturma dosyası ile ivedilikle suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin maliki olmadığı halde icra kanalıyla elinden çıkan taşınmazı elinden çıktığı tarihten sonra müvekkiline yeniden kiralama işlemi yaparak aslında geçersiz bir sözleşme akdettiğini ve hile ile davaya konu çekleri teslim aldığını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından davalı şirket yetkilisinin hilesi kendilerine beyan edildiğinde davalı şirket yetkilisi tarafından çeklerin bankaya ibraz edildiğinin beyan edildiğini, bu bağlamda çeklerin davalı şirketin batık hale getirilmesinden sonra malvarlığını kaçırma amacıyla bir başkası üzerinden verildiğini düşündüklerini, bu bağlamda gerekirse tüm bankalara müzekkere yazılarak çeklerin ibraz edildiği bankanın tespitini talep ettiklerini, ayrıca mal kaçırma eylemi nedeniyle bir başkası üzerinden menfaat temin etme eyleminden kaynaklı çek koçanlarına elkonulmasını ve çeklere ödeme yasağı getirilmesini, müvekkilinin açık bir şekilde tacir sıfatı bulunan kiraya veren şirketin yetkilisinin hileli davranışlarıyla aldatılarak büyük bir zarar mağduriyet yaşadığını, bir taraftan 1 yıllık peşin kira bedeline karşılık ödediği 3 adet çekin vadesinin yaklaşmasına bağlı olarak haksız yere zarara uğratılma, diğer taraftan ise icra kanalıyla tahliye edilme riski ile karşı karşıya kaldığını, müvekkili şirketin bünyesinde çalışmak zorunda olan işçilerin yanı sıra müvekkili şirketin yaşanan bu durum karşısında çok zor bir süreç ile karşı karşıya kaldığını, tüm bu kapsamda hakkı olmadığı halde kendisini halen taşınmaz sahibi gibi göstererek hile ile müvekkilinden alınan çeklerden faydalanmaması için çeklerin bedelinin muhataba ödenmesinin önleme ve bu çeklere dayanılarak icra takibi yapılmaması hususuna ilgili çeklere ihtiyati tedbir konulmasını, ortada açık bir şekilde nitelikli dolandırıcılık mevcut olduğunu, bu yönde bir tedbirin alınmaması halinde hem müvekkili şirketin ve bünyesindeki işçiler açısından hem de davalı şirketin tacir sıfatına güvenerek bir üçüncü kişilerin de bahse konu çek üzerinden mağdur olma durumunun söz konusu olduğunu, yapılan araştırmalarda davalı şirketin kendisini batık gösterdiğini ve arkasında kendisinden alacaklı birçok icra dosyasını bıraktığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkiline iadesini, çeklerin bedelinin muhataba ödenmesinin önleme ve bu çeklere dayanılarak icra takibi yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, müvekkilinin davalı şirket nezdinde borcunun olmadığının tespiti ile çeklerin müvekkili şirkete iadesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde, dava konusu kira sözlemesini, kira kontratını, çek suretlerini, tediye makbuzlarını, vergi ve damga makbuzlarını Mahkeme dosyasına sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda uyuşmazlık, kira sözleşmesi sebebi ile verilen çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve çekin istirdatı talebinden ibarettir. Uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığından görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair tarafların yokluğunda, tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.15/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır